yanık
1 . Yanmış olan:"Yanık soğan kokulu bir buhar odayı dolduruyordu."- R. Enis.
2 . Rengi koyulaşmış:
"Kocaman hasır şapkalarının altında sarı saçları uçan, yanık iki genç kız."- S. F. Abasıyanık.
3 . Sıkıntı veya hastalıktan iyi gelişmemiş, kavruk:
"Yanık bir çocuk."-
4 . Verimsiz, kıraç duruma gelmiş olan.
5 . isimYanmış yer, yanmış olan yerde kalan iz:
"Elimdeki yanık iyi oldu. Halıdaki yanığı ördürmeli."-
6 . mecazBıkkın, üzüntülü, dertli.
7 . mecazDuygulu, dokunaklı, acılı, etkili:
"Aşk söyletir en yanık türküleri / Ay buluta girdiği gecelerde."- C. S. Tarancı.
Atasözü, deyim ve birleşik fiiller
yanık kokmak
misafir - 9 yıl önce