Yılan Isırığı

Kısaca: Yılan ısırığı veya yılan sokması, yılanın dişleri ile sebep olduğu yaralanmadır. Yılanlar çoğu zaman avlarını ısırırlar, ancak sık görülmese de, genellikle savunma amaçlı olarak insanları da ısırdıkları olur. Çoğu yılan zehirsizdir ve avlarını genellikle zehir kullanmadan boğarak öldürürler. Bununla birlikte zehirli yılanlar -Antarktika haricinde- her kıtada bulunur. Isırıklar için önerilen ilkyardım yöntemleri yılanın yaşadığı bölgeye göre değişir. Bazı türlerin ısırığında etkili olan bir tedav ...devamı ☟

yılan ısırığı
Yılan ısırığı

Yılan ısırığı veya yılan sokması, yılanın dişleri ile sebep olduğu yaralanmadır. Yılanlar çoğu zaman avlarını ısırırlar, ancak sık görülmese de, genellikle savunma amaçlı olarak insanları da ısırdıkları olur. Çoğu yılan zehirsizdir ve avlarını genellikle zehir kullanmadan boğarak öldürürler. Bununla birlikte zehirli yılanlar -Antarktika haricinde- her kıtada bulunur. Isırığın sonucu; yılanın türü ve yaşı, ısırığın vücuttaki yeri ve derinliği, enjekte olan zehir miktarı, ısırılanın yaşı, sağlığı ve büyüklüğü gibi birçok etmene bağlı olarak değişir. Bütün ısırıklarda, ısırılanın yaşadığı panikten kaynaklanan ve psikolojik olan dehşet ve taşikardi gibi semptomlar belirir. Güney Asya, Güneydoğu Asya ve Sahraaltı Afrikası ısırığın en çok göründüğü yerlerdir. Ayrıca neotropik ve diğer ekvatoryal ve subtropikal bölgelerde de vaka sayısı yüksektir. Bununla birlikte farklı türden yılanların ısırıkları arasında çok büyük çeşitlilikte semptomlar görünür.]] Yılan ısırıklarındaki en yaygın semptomlar, panik, korku ve duygusal dengesizliktir. Bunlar bulantı, kusma, ishal, senkop, vertigo, taşikardi ve soğuk ve nemli cilt gibi semptomlara sebep olabilir. Çoğu yılan ısırığı kurbanında ölüm korkusu görülür. Bu korku azaltılmazsa hiperventilasyon riski artar. Bu ısırıklarda şişme ve hisedilen acı az miktardadır. Ancak yılanın oral mikroflorası Clostridium tetani gibi patojenik mikroorganizmalar barındırır. Eğer ihmal edilirse enfeksiyon vücuda yayılıp kurbanı öldürebilir. Zehirli olsun ya da olmasın çoğu yılan ısırıkları, bir takım lokal etkilere sebep olur. Genellikle küçük bir acı ve kızarıklık meydana gelir, ancak bu bölgeye bağlı olarak değişir.]] İlginç bir şekilde Crotalus scutulatus, mercan yılanı ve Crotalus mitchelliinin sebep olduğu ısırıklar ciddi yaralanmalara sebep olurken, bu ısırıklarda çok az acı duyulur ya da hiç duyulmaz. Bazı Avustralya yılanları ve çoğu engerek yılanı zehiri koagülopatiye (pıhtılaşma bozukluğu) sebep olur. Bazen kurbanın ağzından, burnundan ve hatta daha önce iyileşmiş gibi görünen yarasından bile kan gelebilir. Sinir zehirinin etkisi ısırıktan 2-4 saat sonra görülür ancak bu süre uzayabilir. Kurbanın görüşünde bulanıklık gibi bazı tuhaf bozukluklar olur. Patofizyoloji Zehirleme tamamen istençli bir şekilde yapılır. Bu yüzden, bütün zehirli yılanlar kurbanlarına zehir enjekte etmeden onları ısırabilme yetisine sahiptir. Yılanlar sıklıkla, kendileri için çok büyük, yenilemeyecek yaratıklara karşı zehirlerini ziyan etmekten ziyade "kuru ısırıkla" yetinirler. Bununla birlikte çıngıraklı yılanlar gibi bazı yılan cinsleri savunma amaçlı ısırıkları saldırı amaçlı ısırıklarıyla karşılaştırıldığında çok daha fazla miktarda zehir ihtiva eder. Kuru ısırık deride delinmeye yol açan ancak bölgesel, sistemik etkilere ya da pıhtılaşma bozukluğuna sebep olmayan ısırığa denir. Yine de kuru ısırık oranı türlere göre değişiklik göstermektedir; normalde ürkek olan mercan yılanı ısırıklarının %50'si, kobraların %45'i zehirsiz iken çukur engereklerde kuru ısırık oranı sadece %25'tir. Bazı kuru ısırıklar yılanın kötü zamanlamasının sonucunda olabilir. Bu durumda yılanın dişleri kurbanın etine girmeden zehir boşalır. Büyük türler sıklıkla, kurbanın veya yılanın kurtulmaya çalışması sonucunda, kurbanda derin yırtılmalara sebep olur. Bunun sebebi kurbanın etine gömülen, yılanın dişlerinin geriye dönük ve iğne kadar keskin olmasıdır. Zehirli yılanların ısırığı kadar ölümcül olmasa da bu tür ısırıklar en azından geçici zayıflığa ve yanlış tedavi uygulandığında da enfeksiyona sebep olabilir. Kurbanlar cilt bozukluğu, deformiteler ya da kronik yara enfeksiyonu gibi hem kronik hem de akut sekellere maruz kalabilir.

