Muhammed Nur'ül Arabi

Kısaca: Muhammed Nur'ül Arabi, Son dönem melamiliğin piri. 1813-1887 arasında yaşamış büyük sufi. Çeşitli sufi üstadlarından ders almış olan ve hayatının büyük kısmını Anadolu ve Rumeli topraklarında geçiren Seyyid Muhammed Nur, Abdülbaki Gölpınarlı tarafından Üçüncü Devir Melamiliği şeklindeki tanımlanan dönemin de öncüsü kabul edilmektedir. ...devamı ☟

Muhammed Nur'ül Arabi
Muhammed Nur'ül Arabi

Muhammed Nur'ül Arabi, Son dönem melamiliğin piri. 1813-1887 arasında yaşamış büyük sufi. Çeşitli sufi üstadlarından ders almış olan ve hayatının büyük kısmını Anadolu ve Rumeli topraklarında geçiren Seyyid Muhammed Nur, Abdülbaki Gölpınarlı tarafından Üçüncü Devir

Melamiliği

şeklindeki tanımlanan dönemin de öncüsü kabul edilmektedir. Hayatı ve Eğitimi "Seyyid Hoca" lakabıyla da tanınan Seyyid Muhammed Nur, 1228/1813 yılında Mısır'ın başkenti Kahire'de doğmuştur. Babası Seyyid İbrahimü'l-Kudsi tarafından soyunun Hazreti Muhammed'e dayandığı öne sürülmektedir. Dedesi ise, meşhur veli ve şeyh Bedrü'l-Veli'dir. Seyyid Muhammed Nur, şeyhi Hasan el-Kuveysni’nin “Filan kitabı okut, sen Rum’a git” emriyle 1245/1829’da Rumeli’ye doğru yola çıkar. İskenderiye’den ayrılıp Antalya-Gelibolu-Selanik şehirlerinde biraz kaldıktan sonra Serez’e gelir ve Serez medresesinde bir süre müderrislikte bulunur. Demirhisar, Doyran, Ustrumca yoluyla Koçana’ya varır ve Üsküp valisi Hıfzı Paşa’nın (1277/1860) yaptırdığı Koçana medresesi’nde yerli halkın büyük ricaları sonunda müderrisliğe başlar. Yıl, 1249/1833 tür. Müderris olduğu senenin Ramazan ayında da Koçana Camii’nde Kaside-i Emali’yi Türkçe açıklayarak, okutmuştur. Usul-i Fıkıh ve Fenari de takrir ettiği dersler arasındadır. O tarihte mevcut talebelerinin başlıcaları; İbrahim, Ali, Hasan ve Ahmed Efendilerdir. Üsküp valisi Hıfzı Paşa, daha henüz yirmibir yaşında olan bu değerli hocayı görmek arzusuyla Üsküb’e davet etmiş, görüşmüş ve oradaki alimlerle de tanıştırmıştır. Bu görüşme sonucu Hıfzı Paşa kendisini sevmiş evlat ve yakınlarının öğretimi için Koçana’ya beraber gitmelerini istemiştir. Fakat Paşa’nın hanımı çocuklarından ayrılmayı göze alamayınca, Seyyid Muhammed Nur’a Üsküp’te devamlı oturmasını rica etmişler, O da buna razı olmamış, sonunda yılın altı ayı Koçana’da, diğer altı ayı da Üsküp’te oturulmasına karar verilmiştir. 1269/1852 yılında kendisine biat eden Müşir Çerkes İsmail Paşa’nın (1277/1860) davetiyle Manastır’da üç ay ikameti esnasında çoğunluğu memur ve subaylardan oluşan bir zümreye Şeyh Bedreddin’in (837/1420) Varidat adlı eserini okutmuş ve bu takriri zaptedilerek Letaifü’t-Tahkikat fi şerhi’l-Varidat adı verilmiştir. 