Bu yıllarda annesinin söylediği Kürtçe şarkılar ve masallar ile babasının çaldığı saz, onu derinden etkilemiştir. İlkokulu iki ayrı yerde okuyan Güney, ortaokul ve lise yıllarında, gazete ve gazoz satıcılığı, pamuk işçiliği, ırgatlara suculuk, arabacılık, çıraklık gibi bir sürü işe girip çıkarak harçlığını çıkarır. Bu işler, ona aynı zamanda engin bir hayat tecrübesi kazandırır.
Yıllar sonra çocukluğuna ilişkin şunları söyleyecektir Güney: "Sınıfsal farklılığın ne olduğunu ilk kez zengin çocuklarıyla oynarken fark etmiştim. Annem, yazın babamla birlikte tarlalarda ırgatlık eder, kışınsa hizmetçilik yapardı. Bazen çalıştığı evlerden yemek artıkları getirirdi. Lezzetli şeylerdi bunlar. Ama bir süre sonra bunların artık yemekler olduğunu anladık. Bu yemekleri her yiyişimizde alçaldığımızı, aşağılandığımızı duyumsardık."
Hayatına yön verecek olan sinemayla ilk tanışıklığı ise, 14 yaşındayken, film dağıtım şirketlerinde çalışmasıyla başlar. İkinci eşi Nebahat Çehre, o yılların Yılmaz'ını şöyle anlatıyor: "İzlediği filmlerden sonra notlar tuttuğunu anlatırdı. Ayhan Işık'ın şu filminde seyirci şu sahnelerde alkışladı' gibi."
Sosyalizmle tanışması ise 17 yaşında Nazım Hikmet'in bir şiiriyle olur: 'O an içime düşen ateşin adını ve hangi sınıfın adamı olduğumu öğrendim. Köylüydüm ben ve kurtuluşum ancak sınıfımın kurtuluşuyla mümkündü.'
Sinema tutkusu, dünya görüşüyle de pekişince, Güney'i iyiden iyiye bir okuma, öğrenme tutkusu sarar. Dünya klasiklerinin o zamana kadar çevrilmiş olanlarının tümünü okur. Edebiyata olan ilgisi, zamanla onu çeşitli edebiyat dergilerine öykü ve şiirlerini göndermeye sevkeder.
Muhalif sanat yapmanın bedeliyle ise ilk olarak, 1956'da yazdığı 'Üç Bilinmeyenli Eşitsizlik Sistemleri' adlı hikayesinden dolayı hapse girmesiyle tanışır. Aynı yıl Güney, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ne girse de, çalışıp ailesini geçindirmek zorunda oluşu, fakülteye sadece iki ay gidebilmesine olanak tanır.
Birkaç yıl seyyar sinema şirketi Dar Film'de çalışır, film gösterimlerindeki şirket payını toplamak içinse doğu ve güneydoğudaki birçok ili gezme olanağı bulur. 1961 yılında İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ne giren Güney, tutuklanınca bir kez daha öğrenimine ara vermek zorunda kalır ve kendi deyişiyle o tarihten sonraki öğrenimini 'hayat üniversitesinde' tamamlar.
Onat Kutlar, Yaşar Kemal, Tuncel Kurtiz gibi pek çok isimle kalıcı dostlukların temellerinin atıldığı İstanbul'daki bu yıllarda, Güney'in sinemadaki ilk deneyimleri çeşitli filmlerde küçük roller alarak, zamanla yönetmen yardımcılığı, senaristlik yaparak oluşur. Kısa sürede 'yiğit', �harbi delikanlı' rolleriyle, Türk Sineması'nda ilk kez İstanbul dışındaki seyircinin kendinden bir şeyler bulduğu bir karakter çizen Güney 'Çirkin Kral' lakabıyla halkın sevgilisi haline gelir.
1970�li yıllarla birlikte, Güney'in toplumsal gerçekçi film serüveni başlamıştır. önce 'Umut', 'Arkadaş', 'Sürü', 'Yol', 'Duvar' derken, Türk Sineması'nda ilk kez, Anadolu gerçeğini ele alıp, yurt sorunlarına politik bir pencereden bakan bir sinemacı olarak ayrı bir yer edinir.
