Turk dillerinde büyük ve küçük ses uyumu olur, yazımda sözcükler sonekler alarak uzarlar ve cümle yapısı özne-nesne-fiil sırasıyla olur.
Yüzyıllar boyunca Türk dilleri konuşanlar sıkça göç etmiş ve başka toplumlarla karışmış olduklarından bu diller civarlarındaki başka dillerle, özellikle İran, Slav ve Moğol dilleriyle etkileşmişler. Bu etkileşimler her bir dil grubu ve içindeki dillerin tarihi gelişimini kısmen belirsizleştirmiş, bu yüzden Türk dillerinin sınıflandırılımasının birden fazla sistemi oluşmuştur. Günümüzde en genel kabul görmüş sınıflandırma sistemi Samiloviç'in kalıtsal sınıflandırması olmakla beraber ayrıntılarda tartışmalar sürmektedir.
"Dil" ve "Lehçe" tartışması
Türkiyede Türk dilleri ailesinin adlandırılması, ve bu dillerin sadece bir dil mi yoksa birçok diller mi oldukları hakkında farklı fikirler yaygındır. Türk Dil Kurumu yayınlarında, önceleri "Türk lehçeleri" adı benimsenmişken, sonraları bu ad yanında "Türk dilleri" deyimine de yer verildiği görülmektedir. Ankara Üniversitesi Türk dillerini öteden beri "lehçe" sayar ve "Türk dilleri" deyiminden kaçınır. İstanbul Üniversitesi ise, daha aşırı bir tutumla, "lehçe" deyimini yalnız Çuvaşça ve Yakutça gibi öbürlerinden çok farklı iki Türk dili için kullanmakta, bu diller dışındaki bütün Türk dillerini "lehçe"nin de altında bir konuşma türü ("variety of speech") saydığı "şive" sözü ile adlandırmaktadır. Bu durumda, Türk dillerinin Türkiyedeki adlandırmalarında üç ayrı görüşle karşı karşıyayız demektir:- Dünya Türk dilbilimi çevreleri ile Hacettepe Üniversitesi'nin ve Türk Dil Kurumu'nun görüşü: Dil,
- Ankara Üniversitesi'nin görüşü: Lehçe,
- İstanbul Üniversitesi'nin görüşü: Çuvaşça ile Yakutça lehçe, diğerleri şive.
"Lehçe"nin anlamı
Dilbiliminde bir konuşma türünün dil mi yoksa lehçe (diyalekt) mi olduğunu saptamak için kullanılan tek dilbilimsel ölçüt karşılıklı anlaşılabilirlik ("mutual intelligibility") ölçütüdür. Bu ölçüt, sıradan bir kimsenin dille ilgili şu yalın yargısına dayanır: "Aynı dili" konuşan insanlar birbirlerini anlayabilirler, ya da aksine birbirlerini anlamayan insanlar "ayrı diller" konuşuyorlar demektir.Örnek: Çuvaşça-Türkçe deneyi
# Vírenekensem şkula kayríš = Öğrenciler okula gittiler. - Kíneke sítel šinçe vırtat = Kitap, masa(nın) üstünde duruyor.
Yukarıdaki Çuvaşça cümleleri Türk dilbilimi öğrenimi görmemiş, Çuvaşça öğrenmemiş bir Türk'ün anlayamayacağı açıktır. Türkçe bilmeyen bir Çuvaş'ın da bu cümlelerin Türkçe karşılıklarını anlayamayacağını kesinlikle ileri sürebiliriz. O halde, Çuvaşça ile Türkçe arasındaki karşılıklı anlaşılabilirlik oranı sıfırdır ve bunlar iki ayrı dildir diyeceğiz. Yani bunların arasındaki farklılıklar asla "lehçe" denilebilmesi için yeterli değildir.
Türk dilleri ailesi
Toplam 40 ayrı dilden oluşan, 155 milyon anadili olarak konuşanı ile Türk dil ailesi, Altay dilleri grubunda büyük farkla en büyük dil ailesini oluşturur. Dünyadaki bütün dil aileleri arasında yedinci büyük dil grubunu oluşturur ve önümüzdeki onyıllar içinde daha da büyüme kapasitesine sahiptir.Dünyadaki büyük dil aileleri:
- 1. Hint-Avrupa
- 2. Çin-Tibet
- 3. Nijer-Kongo
- 4. Afro-Asya
- 5. Avustronezce
- 6. Dravid
- 7. Türk dilleri ailesi
Neredeyse tüm Türk dillerinin fonoloji, morfoloji ve sentaksları aynıdır. Sadece Çuvaşça, Kalaç ve Kuzey-Sibirya Türk dilleri Yakutça ve Dolganca bu noktalarda farklıdır. Türk dili alt gruplara ayrılır ve aynı gruba ait olan diller birbirleriyle konuşabilirler. Bunun yanında komşu ülkelerin sınırlarında kaynaşmadan ileri gelen Türkçe lehçeleri bulunur.