Yılan zehiri

Yılanların, Miyosen evre içindeki bir zamanda zehir oluşturma ve zerketme yeteneğini geliştirdiği ileri sürülmektedir. Tersiyer zamanda ilkel yılanların büyük bölümü Henophidia (ilkel yılanlar) süperailesine ait pusuya yatan (ambush predator) ve avlarını boğarak öldüren avcılardı. Dünyada geniş otlakların yerini ormanlık alanların almasıyla bu yılanlar da daha küçük ve böylece daha çevik bir yapıya evrimleştiler. Ancak daha küçük yılanlar için avlarını kontrol altına almak ve öldürmek daha zor bir hale geldi ve bunun sonucu olarak yılan zehirinin evrimleşmesi başladı.

Yılan zehiri

normalde salya salgılamakla görevli olan modifiye olmuş parotis bezinde üretilir. Zehir gözün arkasındaki alveol denilen yapılarda depolanır ve borumsu, içi boş dişler yoluyla istemli bir şekilde enjekte edilir. Tek tür moleküler ya da farmakolojik aktif bileşen içeren yılan zehiri yoktur. Zehir yüz binlerce protein ve enzim ihtiva eder, bunların tamamı, avın kardiyak sistemine karışması veya zehirin daha hızlı absorbe edilmesi için doku geçirgenliğini artırması gibi, çeşitli amaçlara hizmet eder.

Yılan zehiri

en kompleks yapıya sahip hayvan zehiridir. Çukur engereklerde olduğu gibi çoğu yılanın zehri, sitotoksin, hemotoksin, nörotoksin, miyotoksin gibi birçok toksinin kombinasyonu olabilir ve insan vücudundaki her organ sistemini fiilen etkiler. Nörotoksin temel aminoasitler bakımından zengindir ve moleküler seviyede etki ederek kas aktivitesini sınırlandırır. Herhangi bir yılan zehirinin içeriği ve gücü, yılanın büyüklüğüne, yaşına ve diyetine, iklime ve yılın hangi zamanını olduğunda göre değişiklik gösterir.

