Kan Iftirası

Kan iftirası (veya kan suçlaması), dini azınlıkların (-ki adı geçen bu dini azınlık hemen hemen her zaman Yahudilerdir) çocukların kanlarını dini ayinlerde ve bayramlarda kullandıkları yalanı ve iddialarıdır. Tarihsel olarak bu iddialar -kuyu zehirlemeleri ve ekmek pisletmeleri iddialarıyla birlikte- Avrupa'da Yahudilere işkence etmek için kullanılmıştır. Bu iftiralar bazı Hristiyan gruplar içinde ve yakın zamanda Müslümanlar tarafından halen kullanılmaktadır. İddia edilen dini cinayetlerin tanımı Genel olarak kan iftirasının hikayesi şöyledir: :Bir çocuk (genelde ergenlik çağına varmamış bir erkek çocuk) kaçırılır veya bazen satın alınıp bir yerde gizlenir. Çocuğun gizlendiği yer Yahudi cemaatinin önde gelenlerinden birinin evi, sinagog vs'dir. Çocuk burada ölüm gününe kadar saklanır. Uzak ve yakın diyarlardan törene katılacaklar gelir, işkence ve idam aletleri hazırlanır. :Kurban zamanı (genelde gece), kalabalık, infaz alanına gelir (bazen bu yer sinagogdur) ve göstermelik mahkemede yargılanır. Çıplak ve bağlı çocuk (bazen ağzı da bağlanır) hakim önüne çıkarılır. En nihayetinde ölümle cezalandırılır. "Mahkeme" sırasında çeşitli işkenceler yapılır, adı geçen işkence aletleri Engizisyonlarda kullanılmıştır. İşkence çeşitleri, kötürüm etme (sünnet dahil), iğnelerle vücudu delme, yumruk ve tokat atma, elleri arkadan bağlayıp el bileklerinden tavana asma ve kırbaçlamadır. :Sonunda dikenli dallardan yarı baygın çocuğun kafasına taç yapılır ve bağlanır veya çarmıha çivilenir. Çarmıh dikleştirilir özellikle elleri, ayakları ve cinsel bölgesi başta olmak üzere bedeninden akan kanlar kase veya bardaklarda toplanır. Sonunda çocuk, kılıç, mızrak veya hançer kalbine saplanarak öldürülür. Ölü beden çarmıhtan çıkarılıp gizlenir veya yok edilir, fakat bazen de kara büyü yapmak için kullanılır. İlk hikayelerde dini törenin tek amacı çocuğu öldürmekti fakat zamanla hikaye şeklini değiştirip kan toplamaya dönüştü. İlk toplu zulüme sebep olan kan iftirası Norwichli William (ö. 1144) hikayesidir. Bu hikaye William'ın kanının toplanmasından veya cinayetin dini amaçlı yapılmasından bahsetmez. Lincolnlü Küçük Aziz Hugh'nun (ö. 1255) hikayesine göre, oğlanın ölüsü çarmıhtan çıkarılıp masaya serildi. Hepatoskopi gibi okult nedenlerle karnı yarılıp iç organları boşaltıldı. Trestolu Simon'un (ö. 1475) hikayesinde ise çocuğun yüksek bir yer üzerinde baş aşağı tutulup kanının toplandığı vurgulanır. Amerikan tarihçi Walter Laqueur'e göre;
"Toplamda yaklaşık 150 kan iftirası kaydedilmiştir (binlerce söylentiyi saymıyoruz bile) ve bu tarih boyunca Yahudilerin tutuklanıp öldürülmesiyle sonuçlandı; çoğu

