Safevî-Kızılbaş Tarihi

Kısaca: Safevî-Kızılbaş tarihi; Safevîler adlarını bir Sünnî olan Sultân’ûl-Halvetî Tac’ed-Dîn İbrahim Zahid el-Geylânî’nin kızı “Bibi Fâtıma” ile evlenen ve böylece Tac’ed-Dîn’in vefâtından sonra da kendi adıyla anılan Safevî Tarikâtı kuran Safî’ûd-Dîn-i İshâk Erdebilî’den almaktadır. Şeyh Cüneyd devrinde Şiîliğin “İmamiye-i İsnâ‘aşer’îyye/Onikicilik” mezhebini resmen benimseyen Safevî’îyye Tarikâtı, Cüneyd’in torunu İsmâ‘il zamanında kurulan Safevî Devleti’nin de altyapısını oluşturdu. ...devamı ☟

Safevi-Kızılbaş tarihi; Safeviler adlarını bir Sünni olan Sultan’ul-Halveti Tac’ed-Din İbrahim Zahid el-Geylani’nin kızı “Bibi Fatıma” ile evlenen ve böylece Tac’ed-Din’in vefatından sonra da kendi adıyla anılan Safevi Tarikatı kuran Safi’ud-Din-i İshak Erdebili’den almaktadır. Şeyh Cüneyd devrinde Şiiliğin “İmamiye-i İsna‘aşer’iyye/Onikicilik” mezhebini resmen benimseyen Safevi’iyye Tarikatı, Cüneyd’in torunu İsma‘il zamanında kurulan Safevi Devleti’nin de altyapısını oluşturdu.

Kızılbaş ve Safeviler

İsma‘il Safevi’nin himaye altına almak istediği “Anadolu Alevileri” Çaldıran Savaşı esnasında aralarındaki mezhebi akrabalıktan dolayı Safeviler’e destek verdiler. Safevi ordusundaki askerler, kafalarına İsma‘il’in babası Şeyh Haydar’ın icadı olan ve On İki İmam inancını anımsatmak maksadıyla da “On İki kıvrımılı - kızıl renkli kumaş ile sargılanan mihverler” taktıklarından ötürü Kızılbaş olarak adlandırıldılar.

Kızıllar (Muhammira) Mezhebi’nin kökenleri

“Muhammira (Kızıl-Giyinenler Fırkası) Mezhebi”, El-Mukannaʿiyye, Hürremdin’iyye ve Kul’iyye gibi aslen Mazdekçi” olan fırkalar tarafından oluşturulan mezheplerin mensuplarını tanımlamada kullanılan bir ortak üst kimlik tabiriydi. Hürremdin’iyye Mezhebi ise aslen Azeri ve Türkmen boylarından oluşan “Babek’iyye” ve “Mazyar’iyye” fırkalarından müteşekkildi. Bu’ Müslim’iyye, Muhammira, ve İshak et-Türk’iyye gibi hep Türkler’den oluşan bu mezheplerin tamamı “Rizam’iyye” mezhebinin uzantıları olup “Riyah’iyye” fırkası ile birlikte Ravend’iyye’nin taraftarlarından müteşekkil olan mezheplerdi. Bu mezheplerin hepsinin ortak yanlarıysa i’tikaden Mücessime’den olmaları ve “Muhtar’iyye”, “Haşim’iyye”, “Kebr’iyye” mezhepleri gibi Ghulat-i Şiʿa’dan olan ve Hazreti Ali’nin oğullarından Muhammed bin Hanefiyye’nin uluhiyetini esas alan “Keysan’iyye” mezhebinden türeyen kollar olmalarıydı.

