Krikor Zohrab

Kısaca: Krikor Zohrab, Osmanlı Meclisi Mebusanı'nda 3 dönem mebusluk yapmış, Ermeni Tehciri esnasında Divanı Harb'e götürülürken cinayete kurban gitmiş Ermeni asıllı Osmanlı siyasetçisi, hukukçusu ve yazarıdır. ...devamı ☟

Krikor Zohrab
Krikor Zohrab

Krikor Zohrab, Osmanlı Meclisi Mebusanı'nda 3 dönem mebusluk yapmış, Ermeni Tehciri esnasında Divanı Harb'e götürülürken cinayete kurban gitmiş Ermeni asıllı Osmanlı siyasetçisi, hukukçusu ve yazarıdır.

26 Haziran 1861'de Beşiktaş'ta doğdu. Ailesi bir rivayete göre Eğin (Kemaliye) kökenli olup, bir başka rivayete göre de İran'ın Mazanderan bölgesindeki Asterabad (Gorgan) şehrinden 18. yüzyılda Kacar Hanedanı'nın kurucusu Ağa Muhammed Han tarafından kovularak 1795'de İstanbul'a sığınmış bir aileye mensuptur. İlkokula, 1867'de semtin Makruhyan Ermeni Okulu'nda başladı. 1870 yılında babasının ölümü ve annesinin tekrar evlenmesiyle taşındıkları Ortaköy'de, Tarkmançats Ermeni Okulu'na devam etti. Edebiyat öğretmeni şair-yazar Tovmas Terziyan'ı örnek alarak, şiirler ve kompozisyonlar yazmaya başladı.

1873 yılında, mütevelli Mıgırdıç Simonoviç'in mali durumuyla birlikte Tarkmançats Okulu da sarsılıp kapanınca, müdürlüğünü yazar Dr. Hovsep Şişmanyan'ın (Dzerents) yaptığı Katolik Lusaroviçyan Okulu'na geçti. 1876 yılında Galatasaray Mekteb-i Sultani'sinin Mühendislik Enstitüsüne girdi. İlk yazıları Lrakir'de [1] 1878'de yayınlandı. 1879 yılında Ingenieur des Ponts et Chaussées mühendisi diploması alarak mezun oldu. 1880'de üvey babası avukat Avedis Yordamyan'ın bürosunda ona yardım etmeye başladı ve Galatasaray Sultanisi Hukuk Bölümü'ne kaydoldu. 1881'de Darülfunun'un yeni açılan Mekteb-i Hukuk'una geçerek üç yıllık eğitimini 1883'de tamamladı. Ünlü mizah yazarı Hagop Baronyan'ın başyazarlığında, Yergrakunt [2] edebiyat dergisini çıkardı. Dergi, daha sonra yazar Yeğya Demircibaşyan'ın yönetiminde 1889 yılına kadar yayınlandı. Sırpuhi Düsap'ın kadın eşitliğini ve özgürlüğünü savunan romanı Mayda'nın yayınlanması üzerine, Zohrab, Yergrakunt'ta bu eseri ve yazarını ağır bir şekilde eleştirdi. Devrin saygın öğretmenlerinden Reteos Berberyan'ın aynı dergide Düsap'ı savunan yazısına da, sert bir karşılık vermekten çekinmedi. Bu arada "Hukuk-u Ceza Müruru Kanunu" konulu ilk mesleki çalışması yayınlandı.

1884 yılında Edirne'ye gidip vilayet nezdindeki özel kurul önünde verdiği sınavla "birinci sınıf avukat" diplomasını aldı. Arpiar Arpiaryan'dan ve realizm akımından etkilendi; eğitici, halkı bilinçlendirici yazılar yazmaya yöneldi. Yergrakunt'ta Anhedatsadz Serunt Mı Olan Kuşak adlı romanı tefrika edildi.

1885 yılında Klara Yazıcıyan'la evlendi. Ayrı bir ev kurarak Kandilli'ye yerleştiler, dört çocukları oldu. En son Ayazpaşa'da oturdular.

Gülizar adlı bir Ermeni kızını kaçıran, köyleri talan eden Musa Bey aleyhinde, İstanbul'a gelerek dava açan Gülizar ve 50 Muşlu Ermeni'nin açtığı Gülizar Davasına Vıramşabuh Manuşyan ve Simon Tıngıryan'la birlikte 1889 yılında avukat tayin edildi. A. Arpiaryan'ın kurduğu Hayrenik [3] gazetesinde yazmaya başladı. 1892'de ise Hırant Asadur ve Dikran Gamsaragan'la birlikte Masis haftalık dergisini çıkardı; ertesi yıl dergi kapanınca uzun süre yayın dünyasından uzak kaldı. Zareh Yusufyan'ın 1898'de tekrar yayına soktuğu Masis'in yayın kurulunda Sibil ve H. Asadur ile birlikte yer alarak, ilerici, aydınlatıcı, dürüst, halktan yana bir yayın politikası izledi. Birçok öykü kaleme aldı.

Tarihi Dreyfus Davası için Fransızca bir savunma hazırlayıp, 1899'a Dreyfus'u savunan Yahudi Komitesi'ne gönderdi. Komiteden bir teşekkür mektubu ve Dreyfus portreli altın bir madalya aldı. Bir süre sonra, avukatlığı engellendiği, rejimle de barışık olmadığı için 1908'de Fransa'ya gitti. Ardından, II. Meşrutiyet'in ilanıyla birlikte İstanbul'a döndü. Avukatlığın yanı sıra Darülfunun'da Ceza Hukuku müderrisliği yaptı, Ceza Kanunu'nda değişiklik yapacak komitede yer aldı. Bir sebeple Marcel Leart takma adını kullanarak, Osmanlı Devleti'ndeki Ermeni nüfusun miktarları hakkında (yukarıya doğru) tezler ileri süren bir çalışma hazırladı.