Ortaçağ

'da gerçekleşti... Olayların hemen hemen hepsinde gerek linç yoluyla gerekse de işkence sonrası mahkeme yoluyla Yahudiler öldürüldü."
Yahudi geleneğinde kan ve kurban uygulamasının esası Antisemit işkence ve insan kurban hikayeleri Yahudilik öğretilerine ters düşmektedir. Tora'daki On Emir cinayeti yasaklar. Ayrıca herhangi bir canlının yemekte kanının kullanılması kaşer kurallarına aykırıdır. Kurban edilen hayvanların kanları tüketilemez; kanın akıtılması ve toprakla örtülmesi gerekir. Levililer kitabına göre kurbanın kanı sadece Kudüs Tapınağı'ndaki altara konulabilir -ki Hristiyanların başlattığı kan iftiraları döneminde Tapınak bulunmamaktaydı. Bunun yanı sıra, insan etinin tüketimi de kaşer kurallarına aykırıdır. Hayvan kurbanı antik Yahudilikte yer alırken Tanah ve Yahudi öğretileri insan kurbanının şeytani olduğunu ve pagan Kenanlılarla İbraniler arasındaki fark olduğunu belirtir. Yahudilerin bu tip ibadetlerde bulunması yasak olup bu tür ibadetlere bulaşanlar cezalandırılır. Hatta Kohenlerin ölünün bulunduğu odada dahi bulunması yasaktır. Mitin kökeni İbrani Üniversitesi Profesörü Israel Jacob Yuval'ın 1993'te yayınladığı makale, kan iftiralarının 12.yy'da Birinci Haçlı seferinde Hristiyanların Yahudiler ile ilgili görüşleri nedeniyle ortaya çıkmış olabileceğini savunur. Bazı Yahudiler zorla din değiştirmektense çocuklarını öldürüp intihar etmeyi yeğlemişlerdir. Yuval'ın araştırmasına göre çarpıtılmış Hristiyan raporlarında eğer Yahudiler kendi çocuklarını öldürebiliyorlar ise pekala Hristiyan çocukları da öldürebilecekleri belirtilmiştir. Yuval, Yahudiler içe kapanık yaşadıklarından Avrupa Hristiyanlarının yarattığı kan iftiralarının bir Hristiyan fantazisi olduğu görüşüne karşı çıkar. Başlıca olaylar Yahudilerin kan iftiralarıyla yargılanması 1.yy'da başlayıp modern zamanlara kadar devam etmektedir. Aşağıda bunlardan bazıları işlenmiştir.

Antik çağ

Kan iftirasının kökenleri 1.yy'da yaşamış Greko-Mısır yazar Apion zamanına kadar dayanmaktadır. Apion, Yahudilerin Yunanlıları tapınaklarında kurban ettiğini iddia etti. Apion'un anti-Yahudi karalamalarına ve çamur atmasına Poseidonius ve Apollonius Molon'un görüşleri eklendi. Sonuç olarak İskenderiye'de 38 yılında saldırılar düzenlendi ve binlerce Yahudi öldü. Sokrates Skolastikus (5.yy), İsa'nın ölümüyle dalga geçercesine bir grup sarhoş Yahudinin Hristiyan bir çocuğu çarmıha gerip çocuk ölene kadar başına musallat olduklarını belirtir.