Yılan zehiri

yaz aylarında daha az toksiktir, ancak yılanlar çevrenin ısınmasıyla saldırganlıklarını ve salgıladıkları zehir miktarını artırırlar. Yazın en sıcak zamanlarında yılanlar ürettikleri zehirin miktarını maksimuma çıkarırlar. Zehirin gücü türler arasında önemli ölçüde farklılıklar gösterir ancak Avustralya yılanları özellikle güçlü zehirde egemen olarak bilinir. Farelerdeki ortalama öldürücü doz (LD50, farelerin %50'sini öldürebilecek doz) ile ölçüldüğünde dünyanın en zehirli 10 yılanı bu kıtada yaşamaktadır. Bu yılanlardan Oxyuranus microlepidotus dünyanın en güçlü zehirine sahip yılandır, ancak ürkek olması ve insanlarla seyrek karşılaşması, bu yılandan kaynaklanan ısırıkların son derece nadir görülmesine sebep olur. Üretilen zehir miktarı da türler arasında değişiklik gösterir. Tek bir ısırıkta 5–7 ml (450–600mg) zehir salgılayabilen Gabon engereği bu kategoride birinci sırada yer alır. Yılanın enjekte ettiği zehir miktarı, son ısırık üzerinden geçen süre, yılanın hissettiği tehdit ve avın büyüklüğüne bağlıdır. Yılanın zehirli olmasının yanında, zehirin toksitesi de zehirlenmelerde önemli bir faktördür. Toksitenin belirlenmesinde "maksima" terimi kullanılmaktadır. Maksima; yılan zehirinin tamamı boşaltıldığında bir ısırışta 70 kilogramlık kaç insanı öldüreceğini tanımlamaktadır. Kobralar için maksima 15'tir. Önlem Yılanlar büyük olasılıkla tehdit hissettiklerinde, korktuklarında, provake edildiklerinde veya köşeye sıkışıp kaçacak bir yer bulamadıklarında ısırırlar. Bir yılanla karşılaşmak her zaman için tehlikeli kabul edilir ve o civardan uzaklaşılması önerilir. Görünümleri çarpıcı bir şekilde değişiklik gösteren yılan türlerinin zehirli ya da zehirsiz hatta tehlikeli ya da tehlikesiz olduğunu belirlemenin pratik bir yolu yoktur. Fırtına ya da sel gibi doğal afetler sonrasında yılan ısırığı vakalarının arttığı bilinmektedir. Büyük bir fırtınanın güzergahında yaşayan diğer canlılar gibi yılanların da yerleri değişir ve evsiz kalırlar. Sonuç olarak barınak ve yiyecek aramak için evlere, depolara, ahırlara ve diğer yapılara girebilirler. Hasar görmüş yapılar, yılanlar için daha erişilebilir durumdadır ve sel de yılanların içerde birikmesine sebep olabilir. Yeri değişmiş yılanlar, ayrıca temizleme çabaları esnasında oluşan enkaz yığınlarında da bulunabilir. Ölü gibi görünen yılanlardan da sakınmak önemlidir. Bazı türler potansiyel tehditleri kandırmak için gerçekte sırt üstü dönüp, dillerini dışarı çıkarırlar. Bir yılanın kopmuş kafası ani hareket edip refleks ile ısırması ihtimal dahilindedir. Uyarılmış ısırık da canlı yılanınki kadar ciddi olabilir. Ayrıca ölü yılanlar enjekte ettikleri zehirin dozunu ayarlama yeteneğine sahip değildir, yani ölü bir yılanın ısırığı genellikle daha büyük miktarda zehir içerir. Tedavi Herhangi bir yılan ısırığının hayatı tehdit edici olup olmadığını belirlemek kolay değildir. Kuzey Amerikalı bakır kafalının, sağlıklı yetişkin bir insanın ayak bileğindeki bir ısırığı genellikle orta dereceli bir yaralanmaya sebep olurken, aynı yılanın bir çocuğun karnı veya yüzündeki bir ısırığı ölümcül olabilir. Bütün yılan ısırıklarının sonucu bir yığın faktöre bağlıdır: yılanın büyüklüğü, fiziksel durumu ve sıcaklığı, kurbanın yaşı ve fiziksel durumu, ısırılan bölge ve doku (örneğin ayak, gövde, damar, veya kas gibi), enjekte edilen zehir miktarı, hasta tedavi bulana kadar geçen süre ve son olarak tedavinin kalitesi.

Yılanın tanımlanması

Yılanın tanımlanması

sadece tekdeğerli (monovalan) panzehirin bulunabildiği dünyanın belli bölgelerinde tedavinin planlanması açısından önemlidir, ancak bu her zaman için mümkün olmamaktadır. İdeal olarak ölü yılan hasta ile birlikte götürülmelidir, tabii yılan ısırıklarının daha yaygın olduğu yerlerde, yerel tecrübe yılanın tanımlanmasında yeterli olabilir. Ancak, Kuzey Amerika gibi çokdeğerli (polivalan) panzehirlerin elde edilebildiği yerlerde yılanın tanımlanması öncelikli konu değildir. Büyük klinik problemlerin çoğunluğuna sebep olan üç zehirli yılan türü engerekler, kobralar ve kraitlerdir. Her bir türün sebep olduğu zehirlenmelerin karakteristik belirtileri ve semptomlarının bilinmesi kadar, hangi türün bölgesel olarak bulunduğunun bilinmesi de çok önemlidir. Skorlama sistemleri, klinik özellikler temel alınarak yılanın tanımlanmasında kullanılabilir, ancak bu skorlama sistemleri belli coğrafi bölgeler için son derece spesifiktir.

