Stalingrad Savaşı Öncesi
1941 yılı Doğu Cephesi
22 Haziran 1941 günü Alman birliklerinin sınırı geçmesiyle başlayan Alman-Rus savaşı, harekatın ilk aylarında Alman zırhlı birliklerinin hızlı ilerlemeleriyle sürmüştü. Kuzeyde Leningrad’ı kuşatan birlikler, Hitler’in talimatıyla kente yönelik taarruzlarını durdurmuşlar, kuşatma durumunda kalmışlardı. Merkezde ise Hitler, Moskova konusunda ısrarlıydı. Ne var ki, Kızıl Ordunun inatçı direnişi karşısında Alman ilerleyişi Moskova varoşlarında durdurulmuştu. Güney cephede ise Alman birlikleri Kiev’i ele geçirmişlerdi.Tüm bu hızlı ilerlemelere karşın 1941 yılı sonuna gelindiğinde Alman ilerlemesi de durma noktasına gelmiştir. Hemen ardından başlayan Kızıl Ordu taarruzları ise Alman kuvvetlerine ağır kayıplar verdirmiş, özellikle merkez cephede hatlarını yer yer 100 km. geri çekmek zorunda kalmalarına yol açmıştı. 1942 yılının şubat ayı sonlarında gerek kış koşulları gerek ağır kayıplar dolayısıyla Rus ilerleyişi de durmak zorunda kalmış ve tüm Doğu Cephesinde durum istikrar bulmuştur.
1942 yılı Alman Yaz Taarruzu
1942 yılının ilk ayları, her iki tarafın da kuvvetlerini ve ikmal depolarını takviye etmeleriyle ve geniş çaplı bir askeri harekat için gereken diğer hazırlıklarla geçti. Bu arada, kışın kar ve buzu, ilkbaharın eriyen karlar ve taşan ırmakların yol açtığı çamuru gibi şartlar da ortadan kalkmış oldu.Ağustos 1942, Alman ordularının gücünün ve yayılmasının zirveye ulaştığı tarihtir. Bu tarihte kıta Avrupasının neredeyse tümü Alman işgali altındadır. Belçika, Hollanda, Lüksemburg, Polonya, Danimarka, Norveç, Fransa, Çekoslovakya, Sırbistan, Yunanistan Alman işgali altındadır.
Rusya’daki savaşın ikinci yılında Hitler, harekatın yönünü Moskova’dan güney cepheye, yani Stalingrad ve Kafkasya’ya çevirme kararındadır. Generallerinin hemen hepsi Moskova yönünde taarruza devam edilmesinden yanadırlar fakat Hitler, “Ne yazık ki generallerim ekonomi bilmiyorlar” diyerek kestirip atacak ve harekat için gerekli emirleri verecektir.
Almanların 1942 yaz taarruzlarının ana planı, Mavi Operasyon kod adıyla kayıtlara geçen plandır. Esasen Mavi Operasyon, Don - Donets koridorunun ele geçirilmesi ve bir yönden Stalingrad, diğer yönden de Kafkasya yolunun açılması operasyonudur.
Bu planın uygulamaya geçilmesinden önce Kırım yarımadasındaki Sivastopol kentinin ve hemen onun karşısındaki Kerç yarımadasının alınması, en azından burada konuşlanmış olan Kızıl Ordu birliklerinin bloke edilmesi öngörülmüştür.
Mavi Operasyon’a 28 Haziran 1942 tarihinde başlanır. Donets nehrini geçerek Don nehrinin batı kıyıları boyunca güney doğuya ilerleyen Alman 6. Ordusu ile 4. Panzer Ordusu'nun Stalingrad'a taarruz edebilecek pozisyona gelmesi, Temmuz ayı ortalarını bulmuştur. Öte yandan diğer ordu grubunun da 23 Temmuz 1942 tarihinde Rostov’un almasıyla Alman orduları önünde Kafkasya’nın yolu açılmıştır. Mavi Operasyonun her iki stratejik hedefine de, -Stalingrad ve Kafkasya yollarının açılması- ulaşılmıştır. Bu aşamadan sonra 1942 yılı yaz taarruzlarına iki koldan devam edilecektir.
