31 Mart 1909 ayaklanmasında Hareket Ordusu'nda görev aldı. 1910 Arnavutluk ayaklanmasının bastırılması harekatında çalıştı. 14 Nisan 1912'de binbaşılığa yükseldi. Balkan Savaşı'nda Trakya sınır komiseri olarak görev yaptı. 1914'te kaymakam (yarbay) rütbesiyle Birinci Kuvve-i Seferiye komutanlığıyla İran ve ötesi harekatıyla görevlendirildi. Bir süre sonra İstanbul Kartal'da 14. Fırka komutanlığına atandı ve Çanakkale'ye gönderildi. Kerevizdere'de Fransızlar'a karşı üç ay savaştıktan sonra miralaylığa (albay) yükseldi. Buradan, İstanbul'da I. Ordu erkan-ı harbiye başkanlığına, sonra Galiçya'ya gidecek ordunun ve ardından Mareşal Von der Goltz'un erkan-ı harbiye başkanlığına atanarak Irak'a gitti.
1916'da Kutü'l-Amare'yi kuşatan 18. Kolordu komutanlığına getirildi ve burayı aldıktan sonra Irak'ta İngilizler'le çarpıştı. 1917'de Diyarbakır'daki 2. Kolordu komutanlığına getirildi ve Van, Bitlis, Elaziz (Elazığ) cephelerindeki II. Ordu komutanlığına vekalet etti. 1918'de Erzincan ve Erzurum'u Ermeniler'den ve Ruslar'dan geri aldı. Ardından Sarıkamış, Kars ve Gümrü kalelerini ve Karaköse’yi kurtardı. Aynı yıl mirliva (tümgeneral) oldu. Mondros Mütarekesi sırasında sadrazam olan Ahmed İzzet Paşa'nın erkan-ı harbiye-i umumiye reisliği (genelkurmay başkanlığı) önerisini kabul etmeyerek Anadolu'da görev almak istedi. Önce Tekirdağ'daki 14. Kolordu komutanlığına, ardından da Erzurum'daki 15. Kolordu komutanlığına atanmasını sağlayarak Nisan 1919'da göreve başladı.
Hazırlıkları yapılan Erzurum Kongresi'nin toplanmasında önemli rol oynadı. Kurtuluş Savaşı'nda Edirne milletvekilliği ve Doğu cephesi komutanlığı yaptı. Ermeniler'in eline geçen Sarıkamış, Kars ve Gümrü kalelerini geri alarak 15 Kasım 1920'de Ermeni ordusunu kesin olarak yendi. Ermeni hükümetiyle Ankara hükümeti adına Gümrü Antlaşması'nı imzaladı. Kars'ın alınmasıyla ferikliğe (korgeneral) yükseldi. Rus Sovyet Sosyalist Federe Cumhuriyeti ve Kafkasya hükümetleriyle Kars Antlaşması görüşmelerini yürüttü. Halk Partisi’nden Ayrıldı Kurtuluş Savaşı'nın bitiminden sonra I. Ordu müfettişliğine atandı,
1923'te İstanbul milletvekili oldu. 1924'te, TBMM'deki Dörtler Grubu'nu destekledi. Ardından askerlikten ayrılarak Halk Fırkası'ndan istifa etti. 17 Kasım 1924'te kurulan Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası'nın başkanlığına seçildi. Parti 3 Haziran 1925'te Şeyh Sait ayaklanması nedeniyle kapatıldı. Karabekir Mustafa Kemal Paşa'ya karşı yapılan İzmir suikasti ile ilgili görülerek bazı partililerle birlikte yargılandıysa da beraat etti. Siyasi hayatına on iki yıllık aradan sonra, 6 Ocak 1939'da İstanbul milletvekili olarak devam etti. 1946'da TBMM başkanlığına seçildi ve bu görevde iken 26 Ocak 1948'de Ankara'da öldü.