Türk dillerinin coğrafyası
Türk dilleri, Doğu ve Güneydoğu Avrupa, Batı, Orta ve Kuzeyasya gbi büyük bir coğrafyaya dağılmıştır. Bu bölge Balkanlar'dan Çin'e, İran'dan Kuzey Denizine kadar uzanır. Asya'nın yaklaşık otuz ülkesinde en az bir Türk dili, sözünü etmeye değer yaygınlıkta konuşulur. Bunun yanında Almanya'da büyük bir azınlık Türkçeyi anadili olarak konuşur.En önemli Türk dilleri
Türk dillerini konuşanların dörtte üçü, en büyük üç Türk dilinden birini kullanır:- Türkiye Türkçesi; 60 milyon anadili olarak konuşanı vardır. Türkiye, Balkanlar, Batı ve Orta Avrupa'daki ikinci dil olarak konuşanlar ile 70 milyonu bulur.
- Azerice (Azerbaycan Türkçesi); 30 milyon konuşucu: Azerbaycan ve Kuzeybatı İran.
- Özbekçe; 24 milyon konuşucu: Özbekistan, Kuzey Afganistan, Tacikistan ve Batı Çin.
Tükenmek üzere olan Türk dilleri
Bazı diller sadece bir kaç yaşlı kişi tarafından konuşulmaktadır ve yok olma yolundadırlar. Kaybolmak üzere olan diller şunlardır: Güney Sibirya'da Tofa ya da Karagasça, Litvanya'da ve Polonya'da Karaimce, Musevi-Kırım-Tatarcası ve Kuzeybatı Çin'de I-li Turki (I-li ovasında). Sadece bir kaç bin konuşanı kalmış olanlar; İran'da Aynallu lehçesi, Çin'de Yugurca (Gansu ili) ve Kaşgar lehçesi (Kaşgar ili), Kuzey Sibirya'da Dolganca ve Güney Sibirya'da Çulimce (Altay bölgesinin kuzeyinde Çulım ırmağı kenarında). Diğer Türk dilleri böyle bir yok olma tehlikesi taşımıyor ve büyük Türk dillerinin konuşucu sayısı giderek artmaktadır.Türk dillerinin sınıflandırılması
Sınıflandırma sorunları
Dillerin benzerliğinden ve tarihte birbirlerinden çok etkileşmiş olmalarından dolayı, Türk dil grubunun sınıflandırılması kolay değildir. Ayrıca Türk halklarının geçmişteki göçebe yaşam tarzı coğrafi sınırlar çizilmesini de zorlaştırır. Bu yüzden farklı sınıflandırmalara rastlamak mümkündür. Çoğu, Rus dil bilimcisi Aleksander Samoiloviç'in 1922'de yaptığı sınıflandırmanın üzerine kurulmuştur. Dil ailelerindeki sınıflandırmaların genellikle genetik bilgilere dayanarak yapılmasına rağmen, Türk dil grubunda coğrafi dağılım daha büyük rol oynamaktadır.Çuvaşçanın farkı
Çuvaşça, çoktan ölmüş eski Türk-Bulgar dili ile birlikte diğer Türk dillerine daha uzak kalan Bolgarca dalını oluşturur. Bazı bilimciler, diğer Türk dillerinden farklı olduğu için Çuvaş dilini gerçek Türk dili olarak tanımazlar. Bu büyük farkın, diğer Türk dillerinden daha erken ayrılmasından kaynaklanmış olup olmayacağı sorusu henüz yanıtlanamamıştır. Bu farklardan birisi diğer Türk dillerinde sonu /-z/ ile biten sözcüklerin /-r/ ile bitmesidir:
Çuvaşça Rusya'nın Avrupa tarafında, Moskova'nın doğusunda Çuvaş'stannda 1 milyon kişi tarafından konuşulur. Başkıristan ve Tataristan'daki konuşucuları ile birlikte toplam 1,8 milyon konuşanı vardır. Çuvaşlar Hristiyan-Ortodoks'tur ve Kiril alfabesini kullanırlar, Çuvaşça dergiler, gazeteler, radyo ve TV programları vardır. Kendilerini kültürel ve tarihsel olarak Volga Bulgarlarının torunları olarak görürler.
