Hrant Dink Suikastı

Kısaca: Hrant Dink Suikastı, Agos gazetesinin Ermeni asıllı genel yayın yönetmeni Hrant Dink'in, 19 Ocak 2007 tarihinde, Ogün Samast adlı silahlı saldırgan tarafından öldürülmesi olayıdır. Önceden pek çok tehdit almış olan Dink, Agos'un Halaskargazi Caddesindeki binasının önünde başının arkasına ateş edilerek öldürüldü. Olay, Türkiye'de milliyetçilik tartışmalarını gündeme taşıdı. ...devamı ☟

Hrant Dink Suikastı
Hrant Dink Suikastı

Hrant Dink Suikastı, Agos gazetesinin Ermeni asıllı genel yayın yönetmeni Hrant Dink'in, 19 Ocak 2007 tarihinde, Ogün Samast adlı silahlı saldırgan tarafından öldürülmesi olayıdır. Önceden pek çok tehdit almış olan Dink, Agos'un Halaskargazi Caddesindeki binasının önünde başının arkasına ateş edilerek öldürüldü. Olay, Türkiye'de milliyetçilik tartışmalarını gündeme taşıdı. Dink'in cenazesinde on binlerce kişi tarafından cinayete tepki olarak atılan "Hepimiz Hrant'ız, hepimiz Ermeniyiz" sloganı uzun süre tartışıldı.

Suikast

Hrant Dink'in ölümüyle sonuçlanan olaylar 6 Şubat 2004 günü Agos Gazetesi'nde Sabiha Gökçen'in binlerce Ermeni yetimden biri olabileceği yolundaki haberle başladı. Haberin hemen ardından 24 Şubat 2004 günü İstanbul Valiliği'ne çağrılan Dink, iddialar göre burada bir vali yardımcısının yanında bulunan iki kişiden biri tarafından tehdit edildi. Valilikteki bu olaydan bir gün sonra 25 Şubat 2004 tarihinde Mehmet Soykan tarafından verilen şikayet dilekçesi üzerine Şişli Cumhuriyet Savcılığı tarafından Hrant Dink'in başka bir yazısı için "Türklüğü aşağılamak" suçlamasıyla TCK'nın 301. maddesinden dava açıldı. 26 Şubat 2004 günü Agos Gazetesi önünde toplanan Ülkü Ocaklarına mensup bir grup, tehditler de içeren pankartlar açarak gösteri yaptı. Ancak bu olay bir iki istisna dışında gazetelerde yer almadı. 301. madde'den açılan dava boyunca tehditler artarak sürdü.

Hrant Dink, 19 Ocak 2007 günü saat 15:00 sıralarında Şişli Halaskargazi Caddesi üzerinde bulunan Agos Gazetesi çıkışında uğradığı silahlı saldırı sonucunda olay yerinde hayatını kaybetti. Başına ve boynuna isabet eden üç kurşun sonucunda hayatını kaybeden Dink'in cesedinin yakınında 4 adet boş kovan bulundu. Otopsi raporuna göre kurşunlardan ikisi Dink'in kafasına arkadan saplanmıştı. Görgü tanıkları, cinayeti işleyen kişinin 18-19 yaşlarında, kot pantolonlu ve beyaz bereli olduğunu bildirdiler.

Polis, saldırganın yakalanması amacıyla, bölgedeki metro, otobüs ve vapur iskelelerinde güvenlik önlemleri aldı. Katil zanlısı olarak Ogün Samast adlı kişi, televizyonda yayımlanan güvenlik kameralarından elde edilen görüntülerin üzerine babası tarafından ihbar edilerek, güvenlik güçlerinin takibi sonucunda Trabzon'a gitmek üzere geldiği Samsun otogarında sivil giyimli jandarma ve polis ekiplerince yakalandı. Samast cinayeti işlediğini itiraf etti. Samast'ın üzerinde, suç aleti olduğu bildirilen bir tabanca ele geçirildi.

