2. Dünya Savaşı sırasında Afrika'daki Alman birliklerinin (Deutsches Afrika Korps) komutanlığını da yapmış olan, sıradışı generallerden biridir. Kuzey Afrika'da İngiliz birliklerine karşı kazandığı başarılar nedeniyle "Çöl Tilkisi" (Wüstenfuchs) lakabıyla anılmaya başlamıştır. Sadece askeri başarılarıyla değil rakiplerine karşı olan şövalyevari tutmuyla da hatırlanmaktadır.
Rommel, Ulm'a 50 Km mesafedeki Heidenheim'da doğdu. Ondört yaşındayken bir arkadaşıyla birlikte tam ölçekte bir planör yapmayı başardılar. Genç Erwin'in mühendis olma düşüncesine karşın 1910 yılında babasının ısrarıyla 124 ncü Württemberg Piyade Alayına subay adayı olarak katıldı ve kısa süre sonra da Danzig'teki Subay Hazırlama Okuluna gönderildi. Kasım 1911'de okuldan mezun olarak Ocak 1912'de Teğmenliğe atandı.
Birinci Dünya Savaşı
Birinci Dünya Savaşında Rommel, hem Fransa'da hem de Romanya ve İtalya cephelerinde görev aldı ve bu sırada üç kez yaralanarak Birinci ve İkinci Dereceden Demir Haç nişanı aldı. Rommel, Prusya'nın en yüksek madalyası olan Pour le Mérite'i kazanan en genç subay oldu. Bu madalya, sadece generallere ayrılan bir onurdu ve Rommel bunu Kuzeydoğu İtalya dağlarındaki savaşlarda kazandı. Ödül esas olarak Longarone Savaşı ve Matajur Tepesinin 150 İtalyan subay, 7000 asker ve 81 topla birlikte ele geçirilmesi sonucu geldi. Rommel'in taburu aynı zamanda Almanya'nın İtalya üzerinde kesin zafer elde ettiği Caporetto Savaşında da kilit rol oynadı.İki Savaş Arası
Savaş sonrasında Rommel tabur komutanlıklarında bulundu ve 1929-1933 arasında Dresden Piyade Okulunda ve 1935-1939 arasında da Potsdam Savaş Akademisinde öğreticilik yaptı. Rommel'in savaş hatıratı Piyade Hücumu (Infanterie greift an) 1937'de yayınlandıktan sonra bir askeri başvuru kaynağı olarak ilgi gördü ve aynı zamanda Adolf Hitler'in de ilgisini çekerek Hitler Gençliğinin (Hitler Jugend) eğitiminden sorumlu komutan görevine getirilmesine neden oldu.1938'de artık albay olan Rommel Wiener Neustadt'daki Savaş Akademisi komutanlığına atandı. Burada, Piyade Hücumu'nun devamı olan Tank Hücumu'nu (Panzer greift an) yazmaya başladı. Ancak bir süre sonra görevden alındı fakat Hitler'in özel koruma taburunun (Führer-Begleitbattalion) komutanlığına getirildi.
İkinci Dünya Savaşı
Polonya 1939
1939 sonbaharında Hitler Rommel'i, işgal altındaki Çekoslokakya'yı ziyaretinde kendisin korumak üzere seçilen Özel Birliğin komutanı olarak seçti. Polonya'nın işgalinin hemen öncesinde Tuğgeneralliğe terfi etti ve Hitler'in mobil karargahının güvenliğinden sorumlu birliğin komutanlığına atandı.Fransa 1940
1940'ta Fransa'nın işgalin başlamasından sadece üç ay önce 7 nci Tank Tümeninin komutanlığına atanmıştı. Bu tümen daha sonra "Hayalet Tümen" (Gespenster-Division) olarak bilinecektir. O kadar süratli ve şaşırtıcı hareket ediyordu ki Alman Yüksek Komutası bile zaman zaman tümenin konumunu haritalar üzerinde işaretliyemiyor, tümenle iletişim kuramıyordu.Bu, Rommel'in ilk tank birliği deneyimiydi fakat bu görevde ne kadar yetenekli olduğunu gösterdi ve Arras'ta, İngiliz Yurtdışı Sefer Kuvvetinin karşı saldırısını başarılı bir şekilde püskürttü. 7 nci Tank Tümeni İngiliz Kanalı'na ilk ulaşan Alman birliklerinden biriydi (10 Haziranda) ve hayati önemi haiz Cherbourg limanını ele geçirdi (19 Haziran). Ödül olarak Rommel terfi ettirildi ve 5 nci Hafif Tümen (daha sonra 21 nci Tank Tümenine dönüştürüldü) ve 15 nci Tank Tümeninin komutanlığına atandı ki bu tümen 1941 başlarında yenik ve demoralize İtalyanlara yardım etmek için Libya'ya konuşlandırıldı ve Alman Afrika Kuvvetlerini (Deutsches Afrika Korps) oluşturdu. Afrika, Rommel'in komutan olarak en büyük ününü kazandığı yer oldu.
