Coğrafi konumu
Kalegüney köyü`nün Kuzeyinde; Şahmelik köyü, Güneyinde Yenicami Köyü,Doğusunda;Yeşilköy ve Şalpazarı ilçesinin Üzümözü Köyü Batısında; Ardıçatak Köyü bulunmaktadır. Kalegüney köyü Beşikdüzü`nün 14 km iç kesimindedir.Tarihçesi
Adını binlerce ton kayadan oluşmuş çevreye hakim, çeşitli zamanlarda kullanılan, en son Rus işgalinde gerek Türklerin gerek Rusların gözetleme karakolu olarak kullandığı üzerinde çadır yerleri, kesme barınaklar, su sarnıçları ve mevziler bulunan kalenin güneyinde bulunmasından almıştır. Kalegüney Köyü`nün tarihi Fatih Sultan Mehmed`in Trabzon`u fethettiği yıllardan itibaren başlar.Bu bilginin yanlış olduğunu aşağıdaki yazmış olduğum tarihi kaynaktan alınan bilgi çürütmektedir. Lütfen kaynağı belli olmayan bilgileri bu sayfada yazmazsak dha doğru bilgilere ulaşmış oluruz. Fatih`in emri ile Trabzon`u Türkleştirme çabalarının bir parçası olarak Anadoluya gelen Oğuzların Üçoklar boyu Çebnileri Trabzon`un batısına yerleşmeye başlar. Çebni iki manadadır: Birincisi düşmana gözüpek yiğit; dostuna merhametli, candan ikincisi hayvancılıkla uğraşan halk keçi beslediği için "keçi yetiştiren "anlamında ÇEBNİ`dir. Çebnilerin bir kısmı Melikşe Kalesi, Kalegüney ve Şahmelik topraklarına yerleşirler.Asya`dan gelen son Türklerin en iyi yaptıkları şeyin hayvancılık özellikle keçi besleme olduğundan yeşilliğin bol olduğu bu bölge onlar için bulunmaz yerleşim yeri olarak seçilmesine neden olmuştur.Acemistan`dan gelen üç kardeş ten biri Gocaoğlan Kayası denilen Kalenin güneyindeki bölgeye Yanıkoğulları, Doruklutepe denilen yere Garahmatlı,Çen Mehmet`lerde (daha sonra Yarımbaşlı denmiştir) Ardıçyeri denilen şimdiki Ardıçatak`a yerleşmişlerdir. Daha sonra ; Akçaabat`tan Polathane`den) Buladoğulları, Erzurum İspir`den İspiroğulları, Çarşıbaşı İskefiye`den Gamusoğulları, yine Akçaabat`tan Tarafoğulları, Gümüşhane yöresinden köye en eski yerleşenler Yayluğu-Molluğuları bu köydeki Cami yanından başlamak üzere yerleşim yerlerini kurmuşlardır.Şu anda bu köyden ayrılan Yenicami ve Kalegüney köyümüzün en kalabalık sülalesini oluşturmaktadırlar.(sonradan Yaylalı olmuştur), Dirioğlları ve Kurukızlar`da Şalpazarı`ndan değirmenci , Molla Süleymanoğulları (sonradan Yusuf Çavuşlu olmuştur) hoca olarak köye yerleşmişlerdir. Bir diğer kalabalık aile ise Alüü silalesidir. Yalnız bu ailenin önemli bir kısmı Trabzon dışındadır. Soyadları Uzunşimşek olup İstanbul ve Zonguldak ağırlıklı yerleşmişlerdir. Köy Osmanlı dönemlerinde Şahmelik olarak geçmektedir.Cumhuriyet döneminde (1928 de) gerek köyün büyüklüğü ve gerekse dağınıklığı nedeniyle üçe bölünmüş ve Kalenin güneyinde kalan bölüme Kalegüney,merkeze Şahmelik,ardıçyerinede Ardıçatak ismi verilmiştir. Kalegüney nüfusu ve yüzölçümü büyüklüğünden dolayı1987 yılında ikiye