|harita =
|harita boyut =|harita açıklama = |lat_deg = |lat_min = |lat_sec = |lat_hem = K |lon_deg = |lon_min = |lon_sec = |lon_hem = D |rakım = |yüzölçümü = |nüfus = 116 |nüfus yoğunluğu = |nüfus_ref = [1] |nüfus_itibariyle = 2000 |alan kodu =0424 |posta kodu = 23600 |bölge = Doğu Anadolu |il = Elazığ |ilçe = Karakoçan
|Köy Muhtarı =Metin Bozyel
|websitesi = [2]
Yoğunağaç, Elazığ ilinin Karakoçan ilçesine bağlı bir köydür.
Tarihi
Köyün adı Gölan veya Golan cumhuriyetle Yoğunağaç olmuştur. kurucusu ArabAğa`nın (Cengiz) oğullarıdır.Arabağa kardeşlerinden ayrılıp akkuş köyünden bölgeyi yönetmekteymiş.Gölanlıların atalarından olan ArabAğa Peri nehri kıyısındaki Paş (Akkuş) köyünün ve civarın sorumlusuymuş saruhan`dan tataran`a kadar.Kardeşleri yine karakoçan ohi bölgesine yakın bingöl merkez ve lek köyünden bölgenin yönetimde bulunmuşlar.
Arabağa Paş köyünde 1650/1700 lerde yerleşip Sunni inancının gereği mescit(cami) yapmıştır. Köy ve bu mescid düzgünbaba adlı alevilerce kutsal dağın doğusunda peri nehrinin kıyısında tam kaşısındadır. mescidin minaresinin 2005 de çok az kalıntısı kalmıştı. Mescitten rahatsız olan baba mansurlu alevi dedeleri Osmanlı imparatorluğunun da zayıflamasıyla ve Arabağanın ölümünden sonra, oğullarından Süleyman`ı Paş köyünde öldürülmüşler. "bu cinayet`in başka nedenleri de daha var ancak onu burada yazma zamanı değil"
Süleymanın abisi Osman kardeşinin intikamını almadan önce oğlularını paş köyünden gönderip uzaklaştırmış yani Golan`a bugünkü Yoğunağaç`a gönderen Osman, babamansuralevilerinden intikamını aldıktan sonra Gölana oğlunun yanına çekilmiştir.yani Golan ın kuruluşunun nedeni budur. Golan o dönem Kiğı beyliği ile Palu beylığı ortak sınırlarındadır.Ancak büyük kısmı palu beyliği sınırındaymış ve bu göçten sonra palu beyliği ile de çok iyi ilişkiler kurulmuştur. Daha sonra diğer kardeşleri`de şu anki dersim kureşlilerinin baba mansurların desteğinde yaptıkları baskı ve tacizler sonucu köyü terke zorlanmışlar."babamansurlar daha sonra gelip arabağanın yaptırdığı mescidi yıkmışlardır"Paş köyündeki verimli arazileri bırakmak istemeyen Hüçan adlı büyük abileri ise en son gölan a gelmiştir. Otoritelerinin sarsılmasını hazmedemeyen Baba mansurlar Osmandan intikam için oğlu mustafayı gölan yakınında öldürmüşler. Osmanın diğer oğlu Sadık ta kardeşinin intikamını almış bu mezhep çatışması ve cinayetler ancak cumhuriyet döneminde son bulmuştur...
Golan yamacına çekilen arabağanın oğulları ve torunları burada yaşayabilmek için yerleşime açmışlardır. olaylardan sonra bölgedeki en güçlü Hizol (izol)aşiretiyle işbirliği yaparak varlıklarını sürdürmüşlerdir. Aslen Harzemli olan yoğunağaç köyünde ecdatlarından kalan emanetler Çur-i Bur-i yada çoribori adlı ziyaretterdir. Bu ziyaret Paş dan geldikten sonra uzunca bir dönem mescit olarak kullanılmış; sonradan ziyarete dönüşmüş içinde golanlıların atalarının emanetleri vardır .Burada ecdatlarından kalan namazlık ve takke bulunmaktaydı ancak namazlık geçici olarak Arabağanın Bingöldeki kardeşlerinin çocullarına (?) korunup muhafaza edilebilmesi çin emanet edilmiştir tahminimizce baskıdan zarar görmemesi için. ancak Takke veya sarık halen Yoğunağaçtadır. Yöre deki Elazığ, Bingöl Palu Kovancılar ve karakoçan`ın inançlı aileleri bu takkeyi yüzyıllardır ziyaret etmektedir. bu emanetlerin çok büyük şahsiyetlere ait olduğu rivayet edilmektedir(??????)