Afrika 1941-1943
Rommel, 1941 yılının büyük kısmını kendi organizasyonunu oluşturmak ve Tuğgeneral Richard O'Connor komutasındaki İngiliz kuvvetlerine karşı bir dizi mağlubiyet alarak dağılmış olan İtalyan birliklerini toparlamakla geçirdi.Başarılı bir saldırıyla İngiliz birlikleri Libya'nın dışına çıkarıldı ancak Mısır'a az bir mesafede saldırı tükendi ve çok önemli Tobruk limanı kuşatılmış olduğu halde Avusturalyalı general Leslie Morshead komutasındaki Müttefik kuvvetlerinin elinde kaldı. Müttefik Kuvvetler Komutanı General Archibald Wavell'in kuşatmayı kırmak amacıyla yaptığı iki saldırı (Operasyon Brevity ve Operasyon Battleaxe) başarısızlıkla sonuçlandı.
Pahalıya malolan Operasyon Battleaxe başarısızlığı sonrası Wavell'ın yerine Hindistan İngiliz Birlikleri Komutanı General Claude Auchinleck atandı. Auchinleck, Tobruk'u kurtarmak için 18 Kasım 1941 tarihinde büyük bir taarruz başlattı (Operasyon Crusader) ve başarılı da oldu.
Crusader, Rommel için bir bozgun olmuştur, 7 Aralık 1941 günü tüm birliklerine geri çekilme emri verecektir. Alman ve İtalyan birliklerinin Tobruk civarından çekilmekte olduklarını gören Auchinleck, başarıyı genişletmek amacıyla bu birlikleri izlemeye karar verecektir. Birlikleri düzenli bir biçimde çekilmekte olan Rommel, 20 Ocak 1942 tarihinde birliklerini geri çevirerek kendilerini izleyen müttefik kuvvetlerine bir karşı taarruz düzenler. İngiliz kuvvetleri, bu beklenmedik saldırı karşısında Tobruk'a geri çekilerek savunma pozisyonu almak zorunda kalmışlardır.
Klasik bir Yıldırım savaşı taktiği ile Rommel, 24 Mayıs 1942 günü taarruza geçerek, Gazzala'da İngiliz kuvvetlerini kanadını dışından dolanan bir çevirme harekatına girişmiştir. Bu çevirme harekatı, Bir-Hakem'deki kuvvetli birliklerini, pozisyonlarını savunamayacak duruma düşürmüştür. Bunun üzerine İngiliz birlikleri, kaçınılmaz görünen kuşatmadan kurtulabilmek için hızla geri çekilmek zorunda kaldılar.
Rommel'in bu saldırısı sonucunda Tobruk, kuşatılmış bir vaziyette Afrika Kuvvetleriyle Mısır arasındaki tek engel olarak kaldı.
21 Haziran 1942'de hızlı, koordine ve başarılı bir kombine saldırı ile Tobruk, 33.000 askerle birlikte teslim oldu. Daha önce sadece Singapur'un düşüşünde bu büyüklükte bir İngilz askeri birliği teslim olmuştu. Müttefikler tartışmasız bir şekilde yenilmişti ve haftalar içinde Mısır'a kadar çekilmek zorunda kaldılar. Rommel'in, İngilizlerin "Çöl fareleri", 'Desert rats' olarak bilinen bu afrika ordusu karşısındaki keskin başarıları O'nu yaşayan bir efsane haline getirdi ve Desert Fox (çöl tilkisi) lakabını kazandı ve Afrika savaşları boyunca bu isimle anıldı.