1288/1871 yılında, içlerinde Haririzade Hoca M. Kemaleddin (1299/1881), Rifai şeyhi Ahmed Safi (1310/1892), Şeyhulislam Mir Muhtar (Molla Bey) (1300/1882), Mirefte’li Hoca Abdullah Hulusi (1302/1884), Evkaf Müfettişi Hacı Tevfik, Mısır mollası Kamil ve Mevlevihane kapısı Tarsus Rifai şeyhi Abdülkerim (1323/1906) Efendilerin bulunduğu ilim erbabına Alay Emin’i Halil Efendi’nin evinde Seyyid Şerif Cürcani’nin Vahdet-i Vücud risalesini ve bundan başka et-Taiyyetü’l-Farıdıyye ile Risaletü’l-Ahadiyye’yi okutmuştur. Seyyid Muhammed Nur yaşı yediye vardığında Kahire’ye gidip Şeyh Hasan el-Kuveysni’den (1254/1839) öğrenim görmüştür. Camiü’l-Ezher’deki tahsil süresi dokuz yıl sürmüş (1235-1244/1819-1828) hocası Şeyh Hasan el-Kuveysni kendisiyle yakından ilgilenmiş, hiçbir fedakarlıktan kaçınmamıştır. Şeyhinin emriyle gittiği Yanya’da Şeyh Yusuf’un (1245/1829) damadı Talat Efendi’den tahsile devam etmiştir. 1245/1829’da Mekke’ye gittiğinde orada Şeyh Ömer Abdürrasul’den hadis okumuştur. 12 Mart 1887 (29 Cemaziyelahir 1305) Pazartesi gecesi vefat etmiştir. Ustrumca’da vefat ettiği odada defnedilmiştir. Ustrumca, halen Makedonya’nın bir sınır şehridir. Mısır’da başlayan ömür, tam yetmiş dört yıl sonra Ustrumca’da noktalanmış olur. Çeşitli tarikatlerden aldığı icazetnameler Kendisine ilk tahsili veren ve O’nu bu yolda şekillendiren üstadı Hasan el-Kuveysni’nin bir tarikat adıyla ders vermeyişi dikkat çekicidir. Ayrıca, Seyyid M. Nur’u Rumeli’ye yollayışı adı geçen şeyhin melamete sahip oluşunu isbat derecesinde destekleyen bir durumdur. Bilindiği üzere Rumeli daha önceleri melamet neşesini tanımıştı. Seyyid M. Nur, şeyh Hasan el-Kuveysni’nin emriyle Yanya’ya Şeyh Ahmed Efendi ile gitmiş ve orada Nakşibendi Şeyhi Yusuf Efendi’ye bağlanmakla bu tarikata girmiştir. Kısa bir süre sonra bu sefer Şeyh Yusuf Efendi’nin emriyle Mekke’ye gitmiş ve orada boş durmayarak Şeyh İbrahim eş-Şemariki’den Halvetiyye-i Şabaniyye, Üveysiyye ve Ekberiyye tarikatlarına intisab etmiştir. Aynı zamanda hadis dersini de aldığı Şeyh Ömer Abdürrasul’e intisab etmek istemiş, O da kendisine Mısır’a dönmesini ve Şafii mezhebi üzere yolda namazlarını kasru cem’ ile (öğle ile ikindi, akşamla yatsı namazlarını birleştirip kılmak) kılmasını emretmiştir. Seyyid M. Nur, Hanefi mezhebinde olmasına rağmen, bu emre uyarak Mısır’a dönmüştür. Daha sonraları, İstanbul’da misafir olarak bulunduğu sıralarda (1255/1839 civarı) Şeyh Abdülhalık el-Kazgani (Kazancı) Efendi’den de tarikat-ı Nakşibendiyye almıştır. 1259/1843 yılında ikinci defa olarak hacca gidişinde bu kez Abdülhalık Efendi halifelerinden Şeyh Mustafa b. Mahmud Trabzoni Efendi’den tarikatı tamamlayarak yola giriş ve öğretme icazetnamesi (izin belgesi) almıştır. Çeşitli tarikatlardan aldığı icazetnameler;

Nakşibendi Silsilesi

Muhammed Mustafa - Ebu Bekir - Salman-ı Farisi - Kasım b. Muhammed b. Ebubekir - İmam Cafer-i Sadık - Bayezid-i Bistami - Ebu’l-Hasan el-Harkani - Ebu Ali Farmedi - Yusuf Hemedani - Abdülhalık Gucduvani - Arif Rivekeri - Mahmud el-Encir Gaznevi - Ali Muhammed Baba Simasi - Emir Gülal - Muhammed Bahaeddin Nakşıbend - Alaaddin Attar - Yakub Çerhilhisari - Hace Abdullah Ahrar Semerkandi- Muhammed Zahidi- Derviş Muhammed Emkenli - Hacegi es-Semerkandi Emkenli - Muhammed Baki - Ahmed Serhendi - Masum Hindi- Ahmed Mekki- Hace Habibullah Buhari- Hüda Kulu - Molla Abdullah Muhammed - Molla İdris- Muhammed Niyazi Kulu - Abdülhalık Kazani- Mustafa Efendi Trabzoni - Muhammed Nur…