Karakoyunlular’ın Safev’iyye Tarikatı’nın i’tikadi eğilimleri üzerindeki tesirleri

İran’da zamanın en güçlü hanedanı olan Karakoyunlu hükumdarı Cihan Şah Şeyh Cüneyd’e Erdebil’i terk etmesini aksi takdirde şehri yakıp yıkacağını bildirmişti. Bu hadise üzerine Şeyh Cüneyd, Karakoyunlular’ın hasımları olan Akkoyunlu Uzun Hasan’dan sığınma talebinde bulunmuş ve daha sonra da Uzun Hasan’ın kızkardeşi “Hatice Begüm” ile evlenerek bu ilişkiyi bir akrabalığa dönüştürmeyi başarmıştı. Şeyh Cüneyd’in Şirvanşahlar üzerine düzenlenen bir seferde ölümü üzerine yerine geçen oğlu Şeyh Haydar da, Uzun Hasan’ın Trabzon Rum İmparatorluğu Prensesi Theodora Despina Hatun’dan olan kızı “Martha Âlemşah Begüm” ile evlendi. Bu evlilikten doğan İsma‘il ise daha sonra Safevi Devleti’ni kurdu. Uzun Hasan’ın “Pontus Rum Prensesi Theodora Despina Hatun” ile evlendirilmesinin sebebi ise Theodora Despina’nın babası Trabzonlu IV. Yuhannes Komnenos’un kendi ülke toprakları olan Trabzon Rum İmparatorluğu’nun Osmanlı istilasından korunması için Uzun Hasan’nın yardımına muhtaç olmasıydı.

Akkoyunlu Şii Hükumeti devrinde Anadolu’da Alevilik hareketleri

Sekizinci hicri asırda Anadolu hemen hemen tamamıyla Şii bir hüviyete bürünmüştü. Harezm’den geri dönen aşiretler, asırlar boyunca çeşitli mezhep mücadelelerinden bitap düşmüş bir çevrenin sahip olduğu i’tikadları da beraberlerinde getirmişlerdi. İlhanlılar’ın yıkılması ve Moğol saraylarında yaşayan Şii ulularının buralardan tardedilmelerinden sonra Diyar-ı Bekir Türkmen Beyliği’nin oluşumuna kadar geçen süre zarfında bu aşiretler bağımsız olarak yaşamlarını sürdürmüşlerdi. Diyar-ı Bekir Türkmen Beyliği’nin “Akkoyunlu Aşireti” tarafından kurulması üzerine İlhanlı ve Moğol saraylarını terk eden Şii alimleri bu topraklara sığındılar. Çünkü Akkoyunlu Hükumeti Şiiliği resmi mezhebi olarak kabuletmişti. H. 837 / M. 1434 tarihinden sonra Şiilik olanca gücüyle Anadolu’daki intişarına devam etmekteydi. H. 892 / M. 1487 yılında Karakoyunlular Akkoyunlular tarafından mağlup edilince ülkeleri ellerinden çıktı. Bilahare Akkoyunlular da H. 907 / M. 1502 tarihinde Nahçivan civarında İsma‘il Safevi Hatai ile giriştikleri meydan muharebesini kaybederek tarih sahnesinden silindiler. Şiiler’in kurduğu Safevi Hükumeti devrinde Anadolu’daki “Şiʿa-i Batın’iyye” hareketleri Akkoyunlular çökmesi üzerine İsma‘il Safevi önce Tebriz’i kendisine payitaht edindi ve sonra da buradan İran’ın tamamının fethine başladı. Dokuzuncu hicri asrın Şii’ul-Mezhep mutasavvıfları arasında seçkin bir yere sahip olan “Hoca Ahmed Hitlani” ve onun baş müridi olan “Seyyid Muhammed Nurbahş” Safeviler’in ortaya çıkmasında çok mühim gayretler sarfederek başlıca rolü üstlendiler.
Nurbahş’ın Mehdi ilan edilmesi hadisesi
Nurbahş’ın Mehdiliğini ilan ederek büyük bir ihtilalin çıkmasına sebebiyyet veren “Hoca İshak Hitlani” Timur’un oğlu “Şahruh” tarafından i’dam edilirken, o sıralarda henüz buluğ çağına ermemiş bir çocuk olan “Nurbahş” i’dam edilmemişti. Şehriyar köylerinden Sulfan’da ikamet eden, hatta H. 871 / M. 1467 yılında Hindistan’a “Mevlana İmad’ed-Din” adında bir de dai göndermiş olan “Nurbahş”, H. 889 / M. 1484 tarihine kadar hiç aralıksız Şiilik propagandalarıyla meşgul olmuştu. Nurbahş’ın vefatı üzerine bütün varını yoğunu ayni dava uğruna harcayan “Şems’ed-Din Muhammed Ceylani Lahcı” yerine geçti. Hatta İsma‘il Safevi Şiraz’ı feth ettiğinde kendisini ziyaret ederek himmet dualarını almıştı.
Nurbahş’iyye Tarikatı devrinde “Şiʿa-i Batın’iyye” hareketleri
Şiiliği tamim etmekle ünlü “Nurbahş’iyye Tarikatı”, “Seyyid Kasım Feyiz Bahş” tarafından İran’da kuruldu. Dokuzuncu hicri asırda Hindistan’a kadar yayılan bu tarikat tamamıyla Batıni bir sima arzetmekteydi. Bunun müridlerinden Keşmir taraflarına dai olarak atanan “Mir Şems’ed-Din Iraki” de tam bir “Şiʿa-i Batın’iyye” mensubuydu. Horasan, Azerbeycan, İran, Irak hudutlarından Anadolu’ya giren “Nurbahş’iyye Tarikatı” dervişlerinin gayretleriyle Safeviler, hükumetlerinin temeltaşlarını atmağa muvaffak oldular.
Devrin meşhur “Şiʿa-i Batın’iyye” mübeşşirleri
Bu devrin Batın’ul-Mezhep şairlerinden Emir Şahı, Sebnervari ile, İmamiye Şiası’ndan Hasan Sebzvari’nin H. 854 / M. 1450 tarihinde İmam Rıza hakkında inşad ettiği medhiyeler sayesinde şöhret kazanan Şiiler’den “Fahr’ed-Din Evhadi Müstevfi”, “İbn-i Hüssam”, “Baba Sevdai”, “Katibi”, “Nerşizi”, ve “Nesimi” müridleri Şii zümrelerin sayılmağa değer mübeşşirleri arasında yer almaktaydılar.

