Turancılık

Kısaca: Turancılık veya Turancılık, tüm Ural-Altay kavimlerinin birliğini savunan siyasi görüş. Finliler, Macarlar, Estonlar, Rusya içindeki Fin-Ugor kavimleri, Tunguzlar; Moğollar ve Türklerin bir araya getirilmesi olarak ortaya çıkmıştır. (Bakınız: Fin-Ugor kavimleri, Tunguzlar, Moğollar)[kaynak belirtilmeli] Ancak günümüz Türk Siyasi Literatürü'nde diğer Turanî kavimleri dışarıda bırakarak, dünyada bütün Türklerin tek çatı altında birleştirilmesini hedef alan "Türkbirlikçilik" anlamını taşımaktadır ...devamı ☟

Turancılık
Turancılık

Turancılık, Türk kavimlerini bir devlet veya birlik içinde birleştirmeyi amaçlayan, "bir olmak, hür olmak" şeklinde özetlenen bir ideolojidir. Türk kelimesinin kökü olan güçlü ve yöneten olmanın verdigi sorumlulukla dünya düzenini kurma ve koruma amacı gütmekte olan bir ideolojidir. Bu bağlamda dünyaya barış ve huzur getireceğini söyleyen diğer ideolojilerden farkı yoktur. Türklerin bu ideolojisinin en net anlamlandığı yer Kızıl Elma ülkü südür.

Turancıların fikirlerinin çerçevesini çizdiği ve ana hatlarını oluşturduğu söylenen Ziya Gökalp`in ünlü sözü:
"Vatan ne Türkiye`dir Türklere, ne Türkistan;
Vatan büyük ve müebbed bir ülkedir: Turan"


Türkiye'de Turancılık

Osmanlı dönemi

Türkiye'de dış Türkler'e yönelik ilgi 1890'larda başladı. Fransız tarihçi Léon Cahun'ün Asya Tarihine Giriş: Türkler ve Moğollar adlı eserinin Necip Asım tarafından yapılan Türkçe çevirisi (1896), Türkçü hareketin dönüm noktalarından biri idi. Daha önce Türkçe'de özel bir anlam taşımayan Turan kavramı Cahun'ün eseri sayesinde yaygınlık kazandı.

1904'te Yusuf Akçura'nın, Osmanlıcılık ve islamcılık akımlarına karşı Türkçülüğü savunan Üç Tarz-ı Siyaset adlı etkili kitapçığı yayımlandı. 1908'de "Türk diye anılan bütün kavimlerin geçmişteki ve günümüzdeki durum, etkinlik ve eserlerini öğrenmek ve öğretmek" amacıyla İstanbul'da Türk Derneği kuruldu. Derneğin kurucuları Yusuf Akçura, Necip Asım (Yazıksız), Velet Çelebi (İzbudak), Rıza Tevfik (Bölükbaşı) ve İstanbul Üniversitesi profesörlerinden Agop Boyacıyan idi.Füsun Üstel, Türk Ocakları (1912-1931), İletişim Y. 1997, s. 15-42.

1911'de yine İstanbul'da kurulan Türk Yurdu Cemiyeti, kültürel çalışmaların yanısıra Orta Asya Türklerine yönelik doğrudan doğruya siyasi görüşler de ileri sürdü. Mehmet Emin un önderlik ettiği cemiyetin kurucuları Yusuf Akçura, Ahmet Ağaoğlu ve Hüseyinzade Ali (Turan) gibi Rusya göçmenleri idi. 15 Mart 1912'de kurulan Türk Ocağı, Türkçü ve Turancı hareketin asıl odak noktası oldu. 1912 ile 1930 yılları arasında bu örgüt, Türkiye'nin en etkili siyasi/ideolojik düşünce merkezi olarak hizmet verdi. Türk Ocağı'nın kurucuları arasında, yukarıda adı geçen kişilere ek olarak Zeki Velidi , Reşit Galip, Ferit Tek, Hamdullah Suphi (Tanrıöver), Halide Edip (Adıvar) ve Adnan Adıvar gibi aydınlar bulunuyordu.