Rommel'in saldırısı, Kahire'ye 90 Km mesafedeki El-Alameyn'de durdu. Birinci El-Alemeyn Savaşı, bazı ikmal problemleri ve gelişmiş müttefik taktikleri nedeniyle Rommel'in aleyhine sonuçlandı. Müttefikler, arkalarını duvara yaslamış, destek hatlarına çok yakın olduklarından sürekli ikmal yapabiliyor ve yeni birliklerle mevzilerini güçlendirebiliyorlardı. Auchinleck'in zayıf İtalyan birliklerine sürekli ve tekrarlayan saldırıları Rommel'i Alman Afrika Birliklerini (Deutsches Afrika Korps) bir tür ilk yardım ekibi gibi kullanmak zorunda bıraktı. Bu da insiyatifi Müttefiklere verdi. Rommel'in Alam Halfa Savaşında Müttefik hatlarını kırma girişimi Afrika'ya yeni gönderilen Tümgeneral Bernard Montgomery tarafından kararlı bir şekilde püskürtüldü. Bunun nedeni ise Müttefiklerin, Alman haberleşme şifrelerini çözebilen yeni bir makine geliştirmeleri sonucu Rommel'in saldırı planını savaştan önce öğrenmeleri oldu. Bu çözümleme Müttefik Kuvetleri arasında önemine binaen Ultra olarak adlandırılmıştır.
İkmal hatlarının Malta üzerinden sürekli baltalanması ve çölde katetmek zorunda kaldıkları uzun mesafeler nedeniyle Rommel'in El-Alameyn'i uzun süre elinde tutması mümkün değildi. Yine de Rommel'in kuvvetlerini geri çekilmeye zorlamak için İkinci El-Alameyn savaşı gibi büyük çaplı bir operasyon gerekti. Hitler ve Mussolini'nin bütün baskılarına rağmen Rommel'in kuvvetleri Tunus'a girene kadar bir daha durup savaşmadı. O zaman bile İngiliz Sekizinci Ordusuyla değil Amerikan 2nci Kolordusuyla savaştılar. Rommel, Kasarin Geçidi Savaşında Amerikan birliklerine ağır bir darbe indirdi.
Rommel birliklerini Tunus'a kadar geri çekerek Hitler'in Tobruk zaferinden daha büyük zaferler elde etme hayaline darbe vurmuş olsa da, Stalingrad'da Hitler'in emirlerine uyup ordusunun yok olmasına neden olan Friedrich Paulus'un aksine o, birliklerini kurtarmış oldu.
Rommel'in kuzey afrikadaki başarılarından sonra, 1942 yılında Winston Churchill avam kamarasında yaptığı konuşmada şöyle demiştir: "Singapuru kaybettik, dogudaki topraklarımiz elden gidiyor. ama savaşın tüm karışıklığına rağmen şunu diyebilirim ki, en azından karşımızda(Rommel kastedilerek) çok cesur ve yetenekli bir general var."
Fransa 1943-1944
Almanya'ya dönünce Rommel bir süreliğine "işsiz" kaldı. Ancak savaşın gidişatı Almanya'nın aleyhine dönmeye başlayınca Hitler onu olası bir Müttefik işgaline karşı Fransa sahilini korumak üzere Ordu Grubu B'nin başına getirdi. Bulduğu durum karşısında rahatsız olan ve çıkartmanın sadece bir-iki ay ötede olduğunu fark eden Rommel kontrolü ele aldı ve onun direktifleriyle kısa sürede milyonlarca mayın ve binlerce tank tuzağı ve engeli sahil boyunca döşendi.Afrika'daki savaşlarından sonra Rommel, ezici Müttefik hava üstünlüğü nedeniyle herhangi bir saldırı planının işe yaramayacağı sonucuna vardı. Tank birliklerinin küçük gruplar halinde sahile yakın iyi korunaklı yerlerde konuşlandırılarak çıkartma anında hızla çatışma bölgesine gelmeleri gerektiğini öne sürdü. İşgalin daha sahildeyken durdurulması gerektiğini savunuyordu. Ancak komutanı olan Gerd von Rundstedt hava kuvvetleri kadar üstün ateş gücüne sahip Kraliyet Donanması nedeniyle işgalin sahilde durdurulmasının imkansız olduğunu düşünüyordu. Ona göre tank birlikleri büyük gruplar halinde oldukça içeride, Paris yakınlarında konuşlandırılarak Müttefiklerin içlere doğru yayılmasına izin verip arkaları sarılarak ikmal yolları kesilmeliydi. İki plan da Hitler'e sunulduğunda Hitler, tankları ortada bir yere yerleştirerek hem Rommel'in hem de von Rundstedt'in işine yaramaz hale getirdi. Yine de Rommel'in planı neredeyse tutacaktı.
