Ermeni Kırımı

Kısaca: Ermeni KırımıTaner Akçam, ''İnsan Hakları ve Ermeni Sorunu: İttihat ve Terakki'den Kurtuluş Savaşı'na'', İmge Kitabevi, Mart 1999, ISBN 975-533-246-4Yusuf Hikmet Bayur, ''Türk İnkılâbı Tarihi'', Cilt: 3 1914-1918 Genel Savaşı, Kısım: III 1915-1917 vuruşmaları ve bunların siyasal tepkileri, Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara, 1991, ISBN 975-16-0330-7, s. 84. (Dışişleri Bakanlığı'ndan bir görevlisinin ''Rus tasarısı kabul edilirse bu bütün ülkede Kırımlara yol açacaktır.'' de ...devamı ☟

Ermeni Kırımı
Ermeni Kırımı

Ermeni KırımıTaner Akçam, İnsan Hakları ve Ermeni Sorunu: İttihat ve Terakki'den Kurtuluş Savaşı'na, İmge Kitabevi, Mart 1999, ISBN 975-533-246-4Yusuf Hikmet Bayur, Türk İnkılabı Tarihi, Cilt: 3 1914-1918 Genel Savaşı, Kısım: III 1915-1917 vuruşmaları ve bunların siyasal tepkileri, Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara, 1991, ISBN 975-16-0330-7, s. 84. (Dışişleri Bakanlığı'ndan bir görevlisinin Rus tasarısı kabul edilirse bu bütün ülkede Kırımlara yol açacaktır. dediğini aktarmaktadır.)Doğan Avcıoğlu, Millí Kurtuluş Tarihi 1838'den 1995'e, Üçüncü Kitap, Tekin Yayınevi, 1998, ISBN 975-478-081-1, s. 1138., Ermeni Soykırımı veya diğer bir adıyla Ermeni Soykırım İddiaları} Osmanlı Devleti'nde I. Dünya Savaşı esnasında İttihat ve Terakki iktidarı döneminde Encyclopedia Britannica "Armenian massacres" (Ermeni katliamları) maddesi ve öncesinde II. Abdülhamid döneminde yaşanan Ermeni ölümleri. Kimi tarihçiler tarafından bu dönemde Osmanlı Devleti'ndeki Ermenilerin devlet yönetimi tarafından kasıtlı ve emirler dahilinde öldürüldüğü ve bu sebeple olayların soykırım niteliğinde olduğu savunulur. www.salon.com www.genocidewatch.org Türkiye Cumhuriyeti resmí politikasında, tehcir sırasında ve sonrasında birçok Ermeni'nin öldüğünü kabul etmekle birlikte, bu ölümlerin sebebinin sistemli bir devlet politikası değil, savaş koşulları, hastalıklar, iklim, bölgedeki çete ve aşiretlerin saldırıları ve Ermeniler'in zorunlu göçünü kolaylaştıracak imkanların bulunmaması olduğunu öne sürmektedir. Ayrıca Türkiye, Ermeniler'in büyük bir isyan başlatarak bir çok Müslüman Osmanlı tebaasını öldürdüğünü savunmaktadır. Haz. Cem Fakir, Ermeni sorunu (1): Tehcir, 27 Mart 2006 tarihli NTVMSNBC sitesi

Kaynaklar

'nden] tarafından ABD Dışişleri Bakanlığı'na gönderilen 16 Temmuz 1915 tarihli telegraf. Katliamlardan "campaign of race extermination." ("Irk imha harekatı") olarak bahsetmiştir.]

Arşiv kaynakları

Osmanlı kaynakları

Teşkilat-ı Mahsusa'nın kayıtlarının imha edilmiş ve İttihat ve Terakki Cemiyetininkinin kaybedilmiş olması, bunların işe bulaşmış olduklarının kanıtlamayı güç hale getirmektedir.Erik Jan Zürcher, Modern Türkye'nin Tarihi, İletişim Yayınları, İstanbul, 1995, ISBN 975-470-514-3, s. 171. * Teşkilat-ı Mahsusa ve İttihat ve Terakki arşivlerinin Ekim-Kasım 1918'de, yani Osmanlı Devleti'nin savaşta yenildiği ve Talat Paşa hükumetinin düştüğü günlerde, yakılarak imha edildiği aktarılmaktadır.Örneğin, Taner Akçam, İnsan Hakları ve Ermeni Sorunu, İmge Kitabevi, Mart 1999, s. 308-309. * Şevket Süreyya Aydemir, Talat Paşa'nın 7 Kasım 1918'de yurt dışına kaçmadan önce Arnavutköy'de bulunan bir dostunun yalısına bavullar dolusu evrak götürdüğünü ve bu evrakların yalının alt katındaki ocakta yakıldığı nakledildiği aktarmıştır.Şevket Süreyya Aydemir, Makedonya'dan Orta Asya'ya Enver Paşa, C. 3: 1914-1922, Remzi Kitabevi, İstanbul, 1985, s. 468. * Teşkilat-ı Mahsusa şefi Hüsamettin Ertürk'e göre, 14 Ekim 1918'de kurulan Ahmet İzzet Paşa hükumeti, Teşkilat-ı Mahsusa Müdürlüğü'ne çalışmalarının derhal durdurulması ve arşivlerin yokedilmesi emrini vermiştir.Bilge Criss, İşgal Altında İstanbul 1918-1923, İletişim Yayınları, İstanbul, 1993, s. 147. * Mithat Şükrü ve Ziya Gökalp'a göre, önemli evraklar Dr. Nazım Bey tarafından alınıp götürülmüşlerdir.2. Oturum, Ana İddianame, Takvim-i vakayi, No. 3543, 27 Nisan 1335, Aktaran, Akçam, a.g.e., s. 308. * Ankara İstiklal Mahkemesi İzmir Suikastı sanıklarından Kör Ali İhsan Bey elindeki (Kırım ile iligi) bütün belgeleri yaktığını söylemiştir.1926 Ankara İstiklal Mahkemesi, İzmir Suikasti İddianame ve Savunmalar, s. 36, Aktaran, Akçam, a.g.e., s. 309.