Ortaçağ

Norwichli William isimli erkek çocuğu bıçaklanmış bir şekilde bulununca Norwich Yahudilerine kan iftirası atıldı. Efsane bir külte dönüştü, William'a şehitlik ünvanı verildi ve yerel kiliseye hacca gelen kalabalık kiliseye varlıklarını sundular. Kalabalık, 1189'da I. Richard'ın taç giyme törenine katılan Yahudi heyetine saldırdı. Bunu, Londra ve York'taki Yahudi katliamları takip etti. Kaleye sığınan birkaç Yahudi dışında Norwich Yahudilerinin hepsi evlerinde 6 Şubat 1190'da öldürülmüş bulundu. Ardından, Yahudiler 1290'da Sınır dışı etme fermanıyla İngiltere'den kovuldular ve 1655'e kadar geri dönmelerine izin verilmedi. 1171'de kan iftirasına maruz kalan Blois Yahudi cemaatinden 31 kişi (bazı kaynaklara göre 40 kişi) yakılarak öldürüldü. Dönemin ilk kan iftirasıyla ilgili bilgiler Cantimpreli Thomas'ın Bonum Universale de Apibus (ii. 29, § 23) metninde bulunur. Thomas, "Hemen hemen kesindir ki her sene Yahudi cemaat ve şehirler, hangi cemaatin diğer cemaatlere Hristiyan kanı göndereceklerini belirlerler" diye yazdı. Thomas, Yahudilerin peygamberlerinin (sözde) emrini yanlış yorumladığını, dökülecek kanın herhangi bir Hristiyanın değil İsa'nın kanı olması gerektiğini söyledi. Lincolnlü Küçük Aziz Hugh'un hikayesi Geoffrey Chaucer tarafından aktarılmasından sonra ün kazandı. Beatrice isimli bir kadının sekiz yaşındaki Hugh isimli oğlu Lincoln'de 31 Temuuz 1255'de kayboldu. Çocuğun kir içindeki cesedi 29 Ağustos'ta Kopin isimli bir Yahudinin kuyusunda bulundu. Lexington'lu hakim John'un kendisine hayatını bağışlayacağını söyleyince Kopin, Hugh'un Yahudilerce çarmıha gerildiğini ve Yahudilerin Lincoln'de bu amaçla toplandığını itiraf etti. İngiltere Kralı III. Henry, hakim John'un sözüne rağmen Kopin'i idam ettirdi. 91 Yahudi Londra'ya gönderildi; 18'i idam edildi ve geri kalanlar Fransiskanların araya girmesiyle serbest bırakıldı. Pforzheim'de yedi yaşındaki bir kızın cesedi nehirde bir balıkçı tarafından bulundu. Yahudilerden şüphe duyuldu. Yahudilerin cesedin yanına getirilmesiyle cesetteki yaralardan tekrar kan akmaya başladı; cesedin yüzü kızardı ve ceset kollarını kaldırdı. Bu mucizelerin yanı sıra, kızını Yahudilere satan sapkın kadının ifadesi alındı. Olağan yargı sistemi uygulanmadı; burada adı geçen "sapkın kadının" katilin kedisi olma ihtimali vardır. Yargı sistemi tek celsede Yahudileri suçlu buldu. Weissenburg'da bir mucize Yahudileri suçlu bulmak için kanıt olarak kullanıldı. Suçlamaya göre, Yahudiler, cesedi nehirde bulunan bir çocuğu baş aşağı asıp arterlerini kesip kanını topladı. Mucize o ki, alınan önlemlere rağmen cesetten kan beş gün boyunca aktı. Oberwesel'de de "mucizeler" Yahudiler aleyhine tek kanıt olarak kullanıldı. 11 yaşındaki Werner'in cesedi Rhine nehrinde akıntının tersine gidip Bacharach'a kadar vardı. Buna istinaden Oberwesel ve buraya yakın yerel Yahudi cemaatleri 1286-1289 yılları arasında şiddetlice cezalandırıldılar. Yahudilerin müracatları üzerine İmparator I. Rudolph, Yahudilere bu yapılanların yanlış olduğuna dair ferman verdi ve cesedin yakılıp küllerinin rüzgarda savrulması emrini verdi. 1423'te Konrad Justinger "Vakayiname"sinde Bern'de 1294'te Rudolp isimli çocuğun Yahudiler tarafından işkence edilip öldürüldüğünü yazdı. 1888'de pastör Jakob Stammler, bu olayın tarihsel olarak imkansız olduğunu açıkladı. Bir varsayıma göre Kindlifresserbrunnen ("Çocuk Yiyen Çeşmesi") Bern'de 1294 dini cinayetine istinaden yapılmıştır.

