Erken Dönem Anadolu Türk Mimarisi

Kısaca: Erken dönem Anadolu Türk mimarisi Türk kavimlerinin Anadolu’ya göç etmeye başladığı dönem ile Osmanlı Beyliği’nin kurulduğu dönem arasındaki mimariyi inceler. ...devamı ☟

Erken dönem Anadolu Türk mimarisi Türk kavimlerinin Anadolu’ya göç etmeye başladığı dönem ile Osmanlı Beyliği’nin kurulduğu dönem arasındaki mimariyi inceler. Türklerin çok değişik coğrafi koşullar, değişik kültür çevreleri içinde, uzun zaman aralığında oluşturduğu mimari eserler sözkonusu edildiğinde, Anadolu Türk Mimarisine özel bir yer tutmaktadır. Yakın zamana kadar genellikle tek tek eserler üzerinde dururken, bugün konuya daha büyük ölçekte yaklaşılmakta örneğin, eski bir kentten bu kentin en yalın evine kadar uzanan bir bütünlük duygusu içinde yapılan değerlendirmeler yapılmktadır. Ayrıca Türk Kenti- Türk Evi de yalnız fiziksel görüntüsü içinde düşünülmemekte, oluşumundaki siyasal, ekonomik, sosyal yapıyla birlikte verilmeye çalışılmaktadır. Tarihçe 11. yüzyılın ikinci yarısından sonra Anadolu’da yoğun biçimde yerleşmeye başlayan Türkler, kısa zamanda İslam dininin ve kendi toplum yapılarının gereklerine uygun bir mimari ortamın yaratılmasına çalışmışlardır. Özellikle Güneydoğu Anadolu'da daha 7. yüzyılın sonlarında birçok eski kent, Müslümanlığın yaygınlık kazandığı önemli yerleşme merkezleri durumuna gelmiştir. Ancak Bizans İmparatorluğu’nun topraklarını daraltarak batıya doğru ilerleyen Türkler, Hristiyan dünyasının mimari geleneklerine ve isteklerine karşılık, İslam dininin getirdiklerini yerleştirmeye çalışmışlardır. Kısa sürede çeşitli yerleşme merkezleri; başta cami olmak üzere türbe, medrese ve zaviye gibi dinsel amaçları ağır basan yapılarla donanmıştır. Bunun yanı sıra Türklerin daha önce Anadolu dışındayken özellikle üzerinde durdukları askeri ve sivil yapılar da dinsel yapılarla birlikte oluşmuş, Anadolu yeni bir görünüm kazanmıştır. Burada önemle üzerinde durulacak noktalardan birisi, Anadolu’nun değişik bölgelerinde egemen olan mimari geleneklerin ve geçmişte üretilmiş mimarinin, Türkler tarafından gerçekleştirilen yeni oluşumlara etkisidir. Özellikle ilk yıllarda, alınan bölgelere getirilen yeni değerleri, eldeki olanaklarla şekillendirmek gerekiyordu. Sultan ve beylerle, mimari eylemlerde söz sahibi kişilerin, yeni olanakları kullanırken bağnaz bir tutumla olaya yaklaşmadıkları anlaşılmaktadır. Bunun kanıtı, mimari eylemleri oluştururken yerli ustaların sürekli kullanılmasıdır. Yerli ustalar bir oranda eski geleneksel alışkanlıklarını, yeni isteklere uydurmaya çalışmışlar, İran, Azerbaycan, Suriye’den gelen ustalarla birlikte Anadolu Türk mimarisinin oluşumuna katkıda bulunmuşlardır. Bu oluşum sırasında bazen Anadolu’nun geleneksel, bölgelerde geçerli malzeme olanaklarından yararlanılmış, bazen de İran, Mezopotamya ve Suriye’nin eski denenmiş malzeme ve teknikleri Anadolu’ya aktarılmaya çalışılmıştır. Azımsanamayacak bir diğer etken de doğudan Anadolu’ya sürekli göçlerin olmasıyla ilgilidir. Zaman zaman yavaşlasa da bu göçler, mimari ve bezeme alanında sürekli bir alışverişi beraberinde getirmiş, Osmanlı İmparatorluğu’nun mimariyi merkezi bir düzene bağladığı yıllara kadar sürmüştür. Doğudan getirilenlerle yeni alınan topraklardaki gelişmeleri göz önünde tutan Osmanlı mimarlarının ürünleri, bir oranda imparatorluğun bütün topraklarında geçerli olmaya yönelmiştir. Bu durum bir anlamda Osmanlı toplumunun o yıllardaki siyasal, ekonomik ve sosyal yapısının mimariye yansımasıdır. 11. yüzyıldan başlayarak 16. yüzyılın ortalarına kadar süren uzun zaman dilimi içinde üretilen eserlerin tümü gözden geçirildiğinde ilk dikkati çeken, bu süre içinde Büyük