Ermeni kaynakları

* Belgelerin bazısı (örneğin: Andonyan Belgeleri) düzmece olduğu ortaya çıkarılmıştır. Bundan dolayı hükumetin parmağı olduğunu kanıtlama iddiasındaki yayınların birçoğu savaş zamanındaki propagandanın damgasını taşımaktadır.Zürcher, a.g.y.

Alman kaynakları

* Savaş zamanının

Alman kaynakları

hakkında aynı şey (propaganda olduğu) söylenemez.

Diğer birinci kaynaklar

Eski Halep Valisi Celal Bey, Konya'daki durumu aktararak Nehirde su yerine kan akıyor ve binlerce masum çocuk, kabahatsız ihtiyar, aciz kadınlar, kuvvetli gençler bu kan cereyanı içinde ademe doğru akıp gidiyorlardı. diya yazmıştır."Halep Valisi Celal'in Anılar", Vakit, 12 Ararık 1918. Aktaran, Akçam, a.g.e., Enver Paşa'nın amcası Halil Paşa anlarında "Vatanımın en korkunç ve acı günlerinde vatanımı düşmana esir olarak tarihten silmeye kalktıkları için" Ermeni Milletini son ferdine kadar yok etmeye çalıştığını yazmıştır.Halil Paşa, (haz. Taylan Sorgun), İttihat ve Terakki'den Cumhuriyet'e Bitmeyen Savaş, Kamer, İstanbul, 1997, s. 240-241, Aktaran, Akçam, a.g.e., Ahmet Refik 1919'da yayımlanan İki Komite İki Kıtal adlı eserinde İttihatçıların Ermenileri imha etmek ve bu surette Vilayat-ı Sitte meselesini ortadan kaldırmak istediğini aktarmıştır.Ahmet Refik, (haz. Hamide Koyukan), İki Komite İki Kıtal, Kebikeç Yayınları, Ankara, 1994, ISBN 9757981001, s. 27, Aktaran, Akçam, a.g.e., Bursa milletvekli Hasan Fehmi Bey , 17 Teşrinievvel 1336 (17 Ekim 1920)'de TBMM'nin gizli orurumunda
Tehcir meselesi, biliyorsunuz ki dünyayı velveleye veren ve hepimizi katil telakki ettiren bir vaka idi. Bu yapılmazdan evvel alem-i nasraniyetin bunu hazmetmeyeceği ve bunun için bütün gayz ve kinini bize tevcih edeceklerini biliyorduk. Neden katillik ünvanını nefsimize izafe ettik? Neden o kadar azim, müşkül bir dava içine girdik? Sırf canımızdan daha aziz ve daha mukaddes bildiğimiz vatanımızın istikbalini taht-ı emniyete almak için yapılmış şeylerdir.
diye konuşmuştur.Türkiye Büyük Millet Meclisi Gizli Celse Zabıtları, C. 1, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, Ankara, 1985, s. 177. Araştırmalar ve tezler Encyclopedia Britannica, İngiliz Yabancı İşler Dairesi Yetkilisi Arnold J. Toynbee'nin 1.000.000-1.200.000 Ermeni'nin tehcire tabi tutulduğunu ve bunlardan 600.000'inin hayatını kaybettiğini söylediğini aktarmaktadır.. Ayrıca Toynbee, 1967'de yayımlanan Acquaintances adlı eserinde "1915'te Türkiye'de işlenmiş olan soykırım üstüne çalışmalarım bana ilk günahın gerçekliğini gösterdi" diye yazmışArnold J. Toynbee, Acquaintances, Oxford University Press, London, 1967, s. 242. ve Vahakh Naim Dadarian'a yazdığı 6 Aralık 1973 tarihli mektubunda "Ermeni Soykırımı büyük bir suçtur" demiştir.V. N. Dadarian, 'The Naim-Andonian Documents on the World War I. Destruction of Ottoman Armenians: The Amatomy of Genocide', International Journal of Middle East Studies, Vol. 18, No. 3, August 1986, s. 343. Türkiye Cumhuriyeti'nin eski Millí Eğitim Bakanından Yusuf Hikmet Bayur, 1928'de Yarbay Nihat tarafından Türkçeye çevirilip Genel Kurmay Yayınları yayımlanan La Guerre Turgue dans la Guerer Mondiale adlı eserindeki "Savaşla İlgili Osmanlı Kayıplar" tablosu ve Anadolu, bundan maada, Vilayat-ı Şarkıye Müslümanlarından savaş işlemleri yüzünden, veya mülteci olarak 500.000 ini kaybetmiştir. 800.000 Ermeni ve 200.000 Rum da katl ve tehcir yüzünden veya amele taburlarında ölmüştür... kayıdını aktarararak Yarbay Nihat'ın bizim resmi kaynaklara göre de doğru saymak gerekir yazısını aktarmaktadır.Yusuf Hikmet Bayur, Türk İnkılabı Tarihi, Cilt: III 1914-1918 Genel Savaşı, Kısım: IV Savaşın Sonu, Türk Tarih Kurumu basımevi, Ankara, 1991, ISBN 975-16-0331-5, s. 787. Türk Tarih Kurumu eski başkanı Yusuf Halaçoğlu'nun Osmanlı Arşivlerine dayanan rakamlarında, 413.067 TSK Genel Kurmay Başkanlığı Sitesi (Word dosyası) kişinin tehcire tabi tutulduğu, bölgedeki çetelerin saldırısı, hastalık vb. durumlarla toplam 56.610 Yusuf Halaçoğlu, Ermeni Tehcirine Dair Gerçekler (1915), Türk Tarih Kurumu Yay., Ankara, 2001. Ermeninin öldüğünü aktarılmaktadır. Tehcire tabi tutulanlar ABD resmi kaynaklarına göre 486.000 , Catholic Encyclopedia'ya göre 600.000Edward Aloysius Pace, 1922, The Catholic Encyclopedia: An International Work of Reference on the Constitution, Doctrine ... p. 57., Salahi Sonyel'e göre 700.000 Lewy, Guenter, "The Armenian Massacres in Ottoman Turkey: A Disputed Genocide", p. 248. olarak geçmektedir. Taner Akçam, İnsan Hakları ve Ermeni Sorunu: İttihat ve Terakki'den Kurtuluş Savaşı'nda adlı eserinde Jenosit'in Türkçe karşılığı olarak kullanılan