Rönesans

Babası tarafından, iki yaşındaki Trentolu Simon'un yerel Yahudi cemaatince kaçırılıp öldürüldüğü söylendi. 15 yerli Yahudi ölümle cezalandırılıp yakıldı. Aziz gözüyle bakılan Simon'un konumu Papa V. Sikstus tarafından 1588'de tasdiklendi. Papa VI. Pavlus Simon'un azizliğini 1965'de geri çekti ve cinayetin radikaller tarafından gerçekleştirildiğini belirtti. La Guardia'nın Kutsal Çocuğu olarak da bilinen Toledo'lu Christopher'ın iki Yahudi ve üç Konverso (Yahudilikten Hristiyanlığa geçenler) tarafından öldürüldüğü iddia edildi. Toplam sekiz kişi idam edildi. Şimdiki inanışa göre, İspanyol Engizisyonu tarafından Yahudilerin İspanya'dan kovulması için uyduruldu. 1805'te Papa VII. Pius tarafından azizleştirildi fakat sonradan bu sıfat geri alınmasına rağmen bazılarınca hala aziz olarak kabul edilmektedir. Tyrnau (bugünkü Trnava, Slovakya)'daki olaylarda ise Yahudi kadın ve çocuklara işkence yoluyla saçma ve imkansız şeyler itiraf ettirildi. İmkansız olayların itiraf edilmesi, bu kişilerin gördükleri işkenceler sonunda ölmeyi tercih ettiklerini göstermektedir. Erkeklerin adet gördükleri bu saçma itiraflardan biridir; bu da Yahudilerin Hristiyan kanı içtiklerini gösterdiğini "kanıtlıyordu". Bazin'de (bugünkü Pezinok, Slovakya), dokuz yaşındaki bir çocuğun işkence sonucu kan kaybından ölmesi sebebiyle 30 Yahudi suçlarını itiraf etti ve yakılarak öldürüldüler. Olayın gerçek yüzüyse sonradan ortaya çıktı. Çocuğun sağ olduğu ve olayın suçlayıcısı olan Bazin Kontu Wolf tarafından kaçırıldığı anlaşıldı. Wolf'un bunu yapmasındaki sebep, Yahudi kreditörlerden kurtulmak istemesiydi.

Barok

Innsbruck yakınındaki Rinn'de Andreas Oxner (veya Anderl von Rinn) isimli bir çocuğun Yahudi tüccarlarca satın alındığı, şehrin yakınındaki bir ormanda öldürüldüğü ve kanının özenle kaselerde toplandığı söylendi. 17.yy'da bu konuyla ilgili bir kült kurulana kadar daha önce (cinayet işlenmeden) kan çekildiği kan iftirasının bir parçası olmamıştı. Rinn kilisesinde bulunan 1575 yılına ait abartılmış metinlerde vaftiz babasının aldığı paranın yapraklara dönüştüğü ve çocuğun mezarında zambak olarak açtığı aktarılmaktadır. Bu kült, varlığını, Innsbruck piskoposu 1994'te resmi olarak yasaklayana kadar sürdürdü. Rus Ortodoks Kilisesi'nin tek çocuk-azizi Zverki köyünden altı yaşındaki Gavriil Belostoksky'dir. Kilise tarafından desteklenen efsaneye göre, ebeveynin uzakta olduğu bir ara Pesah bayramından çocuk evinden kaçırıldı. Bialystok Yahudisi Shutko, çocuğu Bialystok'a getirmek, sivri nesneleri ona saplamak, dokuz gün boyunca kanını çekmek, sonra çocuğu Zverki'ye götürüp bir tarlaya bırakmakla suçlandı. Bir kült oluştu ve çocuk 1820'de azizleştirildi. Arda kalan kalıntılar bugün hala hac olarak ziyaret edilmektedir. 27 Temmuz 1997'de Azizler Gününde Beyaz Rusya televizyonları bu hikayenin gerçek olduğuna dair bir film yayınladı. Beyaz Rusya'da bu kültün tekrar canlanmasının insan hakları ve dini özgürlük uluslararası raporunda antisemitizm adına tehlikeli bir risk olduğu ifade edildi ve BMMYK'ya gönderildi.