ayrılarak merkeze Kalegüney ,Dağmahalleye Yenicami Köyü denilmiştir.KÖYÜMÜZÜN HAKİKATEN TARİHİNE IŞIK TUTACAK BİR KAYNAKTAN BURADA BAHSETMEK İSTİYORUM EÄER MERAK EDENLER VARSA BU ADRESE BAKIP DEÄERLENDİRMEDE BULUNABİLİRLER. Baktabul.CoM, GENEL KÜLTÜR ve SANAT > Felsefe/Sosyoloji/Psikoloji > Tarih > Görele TarihiSalnameye göre Görele Trabzon ilinin dört sancağı vardı, Bunlar; 1. Merkez Trabzon Sancağı, 2. Lazistan Sancağı (Rize), 3. Gümüşhane Sancağı, 4. Canik Sancağı (Samsun). Trabzon Merkez Sancağı`na bağlı sekiz ilçe vardır: Of, Sürmene, Akçaabat, Vakfıkebir, Görele, Tirebolu, Giresun, Ordu.
Selçuklular Devri Milattan binlerce yıl önce Anadolu`ya Türk akınlarının başladığı hepimizin bildiği bir gerçektir. Said Paşa, Mir`atü`l-iber adlı kitabında "ezmine-i kadime" eski zamanlarda diyerek tarih öncesine varmaktadır. Tibar, Halib, Mosinik kabileleri ile Saka, Oğuz, Hun, Türkmen boylarının Anadolu`ya doğudan batıya yerleştiklerini yazmaktadır. Bu akınlar hiç şüphesiz Görele`ye de olmuştur.
Abbasiler devrinde Anadolu`nun bazı yerlerine Türkler yerleştirilmişti. Büyük Selçuklu Sultanı Tuğrul Bey zamanında Türk akıncıları Anadolu içlerine kadar girmişlerdi. Bu akınlar kesin bir sonuç vermemişti.
Alparslan`ın Gürcistan seferinde bazı akıncı kolları Anadolu`nun içlerine kadar akınlar yapıyordu. Suriye seferinin dönüşü mecburi olup, Malazgirt Savaşının başlamasından iki gün önce, Selçuklu ordularına, İmam Ebu Nasr Muhammet bin Abdülmelik el-Buhari zaferin müjdesini veriyordu. 26 Ağustos 1071 yılı Cuma günü öğleden sonra, azınlıkla çoğunluk, akılla hamakat, mertle namert, insancılla insafsız, barışçı ile maceracı kıyasıya savaştı. Yendi. O büyük zafer günü cefakar, vefakar, fedakar, mert, cesur, milliyetçi ve imanlı Türklere, bire karşı onla döğüşüp, esir olan Bizans İmparatoru Romenos Diyojen, büyük Türk Başbuğu Alparslan`ın çadırında af ve insafa nail olup, birde şerefli barış antlaşması imzalayarak başkentine döndü. Fakat ***** Bizanslılar bu anlaşmaya saygı göstermediler. Bunca iyilik ve insafdan dolayı incinen Türkler tekrar Anadolu içlerine doğru akınlara başladılar.
Danişmentli Ahmet Gazi Savli Bey`e Alparslan, Samsun`dan Trabzon`un doğusuna kadar, işgal etmesini emretti. Neticede buralar zaptedildi. Böylece Görele topraklarına ilk defa Oğuz Türklerinin ayakları basmış oldu. Bu olaylar neticesinde Türk boylarının akıncı kolları, Doğu Karadeniz dağlarını aşarak yer yer kuzeye doğru indiler. Türkmen, Oğuz ve Çepni boyları başlarında melik, şah, şeyh ve dervişleriyle Karadeniz kıyılarında göründüler. Çevremizde en yakın yer ve yol olan Şebinkarahisar, Gökçeköy, Uluköy, Trabzon yolu üzerinden gelen akıncılar Ören, Oğuz, Şahmelik yörelerine yerleştiler. Böylece Türkler, Görele topraklarına kendiliklerinden iskan oldular.