Soykırım kavramı

nı tercih etmediğini açıklamaktadır. Bunun nedeni olarak Kırım kavramının sıradan bir katliamdan farklı olarak Ermenilere yapılanları tanımlamak için Anadolu'da yaygın olduğunu ve Soykırım kelimesinin Nasyonel Sosyalistlerin Yahudilere yönelik ırkçılığa dayalı bir jenosit türünü çağrıştırması ve konuyla uğraşan tüm araştırmacıların Ermeni Kırımı'nın arkasındaki ana nedeninde ırkçılığın yatmadığı noktada hemfikir olduklarını göstermektedir. Ayrıca Kırım kavramını tercih etmesinin psikolojik boyutunun olduğunu da itiraf etmektedir.Akçam, a.g.e., s. 21-22. Fransız araştırmacı Georges de Maleville 1915 Ermeni Trajedisi adlı kitabında şöyle yorumlamıştır: Ermeni tehciri, yalnızca askeri bölgelere yakın olan yerlerde askeri bölgelerin güvenliğini sağlamak hem de Ermenilerin güvenliğini sağlamak amacıyla, Tehcir Kanunu'nun çıkmasından önce başladı. Düşmana karşı sempati beslediğinden endişe edilen halkın yerlerini değiştirme fikri ilk defa Türkler tarafından değil, Ruslar tarafından 20 Nisan 1915 tarihinde seçenek olarak kendi topraklarındaki Müslüman Türk azınlığa karşı ele alınmıştır. İttihat ve Terakki'nin başındaki en etkin kişi olan Enver Paşa Ruslar'ın tehcir yöntemini aşırı bulmuş ve uygulanacak tehcirin yalnızca müslümanların en yoğun olduğu yerlerdeki Ermeniler'in göç ettirilmesinin yeterli bulmuştur. Georges de Maleville, La Tragedie Armenienne de 1915, Paris, 1988, s. 52..

Soykırım olduğunu savunanlar

Bu nedenle, 1915 olaylarının ardındaki hükumet politikasını kanıtlayacak belgelerin ortaya çıkarılması, soykırım tartışmalarının ana eksenini oluşturmuştur. Soykırım tezini savunanlar buna karşılık şöyle savunurlar: * Ermeni soykırımının resmi Osmanlı makamları tarafından değil, İttihat ve Terakki Cemiyeti'ne bağlı gizli bir örgüt olan Teşkilat-ı Mahsusa eliyle yürütüldüğü; Vahakn N. Dadrian, The History of the Armenian Genocide, New York 2nd paperback ed. 2004, s. 235-243.

Türkiye Cumhuriyeti'nin resmí politikası

Yusuf Hikmet Bayur, 12 Temmuz 1921 tarihli Vakit gezetesinden alıntı yaparak birçok yerde çoktan beri teraküm etmiş olan adavetlerin bu vesile ile infilak ederek katiyen arzu etmediği suistimallere sebep olduğu, birçok memurun haddinden ziyade zulüm ve şiddet gösterdiği ve birçok yerde bigayrihat birtakım masumeler da kurban olduğunu aktarmaktadır.Yusuf Hikmet Bayur, a.g.e., Cilt: III, Kısım: III, s. 43-44. Yusuf Halaçoğlu'ya göre, tehcire tabi tutulan Ermeniler'in sayıları Halep'ten gelenlerle birlikte 438.758 kişiydi. Açlık, tifo ve dizanteri gibi hastalıklar, iklim koşulları, Arap aşiretleri ve eşkıyaların saldırıları sonucu ancak 382.148 kişi iskan sahasına varabilmiştir.Yusuf Halaçoğlu, Ermeni Tehcirine Dair Gerçekler (1915), Türk Tarih Kurumu Yay., Ankara, 2001. Bunların yanında Türkiye'nin tezine göre Ermeniler I. Dünya Savaşı sırasında büyük bir isyan başlatmış ve bir çok yerde katliamlar yapmışlardır. Buna dair Ermeniler'e(Bir Ermeni'nin Fransız Horizon Gazetesi'nde yayınlanan mektubu) ve Ruslar'a(Rusya'nın Paris Büyükelçisi Sazanov'a ait bir yazı) ait önemli vesikalar mevcuttur. TTK (Belgelerin orijinal şekli mevcuttur). Ağustos 2009'da bir Ermeni Haber Ajansı'nın yayınladığı Atatürk'ün ABD'li Amiral Bristol'e 7 Mart 1920'de gönderdiği telgrafta, "Kendi çıkarlarının peşinde koşanlar Anadolu'da 20 bin Ermeninin öldürüldüğü yalanını uydurdu." diyerek, bu olayın bir katliam olmadığını ve Ermenilerin saldırmasına yerel halkın gösterdiği direnişin doğal sonucu olduğunu belirterek bunun dünya kamuoyuna bildirilmesini istemiştir.}}} Milas doğumlu olup 1910'de ABD'ye göç eden Yahudi Albert Amateau yeminli noter beyanında "Soykırım'ın tamamen yalan ve bir iftira kampanyası eseri oldugu" nu beyan etmektedir.Wendy O'steen Noteri 1 Aralık 1992