Halaçcanın farkı
Diğer Türk dillerine en uzak kalan Halaç dilidir. Dil bilimcisi Gerhard Doerfer'in görüşüne göre Halaç, Türk dillerinin Argu grubunun son üyesidir. Türkçeden çok erken ayrılmış ve 13. yüzyılda İran'da, etrafı Farsça konuşanlarla çevrili kalmıştır. (Yani ETHNOLOGUE 2005'te [1] iddia edildiği gibi, Azerice ile yakın akrabalığı yoktur). Halaç bugün 40.000 kişi tarafından İran'ın Kom ve Akar illerinde konuşulur ve İran'daki Türk dilleri arasında en ilginçlerindendir. Diğer lehçelerden ayrı kalması ve Farsçadan etkilenmesine rağmen, Anadil'den parçalar korumuştur. Ancak sesi Farsçaya benzer.Diğer lehçeler
Türk dilinin diğer dört grubu günümüzdeki coğrafi dağılımlarına göre değil, eski kavimlerin dağılımına göre sınıflandırılmıştır. Böylece;- Kıpçakça: Kuzeybatı Türkçe
- Oğuzca: Güneybatı Türkçe
- Uygurca: Güneydoğu Türkçe ve
- Sibirya-Türkçesi diye ayrılırlar.
Yakutça ve Dolganca da uzun süre ayrı kalmalarından dolayı diğer Türk dillerinden farklıdır. Bu diller zamanla daha çok Tunguz ve Moğol dillerine yaklaşmışlardır, diğer dillerdeki Arapça ve Farsça sözcükler bunlarda bulunmaz.
Müslüman Türk halklarının dillerinin benzemesinde, İslama geçişle birlikte Arapça ve Farsçadan etkilenmiş olmalarının da payı vardır. Eski Sovyetler Birliği'nde yaşayanlar Rusça'dan da etkilenmişlerdir.
Modern dil biliminde sınıflandırma
En son verilere göre, (B. Johanson-Csató, The Turkic Languages 1998), Türk dil grubunun sınıflandırması şu şekilde yapılır (konuşucu sayıları 2006 yılına göre verilmiştir):Türk dili
- Ogurca (yada Bolgarca)
- Bolgarca (ölü), Çuvaşça (1,8 milyon)
- Türkçe (Genel isim olarak kullanımı)
- Kıpçakça (Kuzeybatı Türkçe)
- Batı: Kırım-Tatarcası (500.000), Kumıkça (280.000), Karaçay-Balkarcası (250.000), Karaimce (ölmek üzere)
- Kuzey: Tatarca (6,6 milyon), Başkırca (2,2 milyon), Kumanca (ölü)
- Güney: Kazakça (11 milyon), Kırgızca (3,7 milyon), Karakalpakça (400.000), Nogayca (70.000)
- Oğuzca (Güney-Batı Türkçe)
- Batı: Türkiye Türkçesi (60 milyon, ikinci dil olarak konuşanlarla 70 milyon), Azerice (30 milyon, ikinci dil olarak konuşanlarla 35 milyon), Gagavuzca (330.000)
- Doğu: Türkmence (6,8 milyon), Horosan-Türkçesi (400.000 ?)
- Güney: Kaşgayca (1,5 milyon), Afşar lehçesi (300.000), Aynallu lehçesi (7.000), Sonkori (?)
- Salar: Salarca (60.000)
- Uygurca (Güneydoğu Türkçe)
- Çagatay Çagatayca (ölü)
- Batı: Özbekçe (24 milyon)
- Doğu:
- Eski Türkçe (Orhon-Kök, Yenisey-Kök, Eski Uygurca, Karahanlıca) (ölü)
- Uygurca (8 milyon)
- Yugurca (Batı-Yugur) (5.000)
- Aynu dili (Ainu) (7.000)
- İli Turki lehçesi (100)
- Sibirce (Kuzeydoğu-Türkçe)
- Kuzey:
- Güney:
- Argu
- Halaçca (Kalayca) (42.000)
Sınıflandırmanın kriterleri
Üstteki sınıflandırmada coğrafi dağılımın yanısıra geleneksel dil biliminin kriterleri de dikkate alınmıştır:
- Ogur dil grubundaki /-r/ yerine /-z/ kullanılması, bu dil grubunu diğerlerinden ayırır.
- Sibirya-Türk dillerini diğerlerinden farkına bir örnek: Tuvaca dilinde "adak", Yakutça "atah" diğerlerinde ise "ayak" denir. Sadece Halaç dilinde "hadak" denir.
- Oğuz dil grubu diğerlerinden sonek başlatan /G/'nin eksik olmasıyla ayrılır. Örnek: "kalan" (kalmak), diğer Türk dillerinde "kalGan"; "bulanmak", diğerlerinde "bulGanmak".