Halvetiyye-i Şabaniyye Silsilesi

Muhammed - Ali - Hasan Basri - Habib Acemi - Davud et-Tai- Maruf el-Kerhi- Seri es-Sekati - Cüneyd Bağdadi - Mimşad Dineveri- Muhammed el-Bekri- Kadı Vecihüddin Ömer el-Bekri - Ebu’n-Necib Sühreverdi - Kutbeddin el-Ebheri - Rükneddin Necaşi - Şehabeddin Tebrizi- Hace Cemaleddin Şirazi- Taceddin İbrahim Zahid el-Geylani- Ahi Muhammed el-Halveti - Pir Ömer el-Halveti - Ahi Mirim el Halveti - Sadreddin Hayyami - Seyyid Yahya Şirvani - Muhammed Bahaeddin - Cemal el-Halveti -Hayreddin Tokadi- Şaban Veli Kastamoni - Ömer el-Fuadi - İsmail Çorumi - Muslihuddin - Şeyh Karabaş Veli (Ali el-Atval) - Mustafa Doğani el-Muri Edirnavi - Abdüllatif el-Halebi - Seyyid Mustafa el-Bekri - Şemseddin Muhammed el-Hanefi - Mahmud el-Kürdi - Abdullah Şarkavi - Muhammed Ebu’n-Nüca - Ali et-Tufi - İbrahim eş-Şemariki - Muhammed Nur…

Ekberiyye Silsilesi

(Muhyiddin İbnü’l- Arabi’de son bulur) Muhyiddin İbnü’l-Arabi - Şeyh Hasan - İbrahim el-Cireti ez-Zübeydi - Ebu’l-Feth Osman el-Meragi - Zekeriyya el-Ensari - Abdülvahhab Şa’rani - Ali Senavi Ebu’l- Mevahib Ahmed b. Abdulkuddüs - Safiyüddin el-Kaşşaşi - İbrahim el-Kürdi el-Gürani - Muhammed el- Büdeyri - Mustafa el-Bekri - Muhammed Şemseddin el-Hanefi - Mahmud el-Kürdi - Abdullah Şarkavi- Ali et-Tufi - Muhammed Ebu’n-Nüca - İbrahim eş-Şemariki - Muhammed Nur…

