Kervansaray

Kısaca: Kervansaray kervanların ticaret yolları üzerindeki konak yerleri. Devlet veya hayırsever kişiler tarafından kurulan bu muhkem binalarda kervan ihtiyaçları ücretsiz karşılanırdı. Bunlar, bir şehir içinde olurlarsa, “han” adını alırdı. İslamiyetin yayılış dönemlerinde askeri maksatla ve sınır emniyetini korumak için kurulan ribatlar, sonraki devirlerde ticari maksatla kullanıldı ve bu binalara, kervansaray adı verildi. Türklerin Müslüman olmasından sonra, genişleyen İslam toprakları üzer ...devamı ☟

Kervansaray
Kervansaray

Kervansaray Kervanların ticaret yolları üzerindeki konak yerleri. Devlet veya hayırsever kişiler tarafından kurulan bu muhkem binalarda kervan ihtiyaçları ücretsiz karşılanırdı. Bunlar, bir şehir içinde olurlarsa, “han” adını alırdı.

İslamiyetin yayılış dönemlerinde askeri maksatla ve sınır emniyetini korumak için kurulan ribatlar, sonraki devirlerde ticari maksatla kullanıldı ve bu binalara, kervansaray adı verildi. Türklerin Müslüman olmasından sonra, genişleyen İslam toprakları üzerinde ortaya çıkan kervansaraylar, Selçuklular zamanında en gelişmiş şeklini aldı. Anadolu’da bulunan çeşitli ticaret yolları üzerinde yüze yakın kervansaray yapıldı.

Uzaktan bakılınca bir kale gibi görünen; içlerine girildiği zaman kervan kafilelerinin her türlü ihtiyaçlarını karşılayacak bir teşkilata sahib olan bu binalar, Selçuklu sultanları ve yüksek devlet görevlileri tarafından büyük ticaret yolları üzerinde her menzil için, yani 30-40 kilometrelik mesafede bir yaptırılmışlardı. Müslüman doğu ve Hıristiyan batı ülkeleri arasında bir köprü vazifesini gören Anadolu toprakları üzerine, İkinci Kılıç Arslan, Birinci Gıyaseddin Keyhüsrev, Birinci İzzeddin Keykavus ve Birinci Alaeddin Keykubad gibi iktisadi ve ticari hayatın önemini bilen Selçuklu sultanları; Antalya ve Sinop gibi giriş ve çıkış limanlarıyla önemli ticaret merkezlerini birbirine bağlayan ticaret yolları üzerinde büyük kervansaraylar kurdular. Bu merkezlere yerleştirdikleri tüccarlara her türlü yardımda bulundular. Anadolu’ya gelen yabancı tüccarlara da büyük kolaylıklar gösterdiler. Yollarda herhangi bir şekilde zarar gören, soyguna uğrayan ve malları denizde batan tüccarların zararlarını devlet hazinesinden tazmin ederek, bir nevi devlet sigortası kurduları. Antalya ve Alaiyye (Alanya)den başlayıp Isparta, Konya, Aksaray, Kayseri, Sivas, Erzincan ve Erzurum gibi büyük merkezlerden geçerek İran ve Türkistan’a ulaşan doğu-batı istikametindeki yol üzerinde; Konya-Akşehir istikametinden İstanbul’a ve Batı Anadolu vadilerine ulaşan yol üzerinde; Konya, Ankara, Çankırı, Kastamonu, Durağan, Sinop istikametindeki ve Sivas, Tokat, Amasya, Merzifon, Samsun hattıyla Sinop’a ulaşan güney-kuzey ve Elbistan, Malatya, Diyarbakır üzerinden Irak’a giden yollar üzerinde pekçok kervansaray yaptırdılar.

Selçuklular zamanında Anadolu’da kurulan yol güzergahları, Osmanlılar zamanında değişti. Bunun sonucu olarak bazı yerler ticari merkez olma durumunu kaybettiler.

Zaten Ümit Burnu yolunun bulunması ile Hindistan’a ulaşan ticaret yolunun ağırlık merkezi de Atlas Okyanusuna kaymıştı. Anadolu’da ticaretin önemini kaybetmesi üzerine, Selçuklular zamanındaki kervan yolları da ıssızlaştı. Mesela Osmanlı Devletine başşehir olan İstanbul’u, Suriye ve Irak’a bağlayan yol, Konya-Adana istikametini takib ettiği için, Antalya’dan Sivas’a veya Elbistan’dan Kayseri ve Sivas’a giden yollar, bu şehirleri birbirine bağlayan tali yol durumuna düştü. Bu yollar üzerinde bulunan kervansaraylar da ister istemez eski önemini kaybetti. Fakat yeni yol güzergahlarının ortaya çıkması üzerine Osmanlılar da, kervansaray yapımına devam ettiler. İstanbul’u, Suriye üzerinden Mekke ve Medine’ye bağlayan yol üzerinde hac farizasını ifa etmek için giden hacıların her türlü ihtiyaçlarını karşılamak üzere kervansaraylar kurdular.