Çıkartma günü bazı tank birlikleri, özellikle 12 nci SS Tank Tümeni sahile yeterince yakındılar ve ciddi zorluk çıkardılar. Ancak Müttefiklerin ezici sayısal üstünlüğü ve Hitler'in yedek birlikleri zamanında serbest bırakmaması sonucu köprübaşı elde edildi.
Hitler'e Suikast
17 Haziran 1944'te Rommel'in makam aracı Kraliyet Hava Kuvvetlerine ait bir Spitfire tarafından saldırıya uğradı ve Rommel başından ciddi yaralar aldı. Bu arada 20 Hazirandaki başarısız Hitler suikastı sonrasında Wehrmacht (Alman Ordusu) içinde sıkı bir soruşturma başlatılmıştı. Soruşturmalar, Rommel'in en yakın yardımcılarının komployla direkt bağlantısı olduğu yolunda sonuçlar gösteriyordu. Aynı anda yerel Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisi görevlileri de Rommel'in hastanedeyken Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisi liderliğini aşırı bir şekilde eleştirdiğini rapor ediyordu. Bormann, Rommel'in harekete dahil olduğundan emindi, Goebbels ise emin olamıyordu.Rommel'in gerçekte suikast girişimiyle ne kadar ilintili olduğu veya ne kadar bilgi sahibi olduğu hala belirsizdir. Savaş sonrasında karısının ifadelerine göre Rommel, gelecek nesil Almanlara savaşın bir arkadan bıçaklama (Dolchstosslegende Birinci Dünya Savaşının kaybedilmesinin nedeni olarak içerdeki Alman olmayan unsurların arkadan vurduğu inancı ) yüzünden kaybedildiği düşüncesinin hakim olmaması için suikaste karşı idi. Rommel'e göre bir darbeyle Hitler yakalanmalı ve halkın önünde hesap vermeliydi.
Halk arasındaki itibarını gözönüne alarak Hitler, Rommel'e, siyanür içerek intihar etmek veya Rolan Freisler'in meşhur Halk Mahkemesi önünde yargılanmak arasında seçim yapmasını söyledi. 4 Ekim 1944'te Rommel kendi hayatına son verdi ve onurlu bir şekilde askeri törenle gömülmesine izin verildi.
Savaş sonrasında Rommel'in anıları Rommel Belgeleri adıyla yayımlandı. Adına ve kariyerine adanmış bir müze olan tek 3 ncü Reich üyesi odur.
Kaynaklar
* Vikipediİkinci Dünya Savaşı
Polonya 1939 1939 sonbaharında Hitler Rommel'i, işgal altındaki Çekoslovakya'yı ziyaretinde kendisini korumak üzere seçilen Özel Birliğin komutanı olarak seçti. Polonya'nın işgalinin hemen öncesinde Tuğgeneralliğe terfi etti ve Hitler'in mobil karargahının güvenliğinden sorumlu birliğin komutanlığına atandı.Fransa 1940 1940'ta Fransa'nın işgalin başlamasından sadece üç ay önce 7 nci Tank Tümeninin komutanlığına atanmıştı. Bu tümen daha sonra "Hayalet Tümen" (Gespenster-Division) olarak bilinecektir. O kadar süratli ve şaşırtıcı hareket ediyordu ki Alman Yüksek Komutası bile zaman zaman tümenin konumunu haritalar üzerinde işaretliyemiyor, tümenle iletişim kuramıyordu.