Hayatı
Mehmet Emin Paşa görevi nedeniyle pek çok şehir dolaşmış ve son görev yeri olan Mekke'de kolera hastalığına yakalanarak; 1893 yılında vefat etmiştir. Kazım Karabekir'in annesi ise Mehmet Emin Paşa ölünce İstanbul'a göç etmiş ve 1917'de İstanbul'da vefat etmiştir. Kazım Karabekir, ailesiyle birlikte Mekke'ye göç etmeden önce İstanbul'un Zeyrek semtinde İlkokula başlamıştı. Böylece öğrenim hayatı boyunca Kazım Zeyrek adıyla anıldı. Çünkü soyadı kullanımının olmadığı bu dönemde öğrenciler okullara kaydedilirken oturdukları il, ilçe veya semt adlarıyla çağrılırlardı.Kazım Karabekir'de İstanbul'da ailesinin oturduğu Zeyrek semtinden dolayı Kazım Zeyrek adıyla anılmıştır. 1894 yılında İstanbul'da Fatih Askeri Rüştiyesi'ne giren Kazım Karabekir, 1896 yılında bu askeri ortaokulu bitirerek, 1897 yılında da Kuleli Askeri İdadisi'ne girdi. Kazım Karabekir, Askeri Lise'yi 1899'da bitirdi ve ardından askeri lisenin devamı niteliğindeki Pangaltı Harbiye Mektebi ' ne 14 Mart 1900 tarihinde girdi. Harbiye'den 6 Aralık 1902'de Mülazım-ı Sani (Teğmen) rütbesiyle, piyade sınıfının birincisi olarak; 1318 - P.1 sicil numarasıyla mezun oldu. Kazım Karabekir, bu okulun ardından Harb Akademileri'nin karşılığı olan ve kurmay subay yetiştiren Erkan-ı Harbiye Mektebi ' ne devam ederek, 5 Kasım 1905'te bu okulu Kurmay Yüzbaşı rütbesiyle bitirdi. 10 Kasım 1905'te Edirne'deki II. Ordu'ya daha sonra da 11 Ocak 1906'da III. Ordu'ya verilen Kazım Karabekir; XIII. Süvari Topçu Alayı, XV. Süvari Avcı Taburu ve Manastır Mıntıka K.' lığı Erkan-ı Harbiyesi'nde görev aldı.
Birinci Dünya Savaşına Kadar Askeri Faaliyetleri
Daha öncede belirttiğimiz gibi askerlik görevine Manastır'da başlayan Kazım Karabekir, stajını tamamladığı bu bölgede Manastır Mıntıkası Kurmay Başkanlığı'nda görev aldı. Daha sonrada Manastır Mıntıka Müfettişliği'ne tayin olan Kazım Karabekir bu görevi sırasında Rum ve Bulgar çeteleri ile yapılan çatışmalarda bulundu ve Bulgar çetesinin imhasında gösterdiği başarılardan dolayı 19 Ağustos 1907'de Kolağası (Kıdemli Yüzbaşı) rütbesine yükseltildi.Kazım Karabekir bu başarısının ardından 6 Eylül 1907'de İstanbul Harb Okulu Tabiye Öğretmen Yardımcılığı'na atandı. 19 Kasım 1908 tarihinde Edirne'deki II. Ordu'nun III. Piyade Tümeni Kurmay'lığında görev alan Kazım Karabekir, 31 Mart Vakası'nın meydana gelmesi üzerine Harekat Ordusu'na katılarak Mürettep II. Fırkanın Kurmay Başkanı olarak İstanbul'a geldi.
1 Nisan 1910'da Arnavutluk Ayaklanması'nın bastırılması için düzenlenen Mürettep Kolordu'da I. Şube Müdürü ve 15 Ocak 1911'de X. Edirne Tümeni Kurmay Başkanlığı'nda görevlendirildi. Soyadı kullanımının gerçekleşmediği bu döneme kadar Kazım Zeyrek olarak anılan Kazım Karabekir, 15 Nisan 1911'de Harbiye Bakanlığı'na verdiği dilekçe ile atalarının ismi olan Karabekir namını soyadı olarak aldı. Kazım Karabekir, 9 Nisan 1912'de Bulgar Hududu Edirne Kısmı Komiserliği'ne atandı ve 27 Nisan 1912'de Binbaşı rütbesine yükseltildi.
I. Balkan Savaşı sırasında Edirne/Kale Muharebeleri'nde (18 Ekim 1912 - 26 Mart 1913 ) X. Tümenin Kurmay Başkanlığı'nı yapmıştır. Bu savaş sırasında Edirne Kalesi'nin teslim olması ile 28.500 kişi Bulgarlar tarafından esir edildi. Kazım Karabekir'de 22 Nisan 1913'te Bulgar'lara esir düştü. 21 Ekim 1913'te Bulgaristan ile imzalanan antlaşma sonucu esirlikten kurtulan Kazım Karabekir; 2 Aralık 1913'te Balkan Savaşı sırasında, Rus halkının uğradığı zararın tespiti için oluşturulan Türk - Bulgar - Rus karma komisyonunda Türk Temsilcisi olarak bulunan Kazım Karabekir daha sonrada General Liman Von Sanders başkanlığında, Türk Ordusu'nun ıslahı amacı ile gönderilen Alman Askeri Heyeti İstanbul'a gelince, 11 Ocak 1914'te Genel Kurmay İstihbarat Şubesi Müdür Yardımcılığı'nda görevlendirildi. 28 Mayıs 1914'te Birinci Dünya Savaşı öncesinde Kazım Karabekir, uzunca bir dönem Avrupa'ya gönderildi. Bu görev Viyana, Münih, Hamburg, Paris ve İsviçre'yi kapsıyor ve buralardaki Askeri Ataşelerin nasıl çalıştıklarını yerinde incelemek amacını taşıyordu.