Müteakip gelişmeler

Tutuklanma sırasında çekilen ve ilk olarak TGRT kanalında yayımlanan Ogün Samast'ın arkasında Türk bayrağının ve Atatürk'ün bir sözü ("Vatan toprağı kutsaldır, kaderine terk edilemez") görünen fotoğrafları tepki topladı. Bunun üzerine tutuklanmayı soruşturmak üzere 29 Ocak'ta Samsun'a bir mülkiye müfettişi gönderildi.

Soruşturma sonucunda polis veya jandarmanın Ogün Samast'la birlikte Türk bayrağı ve Atatürk'ün sözü bulunan fon önünde hatıra fotoğrafı çektiğini gösteren film kayıtları ortaya çıktı. Bu kayıtlarda güvenlik kuvvetlerinin Ogün Samast'a bir tür kahraman muamelesi yaptığı görünüyordu. Müfettiş raporunda, fonda Türk bayrağı görülen hatıra fotoğrafı ve filmlerinin zanlının konuşturulması için bir taktik olarak çekildiği ve herhangi bir suç oluşturmadığı belirtildi, bunun üzerine takipsizlik kararı alındı. Hrant Dink ailesinin avukatı Fethiye Çetin, müfettiş raporunu "Bu zanlı devletin kırmızı çizgilerini ihlal eden bir durumdan gözaltına alınsaydı, polis ve jandarma onunla kol kola girip fotoğraf çektirmek için yarışsaydı, raporlar böyle mi olurdu?" diyerek eleştirdi.

Samast'ın ardından 24 Ekim 2004'de Trabzon'da McDonald's'a bomba koyarak altı kişinin yaralanmasına sebep olan Yasin Hayal, azmettirici olduğu gerekçesiyle tutuklandı. Yasin Hayal, tutuklandıktan bir süre sonra cinayetin polis muhbiri Erhan Tuncel tarafından planlandığını açıkladı. Hayal ve Tuncel, Büyük Birlik Partisi Trabzon il örgütünde karşılaşmışlardı. İddialara göre polis muhbiri olan Tuncel, Hayal'in Dink'i öldürmeyi planladığını polise 17 kez bildirmişti. Trabzon Emniyet Müdürü, "jandarmaya da çalıştığı için" suikastten önce Tuncel'i muhbirlikten attıklarını açıkladı. Ancak Emniyet teşkilatı bu bilgiyi yalanladı. Tuncel'in ifadelerinde poınlisi daha önce uyarmaya çalıştığı söylemesi, kendisini kurtarmaya yönelik bir çaba olarak yorumlandı. Hayal ve Tuncel, basında Ogün Samast'ın "ağabeyleri" olarak anıldılar.

Suikastin tetikçisinin yakalanmasına rağmen tam olarak aydınlatılamaması, Emniyet ve Jandarma İstihbarat Teşkilatı ile bağlantıları bulunan kişilerin olaya isimlerinin karışması, tetikçinin güvenlik güçleriyle birlikte hatıra fotoğrafı çektirmesi, azmettirici Yasin Hayal'in daha önceki suçlarında polis tarafından korunduğu gibi konu ve iddialar, derin devlet tartışmalarını tekrar gündeme getirdi.

İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek 31 Ocak 2007'de: "Operasyon ekibi: Hrant Dink cinayetinin kilit ismi olduğu iddiasıyla Trabzon'da gözaltına alınarak İstanbul'a getirilen Karadeniz Teknik Üniversitesi öğrencisi Erhan Tuncel'in Emniyet İstihbarat Dairesi Başkanı Ramazan Akyürek’in elemanı olduğu ortaya çıktı. Emniyet Genel Müdürlüğü de bu gerçeği doğruladı. Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek’in Trabzon’da Emniyet Müdürü iken kurduğu ekip, “haber elemanları” perdesi altında, bir operasyon ekibi, başka deyişle tetikçi timidir." şeklinde basın açıklaması yaptı.