İlkyardım

Farklı yılanlar farklı zehirlere sahip olduğundan, yılan ısırığı konusundaki ilkyardım önerileri kısmen çeşitlidir. Bazılarında küçük lokal etkiler olur ama hayati tehlikenin söz konusu olduğu sistemik etkiler de görülür, böyle durumlarda baskılı sargı yoluyla zehirin ısırılma bölgesinde kontrol altına alınması arzu edilir. Yılanlar bölgeden bölgeye çeşitlilik gösterdiği için, ilkyardım metodları da aynı şekilde değişir. ABD'deki bir çıngıraklı yılan ısırığına karşı yapılan müdahale, Avustralya'daki kaplan yılanı ısırığına karşı uygulandığında ölümcül olabilir. Yine de çoğu ilkyardım kılavuzu aşağıdakiler konusunda mutabıktır. # Hastayı (ve kendiniz de dahil olmak üzere diğerlerini) ileriki ısırıklara karşı koruyun. Belli başlı bölgelerde yılanın tanımlanması önemli olsa da, yılanı yakalamaya veya öldürmeye çalışıp da ileride olabilecek ısırılma riskine girmeyin veya uygun tıbbi yardımı ertelemeyin. Eğer yılan henüz kaçmamış ise kurbanı dikkatli ve hızlı bir şekilde o bölgeden uzaklaştırın. # Kurbanı sakin tutmaya çalışın. Yılan ısırıkları kurbanda anlaşılabilir şekilde büyük bir korku yaratır.

Baskılı sargı

1979'da Avustralya'nın Ulusal Sağlık ve Tıbbi Araştırma Konseyi, Avustralya'daki yılan ısırığı vakalarındaki ilkyardımda baskılı sargıyı tercih edilen yöntem olarak resmen benimsedi. 2009 yılı itibarıyla klinik bulgular baskılı sargının halen sınırlı olarak kullanıldığını gösterir. Şuanki bulgularda bu vakaların neredeyse tamamı anektodsal kayıt temellidir. Ancak çoğu elapidin sebep olduğu nörotoksik ısırıklarda etkili olabilir. Tıbbi araştırmacı Struan Sutherland tarafından 1978'de geliştirilen, baskılı sargının amacı, zehiri ısırılan uzuvda toplamak ve lenfatik sistem yoluyla hayati organlara yayılmasını önlemektir. Bu terapi iki bileşenden oluşur; lenfatik drenajı önlemek için baskı yapılması ve iskelet kasının pompa etkisini önlemek için ısırılan uzvun sabitlenmesi. Baskı elastik sargı bezi ile uygulanır, ancak acil bir durumda herhangi bir kumaş da bu işi görecektir. Sargılama ısırığın 5, 10cm yukarısından başlar (kalp ile ısırık arasında) üstüste dolanarak kalbe doğru devam ettirilir, sonra ısırılan yere geri dönülür. Sonra uzuv sabit tutulmalıdır, ve eğer mümkünse sabitleme işlemi cebire veya kayış ile yapılmalıdır. Sargı burkulan bir ayağa uygulandığı gibi sıkı olmalı ancak kan akışını kesmemeli ve hatta rahatsız edici olmamalıdır. Eğer rahatsız edici olursa hasta, uzvunu bilinçsizce esneterek terapinin sargı kısmını engelleyebilir. Isırığın yeri sargı dışında dikkatli bir şekilde işaretlenmelidir. Bazı periferal ödemler bu işlemin beklenen bir sonucudur.

Baskılı sargı

mümkün olan en kısa zamanda uygulanmalıdır, semptomlar görülebilir oluncaya kadar beklenirse tedavi için en iyi zaman da kaçırılmış olur.

Baskılı sargı

uygulandıktan sonra hasta bir tıp uzmanına ulaştırılana kadar, sargı kaldırılmamalıdır. Baskı ve sargı kombinasyonu, 24 saaten daha fazla sürede hiçbir semptom görülmeyeceği şekilde kuru ısırık yanılsaması vererek, zehiri çok etkili bir şekilde frenleyebilir. Ancak bu sadece bir ertelemedir, sargının çıkarılması zehirin hastanın vücudunda hızlıca yayılmasına ve muhtemel ölümcül sonuçlara neden olur.