Modern

*1840 Şam olayı: Şam'da Şubat ayında Katolik rahip Thomas uşağıyla birlikte öldürüldü. Şam Yahudi cemaati dini cinayet işlediği gerekçesiyle suçlandı. *1840 Rodos kan iftirası: Osmanlı hakimiyeti altındaki Rodos'ta Yahudiler, bir Yunan Hristiyan çocuğu öldümekle suçlandı. Suçlama, yerel hükümet ve Rodos'taki Avrupa temsilcileri tarafından desteklendi. Bazı Yahudiler tutuklanıp işkence gördü ve Yahudi mahallesine 12 gün boyunca blokaj uygulandı. Osmanlı hükümeti tarafından yapılan araştırmada Yahudiler suçsuz bulundu. *Mart 1879'da, Gürcistan'da 10 Yahudi bir dağ köyünden Kutais'e getirilip bir Hristiyan kız çocuğunu öldürmek gerekçesiyle yargılandı. Dava, zamanında Gürcistanın bir parçası olduğu Rusya'da ilgi topladı. Vestnik Evropy ve Sankt-Peterburgskie Vedomosti gibi basın kuruluşları karanlık çağlardan kalan önyargıların sivil devletlerin modern yargı sisteminde bulunmasından kaynaklanan şaşkınlığı dile getirdi. Novoye Vremya gazetesi ise bilinmeyen gelenekleri olan karanlık garip Yahudi sektler olduğu imasında bulundu. Dava beraatle sonuçlandı ve doğu bilimcisi Daniel Chwolson kan iftirasını tekzib eden bir makale yayınladı. *1882 Tiszaeszlar kan iftirası: Macaristan'ın Tiszaeszlar köyündeki Yahudiler, Eszter Solymosi isimli bir Hristiyan kızın ölümünden sorumlu tutuldu. Bu dava, ülkedeki antisemitizmin yükselmesindeki ana sebeplerdendir. Sanıklar sonunda beraat etti. *1899 Hilsner Davası: Avare bir Yahudi olan Leopold Hilsner, Anežka Hrůzová isimli 19 yaşındaki Hristiyan bir kadının boğazını keserek öldürmekle suçlandı. Davanın saçmalığı ve Avusturya-Macaristan İmparatorluğu'nun ilerici olmasına rağmen Hilsner ölüme mahkum edildi. Ardından başka bir Hristiyan kadının öldürülmesiyle suçlandı. 1901'de cezası ömür boyu hapse çevrildi. Dönemin önde giden Avusturya-Çek filozofu olan müstakbel Çekoslovakya cumhurbaşkanı Tomáš Garrigue Masaryk, Hilsner'in savunmasının öncülüğünü yaptı. Sonradan bu sebeple Çek medyası tarafından suçlandı. Mart 1918'de, Hilsner, Avusturya İmparatoru I. Karl tarafından affedildi. Gerçek suçlular bulunamadığı için adı hiçbir zaman temize çıkamadı. *1903 Kişinev pogromu: Antisemit bir gazetede Mikhail Rybachenko isimli Hristiyan bir çocuğun Dubasari kentinde ölü bulunduğunu ve onu Yahudilerin matsalarında kanını kullanmak üzere öldürdüğünü yazınca Yahudi karşıtı ayaklanmalar başladı. Pogrom sonucunda 49 Yahudi öldü, yüzlercesi yaralandı ve 700'den fazla ev yağmalanıp yıkıldı. *1910 Şiraz kan iftirası: İran'da Şiraz Yahudileri yalan yere Müslüman bir kızı öldürmekle suçlandı. Yahudi mahallasinin tamamı talan edildi, 12 Yahudi öldü ve yaklaşık 50 Yahudi yaralandı. *Kiev'de bir fabrika müdürü olan Yahudi Menahem Mendel Beilis, matsa'da kanını kullanmak üzere bir Hristiyan çocuğu öldürmekle suçlandı. Jürilerinin hepsinin Hristiyan olduğu ses getiren bu davada 1913'de beraat etti. *1928'de New York'un bir köyü olan Massena'da Yahudiler Massena kan iftirasına maruz kalıp bir Hristiyan kızı öldürmekle suçlandı. *1946'da, Polonya'da Holokost'tan kurtulanlara kan iftirası sebebiyle Kielce pogromu uygulandı. *Suudi Arabistan Kralı Faysal (hkm: 1964-1975) Paris'li Yahudilerine karşı kan iftirasında bulundu. *Suriye Savunma Bakanı Mustafa Tlass 1986'da Siyon Matsasını yazdı. Kitap iki konu üzerinde odaklandı: 1840 Şam olayı ve Siyon Liderlerinin Protokolleri. 1991'de BM'de Suriye heyeti kitaptan alıntı yaptı.