Stalingrad Kuşatması
General Aleksandr Mikhailoviç Vasilevski’nin “Unutulmaz, trajik bir gün” olarak tanımladığı 23 Ağustos 1942 günü Stalingrad’a yönelik Alman taarruzunun başladığın gündür. Luftwaffe’nin bombardıman uçakları, yaklaşık dört bin çıkış yaparak kenti 48 saat boyunca bombalamışlardır. Kentin yaklaşık yüzde sekseni tahrip olurken binlerce sivil de yaşamını yitirmiştir. İnfilak eden akaryakıt depolarından metrelerce yükselen alev dilimleri kenti cehenneme çevirmiştir.Bombardımanın başlamasıyla birlikte General Friedrich Paulus’un 6. Ordusu, Don nehrini geçerek kuzey batıdan, General Hermann Hoth’un 4. Panzer Ordusu da güney batıdan Stalingrad’a yönelmişti. İki üç gün içinde Rus hatları yarılmış ve Almanlar kentin kuzeyinde ve güneyinde Volga kıyılarına ulaşmışlardı. Böylece Stalingrad savunması, Volga nehriyle Alman yarı çemberi arasında sıkışıp kuşatılmış olmaktadır.
Bölgedeki Kızıl Ordu birliklerin savaşçı unsurları yetersizdir, çoğu eksik kadrolu birliklerdir. Mayıs ayında girişilen Harkov saldırısında uğranılan ağır kayıplar henüz giderilebilmiş değildir. Top mevcudu da yetersizdir, bazı cephelerde havan toplarıyla savunmak yapmak zorunda kalınmaktadır.
İki gün içinde General Hoth’un panzer birlikleri Rusların iki savunma hattını çökertmiştir. En içteki üçüncü savunma hattı önünde durdurulursa da 25 Ağustos 1942 günü bu savunma hattı da yarılır. General Yeremenko, iki Sovyet ordusuna geri çekilme emri vermek zorunda kalmıştır. Tam zamanında verilen bir karardır bu çünkü, ertesi gün General Paulus’un 6. Ordu’su kuzeyden saldırıya geçmiştir.
26 Ağustos 1942 günü General Georgy Jukov, Stalin tarafından Yüksek Komutan Yardımcılığı’na atanmıştır. Kızıl Ordu’nun sevk ve idaresi konusunda, Stalin’den sonra yetkili kişidir ve Stalingrad savunmasından doğrudan sorumludur artık.
30 Ağustos günü, Alman birliklerinin kenti kuşatma operasyonu tamamlanmıştır, Stalingrad artık kuşatma altındadır.
3 Eylül 1942 günü Kızıl Ordu birlikleri mevzilerini terk ederek kentin varoşlarına çekilmek zorunda kalıyorlar. Tüm takviye ve ikmal, Volga nehri üzerinden mavnalarla yapılmaktadır. Alman topçu ateşi ve uçakların pikeleri, çok sayıda mavnanın nehri geçemeyerek sulara gömülmesine yol açmaktadır. Silah, cephane ve sıhhi malzemeye öncelik verildiği için askerlere verilen günlük istihkak hızla düşmektedir.
4 Eylül günü panzer birlikleri kentin güney varoşlarına girerler. Ertesi gün Rusların giriştiği bir karşı saldırı hezimetle sonuçlanır. 7 Eylülde kentin havaalanı Almanların eline geçiyor. 9 Eylülde ise Almanlar, Moskova-Astragan demiryolu hattını kesiyorlar. Müttefik yardımlarını taşıyan ana arter kesilmiştir.
