|harita =
|harita boyut =|harita açıklama = |lat_deg = |lat_min = |lat_sec = |lat_hem = K |lon_deg = |lon_min = |lon_sec = |lon_hem = D |rakım = |yüzölçümü = |nüfus = 631 |nüfus yoğunluğu = |nüfus_ref = [1] |nüfus_itibariyle = 2000 |alan kodu =0358 |posta kodu = 05700 |bölge = Karadeniz |il = Amasya |ilçe = Gümüşhacıköy
|Köy Muhtarı =
|websitesi = [2]
Köseler, Amasya ilinin Gümüşhacıköy ilçesine bağlı bir köydür.
KÖYÜN ADININ KAYNAÄI VE KÖYÜN TARİHİ HAKKINDA Seyfettin CEYLAN`ın araştırması 08/08/2007. Köyün adı: “Köseler Köyü”. Peki, bu ad nereden geliyor?
“Köseler`deki” a€˜köse` bir addır. a€˜-ler` de çoğul ekidir. Bu ek, Türkçe`de kullanıldığı cümlenin amacına göre: “topluluk, aile; abartma; saygı-nezaket; her ve sitema€¦ gibi, değişik anlamlara gelir.
“Köseler” sözcüğündeki “-ler” eki topluluk, aile anlamına gelmektedir.
Köseler, sözcüğündeki “köse” Türkçe sözlüklerde: bıyığı, sakalı çıkmayan(erkek) için kullanılan sıfat içerikli bir isimdir. Köse sakal, çok seyrek sakallı anlamına gelir.
“Köse`nin Ali geliyor” cümlesindeki “köse” sakalı, bıyığı seyrek olan kişiyi veya isimleşmiş olduğundan o kişiyi ifade eder.
“Köseli” Yörük Türklerinde bir oymak adı olarak geçer. “Köseli” sözcüğünün “Köseliler”den “Köselere” dönüşme olasılığı “Köseler”in söyleyiş kolaylığından oldukça yüksektir. Köyde bildiğim kadarıyla “Yör Abbas” lakabında bir kişi köyün nüfusuna kayıtlı ve bu sülale eskiden beri köyde oturmaktadır. “yör” takma adı, “Yörük”ten bozulmuş olma olasılığı da göz önünde bulundurulduğunda Köseler Köyü`nün Yörük Türkleri ile bir bağı olduğu kanaati güçlenmektedir; böylelikle Köseler`in kökenlerinde Amasya bölgesine gelen Ulu Yörükler`in olma olasılığı da güçlenmektedir. En azından köydekilerin bir kısmının kökeni yörüktür, savını ileri sürebiliriz.
Köyün, Osmanlı döneminden kalma 500 yıllık kayıtları da bulunmaktadır. Siyakat yazı tarzı ile yazılmış ve okunması oldukça zor olan bu beş yüz yıllık Osmanlı kaydında şöyle yazıyor: “Karye-i Köseler ve livayı tamam vakıf zaviyeyi Ahi Burak ve malikaneyi vakfı Medreseyi Hacı Halil.
Hasıl:2584/ Nefer:42/ Mahmül:5/ Hane:37/ Hasıl-ı mülkane: 1540"
T.C. Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü Osmanlı Arşivi Daire Başkanlığı Yayın No: 36 Defte-i Hakani Dizisi:3 Ankara 1997: 404
Metinle ilgili açıklama: Köseler Köyü`nün tamamının vakıf olduğu, bu vakıf olan köyün gelirlerinin Ahi Burak Tekkesi`ne ve Haliliye Medresesine verdiğini anlıyoruz. Devletin başı olan sultanca tekkelere ayrılan köylere, ya da araziye “vakıf tımar” adı takılır. Tımardan elde edilen gelirin tekkeyle ve medreseyle ilgili vakfa gelir sağladığı anlaşılmaktadır.