Günümüz

* Londra merkezli Arapça Al-Hayat gazetesi, 21 Ekim 2002 nüshasında Siyon Matsasının sekizinci baskısına girdiği ve kitabın İngilizce, Fransızca ve İtalyanca'ya tercüme edildiğini duyurdu. * 2003'te özel bir Suriye film şirketi Aş-Şatat ("Diaspora") isimli 29 bölümlük bir dizi yarattı. Dizi, 2003'ün sonunda Lübnan'da Hizbullah'a bağlı Al-Manar isimli uydu televizyon kanalından yayınlandı. Siyon Liderlerinin Protokolleri kitabını baz alan dizide Yahudilerin dünyayı yönetmek için komplo teorileri düzenlediği, Hristiyan çocukları kaçırıp kanlarından matsa yaptığı anlatıldı. * Ocak 2005'te, Rusya'nın bir meclis kamarası olan State Duma'da 20 vekil Yahudilere karşı kan iftirasından bulundu. Genel Savcılıktan "bütün Yahudi örgütlerinin yasaklanması"nı istedi. Her Yahudi örgütünün radikal olduğunu savunan vekiller Yahudileri "anti-Hristiyan ve zalim olmakla, ve ibadetlerinde dini cinayet uygulamak" ile suçladı. * Nisan 2005'te, 9 ila 12 yaşlarında beş çocuk ortadan kayboldu. Çocukların yanmış cesetleri Mayıs 2005'te Krasnoyarsk (Rusya) kanalizasyonunda bulundu. Suç ifşa edilmedi ve Ağustos 2007'de incelemenin 18 Kasım 2007'ye kadar uzatıldığı bildirildi. Bazı Rus milliyetçi gruplar, çocukların, ibadetleri gereği Yahudiler tarafından öldürüldüğünü beyan etti. "Beş yüzün mektubu" yazarı milliyetçi M. Nazarov, Pesah'ta çocukları öldürüp kanlarını toplayan Hasidik sekt suçladı. M. Nazarov ayrıca ibadet gereği cesedi örtmektense dışarı atıldığını iddia etti. "Rus Halkları Birliği", yetkililerden Yahudileri incelemelerini, sinagoglarla sınırlı kalmayıp matsa üreten fırınları ve ofislerini teftiş etmelerini istedi. * İsrail İslami Hareketi kuzey kolu lideri Raed Salah 2007'de Yahudilerin, çocuk kanlarından ekmek yaptığını belirten bir demeç verdi: "Biz, kutsal ay Ramazan'da orucumuzu bozarken kanla yoğrulmuş ekmekleri asla kullanmayız", "Her kim daha çok açıklama isterse, Avrupa'da, [1] kutsal ekmeğine eklenen kanların sahibi çocuklara ne olduğunu sorsun" dedi. Kınama 1553 veya 1554 sonlarında, Osmanlı Sultanı I. Süleyman bir ferman yayınlayıp resmi olarak Yahudilere yapılan kan iftiralarının geçersiz sayılacağını bildirdi. 2003'te, Hüsnü Mübarek'in baş danışmanlarından biri olan Osam Al-Baz, Mısır gazetesi Al-Ahram'da bir dizi makale yayınladı. Al-Baz, işlediği konular içinde Yahudilere yapılan kan iftirasının kökenine değindi. Dediğine göre, bazı Arap yazarlar ve medya "hatalı ırkçılık yapıp ve Avrupa'da doğan mitleri baz alıp" Yahudilere saldırmaktadır fakat Araplar ve Müslümanlar kütlesel olarak asla antisemit olmamıştır. Halkı, kan iftirası "mit"inin içine düşmemesi için teşvik etmeye çalışmıştır. Katolik kilisesinin görüşü Katolik Kilisesi, kan iftirasına ve ölen çocukların adına oluşturulan kültlere karşı tarih boyunca çeşitli tavırlar takınmıştır. *Papa IV. Masum 5 Temmuz 1247'de Almanya ve Fransa'yı kan iftirasına karşı önlem almaya çağırdı. *Papa X. Gregory kan iftiralarını kabul etmediğini belirten bir mektup yayınladı. *1985'de şehit Andreas Oxner'ın kemikleri kiliseden çıkarıldı. Oxner'ın adına yaratılan kült 1994'te Piskopos Reinhold Stecher tarafından resmi olarak yasaklandı. Kaynakça İlgili metinler * *Jewish Encyclopedia article on "Blood Accusation" *Leikin, Ezekiel. The Beilis Transcripts. The Anti-Semitic Trial that Shook the World. ISBN 0876681798 * R. Po-chia Hsia, "The Myth of Ritual Murder: Jews and Magic in Reformation Germany" (New Haven: Yale UP, 1988). ISBN 0-300-04120-9 (cloth), ISBN 0-300-04746-0 (pbk.).