Soykırım kavramı

} Jenosit (soykırım) kavramı Polonyalı hukukçu Raphael Lemkin tarafından ortaya atılmıştır. Lemkin, kavramı Yunanca "genos" (soy, kavim) ve Latince "cidus" (öldüren) kelimelerini bir araya getirerek oluşturmuştur. Ermeni Soykırımı tezi ve 11 Ağustos 1933'de Irak'ta yaşanan Süryanilere yönelik katliamı inceleyerek 'Crime of Barbarity' (Barbarlık suçları) adlı yazısını hazırlayan Lemkin, aynı yılda İspanya'nın başkenti Madrid'de toplanan Milletler Cemiyeti'nin Hukuk Konseyinde "Bir kişiyi öldüreni yargılamak mümkünken, bir milyon insanı ölüme göndereni yargılamak niçin mümkün olmuyor" sorusunu ortaya atarak uluslararası bir soykırım sözleşmesi çabası içine girdi. Soykırım sözcüğünü 1944 yılında Axis Rule in Occupied Europe (İşgal Altındaki Avrupa'da ittifak Güçlerinin İktidarı) adlı kitabında ilk olarak kullanan Raphael Lemkin, Birleşmiş Milletler Soykırım Suçlarını Önleme ve Cezalandırma Sözleşmesi (9 Aralık 1948 tarihli BM Kararı 260 A-III, Kısaca: Soykırım Sözleşmesi)'nin ilk savunucularındandı. Lemkin, Ermeni meselesini 20. yüzyıla ait tipik bir soykırım örneği olarak tanımlıyordu. Samantha Power, A Problem from Hell: America and the Age of Genocide, Basic Books New York 2002. Soykırım Sözleşmesinin tanımlamasına göre, öldürmese bile bir millete veya ırka yöneltilen saldırılar soykırım sayılır ve katliam olsa bile bir millete veya ırka yöneltilmediği takdirde soykırım sayılmaz.

Tehcir Kararı öncesi

Birinci Dünya Savaşı öncesi kartograf August Heinrich Petermann tarafından hazırlanan ve Osmanlı'da Ermeni nüfusunu (1896) gösteren harita] ından yayınlanmış Osmanlı Devleti 1914 yılı nüfus sayımı sonuçları] " target="_blank">
Albert Malet'e göre, Osmanlı İmparatorluğu bünyesinde bulunan gayri müslim halka dini özellikleri doğrultusunda "millet" olarak kendi kendilerini yönetme hakkını "tam muhtariyetlik" olarak tanır; bir diğer deyişle, imparatorluktaki müslümanların dışındaki toplulukların büyük çoğunluğunu oluşturan Yahudiler, Ermeniler ve Rumlar kendi dini yöneticilerinin idaresinde kalmışlardır, Türkler diğer imparatorluklarda olduğu gibi aynı dinden olanların mahalli teşkilatlarına kendi kendini yönetme hakkı tanıyarak yalnızca hepsini aynı devlet çatısı altında birleştirirAlbert Malet, "L'epoque Contemporaine", Hachette, Paris, 1909, s.505. Taner Akçam'e göre, Doğu Anadolu üzerindeki Ermeni talepleri 1870'lerden beri Osmanlı Devleti için siyasi bir sorun olmuştu. Hınçak ve Taşnaksutyun gibi Ermeni militan örgütleri 1894'ten itibaren bazı tedhiş eylemlerine giriştiler. 1895'te Ermenilerin ayaklanma teşebbüsü sertlikle bastırıldı (Hamidiye Katliamı). 1909'daki Adana olaylarında çok sayıda sivil Ermeni öldürüldü.Taner Akçam, A Shameful Act: The Armenian Genocide and the Question of Turkish Responsibility, Metropolitan Books, 2006, s. 42. Louise Nalbandian'a göre, bütün dünyada, Fransız İhtilali'nden sonra belirginleşen milliyetçilik hareketleri Osmanlı İmparatorluğu'nda etkisini gösterir. Bunun sonucu olarak, önce Sırplar, Rumlar, Araplar ve sonra Arnavutlar kendi milli toplumunu devlet olarak kurmak için hem birbirleriyle hem de Osmanlı Devleti ile fikren ve fiilen çatışmaya girdi. 19. yy.'dan 20. yy.'a geçildiği yıllarda Rumalr Sırplar, Bulgarlar Balkan Savaşları'nın ardından Osmanlı İmparatorluğu'ndan siyasi olarak tamamen ayrıldılar. Müslüman olmayan topluluklardan, fiziki olarak Osmanlı İmparatorluğu'nun Türkiye topraklarına yakın olmaları nedeniyle, yalnızca Ermeniler bu anlamda bağımsız olamadılar. Ermeniler gelişen milliyetçilik hareketlerinin etkisinde bağımsızlıklarını kazanmak için Hınçak ve Taşnak milli teşkilatlarını kurdu. Bu teşkilatların yöntemleri ve amacı önce Müslümanlarla Ermenileri birbirine düşürmek, isyan çıkarmak ve böylece Avrupa devletlerini silahlı müdahaleye zorlayarak, onların müdahalesi ve yardımı ile Doğu Anadolu'da Ermeni Devleti kurmaktıLouise Nalbandian, Armenian Revolutionary Movement, California University Press, 1963, s.110. Birinci Dünya Savaşı başlangıcında iktidardaki İttihat ve Terakki yönetimi, Doğu'daki Ermenilerin muhtemel bir Rus istilasından önce ayaklanarak Ruslara destek olacağı kaygısını taşıyordu. Bunun yanı sıra iktidara yakın bazı fikir adamları, Dünya Savaşı'nda Osmanlı Devleti'nin parçalanması halinde Anadolu'da bir Türk ulusal devleti kurulmasını, bunun için de ülkenin gayrımüslim unsurlardan arındırılmasını savunmaktaydı. Celal Bayar'ın Teşkilat-ı Mahsusa şefi Eşref Kuşçubaşı'ya atfen belirttiğine göre Mayıs-Ağustos 1914'te "Harbiye Nezaretinde [2] toplantıların başlıca konusu stratejik noktalarda kümelenmiş ve dış tesirlere bağlı gayrı Türk yığınlarının tasfiyesi idi." (Bayar, Ben de Yazdım, C. 5, s. 1573.) İttihat ve Terakki sözcülerinden Hüseyin Cahit (Yalçın)'a göre yurdun Ermenilerden arındırılması "müthiş ve memleket için zaruri olduğu sarahatle anlaşılan" bir karardır. (Yakın Tarihimiz, C. I, s. 89.)