Sağlık kurumunda

Acil serviste ısırığın zamanı, ilkyardıma ne zaman başlandığı ve yılanın tarifi dahil olmak üzere ayrıntılı bir hikaye alınır. Hastaya daha önce ısırılıp ısırılmadığı, eğer ısırıldıysa ne tür bir tedavi uygulandığı, herhangi bir alerjiye sahip olup olmadığı ve son tetanoz aşısını ne zaman yaptırdığı soruları sorulur. Mümkünse yılanın tanımlanması yapılır. |- align="center" ! Derece ! Zehirlenme ! Belirtiler ve semptomlar ! Tavsiye edilen antivenin miktarı 1. ve 2. derecede genellikle hastanın hastanede tutulması tercih edilir. Basit gözlem hafif ve orta dereceli zehirlenmelerde genellikle yeterlidir. 3. derecede zehirlenmelerde hasta yoğun bakım ünitesinde tutulur ve acil tedavi intravenöz sıvılarla ve antivenin ile yapılır. Kuru ısırıklarda, zehirlenme bulgularına göre daha çok destekleyici tedavi yapılır (tetanoz profilaksisi ve lokal yara bakımı yeterlidir ancak lokal komplikasyon gelişen olgular haricinde profilaktik antibiyotik verilmesi tartışmalıdır

Antivenin

Antivenin

(panzehir, antivenom, antidot, yılan serumu veya antiserum) bulununcaya kadar, bazı yılan türlerinin ısırığı neredeyse evrensel olarak ölümcüldü. Acil terapideki büyük ilerlemeye rağmen, antivenin hala genellikle zehirlenme için yapılan tek etkili müdahaledir.

Antivenin

lokal etkilerde yetersiz olmasına rağmen zehirin sistemik etiklerini önler. Bu nedenle uygun yılan antivenomu ile tedavi uygulandığında çoğu zaman sınırlı bir nekroz haricinde ciddi komplikasyonlar gelişmemektedir. İlk antivenin 1895'te Fransız doktor Albert Calmette tarafından, Hint kobrası ısırıklarının tedavisi için geliştirildi.

Antivenin

küçük miktarda zehirin bir hayvana (genellikle bir at veya koyun) enjekte edilmesi ile üretilir. Zehir hayvanın bağışıklık sisteminin tepki vermesini sağlar. Sonuçta oluşan antikorlar hayvanın kanından alınır.

Antivenin

üreten ilaç firmaları ürünlerini, belli bir bölgenin yerlisi olan türlere göre üretirler. Yılan ısırığı hikayesi ya da diş izlerinin varlığı antiveninle tedavi için yeterli sebep değildir. Yalnız şiddetli sistemik zehirlenmelerde (hipotansiyon, kardiyovasküler kollaps, bilinç bozukluğu, pıhtılaşma defektleri ve spontan sistemik kanama görülünce) verilir. Bungarus ve Micrurus gibi bazı türler için, ısırık sonrası yılan tanımlandıktan sonra, semptomlar ya da belirtilerin açığa çıkmasına bakılmaksızın antivenin uygulanır. Bu tür ısırıklarda semptomlar belirgin hale geldiğinde semptomları antiveninle dahi durdurmak çok güç olabilir. Yılanın ne kadar zehir enjekte ettiğini belirlemek imkansız olduğundan, verilecek antiveninin dozu konusu tartışmalıdır. Bu konuda Dünya Sağlık Örgütü'nün önerisi, yakalanan yılanın sağılmasıyla elde edilen ortalama miktardaki zehiri nötralize edebilecek kadar antivenin verilmesi yönündedir. Ancak bu konuda genellikle ampirik yöntem tercih edilir. Yılanlar çocuklara yetişkin insana olduğu kadar zehir enjekte ederler. Bu yüzden çocuklara da yetişkinle aynı miktar veya daha fazla antivenin verilmelidir.