- Sonekin sonuna eklenen /G/ güneydoğu Türk grubunu kuzeybatı grubundan ayırır: Uygurca "taglik" ama Tatarca "tawlı" – (dağlık).
Sözlük karşılaştırması
Bu tablo, önemli sözcükleri farklı Türk dillerinde karşılaştırır, böylece Çuvaşça'nın ve Yakutça'nın farklığını ve diğerlerinin birbirine yakınlığını görmemizi sağlar. Bazı sözcüklerin tabloda eksik olması, o dilde o sözcüğün varolmadığı anlamına gelmez. Bazı dillerde bazı sözcükler farklı etimolojik kökten gelirler ve bu yüzden karşılaştırılması anlamlı değildir.Eski Türk dilinde yazılı belgeler
* En eski Türk yazıları Orhun-Yenisey ve Turan Runlarıdır. Bunların çoğu 8. yüzyıldan kalmadır. Bu yazı, eski Cermen Runlarına benzediği için Run olarak adlandırılır, ama aralarında akrabalık yoktur.
- Asıl yazı geleneği 10. yüzyılın sonlarında ve 11. yüzyılın başlarında Güneydoğu Türk halklarında, Karahanlılar döneminde, eski Türk dilinin bir lehçesi olan Karlukça ile gelişir.
- Güneybatı Türkçe dillerinin yazıya alınması, 10. ve 11. yüzyılda Selçuklu dili ile başlar. Kardeş diller olan Eski Osmanlıca ve Eski Azeri dillerinden günümüz Türkiye Türkçesi ve Azerice gelişmiştir.
- 14. yüzyılın Harezm Türkçesi de Güneybatı Türk dillerine mensuptur. Bu dilden günümüz Horasanca ve Türkmence gelişmiştir.
- Kuzeybatı Türkçe dillerine ait en eski belgeler, Kumanca dili ile yazılmış olan Codex Cumanicus'dur ve 14. yüzyıldan kalmadır. Bu dilin günümüzdeki torunları Tatarca ve Başkırcadır.
- Volga Bulgar dilinde yazılmış en eski yazılar 13. ve 14. yüzyıldan kalmadır. Bu dilden ya da buna yakın bir dilden Çuvaş dili gelişmiştir.
- Güneydoğu Türkçe dillerinden olan Çağatayca yazıların 15. yüzyıla dayanan örnekleri bulunmuştur. Çağatayca günümüz Uygurca ve Özbekçe'sinin temelini oluşturur.
Türk dilinin yazılışları
* Klasik Edebiyat dilleri olan Osmanlıca, Azerice, Çağatayca, Tatarca ve Kırım-Tatarcası sadece Arap alfabesini kullandılar.
- 1924-30 yılları arasındaki sürede başka Türk dilleri de, önce yalnız Azericede kullanılan latin alfabesi ile yazılmaya başlandı.
- 1936-40 yıllarında Rus bölgelerinde, Türk dillerince değiştirilmiş bir Kiril alfabesi kullanılmaya başlanmıştır. Arapça ve Latin alfabesi kullanan Türk dilleri birbirlerıne daha da yakınlaşırken, Kiril alfabesi kullanan diller farklılaşmışlardır. Dillerin farklılaşarak ayrı diller haline gelmesi desteklenmiştir.
- 1990'lı yıllarda Sovyetler Birliği'nin yıkılmasıyla yeni Türk Cumhuriyetleri kurulmuştur. Bu ülkeler, yani Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Türkmenistan ve Özbekistan, 2005 yılına kadar Türk dillerine uygun bir ortak Latin alfabeye geçmek için antlaşma imzalamışlardır. Amaç Türk kültür mirasının korunmasıdır. Ayrıca diğer ülkelerde yaşayan Türk azınlıkların 2010'a kadar bu ortak alfabeye katılmaları gerektiğine karar verilmiştir.
- Türk dilleri konuşan Museviler, İbrani alfabesi'ni kullanırlar.
Kaynaklar
* Bu maddenin Alman Wikipedia'sındaki orijinal versiyonu, dil bilimcisi Prof.Ernst Kausen tarafından yazılmıştır. Almanca madde bu 3.06.2006 tarihli sürümünden Türkçeye çevrilmiştir.Ayrıca bakınız
- Altay dilleri
- Türk halkları
- Güneş Dili teorisi
- Lehçe
- Dil aileleri
Kaynakça
* Johanson, Lars and Eva Agnes Csató: The Turkic Languages. Routledge, London 1998. ISBN 0415082005 - Öztopçu, Kurtuluş: Dictionary of the Turkic Languages. Routledge, London 1996, 1999. ISBN 0-415-14198-2