Suikastin 40. gününde Kumkapı'daki Meryem Ana kilisesinde Dink anısına Türkiye Ermenileri Patriği Mesrob Mutafyan'ın yönettiği bir Pazar ayini düzenlendi. Ayine Dink'in ailesi, Prof. Dr. Hüseyin Hatemi, yazar Elif Şafak, Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül, gazeteciler ve çok sayıda Ermeni katıldı. Mutafyan, konuşmasında suikastin aydınlatılamamasını eleştirdi.Bu ayin sırasında kiliseye giren silahlı iki kişi havaya ateş açarak paniğe neden oldular.

Adli süreç

Hrant Dink suikasti davası 02.07.2007 tarihinde Beşiktaş'daki eski Devlet Güvenlik Mahkemesi binasında başladı. Duruşmaya sanıklar, Hrant Dink'in birinci derece yakınları ve avukatlar hariç kimse alınmadı. Mahkeme binasının önünde toplanan kalabalık, suçluların cezalandırılması için eylem gerçekleştirdi. Yasin Hayal'in avukatı Fuat Turgut, mahkeme salonuna girerken, kalabalığın elindeki pankartlardaki slogana atfen "Hepiniz Ermeni’siniz." diye bağırınca gerginlik yaşandı. Duruşma sırasında Hayal ve Tuncel'in birbirini suçladıkları, Samast'ın ise susma hakkını kullandığı açıklandı. Sanık avukatları, olaya bir örgüt veya çetenin karıştığını yalanladılar.

Meclis, Hrant Dink Cinayetini Araştırma Komisyonu, Trabzon ve İstanbul emniyet birimlerinin “ihmali” olduğu belirtildi.

Dink’in öldürülmesinde istihbarat yönünden ihmalleri olduğu iddiasıyla, jandarma astsubay Okan ŞİMŞEK ile jandarma uzman çavuş Veysel ŞAHİN hakkında açılan ve Trabzon 2. Sulh Ceza Mahkemesinde görülen davada tanık olarak dinlenen jandarma astsubay Hüseyin YILMAZ ve uzman çavuş Hacı Ömer ÜNALIR’ın ifadeleri üzerine, Dink’in avukatları, bu kişiler hakkında soruşturma açılması için Bölge İdare Mahkemesine başvurdu. Bölge İdare Mahkemesi, başvuruyu kabul ederek, daha önce haklarında müfettişlerce soruşturma izni istenmeyen Hüseyin YILMAZ ile Hacı Ömer ÜNALIR. hakkında soruşturma açılmasına karar verdi.

Daha sonra Jandarma Astsubay Başçavuş Okan Şimşek ve Jandarma Uzman Çavuş Veysel Şahin, Dink'in öldürüleceği istihbaratını dönemin Trabzon İl Jandarma Komutanı Albay Ali Öz'e anlattıklarını açıkladı.

Okan Şimşek Hrant Dink'in öldürülmesinde azmettirici konumda bulunan Yasin Hayal'in akrabası olan Çoşkun İğci ile nasıl temas kurduklarını anlattı. Şimşek, İğci'nin kendilerine Agos Gazetesi'nin sahibi Dink'i üç dört arkadaşı ile öldüreceği bilgisini verdiğini anlattı. Astsubay Başçavuş Şimşek, daha sonra bu bilgiyi Trabzon Jandarma İl İstihbarat Şube Müdürü olan Kıdemli Yüzbaşı Metin Yıldız'a aktardıklarını ifade etti. Daha sonra Trabzon İl Jandarma Komutanlığı'nda Jandarma Kıdemli Albay Ali Öz, İstihbarat Şube Müdürü Metin Yıldız, Asayiş Şube Müdürü Binbaşı Ali Oğuz Çağlar, Kaçakçılık ve Organize Suçlar Şube Müdürü Yüzbaşı Hüsamettin Polat, İstihbarat Unsur Komutanlarından Jandarma Başçavuş Gazi Günay, Jandarma Başçavuş Hüseyin Yılmaz, Jandarma Başçavuş Gökhan Aslan ile birlikte bir toplantı yaptıklarını belirten Şimşek şunları belirtti: "Toplantı esnasında İstihbarat Şube Müdürü Jandarma Kıdemli Yüzbaşı Metin Yıldız, İl Jandarma Komutanı Ali Öz'e hitaben 'Komutanım, 2004 yılında McDonalds'ı bombalayan Pelitli'de oturan Yasin Hayal, İstanbul'da bir Ermeni asıllı gazeteciyi öldüreceğine yönelik arkadaşların edinmiş olduğu bilgiler var." Fakat Albay Ali; ÖZ Metin YILDIZ'a hitaben: Konuyu sonra özel olarak konuşuruz dediği ortaya çıktı. Valiliğin soruşturma izni vermesiyle ÖZ hakkında soruşturma açıldı fakat açığa alınmayarak Bursa Jandarma Bölge Komutanlığı'na atanmıştır.