Üveysiyye Silsilesi

Muhammed - Ömer ve Ali - Üveys el-Karani - Musa b. Yezid Rai- Sultan Ebu İshak İbrahim Edhem- Şakik Belhi- Ebu Amr el-İstahuri - Ebu Cafer el-Haddad - Cüneyd Bağdadi - Mimşad Dineveri - Ahmed Esved Dineveri - Muhammed el- Bekri - Kadı Vecihüddin Ömer el-Bekri - Ebu’n-Necib Sühreverdi - Şihabeddin Ömer Sühreverdi - Necibuddin Ali b. Berg eş-Şirazi - Abdüssamed Şüsteri - Mahmud el-Isfahani - Yusuf el-Acemi el-Gürani - Hasan Şüsteri - Ahmed ez-Zahid- Muhammed el-Kameri el-Vasıti - Şeyhulislam Ebu Yahya Zekeriyya el-Ensari - İmam Abdülvahhab Şa’rani-Nureddin Ali b. Abdülkuddüs es-Senavi - Şeyhu’l-Melami İbrahim b. Hüseyin el-Kürdi - Şeyh Tahir el-Medeni - Abdülgani en-Nablusi- Mustafa el-Bekri - Muhammed el-Hanefi - Mahmud el-Kürdi - Abdullah Şarkavi- Ali et-Tufi - Muhammed Ebu’n-Nüca - İbrahim eş-Şemariki - Muhammed Nur… Melamiliği Muhammed Nur, 1253/1837’de gördüğü rüyasında Peygamber’in kendisine üç satır yazılı bir kağıt verdiğini ve Ebu Bekir’in bunu Tevhid-i Ef’al, Tevhid-i Sıfat ve Tevhid-i Zat diye okuyup, fena makamlarını telkin eylediğini bildiriyor. Seyyid Muhammed Nur, telkin aldığı bu üç makamın derslerini kendisinden talep edenlere de 1259/1843 yılına kadar okutmuştur. Adı geçen yılın Şaban ayının ondördünde Mekke’ye varan Seyyid Muhammed Nur, müridi Üsküp ulemasından Hacı Nebi Efendi’yle Mekke'ye gider. Mekke’li Melami Derviş Mehmed’e kavuştuğunu söylüyor. Adı geçen derviş, Seyyid Muhammed Nur’a bir Erbain/kırk gün halvet çıkarmasını emrettiğini ve bu esnada kendisine makamat-ı Beka, ya'ni; Cem’, Hazretü’l-Cem’ ve Cem’ul-Cem’in Rasulullah’ın ruhaniyyeti tarafından telkin edildiğini söylediğini görüyoruz. Haccı yerine getirdikten sonra Mısır yoluyla Rumeli’ye dönerken yol üzerinde Yenbu’ denilen yerde hatm makamı olan Ahadiyyetü’l-Cem’ makamının yine Rasulullah tarafından telkin edildiğini söylüyor. Bu ifadeye göre melamet zevkini bizzat Rasulullah’tan alan Seyyid Muhammed Nur, 15 Rebiulevvel 1267/1851 Cuma gecesi Tevhid’i yaymaya memur olduğunu bildirmiş, o gece ve müteakib günlerde kendisine ileri gelen kişiler biat etmişlerdir. Hac ve Ziyaretleri Seyyid Muhammed Nur’un Selim Paşa’nın (1289/1892) davetinden önce yaptığı gezilere (1266/1850) bakacak olursak; daha genç yaşında –onyedi yaşında- Yanya’ya, oradan Mekke’ye ve tekrar Mısır’a dönüşteki seyahatlerinden kendisini “Yetiştirme” çabası içerisinde olduğu görünmektedir. 1245/1830 da yaptığı Hac ziyaretinden sonra Mısır’a gelip, şeyhi olan Hasan el-Kuveysni’nin “Filan kitabı okut, sen Rum’a git” emriyle Rumeli’ye çıktığı seyahatlerinde müderrislik ve mürşidlik görevini üstlendiği belirginleşmiştir. Bir diğer ifadeyle Seyyid Muhammed Nur yaptığı ziyaretleri önceleri üstadları ve şeyhlerinin emriyle -Yanya’ya üstadı Hasan el-Kuveysni, Mekke’ye şeyhi Yusuf Efendi, Mısır’a şeyhi Ömer Abdürrasul ve tekrar Rumeli’ye şeyhi ve hocası Hasan el-Kuveysni’nin emriyle gittiğini görmüştük- yerine getiriyordu. Sonraları irşad amacı başta olmak kaydıyla kendilerince gördükleri lüzum ve sevenleri tarafından yapılan davetler üzerine çeşitli zamanlarda seyahatlarda bulundu. Bu geziler, öncelikle İstanbul olmak üzere, Manastır, Prizren, Selanik ve Bosna gibi ünlü şehirlere olmuştur. Seyahatlerini tarih sırasıyla inceleyelim: Seyyid Muhammed Nur, 1259/1843’de Mekke’de melami Derviş Mehmed ile buluştuğu ve Peygamber’den Beka makamlarını telkin aldığı Hac ziyaretinden sonra döndüğü Üsküp’te Hıfzı Paşa’nın yerine valiliğe geçen Servili Selim Paşa ile tanışmış ve O’nu da müridleri arasına alarak zikr-i daimiyi telkin etmiştir. 