Teşkilat-ı Mahsusa birliklerinin kurulması

2 Ağustos 1914'te seferberlik ilan edilmiştir. Aynı günün gecesi, Kuşçubaşı Eşref'in "Anadolu'dan gayri Türk unsurların tasfiye" planı doğrultusunda İttihat ve Terakki Cemiyeti Merkez-i Umumi'de alınan karar ile Doğu Anadolu'da Teşkilat-ı Mahsusa birlikleri oluşturulmuştur.Akçam, A.g.e., s. 211.A. Mil, Umumi Harpte Teşkilatı Mahsusa, Vakit, 2 Ekim (İkinciteşrin) 1933.Talat ve Atıf'ın ifadeleri, Takvim-i Vekayi, 4 Mayıs 1335. Celal Bayar'ın Teşkilat-ı Mahsusa şefi Eşref Kuşçubaşı'ya atfen belirttiğine göre Mayıs-Ağustos 1914'te Harbiye Nezaretinde yapılan toplantıların başlıca konusu stratejik noktalarda kümelenmiş ve dış tesirlere bağlı gayrı Türk yığınlarının tasfiyesi idi."Celal Bayar, Ben de Yazdım, C. 5, s. 1573.İttihat ve Terakki sözcülerinden Hüseyin Cahit (Yalçın)'a göre yurdun Ermenilerden arındırılması "müthiş ve memleket için zaruri olduğu sarahatle anlaşılan" bir karardır.Hüseyin Cahit Yalçın, Yakın Tarihimiz, C. I, s. 89.) Teşkilat-ı Mahsusa birliklerinin insan kaynakları Kürt aşiretleri, mahkumlar ve Kafkas ve Rumeli göçmenleri olmuştur.Akçam, A.g.e., s. 227-231.Mil, A.g.e.

Erzurum Taşnak Kongresi

28 Temmuz - 14 Ağustos 1914 tarihleri arasında Erzurum'da Taşnak Kongresi düzenlenmiş ve İttihat ve Terakki özel bir heyeti göndermiştir. Hovannisian'a göre Taşnaklar Osmanlı vatandaşları olarak vatan savunmasında üzerine düşeni yapma karar almıştır.Richard G. Hovvanisian, Armenia on the Road to Independence 1918, Berkley, Los Angels, 1967, s. 41-43. Esat Uras'a göre Taşnaklar ayaklanma kararını gizlice almış ve Taşnakların bu kararı nedeniyle Osmanlı Devleti Tehcir Kararı almıştır.Esat Uras, The Armenians in History and the Armenian Question, Belge Yayınları, İstanbul, 1987, s. 596-600.

Teşkilat-ı Mahsusa birliklerinin eylemleri

Ağustos ayında Rusya'da birliklerin askerí eylemlere başlanmıştır. Kafkas sınırlarında, Ermeni köylerine, siyasi ve dini liderlere yönelik saldırılar ve katliamlar Eylül ayında başlanmıştır Erzurum'da Bahattin Şakir'in kurduğu çetelere Hasan İzzet Paşa'nın emriyle 9. Kolordu'ya bağlı birliklerden en güzide subay ve Erzurum'un en babayiğit gençler verilmiştir.Akçam, A.g.e., s. 233-234.Müteakid Kaymakam Şerif Köprülü, Sarıkamış İhata Manevrası ve Meydan Muharegbesi, İstanbul, 1338, s. 119. Almanya'nın Erzurum Konsolosunun raporuna göre, birlikleri Ermeni köylere baskın öldürme ve soygun yapmışlardır.PA-AA / R 14085. Erzurum Konsolosu Scheubner Richter'in 5 Aralık 1914 tarihli raporu. Kafkasya'da Teşkilat-ı Mahsusa birlikleriyle birlikte görevde bulunan ve bunları caniler olarak tanımlayan Alman subay Louis Mosel bölgede görev yapan Jön Türk komitesinin işten el çektirilmesini istemiştir. Van civarında görevli Alman subay Friedrich-Werner von der Schulenburg A.A. Weltkrieg, 11 d secr., Band 4, A 37451. Schulenburg"un Ermurum, 28 Kasim 1915 tarihli raporu.Büyükelçi Hans von Wangenheim komitenin bölgedeki bu tür eylemlerine son verilmeye çalışmıştır.Wolfdieter Bihl, Die Kaukasus-Politik der Mittelmächte, Teil 2, Wien / Kölm / Glatz, s. 67-68.Akçam, A.e.g., s. 235. Cephedeki yenilgiler, özellikle Sarıkamış Hezmeti'nden sonra Teşkilat-ı Mauhusa birliklerinin büyük bir kısmı kaçmış ve sadece Ermeni köyler değil Müslüman köylerde de talan ve yağma yapmıştır.Ahmed Refik Altınay, A.g.e., s. 41.