1913'ten itibaren Türk Ocağı ve genelde Turancı düşünce, İttihat ve Terakki yönetiminin tam siyasi desteğini kazandı. İttihat ve Terakki hareketinin "resmi" ideologu olan Ziya Gökalp, Turancı düşüncenin başlıca sözcüsü idi. Ziya Gökalp'in yanısıra, Çerkez asıllı hikayeci Ömer Seyfettin Turan fikrinin popülerleşmesine katkıda bulundu. Mehmet Emin Yurdakul'un 1918'de Turana Doğru adıyla derlediği şiirler, Halide Edip'in Yeni Turan romanı, Ömer Seyfettin'in Yarınki Turan Devleti adlı risalesi, Fuad Köprülü'nün Turan başlıklı ilkokul okuma kitabı, 1913-1918 aralığında Turan fikrini yaydılar. I. Dünya Savaşı başlangıcında yayınlanarak (1914) İttihat ve Terakki yönetimi tarafından çeşitli dillere çevirilen Türkler bu Muharebede Ne Kazanabilirler adlı propaganda risalesinin yazarı Munis Tekinalp (asıl adı Moiz Kohen), savaşın ana hedefinin Turan'ı kurtarmak olduğunu savundu.

Enver Paşa'nın Aralık 1914'te giriştiği birincil hedefi Erzurum'a kadar ilerlemiş Rusları yurttan atmak olan Sarıkamış taarruzunun ikincil stratejik hedefi Kafkasya üzerinden Orta Asya'daki Türklere ulaşmak ve bu yolla I.Dünya Savaşı'ndan Osmanlı'yı galip çıkarmaktı. Ancak bu girişim, 23.000 Osmanlı askerinin şehit olduğu bir yenilgiyle sonuçlandı. 1918 yazında Enver Paşa'nın kardeşi Nuri Paşa (Killigil) komutasında bir Türk birliği, Bolşevik Devrimi nedeniyle kargaşa içinde bulunan Azerbaycan ve DağıstanRus işgalinden kurtararak bağımsızlığını ilan etti. Turan'ı kurmaya yönelik bu girişime de, Osmanlı Devleti'nin diğer cephelerde uğradığı yenilgi nedeniyle, Kasım 1918'de son verildi.

Cumhuriyet Döneminde Turancılık



1920'ler

Milli Mücadele'de İttihat ve Terakki'nin Türkçü ve Turancı kadroları önemli bir rol oynadığı halde, TBMM hükümeti 1920'den itibaren Turancı akıma karşı kesin bir tavır aldı. Bunda Eylül 1920'de Sovyet rejimi ile Ankara arasında kurulan diplomatik yakınlığın etkisi vardı.

Turancı düşüncenin tanınmış önderi Ziya Gökalp 1923'te Ankara'da Matbuat Müdürlüğü tarafından yayımlanan Türkçülüğün Esasları adlı eserinde Turancılığı "uzak mefkure" ilan ederek, Türkiye devletinin kuruluşunu esas alan yeni bir Türkçülük tanımı getiriyordu. Gökalp bu eserinin basımından iki ay sonra Mustafa Kemal tarafından milletvekili adayı göstirildi.

Mehmet Emin Yurdakul Turana Doğru adlı şiir kitabının yeni baskısında bazı şiirlerini değiştirerek Turan sözcüğünün yerine vatan sözcüğünü getirdi. Ahmet Ağaoğlu, Halide Edip ve Yusuf Akçura, 1922 ve 1923'te çeşitli vesilelerle Turancılıktan vaz geçtiklerini deklare ettiler.

1930'lar ve Turancılığın Yeniden Canlanması

Cumhuriyet döneminde Turancılığı üstü kapalı bir biçimde de olsa savunan ilk eser, Reşit Saffet Atabinen'in 1930'da yayımlanan Türklük ve Türkçülük İzleri adlı kitabıydı. Kitap, Türk Ocağı örgütü içinde hızlanan bir tartışma ortamında yayımlanmıştı. 1931'de Türk Ocakları Atatürk'ün emriyle kapatıldı.

1932'de Reşit Galip'in emriyle üniversiteden uzaklaştırıldıktan sonra yedi yıl Almanya'da kalan Zeki Velidi Togan, 1939'da Türkiye'ye döndükten sonra yayımladığı Bugünkü Türkistan ve Yakın Mazisi adlı eserinde, yakın gelecekte gerçekleşmesini umduğu Turan hayalini anlattı.

1930'larda yeniden güçlenen Türkçü-Turancı düşüncenin en radikal sözcüsü Hüseyin Nihal Atsız idi. Atsız 1931-1932'de Atsız Mecmuayı, 1933-1934 ve 1943-1944'te de Orhun: Aylık Türkçü Mecmua'yı yayımladı. 1939'da Bozkurt dergisini çıkaran Reha Oğuz Türkkan ile 1943'te Samsun'da Kopuz adlı Türkçü dergiyi başlatan Fethi Tevetoğlu bu dönemin diğer Turancı fikir önderleri arasında bulunuyordu. 1941-1944 yıllarında Orhan Seyfi Orhon Çınaraltı adlı Türkçü dergiyi yönetti. Bu dergide yazan emekli general Hüseyin Hüsnü Emir Erkilet, "Her Türkçü Turancıdır, her Turancı Türkçüdür" diyordu.