Birinci Dünya Savaşı Başlarında Kazım Karabekir
Avrupa'nın genel bir savaşa sürüklendiği bu dönemde Kazım Karabekir görevli olarak Paris'te bulunmaktaydı. Fakat bu durumu fark eden Kazım Karabekir, 14 Temmuz 1914'te İstanbul'a geri dönerek; 3 Ağustos 1914'te Genel Kurmay II. (İstihbarat) Şube Müdürü olarak görevlendirildi. Karabekir'in savaş konusundaki düşünceleri;- "İstanbul ve Çanakkale boğazlarını kuvvetlendirmek,
- Boğazlardaki kuvvetleri desteklemek,
- Savaşa girmekten mümkün olduğunca kaçınmaktı."
Kazım Karabekir, Genel Kurmay'daki görevini devam ettirirken, Konya'ya bir soruşturma sebebiyle gönderilmişti. 29 Kasım 1914'te "Üç Yıl Hazeri Kıdem Zammı" alarak; 9 Aralık 1914'te Yarbay rütbesine yükseltildi. Yarbay Kazım Karabekir, 6 Ocak 1915'te Mürettep I. Kuvve-i Seferiye K.'ı olarak İran Harekatına gönderildi. Karabekir, Halep'e geldiğinde, III. Ordu'nun Sarıkamış'da büyük bir felakete uğramış olduğunu, komutasına verilen kuvvetlerin Doğu Cephesi'ne kendisinde Süleyman Askeri Bey'in yerine Irak Havalisi Kuvvetleri K.' lığına ve Basra Valiliğine atandığını öğrendi. Böylece Süleyman Askeri Bey'in yerine geçmek üzere İstanbul'a geldi.
Çanakkale Cephesi'nde Kazım Karabekir
Karabekir Paşa, 6 Mart 1915 tarihinde İstanbul'a gelince V. Kolordu'ya bağlı İstanbul - Kartal'da bulunan XIV. Tümen K.' lığına atanmıştır. Bu görevde bulunduğu esnada Kazım Karabekir,Marmara Denizi ve Karadeniz kıyılarının tahkimatı ile uğraşmıştır. Ancak XIV. Tümen'in Çanakkale'ye - Gelibolu'ya - gönderilmesi ile bu bölgede Seddülbahir ve Kereviz Deresi'ndeki (12-13 Temmuz 1915) savaşlarda bulunmuştur. Kazım Karabekir'in Kereviz Dere'de bulunduğu sıralarda Fransızlar, Haziran'dan itibaren Zığın Dere ve Kereviz Dere bölgelerinde taarruzlar yapmakta idi. Fransızların amacı; Türk Ordusu'nun dikkatini güney bölgesine çekmekti. Böylece Ağustos ayında Anafartalara yapılacak olan çıkarmanın başarısını garanti altına almak istiyorlardı. Fransızların planı amacına ulaştı ve Türk Kuvvetleri'nin çoğu güney bölgesine kaydırıldı. Bu amacın gerçekleşmesi için İngilizler I. Tüm. ile Türk kanadına, Kereviz Dere bölgesine, 12 Temmuz sabahı saat 07:00'de taarruza başladılar. Türk Tüm.'leri batıdan itibaren XI., I., VII. ve IV. Tüm.'ler cephede, VI. Tüm. geride bekletilmekte idi. VII. Tüm. cephesine taarruz eden İngiliz Tüm.'nin her iki günündeki taarruzları da başarısızlıkla sonuçlandı. IV. Tümen cephesine taarruz eden Fransızların taarruzları ise beklemedeki VI. Tüm.'inde bölgede kullanılması üzerine gelişme gösteremedi. Birkaç metrelik ileri geri hareketler şeklinde gelişen muharebede oldukça fazla kan döküldü ve Türk kaybı 9700 kişiye ulaştı.Karabekir, Kereviz Dere Muharebeleri sırasında V. Kolordu Komutanlığına bağlı - yarbay