Suikaste tepkiler

tarafından protesto edildi. Suikast gerek Türkiye, gerekse Dünya basınında geniş yankı uyandırdı.

Türkiye'den Tepkiler



Dünyadan Tepkiler

  • Ermenistan Dışişleri Bakanı Vartan Oskanyan, "Halklar arasında diyaloga inanan Hrant Dink'in öldürülmesini bizi çok üzmüştür. Bu saldırıyı lanetliyor ve Türk yetkililerden sorumluları bulmalarını istiyoruz" dedi.


Suikast sonrası gösteriler

Suikast sivil toplum örgütlerince de tepkiyle karşılandı. Olayı protesto etmek amacıyla olay yerinde gösteri ve yürüyüşler düzenlendi. Aralarında sivil toplum örgütleri, siyasi partiler, yazarlar, sanatçılar ve öğrencilerin de bulunduğu kalabalık bir grup Taksim Meydanında toplanarak olayı protesto eden bir gösteri düzenlediler. Olayı protesto için Kızılay'da oturma eylemi düzenleyen bir grup ise Ankara'da polisle çatıştı.

Hrant Dink'in 24 Ocak 2007 tarihinde kaldırılan cenazesi de onbinlerce kişinin katıldığı bir gösteriye dönüştü.

Dink suikastinin uzun süre tam olarak aydınlatılamaması protestolara neden oldu. Örneğin, suikastin gerçek azmettiricilerinin yakalanmadığı iddiasıyla 15 Nisan 2007'de kendisine "Benim hala umudum var inisiyatifi" adı veren bir grup Agos Gazetesi önünde gösteri yaptı.

Gösterilere tepkiler ve milliyetçilik tartışması

Cenazede açılan "Hepimiz Hrant Dink'iz, Hepimiz Ermeniyiz" pankartları, daha sonra milliyetçi kesimlerden gelen eleştirilere konu oldu. Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli, pankartlara tepki olarak "Bu ne demek? Hepimiz Türküz, hepimiz Mehmet'iz" dedi. Hrant Dink cinayetine gösterilen duyarlılık ve tepki, Türk askerlerinin cenazeleriyle kıyaslanarak eleştirildi. "Cenaze töreninde Türk bayrağı açılmaması" gibi hususlar bazı milliyetçi basın organlarında yerildi.

Bu eleştirileri takiben 3 Şubat 2007 terihinde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, bir parti toplantısında aşırı milliyetçiliği "Hani milliyetçilikle geçinenler var ya, bunlar milliyetçi filan değil, bunlar ırkçı, ayrımcı, kafatasçı, bunlar milliyetçi değil" sözleriyle eleştirdi.