12 Eylülde Ruslar kentin varoşlarından çekilmek zorunda kalıyorlar. 14 Eylülde bir Alman piyade tümeni kentin merkezine iyice yaklaşıyor. Kenti savunmakla görevli Sovyet 62. Ordu’sunun direnişi son derece yırtıcı ve ölümünedir, bu birliğe gönderilen her askerin ortalama yaşam süresi 24 saatten azdır.
Aynı gün Stalin, Mareşal Jukov’a bir savaş planı hazırlamasını emretmiştir. Savaşı ve Stalingrad’ı kastederek, “Bu iş, Volga kıyılarında bitmeli” der. Jukov ve Vasiliyevski, böyle bir emre hazırlıklıdırlar, ertesi gün Stalin’e bir savaş planı sunmuşlardır. Ancak istihbarat raporları, Alman kuvvetlerinin bir iki gün içinde Stalingrad’da genel bir saldırı başlatacağı yönünde bilgiler içermektedir, savaş planı askıya alınır.
Gerçekten de 14 ve 15 Eylülde 6. Ordu’nun saldırıları gerçekleşiyor. Karşılaştıkları, hazırlıklı direnişin karşısında kayda değer bir ilerleme kaydedemediler.
Eylül ayı, kentteki Alman ilerlemesi, ağır da olsa sürüyor. Hemen her gün hava akınlarıyla desteklenen Alman saldırıları karşısında Rus birlikleri gerilemek zorunda kalıyorlar. Almanlar, Sivastopol kuşatması sırasında da kullanılan Dora demiryolu topları Stalingrad önlerine getirmişlerdir. 800 mm.lik bu dev toplar kent içindeki direnme noktalarını ve Volga'nın doğusunda konuşlanmış Sovyet top ve mevzilerini dövmektedir.
Ekim ayında da bu genel gidişat sürmektedir. Almanlar 14 ekim 1942 de tesisleri tank üretebilecek şekilde değiştirilmiş, ve Stalingrad savaşları boyunca tank üretimini sürdürmüş olan traktör fabrikasına, Luftwaffe’nin üç bin çıkışlık desteğiyle saldırıyorlar. 62. Sovyet Ordusu, Volga üzerindeki üç köprübaşının bulunduğu birkaç yüz metrelik alana çekilmek zorunda kalıyor. Mevcudunun yüzde yetmiş beşini kaybetmiştir. 13. Muhafız Tümeni Alman saldırısını durdurmayı başaramamış olsaydı tümüyle imha edilecekti. Stalingrad’ın kuzey bölümü Almanların elindedir artık.
Ekim ayının son haftası Stalingrad savunmacıları için en kritik günlerdir. Hava dona çevirmiştir ama nehir henüz donmamıştır, buz parçalarının yüzdüğü ağdalı bir sıvı halini almıştır ve bu durumda teknelerin ilerlemeleri olanaksızdır. Kent, bu süre içinde ikmal ve takviye alamıyor. Cephane ve yiyecek sıkıntısı had safhadadır.
Stalingrad’da giderek umutsuzlaşan bir direniş sürerken, Jukov ve Vasilevskiy tarafından hazırlanan ve Uranüs operasyonu kod adı verilen planın hazırlıkları da tamamlanmak üzeredir. Plan, Stalingrad içinde bir karşı taarruzla Alman hatlarını kırmak yerine, Stalingrad’da Rus birliklerini kuşatmış olan Alman çemberini sarmayı hedefleyen bir plandır.