1909 yılında Azadamard'da Mücadelesi yazmaya başladı. Eçer Uğevori mı Orakren Yolcunun Güncesinden Sayfalar başlığı altında Avrupa gezi notlarını tefrika etti. Osmanlı Hürriyet ve Teavün-ü Milli Cemiyeti'ne üye oldu. Prens Sabahattin'in Ahrar Fırkası paralelinde, liberal fikirleri ve etnik gruplar arasında eşitliği savundu. Önce Ermeni cemaat meclisine üye seçildi, sonra üç kez seçim kazanarak yedi yıl üyeliğini sürdürdüğü Osmanlı Meclisi Mebusan'ında İstanbul mebusluğu yaptı. Milletler arasında dost ve kardeşçe ilişkilerin ve toplumsal eşitliğin kökleşmesi anlayışına bağlılığıyla, bu yönde düzenlemeler yapılmasına çalıştı. Doğu vilayetlerinde can ve mal güvenliğini sağlayacak reformların önemini savundu. Güçlü bir donanma kurulması, gayrimüslimlerin de askere alınması, "gayrimeşru çocuk" kavramının terk edilmesi, kadınlar lehine yasal değişiklikler yapılması yönünde ve daha birçok konuda etkili Meclis konuşmalarıyla tanındı. Genellikle İttihat ve Terakki ile aynı paralelde oy kullandı. 1909 Adana olayları, Türk-Ermeni ilişkileri konularında dikkatle incelenmesi gereken konuşma, tutum ve raporları bulunmaktadır.

İttihat ve Terakki hükümetinin "Ermeni Tehciri" politikası çerçevesinde, 21 Mayıs 1915 yılında Erzurum mebusu Vartkes Hovhannes Serengülyan'la birlikte tutuklanarak, Diyarbakır'da Divanı Harp önüne çıkarılmak üzere trene bindirilmiştir. Önce Konya'ya, ardından Adana ve Halep'e gönderildi. Halep'te, iki mebusun yakın arkadaşı olan vali Celal Bey tarafından bir otele yerleştirilmiş ve İstanbul'a dönebilmeleri için Celal Bey ve diğer bazı Türk dostlarınca Talat Paşa ve Cemal Paşa'lar nezdinde girişimler başlatılmıştır. Ancak, bir kaynağa göre, İstanbul'a geri çağırılan vali Celal Bey olmuş, aynı gün iki Ermeni mebus Urfa'ya gönderilmiştir. Urfa'da, bir kaynağa göre, hapiste tutulan mebuslar, aynı kaynağa göre, Osmanlı mebusu Mahmut Nedim'in evinde yemeğe davet edilmiş iken, polislerce yemek esnasında götürülmüşlerdir. Birinde iki mebus, diğerinde Urfa piskoposu Ardavast Kalenderyan ve şehrin iki Ermeni ilerigeleni olmak üzere, iki araba halinde hareket edilmiş, Karaköprü (veya Şeytan Deresi) mevkiinde yolları çeteci Çerkes Ahmet ve yardakçıları Nazım ve Halil tarafından kesilmekle, iki mebus öldürülmüştür. Ölümlerden sonra yeni Halep valisi Mustafa Abdülhalik (Renda), Sevkiyat Müdürü Abdülahad Nuri Bey, Urfa mutasarrıfı ve Şevket Paşa gibi askeri yetkilileri aylarca meşgul eden resmi soruşturma ve dosya tekemmülü sürecinin ve çetebaşı Çerkes Ahmet'in Ahmet Refik Altınay'a verdiği 29 Aralık 1918 tarihli İkdam Gazetesi'nde yayınlanan bilgilerin oluşturduğu bu karışık cinayet anlatımları dışında bilinen, Zohrap'dan alınan en son haberin karısına yolladığı 15 Temmuz 1915 tarihli mektup olduğudur. Zohrab'ın Urfa belediye doktoru Tahsin imzalı kalp krizinden ölüm ifadesi taşıyan sertifikası 20 Temmuz 1915 tarihini taşımaktadır (kalp rahatsızlığı bilinmekteydi ve eşi yeni doğum yapmıştı). Zohrab ve Serengülyan'ın ölümleri olayı 28 Kasım 1916'da Meclisi Mebusan'da da gündeme getirilmiştir.

Krikor Zohrab'ın ölümünden kısa bir süre sonra, eşi Klara Yazıcıyan ve çocukları Dolores, Hermine, Leon ve Annen'in, Bulgaristan yoluyla Avrupa'ya gitmelerine izin verilmiş, çocuklarından Dolores Zohrab, dönemin ABD biracılık sektörünün öndegelen isimlerinden Henry Leibmann'la evlenmiştir. Hayır işlerinde kendini göstermiş olup, Columbia Üniversitesi'nde Ermeni öğrencilere yönelik olarak ve özellikle Ortadoğu ve Asya dilleri ve kültürleri eğitimi için başlatmış olduğu kapsamlı bir burs programı ve 1987'de faaliyete geçmiş Krikor ve Klara Zohrab Enformasyon Merkezi (Krikor and Clara Zohrab Information Center, 630 Second Avenue, 34th Street, Manhattan, New York -şehir-) halen ailenin ismini yaşatmaktadır. [4] (Enformasyon Merkezi'nin dış bağlantıları ABD Ermeni Kilisesi tarafından yürütülmektedir [5])

Kaynaklar

* Vikipedi

Bu konuda henüz görüş yok.
Görüş/mesaj gerekli.
Markdown kullanılabilir.