Amele taburları

Seferberlikle birlikte 20-45 yaş grubu Ermeniler askere alınmış ve ardından askerí taşımacılıkte kullanılmak üzere 15-20 ve 45-60 yaş grupları askere alınmıştır.Archives de Ministíéres des Affaires Etrangíéres, Guerre 1914-1918, Turquie, C. 887, s. 184-187.Akçam, A.e.g., s. 240. Osmanlı Devleti 16 Aralık 1914 tarihli bir tebliği ile, Ermeni ıslahatı için 8 Şubat 1914'te imzalanmış Yeniköy Anlaşması'nın geçersiz olduğunu ilan etmiştir.Yusuf Hikmet Bayur, a.g.e., s. 12.

Tehcir Kararı

1915 Olayları

} } 10 Ocak 1915'de kazandığı Sarıkamış zaferinin ardından Rus ordusu, Doğu Anadolu üzerine yürümeye başladı.} Rus ordusunun zafer haberleriyle, Doğu Anadolu bölgesinde yaşayan Ermeniler arasında isyanlar patlak verdi. 15 Nisan'da Van, 18 Nisan'da Bitlis bölgelerinde, 20 Nisan'da ise Van içinde Ermeni ayaklanmaları oldu. Ermenilerin isyanı sonrasında Mayıs ayı içinde Rus birlikleri kenti ele geçirdiler. Bu dönemde Van çevresinde 250 bin kadar Ermeni toplandı. Ağustos ayı içinde Osmanlı Devleti'nin Van'ı bir süreliğine ele geçirmesine rağmen, Rus ve Ermeni kuvvetleri şehri tekrar geri aldılar. Bu olaylara paralel olarak, 1915 Şubat ayından itibaren Osmanlı ordusundaki Ermeniler silahsızlandırıldı. Birçok kentte Ermeni toplumunun ileri gelenleri tutuklandı. 24 Nisan 1915'te İstanbul'da Ermeni toplumunun önde gelen 2.345 ismi tutuklanarak Anadolu'ya sürüldü. Bunlar arasında siyasi militanların yanında milletvekilleri, tanınmış yazar ve şairler, sanatçılar, din adamları ve işadamları da vardı. Sürülenlerin çoğu sürgünde öldü veya öldürüldüListe }. 24 Nisan, günümüzde dünya Ermenileri tarafından Soykırım Günü olarak anılmaktadır. 24 Nisan hadisesi, İtilaf ordularının Çanakkale'ye çıkarması beklendiği ve İstanbul'un düşman eline geçeceğini öngörülerek Osmanlı sarayı ve hükümetini Eskişehir'e taşıma hazırlıklarının yapıldığı günlerine denk geldi. 27 Mayıs 1915'te çıkarılan bir Kanun-ı Muvakkat (geçici yasa) ile yerel mülki ve askeri yöneticilere, uygun görecekleri kişileri geçici olarak başka yere naklettirme yetkisi verildi. 30 Mayıs günü Meclis-i Vükela (Bakanlar Kurulu) kararıyla tehcir süresiz hale getirildi. Ermenilerin boşalttığı yerler muhacirlere verilecek, buna karşılık Ermeniler'e mal ve mülklerine karşılık ödenecekti. 10 Haziran'da çıkarılan bir kararname ile Sabah Arşiv Erişim: 05 Aralık 2005, nakledilen kişilerin mallarınına nasıl tasarruf edileceği açıklandı.} Bunu izleyen aylarda Anadolu'nun Ermeni nüfusunun büyük bir kısmı kafileler şeklinde yola çıkarılarak Suriye Çölü'ndeki Deyrizor'da kurulan toplama kamplarına sevkedildi. Kafilelere katılanların önemli bir bölümü yolda öldü veya öldürüldü. Çöldeki bir kampın bu büyüklükte bir kalabalığı barındırması sözkonusu olmadığından, Deyrizor'a varanların bir bölümü de açlık veya hastalıktan öldü.} 4 Ağustos'ta yayımlanan bir hükumet emriyle Katolik ve Protestan Ermenilerin sevki durduruldu ise de bu emrin bir etkisi olmadı. Mardin ve Diyarbakır bölgesindeki Süryaniler ile Hakkari'deki Nasturiler'in bir kısmı kararına aykırı bir şekilde tehcire tabi tutulmuştur. Diyarbakır'da Ermeniler ve diğer Hıristiyan ahaliden yaklaşık 2.000 kişi öldürüldüğünde Osmanlı hükumeti, Ermeniler için uygulanan inzibat tedbirlerinin (Akçam'ın kitabında öldürme eylemleriAkçam, A.g.e., s.26.) diğer hıristiyanlar için uygulanmaması gerektiği hatırlatan telegraf çekmiştir.Ermeniler hakkında ittihaz edilen tedabir-i inzibatiye ve siyasiyetnin diğer Hıristiyanlara teşmili kat'iyyen geyr-i ca'iz olduğundan efkar-ı umumiye üzerinde pek fena tesir bırakacak ve bi'lhassa ale'l-itlak Hırisiyanların hayatını tehdid edecek bu kabil vekayi'e derhal hitam verilmesi ve hakikat-ı halin işarı, Akçam, A.g.e., s.25, Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü, Osmanlı Belgelerinde Ermeniler 1915-1920, Ankara, 1994, s. 68-69, Belge No: 71. Mehmet Perinçek tarafından Rus-Sovyet devlet arşivlerinde sürdürülen bir yıllık bir çalışma sonucu bir rapor, dünyada ilk kez Türkçe olarak Bolhovitinov 11 Aralık 1915 Tarihli Resmi Ermeni Raporu adıyla yayınlanmıştır. Kitap Gazetesi (Remzi Kitabevi)