rütbesiyle - XIV. Tümen Komutanı olarak bulunmaktaydı. Bu görevi sırasında 6 -13 Ağustos 1915 Muharebelerinde de görev almıştır. Bu muharebeler sırasında düşman Arıburnu ve Anafartalar bölgesine, çıkarma ile takviye ederek yapacağı taarruza karşılık güney cephesinden Türk Kuvveti kaydırılmasın diye 6 - 7 Ağustos günleri bu cephenin merkezine Kirte istikametine taarruzlar düzenlediler. Ancak her iki taarruzda zayiat verilerek püskürtüldü. Sonraki küçük çaptaki taarruzlarda sonuçsuz kaldı. Bundan sonrada bu cephede düşmanın tahliyesine kadar mevzii muharebeleri devam etti. böylece düşman, çıkarmanın ilk günü almayı planladığı Alçıtepe'yi ele geçiremedi. Her yönden sayıca üstün olmasına karşın Türk direnişi karşısında sadece 5. Km. ilerleyebildi. Bu muharebeler sırasında düşmana karşı 3,5 ay başarıyla savaşan Karabekir, askeri kişiliği açısından takdir toplayarak Muharabe Gümüş Liyakat Madalyası ile ödüllendirildi. Ayrıca Almanya'dan da İkinci Rütbeden Kron Dö Braş Kılıçlı Nişanı aldı. Kazım Karabekir Paşa, Eylül 1915 - 9 Ocak 1916 Mevzi Muharebeleri'nde Güney Grubu Komutanlığına bağlı II. Bölge Komutanlığı'nda XIV. Tümen Komutanı olarak görevlendirildi. Muharebeler devam ettiği sırada XIV. Tümen 11 Ocak 1916'da bölgeden ayrıldı.
Kazım Karabekir in 1915 Sonrası Askeri ve Siyasi Faaliyetleri
Çanakkale Cephesindeki taarruz savaşlarının, siper muharebelerine dönüşmesi ile birlikte Karabekir Paşa, Gelibolu'dan alınarak 26 Ekim 1915'te İstanbul'daki I. Ordu Kurmay Başkanlığı'na atandı. Daha sonrada VI. Ordu Kurmay Başkanı olarak Irak Cephesine gönderildi. Bu arada Kazım Karabekir Paşa, Gelibolu'daki başarılarından dolayı "Üç Yıl Savaş Zammı" alarak 14 Aralık 1915'te Miralay (Albay) rütbesine yükseltildi. Miralay Kazım Karabekir, Almanya'dan ikinci kez "Alman Demir Salib Nişanı" alarak; 24 Nisan 1916'da Kut'ül Amara'yı kuşatmakta olan XVIII. Kolordu K. olarak görevlendirildi. Bu cephedeki başarılarından dolayı Kazım Karabekir'e 8 Şubat 1917'de yeniden "Altın Muharebe Liyakat Madalyası" ve "İki Yıllık Kıdem Zammı" verildi.Kafkasya Cephesi
Kazım Karabekir, Cafer Tayyar Paşa ile o yıllarda yapılabilen karşılıklı yer değiştirme - becayiş - usulü ile Kafkas Cephesindeki II. Kor. K. olarak atandı. Bu Kolordu; Van Gölü'nün güney mıntıkası, Bitlis, Muş, Murat Çayı ve Palu Doğusu'na kadar olan geniş bir araziyi müdafaa etmekle yükümlüydü. Bu dönemde Osmanlı Devleti, toplam dört kolordusu olan iki ordusunu Van Gölü ile Karadeniz arasında bulundurmaktaydı. Bu orduların en aşağı tarafta olanı Kazım Karabekir'in komutanı olduğu II. Kolordu idi. Bu kolorduda on aya yakın bir süre görev yapan Kazım Karabekir bölgedeki başarılarından dolayı 23 Eylül 1917'de padişah iradesi ile yeniden "Kılıçlı İkinci Mecidi Nişanı" aldı. 1878'de 93 Harbi sırasında Rus Çarlığına kaybettiğimiz Sarıkamış, Kars, Ardahan, Artvin ve Batum'u Eylül 1920'de kurtarıp, Türkiye'nin doğu sınırlarında Misak-ı Milli'yi gerçekleştirdikten sonra kendisine TBMM tarafından 31 Ekim 1920'de Ferik rütbesi verildi.Kurtuluş Savaşı