İddialar

  • Hrant Dink'in avukatı Erdal Doğan, Dink'in tehdit edildiğini, ancak durumu bildirdiği Şişli Savcılığı'nın herhangi bir ilerleme kaydetmediğini iletti.
  • Hrant Dink'in 19 Ocak 2006 tarihinde, Agos Gazetesinde yayınladığı makalede tehditler aldığını belirttiği kaydedildi.
  • Hrant Dink'in eşi Rakel Dink "Devlet taşlarının altını temizlesin onu öldürerek kurtulamaz" şeklinde bir basın açıklaması verdi.
  • Dink suikastini planladığı söylenen Erhan Tuncel'in polis muhbiri olduğu ortaya çıktıktan sonra, Trabzon Emniyet Müdürü, "jandarmaya da çalıştığı için" suikastten önce muhbirlikten attıklarını açıkladı. Ancak Emniyet teşkilatı bu bilgiyi yalanladı. Bu arada, Tuncel'in emekli bir subayla cep telefonu aracılığıyla konuştuğu tespit edildi.


Ayrıca bakınız

Kaynaklar

Vikipedi

Bu konuda henüz görüş yok.
Görüş/mesaj gerekli.
Markdown kullanılabilir.

Hrant Dink Suikastı Resimleri

Hrant Dink Suikastı
3 yıl önce

Hrant Dink Suikastı, Agos gazetesinin Türkiye Ermenisi genel yayın yönetmeni Hrant Dink'in 19 Ocak 2007'de silahlı saldırgan Ogün Samast tarafından öldürülmesi...

Hrant Dink suikastı, Türkiye ülke bayrağı, Türkiye, 15 Nisan, 18, 19, 19 Ocak, 2004, 2005, 2006, 2007
Hrant Dink
3 yıl önce

Hrant Dink (Ermenice: Հրանդ Տինք, 15 Eylül 1954, Malatya - 19 Ocak 2007, İstanbul), Ermeni asıllı Türk gazeteci. 19 Ocak 2007 tarihinde saat 15.00 sıralarında...

Hrant Dink, 1909, Ogün Samast, Hrant Dink Suikastı, 15 Eylül, 18 Kasım, 1915, 1954, 1961, 1996, 19 Ocak
Ogün Samast
7 yıl önce

semtinde Halaskargazi Caddesi üzerinde Agos gazetesi binası önünde gazeteci Hrant Dink'i Yasin Hayal'in azmettirmesiyle öldüren kişi. Samast'ın ailesi Trabzon...

Ogün Samast, 1990, 2007, 20 Ocak, 28 Haziran, Agos Gazetesi, Başbakan, Ermeni, Hrant Dink, Hrant Dink Suikasti, Milliyetçilik
Bir Zamanlar Ermeniler Vardı!..
7 yıl önce

alınmış, Hrant Dink suikastı ve günümüzde Ermeni Meselesinin gelişimi anlatılmıştır. Sunuş-Ömer Laçiner Hrant Dink 2007-1915 Hrant Dink'in Katledilmesi:...

Nedim Şener
7 yıl önce

(Silivri Cezaevi Süreci) Kırmızı Cuma (2011) (Hrant Dink suikastı) İşte Hayatım (2010) (Uğur Dündar biyografisi) Dink Cinayeti ve İstihbarat Yalanları (2009)...

Yasin Hayal
3 yıl önce

yönetmeni Hrant Dink, 19 Ocak 2007'de İstanbul'da Agos binasının önünde, güpegündüz tabancayla arkasından ateş edilerek öldürüldü. Hrant Dink suikastının planlayıcıları...

Yasin Hayal, 18 Ocak, 1968, 1988, 1989, 2004, 2007, 24 Ekim, Anadolu Üniversitesi, Elazığ, Hrant Dink
Hile Yolu
7 yıl önce

Kana'ın yaptığı 19 Ocak 2007 tarihinde Türkiye'de meydana gelen Hrant Dink suikastı'ndan sonrasının konu alındığı, 2012 yapımı dram ve polisiye türünde...

Türkiye'de Derin Devlet
7 yıl önce

Necip Hablemitoğlu suikastı Üzeyir Garih cinayeti Danıştay Saldırısı Gazi Mahallesi olayları Hayata Dönüş Operasyonu Hrant Dink suikastı Kızıldere olayı...