Harzemşahlar dan sonra mekkeye kadar gittiği sanılan golanlıların atalarının oralarda soylu ailelerle akrabalık ilişkileri kurmaları muhtemeldir ve bu konuda rivayetler vardır. bermekilerle olan olan bağlantıları incelenmelidir.(?) bu gün bu ziyaret hem sunnilerce hemde alevilerce ayrım yapılmaksızın ziyaret edilmektedir.
Kültür
Çur-i Bur-i : Çoribori Harezemşahlardan gelen ve anadoluya sığınan Gölan Golan Yoğunağaçlıların atalarının beraberlerinde getirdikleri atalarından kalan emanetleri bir zamanlar mescit olarak kullandıkları bu gün ise ziyaret olarak kullanılan Çur-i Bur-i de muhafaza etmektedirler.Bu emanetlerden takke halen mevcut olup Namazlık ise torunlarınca korunamadığından Bölgenin sosyal yapısından dolayı için geçici olarak Arabağanın kerdeşlerinin çocuklarına emanet etmişlerdir. her yıl yüzlerce inançlı insanın geldiği ziyaret halen gölan Yoğunağaç köyündedir. Çur-i bur-i nin bize intikal eden efsanesi Gölanlıların ataları Arabağa Paş Akkuş köyüne yerleşmiş herkesin sevgi ve saygısını kazanmış bir ermiş şahsiyettir. bir gün dersim tarafından 8-10 kişilik bir gurup gelmiş asıl niyetleri hırsızlıkmış Arabağa geleneksel misafir perverlikle gelenlere yemek hazırlanmasını hanımına söylemiş ancak Arabağa`nın ziyaretçileri çok olduğundan evde çok az un kalmış ve eşi de ne hazırlayayım evde birşey kalmadı demiş o da kalan az miktardaki un dan Gömme yapmasını söylemiş bu arada dersimliler odada yanlız kaldıkça ne bulurlarsa çalmak amacıyla almış bir yerlerinde saklamışlar... bu arada çok az miktarda küçük bir kapta hazırlanan gömme o hırsız gurubun önüne getirilmiş...yemeğin azlığından şaşkın olan hırsızlar hemen yemeğe koyulmuşlar ancak yemeği yedikçe yemek azalmamış onları fazlasıyla doyurmuş daha sonra hırsızlar evden çaldıkları tabak çatal kaşık vs eşyayla arabağanın evinden ayrılmış ve peri nehrinden dersim`e geçerken herbirinin başına bir şey gelmiş kimisi felç kimisi lal kimisinın ağzı burnu eğilmiş derken bunun arabağanın evinden sonra olduğunu düşünmüşler ve tekrar peri nehrinden geçip arabağadan af dilemişler ve yeniden düzelmişler... bu ziyaret halen bölgedeki alevilerin de saygı ve sevgisini kazanan Çur-i Bur-i özellikle Karakoçan Palu nun köklü ailelerinin her yıl ziyatet ettiği bir yerdir hatta anadolunun değişik şerhirlerinden gelip ziyaret edenler de vardır. Çur`un anlamı Divanı lügat ı Türkte de Çur kelimesi ziyaretin efsanesiyle aynı anlamdadır. yani çoğalarak artan...muhtemelen harzem dilidir.