Yine bu dönemde; Kurtuluş Savaşı'nı başlatmış olan ve İstanbul'dan gelen telgrafla 3. Ordu müfettişliğinden azledildiğini öğrenen ve artık sivil olmasının Kurtuluş Savaşı'nı tehlikeye düşürmesinden endişe eden Mustafa Kemal Atatürk'e "Ben ve kolordum emrinizdedir Paşa'm!" diyerek, moral vermiştir.kurtuluş savaşında önemli başarılar kazanan kazım karabekir paşa atatürk tarafından takdir edilmiş ve büyük önem kazanmıştır.kazım karabekir paşa ve adamları kurtuluş savaşında canları pahasına savaşarak ğalip ğeldiler.bu ğalibiyet sade onların değil bütün türk milletinin galibiyetidir.Sovyetler-TBMM İlişkileri açısından Kazım Karabekir Paşa
Sovyetlerle imzalanacak dostluk antlaşması için Bekir Sami Bey başkanlığında bir delegasyon, 11 Mayıs 1920'de Ankara’dan hareketle 19 Temmuz 1920'de Moskova'ya ulaştı. Dostluk antlaşmasının esasları 24 Ağustos 1920'de hazır olmakla beraber, Bekir Sami Bey’in bu antlaşmayı imzalaması mümkün olmadı. Çünkü Sovyetler, Bitlis, Van ve Muş illerinin Ermenistan’a terkedilmesini istediler.Fakat Kazım Karabekir Paşa komutasındaki Türk Kuvvetleri Eylül 1920'de taarruza geçip, Brest Litovsk Barış Antlaşması ile Türkiye'ye verilen ve Misak-ı Milli hudutları dahilinde olan Sarıkamış, Kars, Ardahan, Artvin ve Batum’u aldıktan sonra Gümrü'yü de ele geçirince, Menşevik iktidarı altındaki Ermeni hükümeti barışa yanaşmak zorunda kaldı ve 3 Aralık 1920 de Ermenistan'la Gümrü Barış Antlaşması imzalandı. Bu arada, Bolşevikler de Ermenistan’da iktidarı ele geçirmişlerdi. Bu şekilde Ermenistan meselesi kendiliğinden çözümlenmiş oluyordu. Kazanılan bu zaferler üzerine Sovyetler Milli Mücadele'ye daha fazla önem vermeye başlamışlardır.
3 Aralık 1920'de TBMM Murahhası sıfatıyla Gümrü Antlaşması'nı imzaladıktan sonra; 18 Ekim 1921'de biten Kars Konferansı'na Türkiye Baş Murrahası olarak katıldı. Ayrıca bu konferansa başkanlık yaparak; 13 Ekim 1921'de Sovyetler Birliği ile Kars Antlaşmasını imzaladı. Kütahya-Eskişehir Muharebelerinden hemen sonra yapılan Sakarya Savaşı sonrasına denk gelen bu andlaşma ile Batum'un Sovyetler Birliği'ne terkedilmesi karşılığında karşı taraftan belli miktarlarda silah, cephane ve altın alınacaktı.
Bu anlaşmadan sonra Sovyet lideri Lenin'in Anadolu'ya gönderdiği Türkiye Komünist Partisi başkanı Mustafa Suphi ve arkadaşlarına koruma vermeyerek Karadeniz bölgesinde yok edilmelerine yol açmış; Türkiye'de siyasi kargaşa çıkarmalarına ve komünist fikirleri yaymalarına engel olmuştur.