Bu, Rommel'in ilk tank birliği deneyimiydi fakat bu görevde ne kadar yetenekli olduğunu gösterdi ve Arras'ta, İngiliz Yurtdışı Sefer Kuvvetinin karşı saldırısını başarılı bir şekilde püskürttü. Meuse Nehrini geçen ilk birlik Rommel'in birliğiydi. 7 nci Tank Tümeni İngiliz Kanalı'na ilk ulaşan Alman birliklerinden biriydi (10 Haziranda) ve hayati önemi haiz Cherbourg limanını ele geçirdi (19 Haziran). Ödül olarak Rommel terfi ettirildi ve 5 nci Hafif Tümen (daha sonra 21 nci Tank Tümenine dönüştürüldü) ve 15 nci Tank Tümeninin komutanlığına atandı ki bu tümen 1941 başlarında yenik ve demoralize İtalyanlara yardım etmek için Libya'ya konuşlandırıldı ve Alman Afrika Kuvvetlerini (Deutsches Afrika Korps) oluşturdu. Afrika, Rommel'in komutan olarak en büyük ününü kazandığı yer oldu.
Afrika 1941-1943 Rommel, 1941 yılının büyük kısmını kendi organizasyonunu oluşturmak ve Tuğgeneral Richard O'Connor komutasındaki İngiliz kuvvetlerine karşı bir dizi mağlubiyet alarak dağılmış olan İtalyan birliklerini toparlamakla geçirdi.Aslen buradaki savunmaya yardım amacıyla gönderilen Rommel kendinden bir kaç kat üstün İngiliz kuvvetleri önüne katmış ve El Alamein'e kadar kovalamıştır.Kendisine ünlü Çöl Tilkisi(Desert Fox) lakabıda bu yaptıklarından sonra takılmıştır.
Pek çok şaşırtmaca kullanmıştır.Bunlardan bazıları; tankların ve araçlarına arkasına çalı çırpı bağlatarak tozu dumana katmasıdır, ki bunu gören İngilizler çok büyük bir gücün kendilerine saldırdığını sanarak geri çekilmişlerdir. 88'lik topların yarısını toprağa gömdürmüş ,yaklaşan İngilizlere acı bir sürpriz yaşatmıştır. Mayın dedektörlerini yanıltmak için her mayının yanına konserve kutuları gömdürmüştür.Bazen araçları tahtadan tank haline getirip, şaşırtmaca da kullanmıştır.
Başarılı bir saldırıyla İngiliz birlikleri Libya'nın dışına çıkarıldı ancak Mısır'a az bir mesafede saldırı tükendi ve çok önemli Tobruk limanı kuşatılmış olduğu halde Avusturalyalı general Leslie Morshead komutasındaki Müttefik kuvvetlerinin elinde kaldı. Müttefik Kuvvetler Komutanı General Archibald Wavell'in kuşatmayı kırmak amacıyla yaptığı iki saldırı (Operasyon Brevity ve Operasyon Battleaxe) başarısızlıkla sonuçlandı.
Pahalıya malolan Operasyon Battleaxe başarısızlığı sonrası Wavell'ın yerine Hindistan İngiliz Birlikleri Komutanı General Claude Auchinleck atandı. Auchinleck, Tobruk'u kurtarmak için 18 Kasım 1941 tarihinde büyük bir taarruz başlattı (Operasyon Crusader) ve başarılı da oldu.
Crusader, Rommel için bir bozgun olmuştur, 7 Aralık 1941 günü tüm birliklerine geri çekilme emri verecektir. Alman ve İtalyan birliklerinin Tobruk civarından çekilmekte olduklarını gören Auchinleck, başarıyı genişletmek amacıyla bu birlikleri izlemeye karar verecektir. Birlikleri düzenli bir biçimde çekilmekte olan Rommel, 20 Ocak 1942 tarihinde birliklerini geri çevirerek kendilerini izleyen müttefik kuvvetlerine bir karşı taarruz düzenler. İngiliz kuvvetleri, bu beklenmedik saldırı karşısında Tobruk'a geri çekilerek savunma pozisyonu almak zorunda kalmışlardır.
Klasik bir Yıldırım savaşı taktiği ile Rommel, 24 Mayıs 1942 günü taarruza geçerek, Gazzala'da İngiliz kuvvetlerini kanadını dışından dolanan bir çevirme harekatına girişmiştir. Bu çevirme harekatı, Bir-Hakem'deki kuvvetli birliklerini, pozisyonlarını savunamayacak duruma düşürmüştür. Bunun üzerine İngiliz birlikleri, kaçınılmaz görünen kuşatmadan kurtulabilmek için hızla geri çekilmek zorunda kaldılar.