Nüfus

1914 Osmanlı nüfus sayımına göre imparatorluk topraklarında yaşayan Ermeni sayısı (Suriye, Halep ve Beyrut vilayetleri dahil ve Rus idaresinde bulunan Kars, Ardahan ve Artvin hariç) 1.295.000'dir. Memalik-i Osmaniye'nin 1330 [3] Senesi Nüfus İstatistiki, Dahiliye Nezareti Sicil İdare-i Umumiyesi, Hilal Mat. 1336 [4]. Bu rakamın ayrıntılı analizi için Esat Uras, Tarihte Ermeniler ve Ermeni Meselesi, Belge Y. 1987, s. 142 vd. (Bu nüfusun tamamına yakını bugünkü Türkiye sınırları içindedir.) Suriye ve Beyrut vilayetlerindeki toplam 7.500 Ermeni ile, Halep vilayetindeki 49.000 Ermeninin 10,000 kadarı bu toplamdan çıkarılmalıdır. Buna karşılık Rus idaresinde bulunan Kars, Ardahan ve Artvin Ermenileri buradaki toplama dahil değildir. Ermeni Kilisesinin vergi kayıtlarına dayalı 1913 istatistiğine göre bu sayı 1.914.000'dir. 1913 Patrikhane sayımının son derece detaylı bir analizi için Raymond H. Kevorkian and Paul B. Paboudjian, Les Armíéniens dans l'Empire Ottoman í  la vielle du gíénocide, Ed. ARHIS, Paris, 1992. Batılı kaynaklarda genellikle 1.600.000 ile 1.800.000 arası sayılara rastlanır. Çeşitli kaynaklarda nüfus tahminleri 1.050.000 ile 2.400.000 arasında değişir.} Encyclopedia Britannica'ya göre sayı 1.750.000'dir (Britannica) Cumhuriyet döneminin ilk nüfus sayımı olan 1927 nüfus sayımında Türkiye'nin Ermeni nüfusu 100.000 civarında gösterilmiştirUmumí Nüfus Tahriri (Türkiye Cumhuriyeti Başvekalet İstatistik Umum Müdürlüğü 28 Teşrinievvel 1927), Ankara, 1929. Sayımda Ermenice konuşanların sayısı 64.745 olarak gösterilmiştir. Ancak "din" hanesinde Ermeni, Katolik ve Protestan olarak sayılanların toplamı 100.000'i bulur. Justin McCarthy'nin verdiği 140.000 tahmini, gerçekçi olmayan bir varsayıma dayalıdır. Karş. Justin McCarthy, Muslims and Minorities: The Population of Ottoman Anatolia and the End of Empire, New York, London 1983, s. 123.. 1922 tarihli İngiliz kaynaklarina gore 817.873 Ermeni ülke toprakları dışına göç ettirildiği için o dönem Türkiye nüfusu içerisinde sayılmamıştır. http://www.ttk.org.tr/index.php?Page=Sayfa&No=184

Mahkemeler

Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra 18 Ocak 1919 tarihinde Britanya Yüksek Komiseri Amiral Calthorpe Malta Adası'na götürülmüş ve bu olaylarda katliam yapmakla suçlanan 120 kişinin yargılandığı bir mahkeme yapılmıştır. 29 Temmuz 1921'de İngiliz Kraliyet Başsavcısı sanıkların hepsine beraat kararı vermiştir. Ayrıca bu mahkemede ABD tarafından da ellerinde bu konunun soykırım olduğunu gösterir hiç bir belge olmadığı bildirilmiştir (ABD o dönemde bölgede konuyla ilgili gözlemciler bulundurmaktadır).Konuyla ilgili TBMM tutanağı: http://www.tbmm.gov.tr/develop/owa/tutanak_b_sd.birlesim_baslangic?P4=11665&P5=B&page1=10&page2=10

Siyasí durum

Kimi ülkelerde ise (İsrail, İngiltere) "soykırım" kelimesi yerine "katliam" kelimesi yeğlenmiştir. "Ermeni Soykırımı" son yıllarda bazı uluslararası kuruluşlar ve pekçok devletlerin parlamentoları tarafından resmen tanınmıştır. Günümüzde İsviçre'de Ermeni Soykırımını reddetmek suçtur. Benzer bir yasa taslağı da Fransız meclisinden geçmiş ve senatoda kabul edilmiştir. Bunun dışında 20 kadar ülke, parlamentolarında, Ermeniler'in soykırıma uğradığı tezlerini tanıyan yasaları kabul etmişlerdir. Amerika Birleşik Devletleri federal devlet olarak böyle bir yasayı kabul etmemiştir. Ancak eyalet (İngilizce: state) bazında, 50 eyalet 'ten 36'sında kabul görmüş ve toplam 40 eyaletinde parlamento, senato ve vali tarafından soykırım olarak tanınmıştır.[5] İlk Ermeni Kırımı Anıtı 24 Nisan 1968 tarihinde Lübnan'ın Beyrut şehrinde dikilmiştir. Bundan sonra Ermenistan, ABD, Mısır, Fransa, Brezilya, Bulgaristan ve İtalya gibi ülkelerde de bu tip anıtlar dikilmiştir. "Bitmeyen yalanlar: Sözde katliamlar" haberi, tumgazeteler.com

