31 Temmuz 1933 tarihinde, 2252 sayılı kanunla Darülfünun ilga edildi ve İstanbul Üniversitesi olarak yeniden örgütlenildi. Bu düzenleme İsviçreli Prof.Dr.Albert Malche’nin 29 Mayıs 1932 tarihli raporuna dayanılarak yapıldı. Darülfünun’dan Üniversite’ye ilerleyen süreçte her aşamada batılı öğretim üyelerine rastlamaktayız. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde 1933’den beri batılı profesörlerin çalıştığı görülür. Batılı öğretim üyelerinin en etkili katkısı, 1933 reformu sonrasında Almanya’dan Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisi zulmü nedeniyle kaçmak zorunda kalan profesörlerin Üniversitemize ve Fakültemize katılmalarında gözlemlenebilir.
Bu tarihçenin tümüne baktığımızda, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nin mirası 1453’e kadar götürülebilir. Zira, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi, Cumhuriyet’in ilanı öncesinde hukuk eğitimine ait bütün gelişme ve yenilikleri kendi bünyesinde toplamış ve bütünleştirmiştir. Tanzimat sonrası gelişmeler, daima batı standartında bir fakülte olma yönündedir. Günümüzdeki fakültemizin öğretim programı ve hedefleri, büyük ölçüde 1933 Reformunun ilkelerine dayanmaktadır. Bu ilkeler de,Atatürk ilke ve devrimleri ışığında hukuk eğitiminin demokratik, laik ve hukuk devleti esasına dayanan bir eğitim olmasının koşullarını sağlamaktadır.