1944 Tevkifatı

Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisi Almanyası'nın yenilmeye yüz tutması ve Türkiye'nin İngiltere-ABD ittifakına yaklaşmasıyla Türk basınında Turancılara yönelik sert eleştiriler boy gösterdi. Faris Erkman 1943'te yayımlanan En Büyük Tehlike adlı kitabında "Pantürkist, Turancı, ırkçı kuklalara" saldırarak, onları yabancı devletlerin hizmetinde olmakla suçladı.

"Milli Şef" İsmet İnönü, Genelkurmay Başkanı Mareşal Fevzi Çakmak'ı Ocak 1944'te emekliye sevkettikten sonra, 3 Mayıs 1944'te İstanbul ve Ankara'da Türkçü gençlerin düzenlediği Komünizmi Telin mitingleri yapıldı. 9 Mayıs 1944'te Şükrü Saraçoğlu hükümeti, aralarında Nihal Atsız, Zeki Velidi Togan, Reha Oğuz Türkkan, Nejdet Sançar, Fethi Tevetoğlu ve Alpaslan Türkeş'in de bulunduğu 30 kadar Türkçü-Turancı'yı tutukladı. Bir yıla yakın tutuklu kalan sanıklar, daha sonra, kendilerinin tabutlara yerleştirilip işkence yapıldığını ileri sürdüler. 29 Mart 1945'te Türkçülük davası sanıklarından onu ağır hapis cezalarına çarptırıldı. Ancak aynı yılın Ekim ayında Askeri Yargıtay mahkumiyet kararlarını esastan bozdu.

1945 Sonrası

1950'li yıllarda Demokrat Parti ve daha sonra da Mareşal Fevzi Çakmak'ın kurduğu Millet Partisi içinde yer alan ve bağımsız örgütlü bir yapı göstermeyen Turancı hareket, o yıllarda siyasete egemen olan anti-komünizm düşüncesinin sağladığı zırha bürünerek görüşlerini savundu.1969'da isim değiştirerek Milliyetçi Hareket Partisi olan Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi, eski Turancılardan birçoğunu bünyesinde topladı.

Macaristan'da Turancılık

Orta Asya kökenli bir ulus olan Macarlar'da Orta Asya'daki akraba uluslara yönelik ilgi 1890'larda büyük bir hızla gelişti. 1910 yılında aristokrat kökenli aşırı sağcı siyasetçi ve tarihçi Kont Pál Teleki önderliğinde Budapeşte'de Turan Cemiyeti (Turáni Társaság) kuruldu. Birçok ünlü toplumsal şahsiyeti, bilim adamlarını ve ulusçu şairleri kapsayan cemiyetin amacı "Avrupa'dan Asya'ya, Dévény'den Tokyo'ya kadar Turan'ı aramak," "kardeş uluslar arasında,Macarların yönetiminde birliği sağlamak ve Turancı birlik bilincini yaygınlaştırmak" idi. Tarık Demirkan, Macar Turancıları, Tarih Vakfı Yay. 2000, s. 27, 28. "Turancılığın, yani Macar olmanın birinci ödevi (...) Turan ülküsünü öğrenmek ve bunu yaymak" idi. A.g.y. Macar Turan Cemiyeti 1913'ten itibaren Turán adlı bir dergi yayımladı. 1920'de dokuz Turancı cemiyet ve birliğin katılımıyla Macaristan Turan Federasyonu (Magyarország Turáni Szövetség) kuruldu.

Macaristan'daki Turancı hareketin Türkiye ile neredeyse aynı günlerde örgütlenmesi, Turancı fikirlerin etkinliği kadar, belki Alman İmparatorluğu'nun I. Dünya Savaşı arefesinde Rusya'ya yönelik politikalarıyla da ilgilidir.