Yavuz’un Anadolu’da kırk bin Safevi’yye taraftarını i’damı

Dokuzuncu hicri yüzyılın sonlarında İsma‘il Safevi’nin Şiiliğin “İmamiye-i İsna‘aşer’iyye/Onikicilik” mezhebini İran’da resmen kabul etmesinden sonra Anadolu’nun mezhebi vaziyeti de bir hayli karışık bir hale gelmişti. Yavuz Sultan Selim ile Safeviler arasında vuku bulan Çaldıran Muharebesi’ne rastlayan zaman dilimi içerisinde, kararlaştırılmış olan İran seferi sebebiyle Safev’iyye yakınlaşmasından doğması olası ihtilallerin önünü almak için, Yavuz’un emriyle kırk bin Hatai taraftarı Türk de i’dam edilmişti.

Safevi – Osmanlı siyasi mücadelesi

Safevi Hanedanı doğu ve batısında yer alan Sünni Türk devletleri’ne karşı kendi istiklalini sürdürebilmek için, İran’da Şiiliği resmi bir devlet mezhebi şekline sokmağa ve İran’ın çeşitli mıntıkalarında yaşayan Sünniler’e de zorla kabul ettirmeğe mecburdular. Siyasi bir maksada yönelik olan bu harekete karşı da, Osmanlı Devleti’nin Sünniliği şiddetle yüceltmesi ve Safeviler’in Anadolu ve Rumeli’de sürdürmekte oldukları şiddetli Şiilik yanlısı propagandalarına en haşin şekillerde mukabelelerde bulunması din kisvesi altında gizlenen siyasi menfaatlere dayalı tarihi zaruretlerden başka bir şey değildi.