Dış bağlantılar

* Urban Legends Reference Pages: Religion (Blood Feast) * Example of anti-Semitic propaganda * Resources > Medieval Jewish History > Blood Libels Jewish History Resource Center, Project of the Dinur Center for Research in Jewish History, Hebrew University of Jerusalem

Kaynaklar

Vikipedi

Bu konuda henüz görüş yok.
Görüş/mesaj gerekli.
Markdown kullanılabilir.

Rodos kan iftirası
3 yıl önce

Rodos kan iftirası, 1840'ta Yahudilere atılmış bir kan iftirasıdır. O dönemde Osmanlı İmparatorluğu'na bağlı olan Rodos'taki Yunan Ortodokslar, 1840 yılının...

Massena kan iftirası
7 yıl önce

Massena kan iftirası, New York eyaletinin Massena kasabasında, Eylül 1928'de, Hıristiyan bir kız çocuğun kaçırılıp ona dini cinayet uygulandığı söylenerek...

Şiraz pogromu
7 yıl önce

varlıklı Müslüman 1 ton, vali 2 ton ve baş müftü 400 kg ekmek bağışladı. Kan iftirası İran'daki Yahudilerin tarihi Uluslararası Holokost'a Küresel Bakışı İnceleme...

Şam vakası
7 yıl önce

Katolik rahiplerin yardımına sığındılar. Söylentiye göre, Avrupa'daki kan iftirası mitini bölgeye bu rahipler beraberinde getirmiştir. Şam Fransiskan manastırının...

Matsa
3 yıl önce

içerisinde pişirilmesi gerekir ve bu süre geçtikten sonra mayalanma başlayacağından bu Hamursuz Bayramı'nda kullanılamaz. Kan iftirası Yahudilik portali...

Matsa, 9 Av, Alaha, Aramice, Arba Turim, Asara BaTevet, Eski Antlaşma, Hamursuz Bayramı, Hanuka, Hevron, Humaş
Sakr ebu Fakr
7 yıl önce

yedi ana mitini irdelemiştir: Yahudilik monoteist bir din değildir. Kan iftirası ve Siyon matsası hikâyeleri doğrudur. İsrail bayrağındaki çizgiler Nil'den...

Kişinev Pogromu
7 yıl önce

Point in Jewish History Antisemitizm Besarabya'daki Yahudilerin tarihi Kan iftirası Kişinev Moldova'daki Yahudilerin tarihi Pogrom Rusya'daki Yahudilerin...

Cevat Rıfat Atilhan
3 yıl önce

Atilhan'a göre, Yahudi ve Siyonist eş anlamlı kavramlardı. Atilhan, "kan iftirası"nın yani dinsel olarak Hristiyan kaynaklı antisemitizmin en önemli temalarından...