Zengin ticari malları taşıyan kervanlar için hudut civarında düşman çapulcularından, içeride göçebe ve eşkıya baskınlarından koruyacak emniyetli konak yerleri sağlamak ve yolcuların kondukları ve geceledikleri yerlerde her türlü ihtiyaçlarını temin etmek maksadıyla kurulan kervansaraylarda; yatakhane ve aşhaneler, erzak ambarları, ticari eşya depoları, yolcuların hayvanları için ahırlar, samanlıklar, yolcuların namaz kılmaları için mescidler, kütüphaneler, misafirlerin yıkanması için hamamlar, abdest almaları için şadırvanlar, tedavileri için hastahane ve eczahaneler, ayakkabılarının tamiri ve fakir yolculara yenisinin yapılması için ayakkabıcılar, hayvanları nallamak için nalbantlar, bu teşkilat ve tesisleri idare edecek, gelir ve gider hesaplarını yapacak divan (büro) ve memurları vardı.

Umumiyetle Selçuklu sultanları ve devlet adamları tarafından yaptırılan bu muazzam kervansarayların hepsi vakıftı. Maddi büyüklükleri ve teşkilatları nisbetinde zengin gelir kaynaklarına da sahiptiler.

Bu suretle kervansaraylara inen ve konaklayan tüccar ve her türlü yolcu, zengin fakir; Müslüman gayri müslim kim olursa olsun, orada her türlü ihtiyacını ücretsiz olarak görebilirdi.

Kervansaraylarda hasta yolcular, sıhhat buluncaya kadar tedavi edilir, hayvanlarının tedavisi de baytar (veteriner) tarafından yapılır ve tedavi masrafları vakıf tarafından karşılanırdı. Fakir hastalar, öldüğü takdirde kefen masrafları da vakıf gelirlerinden ödenirdi.

Büyük ve muhkem binalar olan kervansaraylarda akşam olunca kapılar sıkıca kapatılır, vazifeliler tarafından kandiller yakılırdı. Kapı kapandıktan sonra hiç kimse dışarıya çıkarılmaz, fakat dışarıdan gelenler içeriye alınırdı. Şafak atınca davullar çalınır, herkes uyandıktan sonra hancılar; “Ey ümmet-i Muhammed! Malınız, canınız, elbiseleriniz ve atınız tamam mı!” diye sorarlar, herkes; “Tamamdır. Allahü teala hayır sahibine rahmet eylesin.” diyerek kervansarayı vakf edene dua ederlerdi. Herkes gerekli yol hazırlıklarını yaptıktan sonra kapılar açılır, misafirlere; “Gafil gitmeyin, herkesi arkadaş etmeyin, yürüyün, Allah asan (kolay) getire.” diye dua ve nasihatte bulunduktan sonra kervanlar uğurlanırdı.

Sulh zamanında ticari maksatlar için kullanılan kervansaraylar, harb zamanında o belde ahalisinin düşman hücumundan korunmak için sığındığı veya sefer esnasında ordunun konakladığı müstahkem yer olarak da kullanılırdı. Bilhassa hudut boylarına yakın kervansaraylar, hudut kalesi vazifesini görürdü. Aksaray yakınındaki Sultan Hanı, 20.000 askerle kuşatan bir Moğol komutanına iki ay dayanacak ve alınamayacak ölçüde muhkem idi.

İslam dininin misafirperverliğe ve hayırseverliğe verdiği ehemmiyet sonucu, ortaya çıkan kervansarayların bir benzeri, ortaçağ Avrupasında olmadığı gibi, düşüncesi bile mevcut değildi. İslam tarihinin önceki devirlerinde olduğu gibi, Osmanlılarda da bu güzel ve faydalı eserler uzun bir zaman halkın hizmetinde kullanıldılar.

Kaynak

Rehber Ansiklopedisi

Ayrıca Bakınız

Osmanlı Devleti Kurumları

Kervansaray

Ana yollarda kervanların konaklaması için yapılan büyük han:
"Neden sonra sarsıldı altımda demir yaylar / Gözlerimin önünden geçti kervansaraylar."- F. N. Çamlıbel.