350 Yıl Önce Ayrılan Akrabalarının Anlatımı Cori Bori Efsanesinden başlayayım. Efsaneye göre bermeki ailesi ilk olarak Elazığ Maden´nin Goroz (Kaşlıca) köyünü inşa etmişler bilinmeyen bir nedenle orada göç edip Bingöl Mendo`ya yakın ormanlık alanda bir köy inşa etmişler ve o köye de Göriz ismini vermişler, orada ne kadar süre kaldıkları tam olarak bilinmiyor.kardeşler ordan birbirlerinden ayrılmışlar, biri sancak ovasına yerleşmiş ve sancak ovasina ilk yerlesim temeli atmışlar, yerlestikleri ilk yere de Lek ismini vermişler. Lek cok,haddindan fazla,alabildiginden fazla, anlamına geliyor. bu aile günümüzde Lekağası ailesi olarak tanınıyor. kardeşin biri de Çapakçur(Bingöl merkezi) yerleşmiş toprağın büyük bölümünü de elinde tutmuşlar bu aileye de Mütevelizade (Mitewli) bu gun bugün hala bu tanınıyor. Kardeşin biri de Karakoçan`ın Golan Köyü`ne yerleşmiş ve Golan`ın ilk yerleşim temelini atmıştır, bu aileye Çoribori ismi verilmistir. Bu Aile Golan`a ilk yerleştikleri zaman tek bir aile imiş, gecenin birinde 15-20 kişilik bir mahküm grubu o bölgeden geçerken oraya yeni yerleşmiş bir evi fark ederler, dersim bölgesinden gelen bu mahkumlar aralarında bir karar verirler: `Gidelim bu eve önce karnımızı doyuralım sonra evde ne varsa alalım ve evi de yakıp gidelim` diyorlar. Kapıyı calıyorlar yaslı bir dede kapıyı açıp gelenleri içeri buyuruyor, aç olduklari her halerinden belli, ev sahibi "Bugün hala bölgemizin milli yemeği sayılan" Gömme ya da klor karakocan yöresinde zülfet adı verilen yemeği hazırlayıp 20 kişinin arasına indiriyor, yemek o kadar azmış ki bir kişiye ancak yetecekmiş, mahkumlar alaylı bir şekilde birbirlerine bakıp gülüşmüşler, bu davranış yasli dedeyi rahatsiz etmiş, yaşlı dede tekrar beyler buyrun sofraya deyince,mahkümlar kahkaha atarak gülmüşler yemeğin cok az olduğuna işaret ederek zazaca olarak(ma çori bori) ci esto ma ci bori, Türkçesi: biz zıkım yiyelim ne var ki biz ne yiyelim. YaŞli dede yavaşca yemeği alıyor bir dua okuyup yemeğe üflüyor ve sofraya indiriyor, buyrun beyler yiyin size de yetmişyedi sülalenizede yeter diyor.Yemek yemeye baslayan mahkumlar karınlarını doyurduktan sonra yemeğin daha yarısınden fazlasını sofrada kaldığını görünce şok oluyorlar, özür dileyip evden ayrılıyorlar. gördükleri bu mücizeyi gittikleri her yerde anlatıyorlar,. bu aile de CORIBORI adını ordan almıslar. Bu ailenin atalarından kendilerine yadigar kalan bir cift Mes(ayakkabi) birde Fes var, mes´in bir tanesi Mütevelizade Ailesinde, Mes´in bir tekide Lekağasi Ailesi`nde, Fes ise Coribori Ailesi`ndedir, Bu üc parça Ata yadigari hala korunmaktadir. İnsanların aynı dilin ayrı lehçelerinden konuşmak akrabalık bağı olmaz anlamına gelmez, ocakzadelik ocağa tapmak yada ziyarete tapmak bilindiği gibi islamiyet öncesi inançlardan günümüze intikal eden kültürün ürünüdür her toplum hangi inanca geçerse geçsin üc bin bes bin yıl önceki kültürünü inancının bir kısmını günümüze kadar taşınmıştır.Bu üç ailenin ilişkileri 1970 `li yıllarda kopmaya baslamıştır. ondan önce Çoribori ailesinde Ağa, İmam Hüseyin, Zeki Aytas. Mütevelizade ailesinde H. Vahap ,Zeki Mütevelizade. Lekağası ailesinde,H.Ağa Balık, Mir Ahmet Bayat,Reşit Bayanay,Veysi Baybars, bu grup arasında ilişkiler cok iyi idi, tüm brokratik işlerini danışarak beraber karar verirler idi . Unutmadan şunuda belirteyim Çoribori ailesi kesinlikle İzol asiretine mensup değildirler. Bölgede azınlıkta kalıp gölgelerine sığınmış olabilirler,inanc olarakta kizilbaşlarla uyum halinde yaşamışlardır,inanç olarak hanefi mezhebine mensup olmalarına rağmen inaçlarının gereğini yapmadıklarından dolayı kızılbaş olarak tanınmışlardır ,inanç ayrılığı ırk ayrılığı anlamına gelmez. Örnek: Sadi aşiretinin yarısı kızılbaş yarısı sünnidir.İzol aşireti aynı keza. Sipkan aşireti yarısı ezdi yarısı sünnidir.Eğer hala celişkiniz varsa bir örnek daha vereyim Türkiye`deki türkler müslümandır ama orta asya ve kafkaslarda yaşayan türkler bir kısmı hristiyan bir kısmı budist bir kısmıda samanisttir. Yazının aslı bayanayyasin tarafından yazılmış olup http://www.bingolx.com/ sitesinden orjinaline ulaşabilirsiniz.