Hasıl: Gelirin tamamı, 2584 imiş. (Akçe olarak olmalı.) Nefer: Köyde bulunan erkek nüfusu anlatır. Demek ki 1530`da 42 erkek nüfus varmış.(Askerlik çağındaki erkek nüfus olmalı.) Kadın ve çocuklarla birlikte köyün nüfusunun 200`den fazla olduğunu ileri sürebiliriz. Hane: Köydeki ev sayısını belirtir. Köyde o tarihlerde 37 ev varmış. Her evde o devirlerde en az 5 ile 10 nüfus bulunsa köyün toplam nüfusu 200`ü geçer. Evlerin değişik bölgelerde olduğunu ileri sürebiliriz. Gaffar Dede, Dereciköy, Atavlun, Samanlığın Dere, Çatmamezer, Hanımın Yayla, Gurşen Dede, Karaağaç Dede ve bugünkü Sazak Deresi`nin başlangıç noktaları ile Ağca Dede`nin altlarında üçer beşer evden köyün 1530`lu yıllardaki 37 hanesini oluşturma olasılığı yüksektir. Bu yerleşim yerlerinin her biri ayrı bir boya veya aynı boyların emmi çocuklarına işaret ettiğini söyleyebiliriz. Bu dağılım ailelerin üretim alanlarını da belirler durumdadır. Daha sonra ailelerin birbirlerinden evlilikleri veya Osmanlının yönetsel baskıları ile doğanın zorlayıcı koşulları bir yerde sülaleleri toplamış olmalı. Gümüş`teki Ağca Dede Mahallesi`yle Köseler`deki Ağca Dede`nin bir bağlantısı var mıdır? Yoksa bu bir isim benzerliğinden öte götürülmemeli midir? Bunları da bilemiyoruz; fakat Köseler`in toprakları en başta Gümüş`teki Ahi Burak tekkesinin gözetimi altında. Ağca Dede de: Ahi Burak`ın Köseler`deki bir temsilcisi, vakıf topraklarının köydeki bir yöneticisi olabilir. Mahmül: Her halde köyün geliri ile ilgili bir ölçü olmalı. Yani yük demektir. 5 yük gidecek veya elde edilen bir gelir vardır. Hasıl-ı mülkane: Mülkhaneye düşen gelirin miktarıdır. O köyün sahibine malikane denir.
Bu kayıttaki zaviye yani tekke Ahi Burak`a aittir. Bu tespitin yapıldığı tarihte Ahi Burak yaşamıyordu.
Yukarıdaki belgenin tahlili sonucu şu bilgilere ulaşıyoruz.
Zaviyeyi Ahi Burak(Barak) ve Haliliye Medresesi: çünkü Köseler 1530 tarihli kayıtta, Ahi Burak Tekkesi ve Haliliye Medresesi`ne gelir sağlayan bir vakıf köyü olarak karşımıza çıkıyor.
Ahi Burak ve Haliliye Medresesi tabi ki hemen 1530`da kurulmuş ve o devirlerde kamu hizmeti vermeye başlamış kurumlar değildi. Bu kurumların kuruluşu veya bu kişilerin yaşadığı tarihler, bu kayıttan önce ve farklı zamanlarda olmalı. İşte bu kişilerin yaşadığı tarihleri tespit ettiğimizde, en azından Köseler`in kuruluşunu 1530`lardan birkaç yüzyıl öncelere götürmek mümkün olacaktır.
Çünkü Köseler karyesi Ahi Burak(Barak) Tekkesi`nin vakfı olduğu bağı herhalde Ahi Burak`ın yaşadığı yüzyılda ve zamanında başlamalı.
Sonuç olarak: Köyün en azından 600 yıllık bir tarihi vardır ve köyün adının kaynağının da Yörük Türklerinin bir boyu olan "Köseli" boyundan "Köseliler"e sonra da Köseler`e dönüştüğünü ileri sürebilir.Köyün tarihinde Türkçe`den başka dil de kullanılmamıştır. Bunu köydeki yer isimleri kanıtlıyor. Şöyle ki: Atavlun,Dereciköy, Kozakçı, Çobançıralıset, Ekinalağı, Gürleyik,Şarlayuk, Evkaya, Doruk, Suçıkan,Kelçal, Kayabaşı, Dolayyol... tümü Türkçe kurallara uygun daha yüzlercesi.