Perukalar Asur, Babil, Med, Kaide ve Pers medeniyetleri devirlerinde de çok yaygın olarak kullanılıyordu. Bunlardan Asur ve Babilliler sun'i saçları dalgalı, kıvırcık gibi şekillere sokarak, perukaların süslenme vasıtası olarak kullanılmasına öncülük ettiler. Fenike asıllı olan Kıbrıslılar da imal ettikleri çok miktarda perukayı Grek veiyonlara satarak bu işi ticarete döken ilk insanlar oldular. Roma'da zengin kadınlar, altın işlemeli veya altıntozu serpilmiş perukaları kullanırlardı.
Ortaçağın ilk senelerinde kadınlar arasında yere kadar inen uzun saçlar moda oldu. Böyle saçları olmayan, saçlarını uzatamayan kadınlar, modaya uymak için özel saçlar taktılar. Venedik ve Floransa'da başlayan bir akım, 12. yüzyılın sonunda hemen hemen bütün Avrupa'ya yayıldı.
On dördüncü yüzyılda Avrupalı kadınların kullandıkları alna sarkan, örme perukalar ise normal saçlara bağlanan hayvani yünlerden yapıldı. On beşinci yüzyılda başı tamamen kapatan perukalar kullanılmaya başlandı. Bu yüzyılda Fransız asilzadeleri yanlarında çalıştırdıkları hizmetçilerinin saçlarını peruka yaptırmak için kestirirlerdi. Perukanın esas yaygınlaşması ise 16. yüzyılın sonlarından itibaren oldu. Devlet erkanı, sefirler, ilim adamları da dahil olmak üzere hemen herkes saçlarını kazıtarak, umumiyetle benzer şekilli olan perukaları takıyorlardı. İngiltere Kraliçesi Birinci Elizabeth'in kel olduğu ve seksen ayrı çeşitten meydana gelen peruka kolleksiyonu bulunduğu, devrin en çok konuşulan mevzularındandı. İmalat tekniğinde en ileri giden millet, ince deri astarlar üzerine saç dikerek peruka yapan Fransızlardı. On yedinci yüzyılın ilk yarısında Fransız erkekleri arasında düz, uzun perukalar moda oldu. 1670'te Manş'ı geçen peruka modası, subayından köylüsüne kadar hemen hemen bütün İngilizlere sirayet etti.
On sekizinci yüzyılın ilk seneleri kadın perukalarının tarih boyunca en çok kullanıldıkları yıllar oldu. Ancak bu tarihte perukalar klasik stilden ayrılarak kısa, düz bir şekil aldılar. On sekizinci asır, aynı zamanda perukaların ehemmiyetlerini kaybederek yaygın olarak kullanılmamasına başlangıç teşkil etti. Bundan sonra Avrupa'da perukaların kullanım sahası, benzer görünüşte olmaları istenen hakim, subay gibi kimselerle mahdut kaldı.
Günümüzde perukalar ve peruka imali: Modern şekilli perukaları ilk imal eden, saç modelleri üzerinde uzun çalışmalar yapmış bir Fransız terzisidir. Günümüzün perukaları genelde kelliği veya saçta bulunan bir kusuru örtmek için kullanılır. Birçok kişi peruka kullanmak yerine saçlarını yaptırmayı tercih ettiğinden peruka kullananlar çok azdır.
Peruka yapımı malzeme olarak çok malzeme gerektirmez. Saçsız bir manken kafası yeteri kadar saç ve saçların tutturulacağı bir file bunun için kafidir. Peruka imalinde kullanılan saçlar, daha çok aralarına sentetik iplikler karıştırılmış tabii saçlardır. Bu saçlar perukanın temelini teşkil eden fileye tek tek bağlanırlar. Elde yapıldığı taktirde, bir perukanın tamamlanması birkaç gün sürebilir. Daha sonra perukalara arzu edilen şekil verilir. Böyle yapılmış perukalar ancak, fırçalanarak temizlenebilir. Yıkamak mümkün değildir. Baştaki kısmi saç kusurlarının düzeltilmesi için parça perukalar mevcutsa da tam perukalar daha çok tercih edilmektedir. Perukaların günümüzde en çok kullanıldıkları alanlar tiyatro ve sinemadır.
Perukanın tarihi
Eski Mısır`da peruk kullanımının çok yaygın olduğu, aristokrat sınıfa mensup erkeklerin saçlarını kazıtıp, çoğu zaman yine daha uzun insan saçından yapılma, bazende insan saçı - at kılı karışımından yapılma peruklar giydikleri bilinmektedir.
Antik Yunan`da ise peruklar bütün olarak değil, alın kısmına takılan parça olarak görülmektedir. Eski Yunan tiyatrosunda maskenin önenmli bir parçası olan ve bundan ötürü önemli bir yeri bulunan perukanın rengi oyuncunun canlandırdığu karaktere göre değişiklik göstermektedir. Gençler sarı, yetişkinler siyah, ihtiyarlar gri renkte perukalar takmışlardır. Eski Roma tiyatrosunda da canlandırılan role göre peruk rengi değişmiştir. Bunun haricinde Romalılar günlük yaşamda da peruk giymişlerdir. Gösteriş meraklısı zengin Romalı kadınlar üzerlerine altın tozu serpilmiş peruklar kullanmışlar ve Hıristiyanlık ilk kabul edildiğinde de kadınlar peruk kullanmaya devam etmişlerdir. O dönemlerde Roma`da büyük bir insan saçı pazarı kurulduğu bilinir. 692 yılında İstanbul`da yapılan bir toplantıda peruka takılması yasaklanmış fakat yüzyıllar içerisinde bu adet unutulmuştur. XII. yüzyılda insan saçı şeklinde örülmüş parça perukların çıkmasıyla peruk yeniden moda olmuştur. XVI. yüzyılda peruk İngiltere ve Fransa`da yaygınlık kazanmış ve XVII. yüzyılda peruk erkek giyimine de girmiştir. Genç yaşta saçlarını kaybeden Fransa kralı XIII. Louis de peruka takmaya başlayınca, kullanımı önce Fransa`da sonra da tüm Avrupa`da moda olmuştur. XIV. Louis döneminde ise erkek preukları kat kat bukleleri ile en parlak dönemini yaşamıştır. Buna eş değer olarak da kadın perukaları süslü bir nitelik kazanmış, çok nadir kuş tüğleri ve değerli taşlar ile bezenmiştir. Peruk takma adeti XVIII. yüzyıla dek sürmüş öyle ki makyaj ile birlikte peruklarıda pudralama adeti ortaya çıkmıştır.
Erkek peruklarının bukleleri zamanla azalmış ve fazla bir yük olmayacak şekle getirilmiştir. Nihayetinde alnı açık nırakan daha derli toplu peruklar üzerinde kabul görmüştür. Fakat bunun aksine kadın perukları dahada gelişmiş, zenginliğin, gösterişin simgesi olmuştur. Fransız İhtilali`nin ardından birçok lüks göstergesi ile peruklarda ortadan kalkmış XX. yüzyılda önemini kaybetmiş fakat yine de kullanılmaya devam etmiştir.