Kervansaray

Türkçe Kervansaray kelimesinin İngilizce karşılığı.
n. caravanserai, caravansary, serai, khan

Kervansaray

anayollarda kervanların konaklaması için yapılan büyük han.

Kervansaray

Türkçe Kervansaray kelimesinin Fransızca karşılığı.
caravansérail [le], kan [le]

Kervansaray

Türkçe Kervansaray kelimesinin Almanca karşılığı.
n. Karawanserei

misafir - 9 yıl önce
Sarıhan kervansarayı, doğu-batı bağlantısını sağlayan Aksaray-Kayseri güzergahının Nevşehir sınırları içinde kalır. Avanos ilçesinin 5 km güneydoğusunda, Ürgüp'ün ise 6 km kuzeyinde, Damsa vadisinde yer alır. II. İzzettin Keykavus zamanında - belki de onun tarafından - 1249 yılında yaptırılan Sarıhan 2000 m²'lik bir alanı kaplamaktadır. Sarıhan'da yapı malzemesi olarak sarı, pembe ve devetüyü renginde, oldukça düzgün kesme taşlar kullanılmıştır. Gerek anıtsal portalin, gerekse iç portalin kapı kemerlerinde iki renkli taşlar kullanılmış, böylece dekoratif bir görünüm sağlanmıştır. Üst kısımları yer yer yıkılan han, 1991 yılında restorasyonu tamamlanarak orijinal haline getirilmiştir. Selçuklu sultanları, sultanhanların en son örneklerinden olan Sarıhan'dan sonra han yaptırmamışlardır

Görüş/mesaj gerekli.
Markdown kullanılabilir.

Kervansaray Resimleri

Kervansaray, Zile
7 yıl önce

Kervansaray, Tokat ilinin Zile ilçesine bağlı bir köydür. Köy sınırları içinde yapılan gezi ve köyün eski toprak (Yaşlıları)ından edinilen bilgiye göre;Kervansaray...

Kervansaray, Zile, 1984, 1989, 1994, 1997, 1999, 2000, 2004, 2007, Almus, Tokat, Artova, Tokat
Kervansaray, Göynücek
7 yıl önce

Kervansaray, Amasya ilinin Göynücek ilçesine bağlı bir köydür. Köy, 1907 yılından beri aynı adı taşımaktadır. Köy, Amasya il merkezine 51 km, Göynücek...

Kervansaray, Göynücek, 1984, 1994, 1997, 1999, 2000, 2004, 2007, Abacı, Göynücek, Alanköy, Göynücek, Amasya
Kervansaray (anlam ayrımı)
7 yıl önce

Kervansaray, eskiden kervanların ticaret yolları üzerindeki bir konak yeri Kervansaray, Başkurt halkının tarih ve kültür anıtı olan Orenburg'da mimari...

Kurtkulağı Kervansarayı
3 yıl önce

güneydoğusunda Kurtkulağı mahallesi'ndedir. Adana Müzesinde bulunan kervansaray kitabesine göre eser 1659'da Hüseyin Paşa tarafından yaptırılmış olup...

Kurtkulağı Kervansarayı, Ceyhan, Halep, Kemer, Kurtkulağı, Mimarlık, Taslak, Kesme taş, Hüseyin Paşa
Kurşunlu Külliyesi
3 yıl önce

etmiştir. Külliyeye ait olan kervansaray da Vakfiyede geçmemektedir. Tuhfetül Mimarin'de Mimar Sinan’ın Eskişehir’de bir kervansaray yaptığı kayıtlıdır. Cami...

Ağzıkara Han
3 yıl önce

bir kervansaraydır. Aksaray ilinin Ağzıkarahan köyünde yer almaktadır. Ülke genelinde bazı diğer kervansaraylar ile birlikte Selçuklu Kervansarayları Denizli-Doğubayazıt...

Ağzıkara Han, ,
Alay Han
3 yıl önce

Alay Han, 13. yüzyıl Anadolu Selçuklu dönemine ait kervansaraydır. Aksaray'a 34 kilometre uzaklıkta bulunan han, eğimli arazi üzerinde yaklaşık 2 bin metrekarelik...

Alay Han, Aksaray, Kervansaray, Mimarlık, Selçuklu, Taslak, Restore
Emine Sevgi Özdamar
7 yıl önce

1991 - Ingeborg Bachmann Ödülü (Hayat Bir Kervansaray) 1993 - Walter Hasenclever Ödülü (Hayat Bir Kervansaray) 1994 - NewYork Yılın En İyi 20 Kitabı (Anne...