Rommel'in bu saldırısı sonucunda Tobruk, kuşatılmış bir vaziyette Afrika Kuvvetleriyle Mısır arasındaki tek engel olarak kaldı.
21 Haziran 1942'de hızlı, koordine ve başarılı bir kombine saldırı ile Tobruk, 33.000 askerle birlikte teslim oldu. Daha önce sadece Singapur'un düşüşünde bu büyüklükte bir İngilz askeri birliği teslim olmuştu. Müttefikler tartışmasız bir şekilde yenilmişti ve haftalar içinde Mısır'a kadar çekilmek zorunda kaldılar. Rommel'in, İngilizlerin "Çöl fareleri", 'Desert rats' olarak bilinen bu afrika ordusu karşısındaki keskin başarıları O'nu yaşayan bir efsane haline getirdi ve Desert Fox (çöl tilkisi) lakabını kazandı ve Afrika savaşları boyunca bu isimle anıldı.
Rommel'in saldırısı, Kahire'ye 90 Km mesafedeki El-Alameyn'de durdu. Birinci El-Alemeyn Savaşı, bazı ikmal problemleri ve gelişmiş müttefik taktikleri nedeniyle Rommel'in aleyhine sonuçlandı. Müttefikler, arkalarını duvara yaslamış, destek hatlarına çok yakın olduklarından sürekli ikmal yapabiliyor ve yeni birliklerle mevzilerini güçlendirebiliyorlardı. Auchinleck'in zayıf İtalyan birliklerine sürekli ve tekrarlayan saldırıları Rommel'i Alman Afrika Birliklerini (Deutsches Afrika Korps) bir tür ilk yardım ekibi gibi kullanmak zorunda bıraktı. Bu da insiyatifi Müttefiklere verdi. Rommel'in Alam Halfa Savaşında Müttefik hatlarını kırma girişimi Afrika'ya yeni gönderilen Tümgeneral Bernard Montgomery tarafından kararlı bir şekilde püskürtüldü. Bunun nedeni ise Müttefiklerin, Alman haberleşme şifrelerini çözebilen yeni bir makine geliştirmeleri sonucu Rommel'in saldırı planını savaştan önce öğrenmeleri oldu. Bu çözümleme Müttefik Kuvetleri arasında önemine binaen Ultra olarak adlandırılmıştır.
İkmal hatlarının Malta üzerinden sürekli baltalanması ve çölde katetmek zorunda kaldıkları uzun mesafeler nedeniyle Rommel'in El-Alameyn'i uzun süre elinde tutması mümkün değildi. Yine de Rommel'in kuvvetlerini geri çekilmeye zorlamak için İkinci El-Alameyn savaşı gibi büyük çaplı bir operasyon gerekti. Hitler ve Mussolini'nin bütün baskılarına rağmen Rommel'in kuvvetleri Tunus'a girene kadar bir daha durup savaşmadı. O zaman bile İngiliz Sekizinci Ordusuyla değil Amerikan 2nci Kolordusuyla savaştılar. Rommel, Kasarin Geçidi Savaşında Amerikan birliklerine ağır bir darbe indirdi.Kendisi 1.000 asker ve 20 tank kaybederken Amerika'lılara 6.000 asker,183 tank ve 200 top gibi ağır bir kayıp verdirdi.
Rommel birliklerini Tunus'a kadar geri çekerek Hitler'in Tobruk zaferinden daha büyük zaferler elde etme hayaline darbe vurmuş olsa da, Stalingrad'da Hitler'in emirlerine uyup ordusunun yok olmasına neden olan Friedrich Paulus'un aksine o, birliklerini kurtarmış oldu.
Rommel'in kuzey afrikadaki başarılarından sonra, 1942 yılında Winston Churchill avam kamarasında yaptığı konuşmada şöyle demiştir: "Singapuru kaybettik, dogudaki topraklarımiz elden gidiyor. ama savaşın tüm karışıklığına rağmen şunu diyebilirim ki, en azından karşımızda(Rommel kastedilerek) çok cesur ve yetenekli bir general var."
