Osetler,Kuzey Kafkasya`da ve Gürcistan`da yaşayan İran asıllı bir topluluk. Osetlerin çoğunluğu Rusya Federasyonu (RF) üyesi Kuzey Osetya `da, bir bölümü de Gürcistan`daki Güney Osetya`da yaşar. 2002`de RF`de 514.875 Oset bulunuyordu. Kuzey Osetya`daki Osetlerin küçük bir bölümü Sünni/Hanefi Müslüman, kalanı Ortodoks Hıristiyandır. Müslüman Osetlerin büyük çoğunluğu 1860`lı yıllarda, siyasal baskılar nedeniyle Türkiye`ye sığınmıştır.
Oset Dili
Osetçe Hint-Avrupa dilleri ailesinin antik kuzey İran koluna mensup bir dildir. Temel olarak Iron, Digoron, Kudairag ve Tuallag lehçeleriyle konuşulmaktadır. Digoron lehçesi batı ve kuzey bölgelerde, Iron lehçesi orta ve doğu bölgelerde, Kudairag ve Tuallag ise daha çok güneyde konuşulmaktadır. Edebiyat dili en yaygın lehçe olan Iron lehçesine dayanılarak ortaya çıkarılmıştır. Oset edebiyatının kurucusu ulusal şairleri Kosta Hetagurov (1859 - 1906) olarak kabul edilir. Hetagurov yazdığı lirik şiirleri ve öyküleriyle Oset diline büyük katkı sağlamıştır.Osetlerin Tarihi
Osetler`in atalarının tarihi eski çağlara kadar uzanır. Orta Asya bozkırlarından Ural dağlarına kadar göçebe olarak yaşayan İskitler Karadeniz`in kuzeyine ve daha sonra da Balkanlara kadar yayıldılar. İskitler at üzerinde savaşta usta bir halktı ve bu üstünlükleriyle bu coğrafyada kültürel anlamda derin izler bıraktılar.M.Ö. 3. yüzyılda İskitlerin yerini Urallar üzerinden gelen akrabaları Sarmatlar aldı. Sarmatlar bir kabile federasyonuydu ve temel olarak üç ana kabileden oluşuyordu: Alanlar, Roksalanlar ve Yazsaglar. Alanlar Don Nehri ve Volga Nehri arasında kalan ve Kuzey Kafkasya`yı da kapsayan bir bölgede hakimiyet kurmuştu; Roksalanlar ise Don nehrinden Orta Avrupa`ya kadar olan bir alanda yaşamaktaydı; Yazsaglar ise bugün Macaristan olan Pannonia bölgesini kaplamıştı. Sarmatların en büyük özelliği ağır zırhlı süvarileriydi; tarihçiler batıdaki şövalye tarzının Sarmatlardan gelebileceğine dair teoriler öne sürdüler.
Zaman içinde İskandinavya`dan gelen Cermen kabileleri Balkanlar ve Karadeniz kıyılarına kadar inince Sarmatlarla komşu oldular. Bu komşuluk ortak düşmanları olan Romalılarla savaşta yapılan ittifaklara kadar uzandı. M.S. 370 yılında doğudan gelen Hunlar sırasıyla önce Alanları, sonra da en güçlü Cermen kabilesi olan Gotları önüne katarak bu ittifakı bozdu. Domino etkisiyle yayılan kavimler göçü birçok barbar halkı etkiledi ve sonunda Roma İmparatorluğu`nun çöküşüne kadar gitti.
Sarmat kabilelerinin kaderi Hun istilasıyla ve Avrupa`daki barbar göçleriyle birleşti. Sadece Alanların bir kısmı Kafkasya`ya sığınarak yerlerinde kaldı ve orada bir Alan Krallığı kurdular. Alan Krallığı bölgeye gelen Bizans ve Hazarlarla çeşitli ittifaklar yaptı ve başkenti M.S. 13. yüzyıla kadar hayatta kalmayı sürdürdü. Bu tarihte gelen Moğol istilalarıyla krallık yıkıldı ve sağ kalan Alanların (kurtulabilenlerin sayıları 16.000 olarak tahmin edilmektedir) Kafkas dağlarının yüksek bölgelerine sığınmalarıyla bugünkü Oset halkı oluştu.
Avrupa`da kalan veya göçlerle batıya giden Sarmatlardan en güçlü olan kabile Alanların bir kısmı Hunlarla birlikte hareket etti ve onlara katıldılar. Hunlardan kaçanlar ise bir Cermen kabilesi olan Vandallarla birlikte Avrupa içlerine kadar girerek bugünkü Fransa`yı teşkil eden Galya bölgesini istila etti. Burada Goar ve Respendial adındaki iki Alan kralı anlaşamayınca Respendial komutasındaki Alanlar Galya`dan ayrılarak Vandallar ve yine bir Cermen kabilesi olan Süevlerle birlikte M.S. 409 yılında İberya`yı, yani İspanya`yı işgal ettiler. İberya`da tekrar bir paylaşım oldu ve Alanlar`a bugünkü Portekiz sınırları içindeki Lusitania verildi.
M.S. 418 yılında İberya`nın Gotların batı kolu olan Vizigotlar tarafından istila edilmesiyle birlikte Alan, Vandal ve Süev toplulukları Cebelitarık`ı geçerek Kuzey Afrika`ya girdiler. Kuzey Afrika ve Kartaca Roma`nın tahıl ambarıydı; bu şekilde zaten zor durumda olan Roma İmparatorluğu ciddi bir darbe yemiş oldu. Kuzey Afrika`da kurulan krallığın başına bir Vandal olan Geiseric geçti ve krallık ünvanını "Vandalların ve Alanların Kralı" olarak belirledi. Bu krallık M.S. 6. yüzyıla kadar yaşamını sürdürdü. Galya`da Goar`ın komutası altında kalan Alanlar ise zamanla bölgedeki diğer halkların içinde eriyip izlerini kaybettirdiler.
Avrupa`da kalan diğer Sarmat kabilesi olan Roksalanlar istilacı kabileler içinde eridi. Yazsaglar ise Pannonia`da kalmaya ve Roma için sorun teşkil etmeye devam ettiler. Varlıkları barbar istilalarından sonra durulan ortamda kurulan yeni imparatorluklardan sonra da devam etti ve Macar birliğinin kurulmasından sonra oluşan federasyon içinde Jazsag bölgesinde 15. yüzyıla kadar kendi kimliklerini muhafaza ettiler; bu tarihten sonra dillerini kaybettiler ve Macarlaştılar. Kral Arthur efsanesinin orijininin, M.S. 175 yılında Roma İmparatorluğuna yenildikleri savaştan sonra fidye olarak verdikleri 5.500 kişilik süvari birliğinin Romalılar tarafından Britanya`ya gönderilmesiyle, Yazsaglar olduğuna dair hipotezler mevcuttur.