Rus Karşı Taarruzu
Stalingrad’ı kuşatmış durumdaki Alman 6. Ordusu ve 4. Panzer Ordusunu kuşatma hazırlıkları, Ekim ve Kasım ayları içinde sürdürülmüştü. 19 Kasım 1942 günü sabaha karşı, Stalingrad’ın kuzeyinde, binlerce topun gürlemesiyle Rus karşı taarruzu da başlamış oldu. Stalingrad’ın kuzey batısını tutan Romen birlikleri üzerine, daha gün ağarmadan çok yoğun bir top ve Katyuşa salvosu başlıyor. Gün ağarırken de Kızıl Ordu birlikleri saldırıya geçiyor. Topları, tanksavarları olmayan Romen birlikleri harekatın ilk saatlerinde, çok sayıdaki Rus tankının taarruzuna dayanamayacaktır. Kısa sürede Romen 3. Ordusunun cephesi yarılmıştır.Güney çenesini oluşturacak Kızıl Ordu birlikleri de bir gün sonra taarruza kalkmışlardır. Ard arda gelen keşif raporları, Alman komutanlara, Stalingrad’ın güneyinde 13 Sovyet ordusunun ve binlerce tankın harekat halinde olduğunu gösteriyor.
20 Kasım 1942, dar anlamda Stalingrad’da, geniş anlamda ise Doğu Cephesinde “son”un başlangıcıdır. Ancak, 20 Kasım 1942 günü, çoğu kez dikkatten kaçan bir başka yerde de sonun başlangıcı olarak algılanmaktadır. Kuzey Afrika. O gün Rommel’in birliklerine malzeme taşıyan elli Alman nakliye uçağından kırkbeşi, müttefik avcı uçakları tarafından düşürülmüştü. O günün akşamı Rommel, emir subayına, “Her şey bitti... Takviye gelmeyecek... Biz savaşı kaybettik” diyecektir.
Çemberin kapanmasını önlemeye çalışan Alman birlikleri de yer yer geç kalıyor ya da iyi hazırlanmış Rus saldırısı karşısında varlık gösteremiyorlar ve 22 Kasım 1942 akşamı güneyden taarruz eden Sovyet 4. Mekanize Kolordusu ile kuzeyden ilerleyen 4. Tank Kolordusu, Stalingrad’ın 60 km. batısında, Don Nehrinin dirsek yaparak güney batıya döndüğü noktada, Kalaç’da birleşiyorlar, Wehrmacht’ın 6. Ordusu etrafında oluşturulmaya çalışılan çember kapanıyor. Kalaç, aynı zamanda 6. Ordu’nun en önemli ikmal hattıdır ve Paulus’un karargahından topu topu 15 km. uzaklıktadır. Karargahın derhal geriye çekilmesi zorunluluğu, Alman birliklerinin sevk ve idaresinde ciddi bir zaaf yaratacaktır. Zaten kentteki Alman birlikleri arasındaki iletişimde çeşitli güçlükler yaşanmaya başlamıştır.
Kuşatmanın güney çenesini oluşturan Sovyet kuvvetleri, Alman 6. Ordusuyla 4. Panzer Ordusunun arasından daldığı için 4. Panzer Ordusu kuşatmanın dışında kalmıştır.
Stalingrad’da Alman 6. Ordusunun kuşatılması tamamlandıktan iki gün sonra, 25 Kasım 1942 de Almanların Rijev cebine karşı geniş çaplı bir saldırı başlatıyor Ruslar. Harekata, Mars Operasyonu kodadı verilmiştir.
Stalingrad’da Kızıl Ordu Çemberi
Stalingrad kuşatmasına katılan bir kısım Rus birlikleri de dışarı doğru harekata devam ederek bir dış çember oluşturuyorlar. Böylece biri içeriye, diğeri dışarıya dönük iki çember oluşturarak dışarıdan girişilecek bir yarma harekatına karşı daha başlangıçta işi sağlama alıyorlar. Hızla Don nehri ile onun bir kolu olan Chir nehri arasındaki araziye yayılıyorlar.Kızıl Ordunun çeneleri üzerine kapandığında 6. Ordu, 40 x 60 km.lik bir alana sıkışmış bulunmaktadır. Tüm ikmal ve takviye, yaralıların nakli, hava yoluyla yapılmak zorundadır artık. Ne var ki, kuşatma operasyonunu planladıkları sırada Ruslar, bu durumu da analizlerine katmışlardır. Kuşatma tamamlanır tamamlanmaz, binden fazla uçaksavar topu, hızla sevk edilerek mevzi tutarlar.