Fransa 1943-1944 Almanya'ya dönünce Rommel bir süreliğine "işsiz" kaldı. Ancak savaşın gidişatı Almanya'nın aleyhine dönmeye başlayınca Hitler onu olası bir Müttefik işgaline karşı Fransa sahilini korumak üzere Ordu Grubu B'nin başına getirdi. Bulduğu durum karşısında rahatsız olan ve çıkartmanın sadece bir-iki ay ötede olduğunu fark eden Rommel kontrolü ele aldı ve onun direktifleriyle kısa sürede milyonlarca mayın ve binlerce tank tuzağı ve engeli sahil boyunca döşendi.
Afrika'daki savaşlarından sonra Rommel, ezici Müttefik hava üstünlüğü nedeniyle herhangi bir saldırı planının işe yaramayacağı sonucuna vardı. Tank birliklerinin küçük gruplar halinde sahile yakın iyi korunaklı yerlerde konuşlandırılarak çıkartma anında hızla çatışma bölgesine gelmeleri gerektiğini öne sürdü. İşgalin daha sahildeyken durdurulması gerektiğini savunuyordu. Ancak komutanı olan Gerd von Rundstedt hava kuvvetleri kadar üstün ateş gücüne sahip Kraliyet Donanması nedeniyle işgalin sahilde durdurulmasının imkansız olduğunu düşünüyordu. Ona göre tank birlikleri büyük gruplar halinde oldukça içeride, Paris yakınlarında konuşlandırılarak Müttefiklerin içlere doğru yayılmasına izin verip arkaları sarılarak ikmal yolları kesilmeliydi. İki plan da Hitler'e sunulduğunda Hitler, tankları ortada bir yere yerleştirerek hem Rommel'in hem de von Rundstedt'in işine yaramaz hale getirdi.
Çıkartma günü bazı tank birlikleri, özellikle 12 nci SS Tank Tümeni sahile yeterince yakındılar ve ciddi zorluk çıkardılar. Ancak Müttefiklerin ezici sayısal üstünlüğü ve Hitler'in yedek birlikleri zamanında serbest bırakmaması sonucu köprübaşı elde edildi.
HITLER'E SUIKAST
17 Haziran 1944'te Rommel'in makam aracı Kraliyet Hava Kuvvetlerine ait bir Spitfire tarafından saldırıya uğradı ve Rommel başından ciddi yaralar aldı. Bu arada 20 Hazirandaki başarısız Hitler suikastı sonrasında Wehrmacht (Alman Ordusu) içinde sıkı bir soruşturma başlatılmıştı. Soruşturmalar, Rommel'in en yakın yardımcılarının komployla direkt bağlantısı olduğu yolunda sonuçlar gösteriyordu. Aynı anda yerel Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisi görevlileri de Rommel'in hastanedeyken Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisi liderliğini aşırı bir şekilde eleştirdiğini rapor ediyordu. Bormann, Rommel'in harekete dahil olduğundan emindi, Goebbels ise emin olamıyordu.
Rommel'in gerçekte suikast girişimiyle ne kadar ilintili olduğu veya ne kadar bilgi sahibi olduğu hala belirsizdir. Savaş sonrasında karısının ifadelerine göre Rommel, gelecek nesil Almanlara savaşın bir arkadan bıçaklama (Dolchstosslegende Birinci Dünya Savaşının kaybedilmesinin nedeni olarak içerdeki Alman olmayan unsurların arkadan vurduğu inancı ) yüzünden kaybedildiği düşüncesinin hakim olmaması için suikaste karşı idi. Rommel'e göre bir darbeyle Hitler yakalanmalı ve halkın önünde hesap vermeliydi.
Halk arasındaki itibarını gözönüne alarak Hitler, Rommel'e, siyanür içerek intihar etmek veya Rolan Freisler'in meşhur Halk Mahkemesi önünde yargılanmak arasında seçim yapmasını söyledi. 4 Ekim 1944'te Rommel kendi hayatına son verdi ve onurlu bir şekilde askeri törenle gömülmesine izin verildi.
Savaş sonrasında Rommel'in anıları Rommel Belgeleri adıyla yayımlandı. Adına ve kariyerine adanmış bir müze olan tek 3 ncü Reich üyesi odur.