Yan etkiler

Bazı insanların antivenine karşı anafilaksi, anafilaktoid, pirojenik (endotoksin) reaksiyon ve serum hastalığı gibi çok ciddi yan etkiler göstermesine rağmen, acil durumlarda bunlar genellikle tedavi edilebilir olduğundan antivenin kullanılmadığında doğabilecek sonuçlara karşı tercih edilir. Anaflaksi ve anafilaktoid klinik açıdan eşdeğerdir ve belirtileri üşüme, titreme ve ateştir, bu durumda hastaya parasetamol verilir. Pirojenik reaksiyonda ayrıca hasta fiziksel olarak ve ateş düşürücüler (antipiretik) ile soğutulmalıdır. En çok karşılaşılan geç komplikasyon, antivenin verildikten 5 ile 24 gün sonra görülen serum hastalığıdır. Beş viyal panzehir verilen hastaların yaklaşık %75'inde serum hastalığı görülür.

Artık kullanılmayan tedaviler

Çoğu geleneksel veya son zamanlarda moda olmuş ilkyardım yöntemleri işe yaramaz ve tehlikelidir. Turnikeler, Crotalus durissus ısırıklarında tamamen etkisiz bulunur, Bilinçsiz turnike kullanımı dayanılmaz bir acı vermesinin yanı sıra, dolaşımı azaltarak veya keserek ölümcül kangrene yol açabileceğinden tehlikelidir. Bir araştırmanın gösterdiği gibi, emmeye başlandıktan 3 dakika sonra enjekte edilen zehirin binde biri gibi klinik olarak anlamsız bir miktarı çıkarılabilir. Domuzlar üzerinde yapılan bir araştırmaya göre, emme işlemi bir gelişme sağlamadığı gibi emilen bölgede nekroz oluşumuna da sebep olur. Ağızla emme, ağzın mukoza dokusu yoluyla yeni zehirlenmelere yol açabilir. * Potasyum permanganat uygulanması tavsiye edilmez. Bu kimyasal, zehir ile bir araya geldiğinde onun zehirleyici etkisini tamamen ortadan kaldırabilir ancak zehir permanganatın ulaşamayacağı şekilde vücut dokusu tarafından çabucak absorbe edilir. * Elektrokonvulzif tedavi (veya elektroşok terapisi) tavsiye edilmez. Bazıları tarafından savunulsa da, hayvan testleri, bu tedavinin işe yaramaz ve potansiyel olarak tehlikeli olduğunu göstermiştir. * Kriyoterapi (dondurularak yapılan tedavi) uygulanması tavsiye edilmez. Buz zehirin etkinliğini azaltmadığı gibi, lokal nekroz * Bunların dışında geleneksel ve anlatılara dayanan kusturucu bitkisel ürünlerin veya yılanın parçalarının yenilmesi, ısırık bölgesine dağlama veya dövme uygulamak, ısırılan uzvun tamamen kesilmesi gibi denemelerden uzak durulmalıdır. Kurbanın uzak bölgelerde bulunduğu aşırı durumlarda, tedavide bu tür yanlış denemelerin uygulanması ağır olmayan yılan ısırıklarından çok daha kötü yaralanmalara sebep olur. Kötü durum senaryolarında, ısırılan uzuvlara uygulanan turnikeler, bölgeye olan kan akışını tamamen durdurur. Uygun bir sağlık kurumuna ulaştırıldğında kurbanın organı kesilmek zorunda kalınır. Hayvanlarda yılan ısırığı Hayvanlar genellikle avlanırken, otlanırken ya da bahçede oynarken ısırılırlar. En fazla ısırıldığı rapor edilen hayvanlar köpekler ve atlardır. Bütün memeliler yılan zehirine karşı duyarlıdır. Ancak evcil hayvanların duyarlılığı biraz daha farklıdır. En duyarlı türler azalan sırayla, atlar, koyunlar, keçiler, sığırlar, köpekler ve domuzlardır; kediler zehire karşı en dirençli hayvanlardır. Atlar ve sığırlar yılan zehirine karşı son derece hassas olmalarına karşın vücut kitleleri nedeniyle bu vakalarda ölüm nadiren görülür. Atlar ve özellikle taylar sıklıkla boyun, burun ve baş bölgelerinden ısırılırlar. Burunlardan kanlı bir akıntı boşalır, baş şişebilir ve bu şişme göz kapaklarının kapanmasına yol açabilir. Şişme şiddetli ise burunda ve boğazdaki hava geçişleri sıkışarak solunumu yavaşlatabilir ve potansiyel bir boğulmaya sebep olabilir. Atın zehirli bir yılan tarafından ısırıldığından şüphe edildiği anda hızlıca gerekli önlemler alınmalıdır. Bu durumda sakin olmak önemlidir. Eğer at binerken ısırık meydana gelmişse hemen attan inilmeli ve at sakin tutulmalıdır. At hareket ettirilmemeli ve biran önce veteriner çağırılmalıdır. Eğer veteriner gelemiyorsa, at yavaşça onu veterinere götürecek bir araca kadar yürütülmelidir. Kediler ve köpekler en fazla rapor edilen ev hayvanı kurbanlardır. Yılan ısırığı hayvanlara bağışıklık kazandırmaz ya da onların meraklı doğalarını ortadan kaldırmaz. Bu yüzden ısırık öncesi bazı önlemler almakta fayda vardır. Köpeklerin tasmayla ve açık alanlarda gezdirilmesi, kaya altlarında ya da deliklerde arama yapmasına izin verilmemesi ve köpeğin çimlerin arasına gizlenmiş bir şey yüzünden tuhaflaştığı görüldüğünde oradan hızlıca uzaklaştırılması yılan ısırıklarına karşı alınabilecek önlemler arasındadır. Gerçekleşmiş ısırık sonrasında ilkyardım için önerilenler; hayvanı sakinleştirmek, mümkünse ısırık bölgesini kalbin aşağısında tutmak ve hayvanı hızlıca bir veterinere götürmek şeklindedir. Zehirlenmeye karşı uygulanabilecek tek tedavi antivenin uygulamaktır kedi ve köpeklere uygulanan antivenin dozu ortalama 1-2 viyal civarındadır. Avustralya'daki bir araştırmaya göre zehirlenme sonrasında antivenin tedavisi uygulanan köpeklerin 75'i ve zehire karşı daha dirençi olduğu bilinen kedilen %91'i hayatta kalmaktadır.