1942 yılının Aralık ayı boyuca kuşatma altındaki Alman birliklerine normalin ancak beşte biri kadar malzeme hava yoluyla intikal ettirilebilir. Bu malzemenin büyük bir bölümü, cephane ve akaryakıt olmak zorundadır. Yiyecek kıtlaşmıştır, personel başına günde iki dilimlik ekmek, ordu bünyesindeki atların eti ve ele geçen Rus askerlerin sağladığı yiyecektir. Onların torbalarından her zaman reçel kavanozları, domuz pastırması, peksimet ve votka bulunmaktadır.
Bir birliğin düşman birlikleri tarafından çembere alınması durumlarında ilk akla gelen tutum, kuşatma altındaki birliklerin, bir yarma hareketiyle çemberi yarmak ve ana kuvvetlerle birleşmektir. Ne var ki Hitler, her zamanki gibi mevzilerin tek edilmesine karşı çıkmaktadır. O, karalıdır, 6. Ordu yerinde kalacak, ana kuvvetlerden düzenlenecek bir kurtarma kuvveti çemberi yararak 6. Ordu ile temas sağlayacaktır.
Almanlar, Merkez Ordular Grubundan ayırdıkları Erich von Manstein’in 11. Ordusunu Don Ordular Grubu olarak yeniden yapılandırarak bir karşı saldırı başlatmayı planlarlar.Kış Fırtınası Operasyonu kod adıyla planlanan harekat, Stalingrad’ın güney batısından taarruza geçecektir.
Don Ordu Grubu, 12 Aralık 1942 tarihinde taarruzuna başlamıştır. Kızıl Ordu'nun iki direnç hattını kırıp ilerleyen harekat, Rusların yedekte tuttukları 2. Muhafız Ordusu'nu savaşa sürmeleri üzerine durdurulmuştur. STAVKA'nın stratejik planlarında 2. Muhafız Ordusu, esasen Satürn Operasyonu için ayrılmış birliklerden biriydi. Manstein'in Don Ordu Grubu'nun ilerleyişini durdurabilmek için bu orduyu kullanmak zorunda kaldılar. Dolayısıyla Satürn Operasyonu, Stalingrad'daki Alman 6. Ordu'sunun imhasına kadar ertelenmiştir.
Manstein, izleyen dört gün boyunca cepheyi yarmak için çabalayacaktır. 23 Aralık 1942 günü ise taarruz çıkış hattına çekilmeye başlamıştır. Stalingrad'daki 6. Ordu mevzilerine 50 km. kala 19 Aralık 1942 tarihinde ulaşabildiği son noktadadır.
28 Aralık 1942 de Stalingrad’da ardı arkası gelmeyen Rus saldırılarından biriyle Tazinskaya havaalanı da Rusların eline geçiyor. Zaten yetersiz olan havadan ikmal daha da kısıtlı olacaktır artık. Faal olan tek bir havaalanı kalmıştır.
Ruslar 8 Ocak 1943 de Stalingrad’da kuşatılmış durumdaki Alman askerlerine teslim ol çağrısı yapıyorlar. Teslim şartları katlanılmaz değildir. Her askere normal tayın verilecek, yaralılar ve hastalar tedavi edilecek, subaylar rütbe işaretlerini ve nişanlarını taşıyabileceklerdir. Özel eşyalara da dokunulmayacaktır. Uçaklarla Alman siperlerine atılan bildiri, sert bir tehditle son bulmakta, “Teslim olunmadığı halde Kızıl Ordu kuvvetleri Alman kuvvetlerini yok etmek zorunda kalacaktır. Direnenler acımasızca imha edilecektir.” Durum derhal Hitler'e iletilir ve Hitler derhal reddeder.