Coğrafya
Elazığ iline 121 km, Karakoçan ilçesine 17 km uzaklıktadır. Yoğunağaç ın bir kısmı ohi ovasına diğer tarafı mazgirt tarafına bakan stratejik bir alandadır. peri suyu köyün altından akar.peri kıyısında 2,5 km yakınında Golan kaplıcaları vardır. bu kaplıca doğalgüzelliği ve doğal sıcak suyuyla uluslararası üne kavuşmuş türistik bir dinlenme ve sağlık tesisidir.bu kaplıcalarda yeraltından doğal olarak fışkıran jeotermal su sıcaklığı 50-60 ºC dır.yapılan yeni konaklama ve sıhhi havuzlarıyla bir tarafta dönüşümlü karışık diğertarafta bayanlar ve erkekler bölümü olmak üzere terrmal havuzları vardır.
Şifalı Olduğu Hastalıklar
1. İltihabi olmayan romatizmal hastalıklar
2. Dolaşım sistemi sorunları
3. Kırık sekelleri
4. Akciğer hastalıkları
5. Cilt hastalıkları
6. Ameliyat Sonu yaralarının iyileşmesi
7. Kadın hastalıkları ve kısırlık
8. Siyatik ve her türlü nevralji
9. Çeşitli felçler
10. Adale hastalıkları ve atrofileri
11. İçilebilir nitelikli olduğundan yaşlıların kemik erime vs.
İklim
Köyün iklimi, karasal iklimi etki alanı içerisindedir.Nüfus
|-
Yıllara göre köy nüfus verileri | |||
---|---|---|---|
2007 | |||
2000 | 116 | 1997 | 184 |
Ekonomi
Köyün ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır.Ayrıca köye yakın bir yerde bulunan adını koyun eski isminden alan golan kaplıcları bulunmaktadır. Golan kaplıcaları romatizmadan bircok hastalıga kadar tadavi amaçlı olarak hastalarca ziyaret edilmektedir.Muhtarlık
Yerleşim yerinin köy tüzel kişiliği alması ile birlikte köyün tüzel kişiliğini temsil etmesi için köy muhtarlık seçimleri de yapılmaktadır.Seçildikleri yıllara göre köy muhtarları:
2004 - Metin Bozyel
1999 -
1994 -
1989 -
1984 -
Altyapı bilgileri
Köyde, ilköğretim okulu vardır ancak kullanılamamaktadır. Köyün içme suyu şebekesi ve kanalizasyon şebekesi yoktur. Ptt şubesi ve ptt acentesi yoktur. Sağlık ocağı ve sağlık evi yoktur. Köye ayrıca ulaşımı sağlayan yol asfalt olup köyde elektrik ve sabit telefon vardır.Linkler
köy-taslak Karakoçan belde ve köyleri
Aysun Bozkaya - 2 yıl önce
Aysun BOZKAYA - 1 yıl önce