Milletvekilliği
15 Ekim 1922'de Ankara'ya gelen Kazım Karabekir, Edirne Milletvekili sıfatı ile meclis çalışmalarına devam etti. 17 Şubat 1923'de Türkiye'de ilk defa toplanan İzmir İktisat Kongresine başkanlık yaptı ve 29 Haziran 1923'de TBMM'nin İkinci Devresi'nde İstanbul Milletvekili seçildiği dönemde; Doğu Cephesi komutanlığı görevini de fiili olarak devam ettirmekte idi. 21 Kasım 1923'de "Milli Mücadelemizde Siyasi ve Savaş Yararlılığı" görülenlere verilen yeşil ve kırmızı şeritli İstiklal Madalyası ile ödüllendirildi. Kazım Karabekir, 21 Ekim 1923'de son askeri görevi olan I. Ordu Müfettişliğine atandı. 26 Ekim 1924'de bu görevinden istifa ederek sadece siyasi alanda faaliyet gösterdi.Kazım Karabekir, 17 Kasım 1924'de TPCF (Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası) kurucuları arasında yer aldı ve bir süre sonra da bu partinin genel başkanı oldu. Tuğgeneral İsmet Paşa Hükümeti'nin Takrir-i Sükun Kanunu çıkarmasından sonra Doğu'da Şeyh Sait İsyanı çıkmış ve bu isyanda TPCF'nin de rolü olduğu iddia edilmişti. İsmet İnönü başkanlığındaki hükümet tarafından bu olay bahane edilerek 5 Haziran 1925'de Bakanlar Kurulu kararı ile TPCF kapatıldı. Ayrıca Kazım Karabekir, bu dönemde Mustafa Kemal'e düzenlenen İzmir suikasti ile ilgili olarak İstiklal Mahkemesi'nde yargılanıp, beraat eti. Kazım Karabekir TBMM'nin ikinci Dönemi sona erince milletvekilliğine son verilmiş ve ordu açığında iken 5 Aralık 1927'de emekli olmuştur. Bu dönemden sonra uzun bir süre politikadan uzaklaşarak inzivaya çekilmek zorunda bırakılan Karabekir Paşa, yönetimle olan anlaşmazlığı yüzünden sıkıyönetim altında tutulması istenen 84 kişilik listenin başında yer aldı. 10 sene sürekli takip ve gözaltında tutuldu ve hatıralarını yazdığı "İstiklal Harbimiz" adlı eseri zamanın hükümetinin kararıyla "Takrir-i Sükun" kanunu uyarınca daha basılamadan toplatılıp yakıldı. Belki de en sıkıntılı yıllarını bu dönemde geçiren Kazım Karabekir, sıkıntılı günlerin ardından Atatürk'ün vefatının ardından 1939'da İstanbul Milletvekilliği'ne seçildi. 1943 - 1946 yıllarında milletvekili olarak yerini korudu ve 5 Ağustos 1946'da yapılan TBMM başkanlık seçimlerimde Meclis Başkanı seçildi. Kazım Karabekir, 26 Ocak 1948 yılında 66 yaşında iken geçirdiği bir kalp krizi sonucu, Ankara'da vefat etti.
Kazım Karabekir Paşa, askerlik yaşamı boyunca büyük başarılar kazanmış ve bu başarıları sonucu Türkiye'nin bugünkü Kuzeydoğu sınırlarını çizen bir Türk Komutanı ve siyasi bir kişiliktir. Ayrıca Bulgarca, Fransızca, Almanca ve Rusça konuşabilmekteydi.
Eserleri
- Ankarada Savaş Rüzgarları
- Bir Duello ve Bir Suikast 975736939X
- Birinci Cihan Harbi 1-4 9757369217
- Birinci Cihan Harbine Neden Girdik? 9757369217
- Birinci Cihan Harbine Nasıl Girdik? 9757369225
- Birinci Cihan Harbini Nasıl İdare Ettik? 9757369233
- Birinci Cihan Harbini Nasıl İdare Ettik? 9757369241
- Cumhuriyet Tarihi Set 1
- Cumhuriyet Tarihi Set 2
- İstiklal Harbimiz 1-5
- Paşaların Kavgası
- Paşaların Hesaplaşması
- Cehennem Değirmeni 1-2
- İzmir Suikasti
- Çocuklara Öğütler
- Hayatım
- İttihat ve Terraki Cemiyeti 1896-1909
- Ermeni Dosyası
- İngiltere, İtalya ve Habeş Harbi
- Kürt Meselesi
- Çocuk, Davamız 1-2
- İstiklal Harbimizin Esasları
- Yunan Süngüsü
- Sanayi Projelerimiz
- İktisat Esaslarımız
- Tarihte Almanlar ve Alman Ordusu
- Türkiye’de ve Türk Ordusunda Almanlar
- Tarih Boyunca Türk-Alman İlişkileri
- İstiklal Harbimizde İttihad Terraki ve Enver Paşa 1-2
- İstiklal Harbimizin Esasları Neden Yazıldı?
- Milli Mücadelede Bursa
- İtalya ve Habeş
- Ermeni Mezalimi
- Sırp-Bulgar Seferi
- Osmanlı Ordusunun Taaruz Fikri
- Erkan-i Harbiye Vezaifinden İstihbarat
- Sarıkamış-Kars ve Ötesi
- Erzincan ve Erzurum'un Kurtuluşu
- Bulgaristan Esareti -Hatıralar, Notlar
- Nutuk ve Karabekir'den Cevaplar