12 Eylül koşullarında Fransa�ya iltica etmek zorunda kalır. 1982 yılında Cannes Film Festivali�nde "Yol" filmiyle altın palmiye ödülünü kazanıp Türk Sineması'nın sesini tüm dünyaya duyurur. 47 yaşında, hayatının 12 senesi hapislerde geçmiş devrimci bir sinemacı olarak ölür.
Güney'in eserleri
Rol Aldığı Filmler:
Tütün Zamanı, 1959 - Dolandırıcılar Şahı, 1961 Kara Şahin, 1964 Mor Defter, 1964 On Korkusuz Adam, 1964 Yaralı Kartal, 1965 Beyaz Atlı Adam, 1965 Ben Öldükçe Yaşarım, 1965 Sokakta Kan Vardı, 1965 Çirkin Kral, 1966 Hudutların Kanunu, 1966 Ve Silahlara Veda, 1966 Yiğit Yaralı Olur, 1966 Balatlı Arif, 1967 - İnce Cumali, 1967 Kızılırmak Karakoyun, 1967 Kozanoğlu, 1967, Kurbanlık Katil, 1967 Azrail Benim, 1968 Kurşunların Kanunu, 1969 Zeyno, 1970 Namus ve Silah, 1971 Sahtekar, 1972.Senaryosunu Yazıp Yönettiği Filmler:
Bu Vatanın Çocukları, 1959 Alageyik, 1959 Kamalı Zeybek, 1964 Konyakçı, 1965 Krallar Kralı, 1965 At, Avrat, Silah, 1966 Eşrefpaşalı, 1966 Çirkin Kral Affetmez, 1967 Belanın Yedi Türlüsü, 1969 Piyade Osman, 1970 Sevgili Muhafızım, 1970 Şeytan Kayalıkları, 1970 İbret, 1971.Senaryosunu Yazdığı Filmler:
Karacaoğlan�ın Karasevdası, 1959 Endişe, 1974 İzin, 1975 Bir Gün Mutlaka, 1975 Sürü, 1978 Düşman, 1979 Yol, 1982.Senaryosunu Yazdığı, Yönettiği ve Oynadığı Filmler:
Bendim Adım Kerim, 1967 Pire Nuri, 1968 Seyit Han, 1968 Aç Kurtlar, 1969 - Bir Çirkin Adam, 1969 Umut, 1970 Kaçaklar, 1971 Vurguncular, 1971 Yarın Son Gündür, 1971 Umutsuzlar, 1971 Acı, 1971 Ağıt, 1971 Baba, 1971 Arkadaş, 1974 - Zavallılar, 1975.Senaryosunu Yazdığı ve Yönettiği Film:
Le Mur, 1983.Kitapları:
Boynu Bükük Öldüler, 1971 Hücrem, 1975 Salpa, 1975 Sanık, 1975 Selimiye Mektupları, 1975 Soba, Pencere Camı ve İki Ekmek İstiyoruz, 1977 Seçimlerde CHP Neden Desteklenmelidir?, 1977 Faşizm Üzerine, 1979 Paris Komünü Üzerine, 1979, Oğluma Hikayeler, 1979.Filmleri
Yılmaz Güney'in yönettiği filmler aşağıda sıralanmaktadır:- Duvar (1983)
- Yol (1982)
- Arkadaş (1974)
- Zavallılar (1974)
- Baba (1973)
- Ağıt (1971)
- Umutsuzlar (1971)
- Acı (1971)
- Vurguncular (1971)
- İbret (1971)
- Kaçaklar (1971)
- Yarın Son Gündür (1971)
- Canlı Hedef (1970)
- Umut (1970)
- Piyade Osman (1970)
- Yedi Belalılar (1970)
- Aç Kurtlar (1969)
- Bir Çirkin Adam (1969)
- Pire Nuri (1968)
- Seyyit Han (1968)
- Bana Kurşun İşlemez (1967)
- Benim Adım Kerim (1967)
- At Avrat Silah (1966)
Kaynaklar
http://www.sinefil.org/yilmazguney/ Sinefil Yılmaz Güney SayfasıLinkler
http://www.sonbaski.com/nisan2005basar.htm Son Baskı -Başar Şahin Yılmaz Güney Biyografisi]