Nitekim Macar Turan Cemiyeti'nin lideri Kont Pál Teleki II. Dünya Savaşı sırasında Hitler Almanyası'nın desteğiyle Macaristan başbakanı olacaktır (1941). Kafkasya kahramanı Nuri Paşa da uzun yıllar Almanya'da yaşadıktan sonra 1938'de Türkiye'ye dönerek Hitler Almanyası'nın desteğiyle bir silah fabrikası kurdu; 1941'de Almanya'nın Ankara büyükelçisi Franz von Papen aracılığıyla Türkiye'deki Turancı harekete gizli destek sağladı. Nuri Paşa'nın Alman Dışişleri Bakanlığı'nın Türkiye işlerinden sorumlu müsteşarı Ernst Woermann aracılığıyla aktadığı görüşler, Almanya'da Turancılık Masası'nın ve SS Doğu Türkistan Alayı'nın kurulmasında rol oynadı. Uğur Mumcu, 40'ların Cadı Kazanı, Tekin Y. 1990.

Diğer Ülkelerde Turancılık

Kazan'lı Abdullah Ahsan tarafından çıkarılan Yeni Turan dergisi 1931'den başlayarak Finlandiya'da Türkçe ve Fince olarak yayımlandı. Dergi Sovyet karşıtı ve Alman yanlısı yazılara yer veriyordu.

Ünlü Turancılar

Türk Birliği köken itibariyle Türk olan tüm ülke, özerk yönetim vb. devletleri tek çatı altında toplanması.

Atatürk`ün bu konu hakkında vecizeleri

200px|left|thumb|24 Mart 1923 tarihli Time dergisinin kapağı Cumhuriyetin Kurucusu Atatürk;

``"Bugün Sovyetler Birliği dostumuzdur, müttefikimizdir. Bu dostluğa ihtiyacımız vardır. Fakat yarın ne olacagını kimse bugünden kestiremez. Tıpkı Osmanlı gibi, tıpkı Avusturya-Macaristan gibi parçalanabilir, ufalanabilir.Bugün elinde sımsıkı tuttuğu milletler avuçlarından kaçabilirler. Dünya yeni bir dengeye ulaşabilir. işte o zaman Türkiye ne yapacağını bilmelidir. Bizim dostumuzun idaresinde dili bir, inancı bir, özü bir kardeşlerimiz vardır. Onlara sahip çıkmaya hazır olmalıyız. Hazır olmak yalnız o günü susup beklemek değildir. Hazırlanmak lazımdir. Milletler buna nasıl hazırlanır? Manevi köprüleri sağlam tutarak. Dil bir köprüdür... İnanç bir köprüdür...Tarih bir köprüdür... Köklerimize inmeli ve olaylarin böldügü tarihimiz içinde bütünleşmeliyiz. Onlarin (soydaş Türk kardeşlerimizin) bize yaklaşmasını beklememeliyiz. Bizim onlara yaklaşmamiz gereklidir."`` sözleri ile bu konudaki görüşünü açıklamıştır.


Atatürk`ün bu hususta bir başka vecizesi ise şöyledir:

``Türk Birligi`nin bir gün hakikat olacagına inancım vardır. Ben görmesem bile gözlerimi dünyaya onun rüyaları içinde kapayacağım. Türk Birliği`ne inanıyorum. Onu görüyorum. Yarının tarihi yeni fasıllarını Türk Birliği ile açacak. Dünya sükununu bu fasıllariçinde bulacaktır. Türk`lügün varlığı bu köhne áleme yeni ufuklar açacak. Güneş ne demek, ufuk ne demek o zaman görülecek. Hayatta yegane varlığım ve servetim Türk olarak doğmamdı.``


Türk Devletleri

1990 yılında Sovyetler Birliği`nin dağılmasıyla Kazakistan, Türkmenistan, Kırgızistan, Özbekistan, Azerbaycan Cumhuriyetleri ortaya çıkmıştır. Rusya Federasyonu içerisinde ise Tataristan, Başkurdistan, Çuvaşistan, Yakutistan, Tuva, Altay, Hakasya, Dağıstan, Taymur, Karaçay ve Balkar Özerk Cumhuriyetleri tesis edilmiştir. Moldova`da Gagauzya, Ukrayna`da Kırım Özerk Cumhuriyeti kurulmuştur. Çin Halk Cumhuriyeti`nde ise Doğu Türkistan özerk yapıya sahiptir. Türk Dünyası 250 milyonu bulan nüfusuyla Türkiye`nin sorumluluğu altındadır.

Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev`in bağımsızlığın ilanından sonra İstanbul`da yaptığı konuşma, Türk Cumhuriyetleri`nin bu beklentisini ve geleceğe yönelik umutlarını yansıtması bakımından son derece önemlidir:

``“Ancak bahar sellerini ne kadar engellemeye, önüne bentler çekmeye çalışırsanız çalışın, su yine de kendi yolunu açacaktır. İşte tarih nehri ile de aynısı olmuş ve a€˜soğuk savaş` engelini yıkan tarih insanlık kanunlarıyla belirlenen esas yatağına dönmüştür...Halklarımız arasında karşılıklı anlayış ve güven duygusu oluştu. Dostluk etkili bir işbirliğinin en güvenilir garantisidir. Bu durum bizi umutlandırıyor.”``


Yapılan Çalışmalar

  • En son 10. Türk Devletleri Kurultayı Eylül 2006`da yapılmıştır.
  • Karşılıklı öğrenci değişimi yoğun olarak devam etmektedir.
  • Devletin desteklediği TÜDEV ve TİKA dernekleri kurulmuştur.
  • Birçok özel dernek kurulmuştur.
  • Ortak üniversiteler kurulmuştur.
  • Çağdaş Türk Lehçeleri arasında alfabe birliği büyük oranda sağlanmıştır.
  • Çağdaş Türk Lehçeleri sözlüğü tamamlanmıştır.
  • Türk Dil Kurumu tarafından lehçeler arasında robot çeviri sistemi yapılmaktadır.
  • Türk tarihi`nin Orta Asya`da daha etkin ve doğru şekilde öğretilmesi çalışmaları yapılmıştır.
  • Moğolistan`daki anıtlar için ülkeler arası işbirliği kararı alınmıştır.


Linkler



Kaynaklar

Vikipedi

Turancılık

Osmanlı İmparatorluğu'nun son yıllarında ortaya çıkmış olan, Osmanlılık ve İslamcılık akımları karşısında bütün Türklerin tek vatanda ve tek bayrak altında birleştirilmesini amaçlayan akım, Panturanizm.

Turancılık

Türkçe Turancılık kelimesinin İngilizce karşılığı.
Pan-Turanism, Pan-Turanianism, Pan-Turkism.

Bu konuda henüz görüş yok.
Görüş/mesaj gerekli.
Markdown kullanılabilir.

Turancılık Resimleri

Irkçılık-Turancılık Davası
3 yıl önce

Irkçılık-Turancılık Davası, 7 Eylül 1944'te başlayan ve 29 Mart 1945'e kadar süren, Türk siyasetinde önde gelen 23 ismin Irkçılık-Turancılık suçlamasıyla...

Irkçılık-Turancılık Davası, 1944, Politika, Siyaset, Taslak
Suyu Arayan Adam
7 yıl önce

değerlendirilebilir. Yazar birinci bölümde döneminde hakim olan Osmanlıcılık, Türkcülük-Turancılık gibi Osmanlı Devleti'nin son devrin de hakim ideolojilerine getirdiği...

Nejdet Sançar
3 yıl önce

ve Balıkesir Lisesi'ne atanmıştır.[kaynak belirtilmeli] 1944 Irkçılık-Turancılık Davası'nda yargılanmıştır. 1960 yılında 16 yaşındaki oğlu Afşin'i kaybetmesi...

Nejdet Sançar, 1910, 1944, 1960, 1962, 1975, 1 Mayıs, 22 Şubat, Afşın`a Ağıt, Alparslan Türkeş, Balıkesir
Anadoluculuk
7 yıl önce

İmparatorluğu'nun yıkılışı sırasında güçlenen ümmetçilik, Osmanlıcılık ve Turancılık gibi akımlara tepki olarak gelişmiştir. Irk esasına dayanmak yerine, Anadolu...

Turan
3 yıl önce

Turan Air — Azerbaycan Havayolları. Turan-bik — Efsanevi bir Türk kadını. Turancılık — Dünyadaki bütün Türkleri birleştirme ülküsü. Panturanizm ve pantürkizm...

Turan, Hunlar, Kızıl Elma, Tarih, Taslak, Turancılık, İran, Turan dili, ޞahname, Turan ideolojisi
Türkçülüğün Esasları
3 yıl önce

değiştirmiş olanlar da vardır. Türkçülüğün Tarihi Türkçülük Nedir? Türkçülük ve Turancılık Milli Kültür ve Medeniyet Halka Doğru Batıya Doğru Tarihi Maddecilik ve...

Türkçülük Günü
3 yıl önce

Türkçülük Günü, 3 Mayıs 1944 tarihinin anıldığı gün. Irkçılık-Turancılık davasının gerekçelerinden biri olarak gösterilen Hüseyin Nihal Atsız - Sabahattin...

Siyasi ideolojiler listesi
3 yıl önce

Pro-Avrupacılık Siyonizm Baasçılık Arap milliyetçiliği Türk milliyetçiliği Turancılık Atatürkçülük Ülkücülük Feminist teoloji Teokrasi Dini sosyalizm İslamcılık...