1266/1850’de İstanbul’a seyahatini görüyoruz. Davet, Hassa müşirliğine tayin olunan Üsküp Valisi Selim Paşa tarafından yapılmış, Seyyid Muhammed Nur burada altı ay kalarak İstanbul bilgin ve şeyhleriyle görüşmüştür. İstanbul dönüşü Üsküb’e gelmiş vilayet merkezinin Prizren’e taşınması nedeniyle bu kez oraya giderek şehrin ileri gelenleriyle tanışmıştır. 1267/1850 Rebiülahir’ın onbeşinci Cuma gecesi Tevhid’i neşre görevli olduğu ve ertesi günü 16 Rebiülahir, kendisine alay imamı Hamit, tabur imamı Ali Efendi’lerle, tabur katibi ve üç yüzbaşının, daha ertesi günü de İşkodra alimlerinden Şaban Efendi’nin biat ettiğini görüyoruz. 1269/1852’de Rus savaşı başlamış, Seyyid Muhammed Nur bu kez Prizren’den Üsküb’e dönmüştür. Bu dönüşünde kendisine biat eden Müşir Çerkes İsmail Paşa’nın ısrarlı daveti üzerine Manastır seyahatı başlamış ve orada kaldığı üç ay içerisinde subay ve memurlardan oluşan zümreye Şeyh Bedreddin’in Varidat adlı eserini okutmuştur. 1285/1868’de İstanbul’a Zaptiye Müşir’i Hüsnü Paşa’nın (1294/1877) davetiyle, yanında oğlu Şerif Efendi (1326/1908) olduğu halde gelmiş ve Paşa’nın konağında altı ay misafir kalmıştır. Bu süre zarfında da İstanbul bilgin ve şeyhleriyle sohbetlerde bulunmuştur. (Bu ziyaret, Saray’a yapılan Seyyid Muhammed Nurü’l-Arabi’nin neşr-i ilhad ettiği (küfrü yaydığı) gerekçeli şikayet üzerine yapılmış ve şikayetin asılsız sebebe dayandığı görülmüştür.) 1286/1869’da İstanbul’a yaptığı gezi bu defa eski Bosna Valisi Topal Osman Paşa (1291/1874) ile Zaptiye Müşir’i Hüsnü Paşa’nın davetleri üzerine gerçekleşmiş, Seyyid Muhammed Nur, yine yanına oğlu Şerif Efendi’yi almış, beş ay süreyle misafir kaldığı Hüsnü Paşa’nın konağında sohbetlerde bulunmuştur. 1287/1870’de Manastır’a yaptığı seyahatini görüyoruz. Daveti, Ruznameci Hüsnü Bey, oğlunun sünnet törenine teşrifleri için yapmaktadır. Yolda Tikveş adlı şehirde birkaç gün misafir olarak kalan Seyyid Muhammed Nur yüce mazhariyyete kavuştuğunu, kendisine “Kutbiyet” makamının verildiğini müjdelemiş ve ilan etmiştir. 27 Cemaziyelahir 1287. Saat : 10.00 Alaturka. 1288/1871’de İstanbul’a bir seyahatını daha görüyoruz. Bu defasında da oğlu Şerif Efendi ile beraber Şeyhulislam Mir Ahmet Muhtar Efendi’nin davetine katılır. Boyacıköy’de Haririzade M. Kemaleddin Efendi’nin evinde otururlar. Kalınan süre içinde müderrisliği bahsinde değindiğimiz gibi, içlerinde ün yapmış kişilere Tevhid üzerine kitaplar okutmuştur.1289/1872’de İstanbul’a beşinci defa ziyarete gelir. Davet Şeyhulislam Mir Ahmet Muhtar Paşa (Molla Bey) tarafından yapılmış ve beş ay süreyle kalınmıştır. 1291/1874’de bu kez Ustrumca seyahatı başlar. Bu gezi hemen bütün Ustrumca halkının daveti sonucu gerçekleşir. Seyyid Muhammed Nur davete icabet eder ve oğlu Şerif Efendi’nin isteği üzerine altı ay Üsküp’te, altı ay da havasının güzelliği ile dikkat çeken Ustrumca’da kalırlar. 1297/1879’da hac ziyaretine yüz ihvanıyla gider. Döndüğünde, Kosova’da meydana gelen isyana dostlarını karıştırmaz. 1302/1884’te de bu kez130 ihvanıyla hacca gider. Hac ziyaretinde yanında damadı Hacı Abdürrahim Efendi ile torunu Hacı Kemal Efendi de vardır. Hac dönüşünde damadı Hacı Abdürrahim Efendi, vapur Süveyş Kanalını geçerken vefat eder ve cenazesi vapurdan alınarak “Ayn-ı Musa” adlı yerde toprağa verilir. Bu hac yolculuğu bir yıla yakın sürmüş, tasavvuf sohbetleriyle zaman değerlendirilmiştir. Ustrumca’ya dönüldüğünde, Seyyid Muhammed Nur bir daha Rumeli’den ayrılmaz. Eserleri Bursa'lı Mehmet Tahir Efendi, Muhammed Nur'un eserlerin 46 olduğunu Abdülbaki Gölpınarlı ise 57 eseri olduğunu ifade etmişlerdir.