Antivenin

uygulanmadığında bu oranlar kedilerde %60'a ve köpeklerde %31'e düşmektedir. Epidemiyoloji Çoğu yılan ısırığı zehirli olmayan yılanlardan kaynaklanır. Dünyada kabaca 3000 yılan türü bulunur, bunların sadece %15 kadarının insanlar için tehlikeli olduğu kabul edilir. Yılanlar Antarktika dışında bütün kıtalarda bulunur. Bu yılanların çoğu insanlar için tehlike oluşturabilecek kadar zehir üretemez, ancak familyanın en az beş cinsi (Dispholidus, Thelotornis, Rhabdophis, Philodryas ve Tachymenis) insan ölümlerine sebep olmuştur. Tarımsal ve tropik bölgelerde diğer yerlere oranla daha çok ısırık vakası meydana gelir. Kurbanlar genellikle 17 ve 27 yaşları arasındaki erkeklerdir. Isırılan bölge %90-98 oranında ekstremiteler olmakla beraber, baş ve gövde ısırıkları en tehlikeli ısırık bölgeleridir. Çocuklar ve yaşlıların ölme ihtimali daha yüksektir. Kültürde yılan ısırığı Eski medeniyetler yılanlara saygı gösterir onlara tapar ve onlardan korkarlardı. Antik Mısırlılar daha On üçüncü hanedanda, Brooklyn Papirüsleri'ne yılan ısırıkları için belirledikleri tedavi yöntemlerini kaydettiler. Bu kayıtlarda, boynuzlu engerekler gibi bugün bölgede bulunan en az yedi yılan da yer almaktadır. Musevilikte Nehushtan, Asklepios'un asasına benzer bir görünüme sahip, bakırdan yapılmış bir yılanın etrafında dolandığı bir direkti. Nesne, çölü kuşatmış yılanların sebep olduğu ısırıkları iyileştirme gücüyle kutsal sayılıyordu. İnanışa göre kurbanın yakında gelecek ölümden kurtulmak için sadece ona dokunması yeterliydi. Tarihte yılan ısırığı bazı kültürlerde idam yöntemi olarak görülüyordu. Orta Çağ Avrupası'nda insanları yılan çukuruna atıp kurbanı birçok zehirli ısırıkla başbaşa bırakmak bir ölüm cezası şekliydi. Buna benzer bir yöntem Çin'in Beş Hanedan On Krallık döneminde Güney Han'da ve Hindistan'da kullanılan yaygın bir cezalandırmaydı.—kendisini ısırtarak intihar etti. Ancak Mısır bilimci Joyce Tyldesley Cleopatra: Last Queen of Egypt adlı kitabında Kleopatra'nın zehirle intihar etmiş olabileceğini ancak yılan hikayesini kabul etmenin biraz güç olduğunu belirtmektedir. Tıp literatürüne geçmiş en az bir tane yılan ısırığı ile intihar teşebbüsü bulunmaktadır. Bu olaydaki kişi elini bir şişen engereğe ısırtmıştır. Yılan ısırığı Sir Arthur Conan Doyle'un Benekli Şerit (The Adventure of the Speckled Band) adlı hikayesinde de yer aldığı gibi hikayelerde gizli cinayet şeklinde yer alır ancak gerçekte böyle bir şey pek duyulduk değildir ve sadece birkaç belgelenmiş olay bulunmaktadır. İkinci Dünya Savaşı'nda Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisi Almanyası'nın müttefiği olan Bulgaristan'ın çarı III. Boris'in zehirli bir yılanın ısırması sonucu öldüğü ortaya atıldı ancak bunu destekleyen herhangi bir kesin kanıt bulunmamaktadır. Zehirli yılan ısırığıyla öldürülen tavuklar ("Snake-bitten Chicken") Çin'in güneyinde Guangdong ve Çongçing'deki restoranlarda popülerdir. Ayrıca bakınız * Yılan * Zehirli yılan