Selçuklu

, Erken Türk

Beylikler

i
, Anadolu

Selçuklu

,

Beylikler

ve Osmanlılar’ın egemen olduğu topraklarda sınırlı yapı tekniklerinin kullanılmış olmasıdır. Özellikleri Konut mimarisi alanında Anadolu’nun kuzey bölgelerinde ahşap, güney bölgelerinde taş yapının ağırlık kazanmasına karşılık, diğer bölgelerde genellikle kerpiç ve hımış kullanımı ağırlık kazanmaktadır. Geleneksel konut yapımındaki bu görüntünün yanı sıra, anıtsal mimaride de çoğunlukla taş duvar yapımının geniş bir kullanıma ulaştığı görülür. Bu durum bir bakıma Iran ve Orta Asya’daki yapı tekniklerinden kopmanın en somut örneğidir. Yapıların örtü sistemlerinde ise ikili bir durum dikkati çekmektedir. Bir yandan düz ahşap çatı ve taş tonoz kullanılırken, öte yandan, Orta Asya ve Iran etkilerinin izleri olarak, tuğladan kubbe ve tonozlara da büyük oranda yer verildiği görülür. Tuğladan kubbe ve tonoz kullanılmasının bir önemli yanı da sürekli gelişmeye olanak tanımasıdır. Bu nedenle 13. yüzyıldan sonra

Selçuklu

,

Beylikler

ve Osmanlı İmparatorluğu’nun geniş topraklarındaki anıtsal yapıların örtü sisteminde tuğla tonoz ve kubbe egemen olacaktır. Kuşkusuz bu egemenliğin yanı sıra ahşap kirişlemeli düz tavan örtünün tümüyle ortadan kalktığı söylenemez. Özellikle ahşap camiler başlığı altında toplanan bir grup yapıda ve diğer bazı yapılarda bu sistem sınırlı oranlarda da olsa yaşamıştır. Mimariye bağlı bezemede de gelişmeler söz konusudur. Anadolu’da özellikle

Selçuklu

ve

Beylikler

dönemi taş işçiliği, İslam ve Anadolu öncesi Türk mimari bezeme motiflerini geliştirerek sürdürmüştür. Ayrıca Büyük

Selçuklu

lar yoluyla Anadolu’ya gelen bir diğer mimari bezeme, çini ve sırlı tuğladır. Ancak sırlı tuğlanın kullanılması çini kadar uzun ömürlü olmamış, özellikle 15. yüzyıldan sonra çok azalmıştır. Taş işçiliği, çini ve sırlı tuğla oranında olmasa da, bazı mimari ürünlerde İran’dan getirilen alçı işi bezemeye yer verilmiş, kalem işi dediğimiz boyalı bezeme de birçok yapıda kullanılmıştır. Yapıların değişik yerlerinde karşımıza çıkan tahta oymacılığı, sedef kakma işçiliği, maden, dokuma ve cam işçiliği, yüzyıllara göre ağırlıkları değişerek mimaride kullanılma olanaklarını bulmuşlardır. Özellikle Osmanlı döneminde büyük sorun, işlevsel değerlere yer veren anıtsal mekanı yakalamak olmakla birlikte, ona bağlı olarak bezemeye de gerektiği oranda yer verilmesine çalışılmıştır. Anadolu Türk mimarisinde başta cami olmak üzere mescit, zaviye, türbe, kümbet, medrese, tekke, hamam, kervansaray, bedesten, çarşı, köprü, kale, köşk-saray gibi değişik işlevli yapılar belirli yoğunluklarda üretilmiştir. Bu yapılar bazen tek başlarına, bazen de külliye denilen değişik ya da yakın işlevli kimi yapıları bir araya getiren bir bütünlük içinde oluşturulmuşlardır. Sultanların, beylerin, devletin ileri gelenlerinin ve halktan bazı kişilerin dinsel, sosyal ve yer yer ekonomik amaçlarla yaptırdıkları bu yapıların, ayrıca vakıf dediğimiz bir sistemle uzun yıllar yaşamaları sağlanmıştır. Merkezinde caminin yer aldığı bu külliyeler, kendi dönemlerinde dinsel istekler dışındaki işlevleri de karşılayan yapıların bir araya getirilmesiyle oluşmuşlardır. == Döneme ait mimari eserler ve yerleşim yerleri Beylikler * Hasankeyf, Batman * Malabadi Köprüsü * Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası * İsa Bey Camii * Yivli Minare