10 ocak 1943 günü general Konstantin Rokossovski komutasındaki Ruslar beş bin topun bir saat süren hazırlık ateşinin ardından Stalingrad’daki Alman kuvvetlerine toplu bir saldırıya giriştiler. Altı günün sonunda Alman’lar yarı yarıya küçülmüş, 22 x 14 km.lik bir alana sıkıştılar. 24 Ocak 1943 de eldeki son havaalanı da Rusların eline geçiyor. Son umutlar da ortadan kalkmıştır. Almanların hazırladığı bir havaalanı da pek çok uçak için kısa kalmıştır. Bundan böyle ikmal maddeleri havadan bırakılacak ve yaralılar tahliye edilemeyecektir.
Ardı ardına gelen Rus saldırıları sonunda Almanların savunmaya çalıştıkları bölge üçe bölünür. 31 ocak 1943 gecesi başlarken Paulus’un bir Bodrum katındaki karargahındaki radyo operatörü kendiliğinden bir mesaj gönderir. Rusların sığınağın kapısına dayandığını, cihazı imha edeceğini bildirir. Mesajın sonunda CL harfleri vardır. Bunlar, uluslararası bir koddur ve “istasyonumuz yayını kesiyor” anlamındadır. Paulus ve kurmay subayları, bir manga Rus askerine itirazsız teslim oluyorlar az sonra. Stalingrad’ın kuzey kesiminde iki panzer tümeniyle dört piyade tümeninin “kılıç artıkları”, o ünlü traktör fabrikasında direnmeye devam ediyor. 2 Şubat 1943 günü, öğleden hemen sonra Stalingrad üzerinden uçan bir Alman keşif uçağı şu telsiz mesajını gönderir. “Stalingrad’da hiçbir savaş belirtisi yok.”
Stalingrad’da Ruslara teslim olan 6. Ordu mevcudunun 95 bin dolayında olduğu kabul edilir. 235 bin kişilik koskoca bir ordudan geriye kalanlardır bunlar. Bu askerlerden ancak 5 bin kadarı ülkelerine geri dönebilmiş, diğerleri soğuktan, hastalıktan ve yetersiz beslenmeden (çoğu izleyen bahar aylarında baş gösteren tifüs salgınından olmak üzere) Sibirya topraklarında ölmüşlerdir.
Stalingrad'da Silahlar Sustuktan Sonra Doğu Cephesi
Stalingrad'da Alman 6. Ordusu'nun teslim olmasının ardından STAVKA, Satürn Operasyonu'nun uygulamasına geçmiştir. Satürn Operasyonu, esasen Alman Orduları'nın Stalingrad ve Kafkasya yönündeki taarruzlarına karşı öngörülen bir stratejinin parçasıdır. Almanların 1942 yılı Yaz Taarruzları, Kırım ve Harkov operasyonlarından sonra Mavi Operasyon'la sürmüş, Mavi Operasyonu'nun tamamlanması ardından da Stalingrad kentini ve Kafkasya'yı ele geçirmek yönelimli operasyonlarla devam etmiştir. Mavi Operasyonun stratejik hedefleri, Stalingrad kentinin kuşatılması ve Kafkasya yolunun açılmasıydı. STAVKA, Uranüs Operasyonu ile Almanların Stalingrad'ı ele geçirme operasyonunu bertaraf etmişler, Satürn Operasyonuyla da, Kafkasya operasyonlarını durdurmayı, işgal edilen bölgeleri geri almayı hedeflemişlerdir.İlgili Bağlantılar
* http://users.pandora.be/stalingrad/Ayrıca Bakınız
* Mavi Operasyon- Satürn Operasyonu
Kaynaklar
* Vikipedi
misafir - 9 yıl önce
Şahabettin Sönmez - 6 yıl önce
Varoş Babanızdır..! Tarafsız olmayı ÖĞRENİN.