Notlar

Kaynak kitaplar

* Campbell, Jonathan A.; William W. Lamar (2004). The Venomous Reptiles of the Western Hemisphere, Ithaca, NY: Cornell University Press. * Spawls, Stephen; Bill Branch (1995). The Dangerous Snakes of Africa: Natural History - Species Directory - Venoms and Snakebite, Sanibel Island, FL: Ralph Curtis Publishing. * Sullivan JB, Wingert WA, Norris Jr RL. North American Venomous Reptile Bites. Wilderness Medicine: Management of Wilderness and Environmental Emergencies, 1995; 3: 680–709. * Thorpe, Roger S.; Wolfgang Wuster, Anita Malhotra (1996). Venomous Snakes: Ecology, Evolution, and Snakebite, Oxford, England: Oxford University Press.

Kaynaklar

Vikipedi

Bu konuda henüz görüş yok.
Görüş/mesaj gerekli.
Markdown kullanılabilir.

Yılan ısırığı
3 yıl önce

Yılan ısırığı veya yılan sokması, yılanın dişleri ile sebep olduğu yaralanmadır. Yılanlar çoğu zaman avlarını ısırırlar, ancak sık görülmese de, genellikle...

Yılan ısırığı epidemiyolojisi
6 yıl önce

Çoğu yılan ısırığı zehirli olmayan yılanlardan kaynaklanır. Dünyada kabaca 3000 yılan türü bulunur, bunların sadece %15 kadarının insanlar için tehlikeli...

Batı elmas sırtlı çıngıraklı yılanı
6 yıl önce

Meksika'da bulunan bir çukur engerek türüdür. Meksika'nın kuzeyinde yılan ısırığı sonucu meydana gelen ölümlerin birinci ve ABD'de doğulu elmas sırtlının...

Bothrops asper
6 yıl önce

Bu yılanlar düşük rakımlı bölgelerde çoğunlukla insanların yaşadığı yerlerde geniş ölçüde yayılmışlardır ve yaşadığı bölgelerdeki yılan ısırığı vakalarının...

Yılan
3 yıl önce

Atractaspididae Colubridae Elapidae Hydrophiidae Viperidae Yılan ısırığı Yılan zehiri Zehirli yılan Yılan türleri listesi ^ Hsiang, Allison Y; Field, Daniel J;...

Sürüngenler, hayvanlar
Dört Büyükler (Hint yılanları)
6 yıl önce

yoğunluğu ile bu yılanlar Hindistan'daki yılan ısırığı olaylarının çoğunda yer alır. Hindistan'da bu yılanlardan herhangi birinin ısırığına müdahale edilmesi...

Zehirli yılan
3 yıl önce

Zehirli yılan modifiye olmuş salya (zehir) kullanan yılanlardır. Yılan avını hareketsizleştirmek ya da kendisini savunmak için, içi boş zehir dişler gibi...

Kahverengi yılan
3 yıl önce

Kahverengi yılan (Pseudonaja), Elapidae familyasından, Avustralya yerlisi zehirli bir yılan cinsidir. Avustralya'nın en tehlikeli yılanlarından biri olarak...