Osmanlı Devleti'nde Kızılbaşlık mes’eleleri

Tarihi İpek Yolunun kara bölümünü kontrol eden ve bu ticareti elinde bulunduran Türkmenler’in gittikçe güçlenerek Karadeniz ve Akdeniz’deki limanlara inmeleri başta Osmanlılar olmak üzere Ceneviz ve Venedikliler'i telaşlandırmıştır. Safevi Şahı İsma‘il'in daha fazla batıya gelmemesini isteyen Osmanlılar Çaldıran'da Şah İsma‘il'in ordusunu bozguna uğratarak bölgede kesin hakimiyet sağlamıştır. Yükselme ve varlık döneminde sessiz kalan Kızılbaşlar, Osmanlı Devleti’nin duraklama döneminde çiftçilerin vergi sorunları (ekonomik), Tımar sistemi’nin bozulması (askeri) ve iyice teokratikleşen yönetim gibi nedenlerle Celali isyanını başlattılar. Bu ayaklanmalar Kuyucu Murat Paşa ve IV. Murad gibi padişah ve sadrazamlar tarafından kanlı bir şekilde bastırıldı. Osmanlı Devleti’nin gerileme döneminde Pir Sultan Abdal’ın bir vali tarafından asılması üzerine sorunlar yeniden baş gösterdi ve Sivas bölgesi ayaklanmaya başladı. Daha sonra, Amasya ve Tokat bölgelerinde başlayıp süren ayaklanmalara, Tanzimat sonrasında Tunceli de katıldı. Osmanlı Devleti’nin dağılma döneminde Dersim ayaklanmaları ile devam eden Celali ayaklanmaları Türkiye Cumhuriyeti’in kurulmasıyla sona ermiştir.

Safevi-Kızılbaş i'tikadına tesir eden unsurlar şeması


Kaynaklar

Vikipedi

Bu konuda henüz görüş yok.
Görüş/mesaj gerekli.
Markdown kullanılabilir.

Kızılbaş
3 yıl önce

kaynaklarında Kızılbaş tabiri; Safevi Tarikatı müridleri ve Kızılbaş askeri, Kızılbaş tarafı, Kızılbaş üzerine sefere çıkmak gibi tabirler doğrudan Safevî Devleti...

Kızılbaş, Safevi, Taslak şablonları, Türkmen, Taslak madde
Safevîler
7 yıl önce

Safevîler, Safevî İmparatorluğu veya Safevî Devleti (Farsça: صفویان - Devlet-i Safeviyye), 1501 ve 1736 yılları arasında varlığını sürdürmüş, sıkça modern...

Çaldıran Muharebesi
3 yıl önce

Haydar'ın takipçileri olan Kızılbaşlar'a ise "Haydar'ın yolunu şaşırmış sürüsü, Allah onlara lânet etsin!" demiştir. Safevî şeyhlerinin Anadolu'da çok...

Şeyh Cüneyd
3 yıl önce

ona damat oldu. ^ Tufan Gündüz, Son Kızılbaş Şah İsmail, 5. baskı, s. 24 ^ Uzunçarşılı, İ.Hakkı. Osmanlı Tarihi Cilt II, Ankara, T.T.K Yayanı, 1949 ^...

Şeyh Haydar
3 yıl önce

türbesi Kızılbaşlar için bir hac mekanı haline gelmiştir. Oğlu Şah İsmail Hatai, Safevî Devleti'nin kurucusudur. Safevilik Şeyh Cüneyd Safevî Devleti...

Şeyh Haydar, Akkoyunlu Devleti, Ali Kuşçu, Arapça, Erdebil, Farsça, Kişi, Kürtçe, Safevi, Taslak, Türkçe
I. Tahmasb
6 yıl önce

Farsça: طهماسب; d. 22 Şubat 1514 - ö. 14 Mayıs 1576), Safevî Devleti'nin ikinci hükümdarıdır. Safevî hanedanının en uzun hükümdarlığını süren İran şahı....

Muhammed Hüdabende
7 yıl önce

içinde ikinci bir iç savaş olarak Kızılbaş oymakları arasında ihtilaflar ve savaşlar birbirini takip etmiş ve Safevî Devleti zayıflamıştır. Hükümdar olarak...

Akkoyunlular
3 yıl önce

Akkoyunlular da H. 907 / M. 1502 tarihinde Nahçivan civarında İsmâ‘il Safevî Hatai ile giriştikleri meydan muharebesini kaybederek tarih sahnesinden silindiler...

Akkoyunlular, Ahlat, Ak Hun İmparatorluğu, Ali Kuşçu, Anadolu Selçuklu Devleti, Ankara Savaşı, Avarlar, Babür İmparatorluğu, Batı Göktürk İmparatorluğu, Batı Hun İmparatorluğu, Bayburt