Selçuklu

* Alarahan * Alay Han * Gevher Nesibe * Gök Medrese * Hunad Hatun Külliyesi * Tutuşiye Medresesi * Saruhan Kervansaray * Sarıhan Kervansaray * Sultanhanı, Aksaray * Sultan Sencer türbesi * Turhal Kervansarayı * İshaklı Kervansarayı * Şarapsa Hanı Anadolu

Selçuklu

* Akköprü * Ebul Manucehr Camii * Eğri Minare * Karatay Hanı * Karatay Medresesi * Sultan Alaeddin Camii * Sultan Han ==Ayrıca bakınız== * Bizans mimarisi * Osmanlı mimarisi * Türkiye’de mimarlık

Dış bağlantılar

* http://www.bilgininadresi.net/Madde/39096/T%C3%BCrk-Mimari-Genel * http://www.sanattarihim.com/index.php/tuerk-mimari-genel

Kaynaklar

Vikipedi

Bu konuda henüz görüş yok.
Görüş/mesaj gerekli.
Markdown kullanılabilir.

Osmanlı mimarisi
3 yıl önce

Osmanlı mimarisi kendinden önce gelen Erken dönem Anadolu Türk mimarisi, Selçuklu mimarisi, Bizans mimarisi, İran mimarisi ve Memlük mimarisi'nden etkilenmiştir...

Erken dönem Osmanlı mimarisi
3 yıl önce

Orhan Camii (1323-1331) gelmektedir. Osmanlı mimarisi Bizans mimarisi Erken dönem Anadolu Türk mimarisi Türkiye’de mimarlık Bayezid Camii'nin (1501-1505)...

Anadolu Yapı Geleneği
7 yıl önce

deliği dedikleri pencereleri vardır. Bizans mimarisi Erken dönem Anadolu Türk mimarisi Osmanlı mimarisi Türkiye'de mimarlık Günay, Reha, Geleneksel Safranbolu...

Anadolu yapı geleneği, Ahşap, Anadolu, Avlu, Bahçe, Erkan İnce, Sokak, Topografik, Çeşme, Konsol, Malzeme
Türkler
3 yıl önce

yaşatılmıştır Erken dönem Anadolu Türk mimarisi Türk kavimlerinin Anadolu’ya göç etmeye başladığı dönem ile Osmanlı Beyliği’nin kurulduğu dönem arasındaki...

Türk, Türkiye, Osmanlı Devleti, Göktürkler, Orta Asya, Türkiye Cumhuriyeti, Türk Devletleri, Anadolu, Asya
Türkiye'de mimarlık
3 yıl önce

Türkiye'de mimarlık, Türkiye mimarisi veya Cumhuriyet Dönemi Türk Mimarisi 1923'te kurulan Türkiye Cumhuriyeti devletinin toprakları üzerinde süregelen...

Karaoğlan Höyüğü
6 yıl önce

Erken Tunç Çağı'nda yoğun bir yerleşim gördüğü anlaşılmaktadır. Önemli bir Erken Tunç Çağı yerleşimi olmakla birlikte, Anadolu'daki diğer aynı dönem yerleşmelerinde...

Karaoğlan Höyüğü, Anadolu Medeniyetleri Müzesi, Ankara, Ankara (il), Arkeoloji, Gölbaşı, Ankara, Höyük, Karaoğlan, Gölbaşı, Konya, Müze, Taslak
Anadolu Selçuklu Devleti
3 yıl önce

tahtına oturmuş ve Anadolu üzerine yapılan akınları hızlandırmıştır. Bu dönemde Bizans imparatoru olan Romen Diyojen ise; Anadolu toprakları için oluşan...

Anadolu Selçuklu Devleti, Melikşah, 1078, Kilikya, 1082, Ak Hun İmparatorluğu, Akkoyunlular, Avarlar, Babür İmparatorluğu, Batı Göktürk İmparatorluğu, Batı Hun İmparatorluğu
Türk Telekom
3 yıl önce

World Awards, Dünyanın En İyi Çağrı Merkezi 2017: ICMG Bilgi Teknolojileri Mimarisi Mükemmeliyet Ödülleri, Müşteri Odaklı İş Modelleri kategorisinde birincilik...

Türk Telekom, Türk Telekom (şirket), Türk Telekom Spor Kulübü, Anlam ayrım