Soykırım tezini destekleyen romanlar

Ermeni soykırımı tezlerine dayanak oluşturan önemli birincil kaynaklar, ABD Büyükelçisi Henry Morgenthau'nun Büyükelçi Morgenthau'nun Öyküsü (1919), Alman din adamı Johannes Lepsius'un Bericht über die Lage des armenischen Volkes in der Türkei (Ermeni Halkının Türkiye'deki Durumunu Anlatan Rapor - 1916) adlı eserleri ile, İngiliz Hükümeti'nin tarihçi James Bryce ve Arnold Toynbee'ye hazırlattığı bir belge derlemesi olan Mavi Kitap 'tır. Avusturyalı romancı Franz Werfel, Samandağı Ermenilerinin direnişini anlatan Musa Dağ'da Kırk Gün (1936) adlı romanı yazmıştır. == Kültür alanına yansımaları Belgeseller * The Armenians: A Story of Survival, (2001) * Sarı Gelin - Ermeni sorunun içyüzü (Videotek, 2004) [6] * The Armenian Genocide (PBS, 2006) Trailer * Screamers (2006) Trailer 1 Trailer 2

Filmler

* 40 Days of Musa Dagh (ABD, 1982) * Ararat (Kanada, 2002) Fragman

Romanlar

* Douglas Scott, The Disinherited (Mirassız bırakılanlar), Century, 1990. * Louis Carzou, La Huitií¨me Colline (Sekizinci Tepe), Liana Levi, 2006. İlgili kitaplar * Arşiv Belgeleriyle Ermeni Faaliyetleri Cilt 1-7 (Gn. Kur. Bşk. Yayınları/PDF formatında kitap) * Gördüklerim Yaşadıklarım, Rus Yarbay Tverdohlebov (Gn. Kur. Bşk. Yayınları/PDF formatında kitap) *Ahmed Rüstem Bey, (Çev. Cengiz Aydın), Cihan Harbi ve Türk Ermeni Meselesi, Bilge Kültür Sanat, Istanbul, 2001. ISBN 9758509144 *Akçam, Taner, İnsan Hakları ve Ermeni Sorunu, İmge Kitabevi, Ankara, 1999. ISBN 9755332464 *Akçam, Taner, Türk Ulusal Kimliği ve Ermeni Sorunu, Su Yayınları, İstanbul, 2001. ISBN 9756709154 *Akçam, Taner, Ermeni Tabusu Aralanırken: Diyalogdan Başka Bir Çözüm Var mı?, Su Yayınları, İstanbul, 2002. ISBN 9756709065 *Aktan, Gündüz Suphi, Açık Kriptolar, Aşina Kitaplar, Ankara, 2006. ISBN 9789944963053 *Dadrian, Vahakn N. (Çev. Attila Tuygan), Ermeni Soykırımında Kurumsal Roller, Belge Yayınları, İstanbul, 2004. ISBN 9753443005 *Gaunt, David (Çev. Ali Çakıroğlu), Katliamlar, Direniş, Koruyucular: I. Dünya Savaşında Doğu Anadolu'da Müslüman-Hıristiyan İlişkileri, Belge Yayınları, İstanbul, 2007. ISBN 975344387-0 *Halaçoğlu, Yusuf, Ermeni Tehciri, Babıali Kültür Yayıncılığı, İstanbul, 2003. ISBN 9758486152 *İrtem, Süleyman Kani, Ermeni, Meselesinin İçyüzü, Temel Yayınları, İstanbul, 2004, ISBN 9754100470 *Kılıç, Selami, Ermeni Sorunu ve Almanya, İstanbul, 2003, ISBN 9753433816 *Palalı, İrfan, Tehcir Çocukları, Su Yayınları, İstanbul, 2008. ISBN 9756709467 *Temir, Taner, 1915 ve Sonrası Türkler ve Ermeniler, İmge Kitabevi, Ankara, 2001. ISBN 9755333185 *Samuel Weems, Ermenistan: Terörist "Hıristiyan" Ülkenin Sırları, (Armenia: Secrets of A "Christian" Terrorist State), Azeri Türkçesi'nden çeviren Hüseyin Adıgüzel (İstanbul: İleri Yayınları, March 2006), ISBN 975-6288-82-5, 392 sayfa. *Bolhovitinov, Leonid Mitrofanoviç, (Yayına hazırlayan: Mehmet Perinçek), Bolhovitinov 11 Aralık 1915 Tarihli Resmi Ermeni Raporu, Doğan Kitap, İstanbul, 2009. ISBN 9786051111155 Ayrıca bakınız *Ermeni Soykırımını Anma Günü *Ermeni Kırımı'nı soykırım olarak tanımlayan ülkelerin listesi *Ermenilerden Özür Diliyorum Kampanyası *İttihat ve Terakki / Teşkilat-ı Mahsusa / Talat Paşa / Bahattin Şakir *Pontus Katliamı *Süryani Katliamı

Kaynaklar

}

Kaynaklar

Vikipedi

Bu konuda henüz görüş yok.
Görüş/mesaj gerekli.
Markdown kullanılabilir.