Konuyla ilgili F. Sümer, Tirebolu Tarihi adlı kitabında şöyle yazmaktadır: 1071 yılındaki Malazgird zaferinden sonra feth edilen yerler arasında Trabzon`da vardı. Ormanlık geniş dağ zinciri ile kaplı ve çok arızalı bir yolu olan Trabzon`un açılmış olması ilgi çekicidir. Fakat Trabzon kimin tarafından fethedildi; işte bu bilinmiyor. Ord. Profesör Mükrimin Halil Yinanç, Doğu Karadeniz bölgesinin Mengücüklü Beyliği`ne tabi olduğu şeklinde bir tahminde bulunmuştur.
Anadolu Selçukluları Devri
Türklerin Anadolu`yu fethi neticelerinden, IV. Haçlı Seferi`nde İstanbul`dan kaçan Kommenoslar, Trabzon`da ikinci Pontos Devletini kurdular. Anadolu Selçuklu Sultanı İzzettin Keykavus, Trabzon Pontus İmparatoru I. Alexius`yi yenip esir aldı. Kardeşi Alaettin Keykubat`ta Ertokuş kumandasındaki ordusu ile bu devleti, yılda bin asker ve vergi vermek şartıyla kesin olarak devletine bağladı. 1243 yılında yapılan Kösedağ Savaşından sonra bu imparatorluk İlhanlılara bağlandı ve onlara tabi oldu. Timurlenkde Trabzon`u aldı. Değersizliğinden dolayı ülkesine katmayarak bir miktar ganimet ve hazine alarak şehri serbest bıraktı. Bunun arkasından Trabzon Pontos İmparatorluğu hısımlık ilişikleride kurarak Akkoyunlular`a tabi oldu. 257 yıl süren hayatında bu imparatorluk tamamen bağımsız olamadı. Selçuklular, İlhanlılar, Timur ve Akkoyunlular gibi Türk uyruklulara tabi oldular. Netice olarakta Türkler Pontos ülkesinin çeşitli yerleri ile Görele`mizin bazı yerlerine de yerleştiler.
Osmanlılar Devri Fetihten Duraklama Devrinin Sonuna Kadar
Fatih Sultan Mehmet, Sinop ve Amasra dolaylarını kolayca fethedince, ordusuyla beraber Türkmenistan üzerine gidiyormuş hissini vererek, Erzincan üzerinden Trabzon`a yöneldi. Niksar, Şebinkarahisar ve Gümüşhane`ye fethedip Doğu Karadeniz Dağları üzerinden yeniden yol açarak Trabzon`a geldi. Daha önce gelen Mahmut Paşa komutasındaki Osmanlı donanması bekliyordu. Fatih Sultan Mehmed`i Pontos Kralı Davit şehir dışında karşıladı. Şehrin anahtarlarını teslim ederek af dileğinde bulundu. Affedilerek gemi ile İstanbul`a gönderildi.
Fatih Sultan Mehmet komutanlarından Hızır Bey`i Trabzon valiliğine tayin ederek çevredeki kaleleri fethetmelerini emretti. Bu kumandan Görele Kalesini fethederek kesin olarak Osmanlı Devleti`ne kattığı anlaşılmaktadır.
Fatih, Trabzon seferini son derece gizli tutmuştu. Yakınlarından biri ona seferin yerini sorunca, Fatih ona: "Şayet sakalımın tellerinden biri bilse derhal onu yolarım" cevabını verdi.
Telif Hakları vBulletin v3.6.4 © 2000-2007, ve Jelsoft Enterprises Ltd.`e Aittir. Tercüme Eden : BAktaBul.CoM