Eserleri

nden bazılarının isimleri şunlardır; * Mecalis Zehra Ales Selatil Kübra * El Yakut'ül Hamra Alesselatis Süğra * Merecün nüsus lişehri nakşil füsus * El Letaifüt tahkikat fi şerhil varidat (Şeyh Bedrettin'in eserinin yorumu) * El envarül Muhammediye fi şerhi risalet el vücud * Nokta Risalesi * Tevhid Risalesi * Melamilik Risalesi * Niyazi Mısri Divanı Şerhi * Muhyiddin İbn Arabi'nin Gavsiyye Risalesi Şerhi Ayrıca bakınız * Melamilik * Ekberilik * Nakşibendiye * Halvetiyye Ek Okumalar * Abdürrezzak Tek, Melamet Risaleleri * Lalizade Abdülbaki, Melamilik Yolunda Görüp Öğrendiklerim * Abdülbaki Gölpınarlı : Melamilik ve Melamiler * Hamza Kılıç, Melametin Temel İlkeleri ve Günümüzde Melamet * Ali Bolat, Melamilik * Mehmet Hakan Alşan, Melamet Hırkası / Hamzavi Melamiler Dış bağlantılar * Hakikat Bilgisi * Davud Yılmaz, Muhammed Nur'ül Arabi (pdf)

Kaynaklar

Vikipedi

Bu konuda henüz görüş yok.
Görüş/mesaj gerekli.
Markdown kullanılabilir.

Bıçakçı Ömer
7 yıl önce

1984. ^ Yusuf Ziya İnan, Muhammed Nur'ül Arabi: Seyyid'ül Melamî, İstanbul, 1971 Yusuf Ziya İnan (1971). Muhammed Nur'ül Arabi: Seyyid'ül Melami...

Muhammed (anlam ayrımı)
7 yıl önce

El Gazali Muhammed Emin Muhammed Eyüb Han Muhammed Hatemi Muhammed Musaddık Muhammed Necib Muhammed Necibullah Muhammed Nur'ül Arabi Muhammed Rıza Pehlevi...

Bayramilik
3 yıl önce

etmiştir. Hacı Bayram-ı Veli Halvetiyye İbn Arabi Ekberilik Akşemseddin Bıçakçı Ömer Dede Muhammed Nur'ül Arabi Niyâzî-i Mısrî Halvetiye Aziz Mahmud Hüdayi...

Niyâzî-i Mısrî
3 yıl önce

Şerhi, Yazan: Seyyid Muhammed Nur, Haz.: M. S. Bilginer Bukağı, Emine Işınsu, 2004 Niyazi-i Mısri Divanı Şerhi, Muhammed Nur'ül Arabi, çev. Mustafa Tatcı...

Niyâzí®-i Mısrí®, Din, Malatya, Mazhar Alanson, Osmanlı, Tarikat, Tasavvuf, Taslak, Emine Işınsu í–ksüz, Niyâzí®-i Mısrí® Divanı, Halveti
Ekberilik
3 yıl önce

Emin Halvetî (v. 1283/1867). Harîrîzâde Seyyid Muhammed Kemaleddin (v. 1299/1881). Muhammed Nur'ül Arabi (v. 1305/1887). Ahmed Ziyâeddin Gümüşhânevî (v...

Celvetilik
7 yıl önce

müzikle uğraşmasından da tarikatin müziğe verdiği önemi anlayabiliyoruz. İbn Arabi Ekberilik Halvetiyye Niyâzî-i Mısrî Aziz Mahmud Hüdayi İsmail Hakkı Bursevî...

Nur Baba
7 yıl önce

Nur Baba 17. yüzyılda kurulduğu sanılan bir Bektaşi tekkesidir. Karacaahmet Sultanın himayelerindedir. Özellikle 1800 lü yılların sonlarından itibaren...

Nur Baba, Kitap, Taslak, Yakup Kadri Karaosmanoğlu
Hurûfilik
3 yıl önce

Hurûfilere göre Muhammed son peygamberdir. Her peygamber, kendinden önce gelen peygamberlerin sırlarının anlamını çözmektedir. Peygamber Muhammed ise son peygamber...