|harita =
|harita boyut =|harita açıklama = |lat_deg = |lat_min = |lat_sec = |lat_hem = K |lon_deg = |lon_min = |lon_sec = |lon_hem = D |rakım = |yüzölçümü = |nüfus = 133 |nüfus yoğunluğu = |nüfus_ref = [1] |nüfus_itibariyle = 2000 |alan kodu =0364 |posta kodu = 19600 |bölge = Karadeniz |il = Çorum |ilçe = Alaca
|Köy Muhtarı =İsa Özkan
|websitesi = [2]
Kalecikkaya, Çorum ilinin Alaca ilçesine bağlı bir köydür.
Tarihi
KÖYÜN TARİHÇESİTarihi boyunca mücadeleden vazgeçmeyerek topraklarını ve bağımsızlığını koruyan Kırım Türkü 1777 yılına kadar dayanabilmiştir. 1777 yılından itibaren Ruslar Kefe ve diğer eldeki Kırım şehirlerini de zulüm, baskı, işkence, katliam ile birlikte işgal edince, Kırımda ardı arkası kesilmeyecek göç başlamış oldu Bir taraftan Kırım Türkü topraklarından zorla çıkartılırken diğer taraftan Ruslar bu topraklara yerleşiyordu.Daha ilk göç esansında 75.000 Rus Kırıma yerleştirilmişti. İnsanlar göçe zorlanıyor, gitmemekte direnenler ise kılıçtan geçiriliyordu. İlk beş yıl içerisinde yani 1777-1783 yılları arasında göç edenler dışında tam 30.000 Kırımlı Rus Ordusu tarafından kılıçtan geçirildi. Kırımdan Anadolu`ya ve Balkanlardaki Osmanlı hakimiyetindeki topraklara büyük göçler yaşandı.Gaspıralı İsmail Bey` in verdiği rakamlara göre, yirminci yüzyılın başına kadar Kırımdan bir milyon iki yüz bin Türk göç etmişti. 1854-1862 yılları arasında ise sahillerdeki bütün Türklerin Rusya`nın iç kesimlerine göçü emredildi. Böylece bütün Kırım toprakları Türklerden temizlenecekti. Bu göç ve sürgün 1876 yılına kadar bütün şiddeti ile sürdü.
Resmi rakamlara göre bu esnada da ikiyüz otuz iki bin Türk göç etmiştir. (Kültür Bak. Türkiye Dışındaki Türk Edebiyatları Antolojisi -Kırım Türk- Tatar Edebiyatı . Sh.18-19)
Sürgün ve göç hareketleri ile Kırım Türkü parça parça vatanlarından, topraklarından, baba ocaklarından hayatta kalmak ve kültürünü devam ettirmek umuduyla, ayrılmak zorunda bırakılır. Ancak hayatta kalmak ve tekrar Kırım`a dönmek umudu, daha ilk adımda yerini ölüme terk ettiğini belli eder. İnsanlar, topraklarını savunurken ölmek ile nereye gittiğini bilmedikleri vagonlarla bilinmeyen bir sona gitmek arasında tercih yapmak zorunda kalırlar.
Uzun ve çileli yolculukların ardından, sağ salim karaya çıkabilenler Anadolu`yu karış karış gezerek uygun buldukları yerlerde yerleşirler.
KÖYÜN KURULUŞ VE GELİŞİMİ
Bilindiği kadarıyla Köyümüzün ilk kurucuları 8 ayrı aileden oluşur. Bu aileler Kırımda yaşadıkları köylerin -şehirlerin ve sülalelerin isimleri ile birbirlerini tanırlar. Rabışlılar, Seyitler, Kulleli Köyü, Adalı köyü gibidir. Kesin olmamakla birlikte en yakın tarih 1875 li yıllardır. Bu gün köyümüzün nüfusunu oluşturan insanlar` ın dedelerinden bir kısmı Kırımdan hareketle, Romanya, İstanbul, Samsun gibi yerleri dolaştıktan sonra Çorum- Merzifon - Amasya, Yozgat -Sarıkaya-Zeytinli köyünde, bir kısmı bugünkü Çorum-Alaca - Yatankavak köyünde, bir kısmı Yozgat- Aygar-Bahçeli köyünde yaşamaktadırlar. (1) Ahmet TAŞDEMİR ve Şerif ÇETİNKAYA` dan alınmıştır. Değişik yörelerde yaşayan insanlar zaman içerisinde birbirlerini arayıp bulurlar ve devletten kendilerine yerleşecek bir yer verilmesini isterler. Kendilerine Sarimbey topraklarından yer gösterilir. Gelirler ancak sazlık ve sinekli bir yerdir. Beğenmezler. Geri dönerler.Yolculuk esnasında bugünkü Kalecikkaya` nın bulunduğu yeri görür, beğenir ve buraya yerleşirler. İlk kurucular:
1)Rabışlı Sülalesi olarak bilinen, en kalabalık aile olan Balaban Ali, Cemani Akay, Sarı Mehmet, Ahmet Akay ve Topal Gani-Fadime
2-Mehmet Ali Hoca 3-Molla Bekir Akay 4-Seyit Akay 5-Aziz Akay 6-Cemil Akay 7-Yusuf Hoca 8-Sarı Mehmet ve kardeşi Ahmet Akay` ve aileleridir. Bu ailelerin yerleşmesinin ardından civar köy ve şehirlerdeki diğer akraba ve tanıdıklarını da bir araya getirirler. 1)Kerim Akay 2)Kurt Nebi 3)İdris Akay-Müberra 4)Abdiş Akay 5)Abselam-Zahide 6)Gani Kemal 7)Abdül Refig 8)Topal Mehmet 9)Kurt Kaya 10)Samedin Akay 11)Mustafa Akay 12)Abdül Nebi 13)Molla Hüseyin
Kültür
TEL TEL ÇEKME :Bir kış eğlencesidir. Kar yağıp yerde tutunca yapılması makbuldür. Bildiğimiz pişmaniyenin ev şartlarında yapılanıdır. İnsanımız hem karnını doyurur hem de eğlenir.Neşelenebilmek için kendisine her işten bir pay çıkartır. İşte tel tel geceleri de böyledir. Tel tel öyle bir kaç kişi için yapılmaz. Oldukça eziyetli bir iştir. O sebeple hem yiyecek insanların hem de çalışacak yani tel tel çekecek insanların kalabalık olması gerekir. Hepsinden önemlisi ise tel tel çekmede tecrübeli olmalıdırlar. Ana maddesi su, un, şeker ve limondur. Yiyecek kişi adedine göre şekerin ve unun miktarını ayarlanır. Şekerle ağda kaynatılır. Genişçe bir sofra tahtasının etrafına tel tel çekecek 6-8 kişi oturur. Ağda hazır olunca bir taraftan da un kavrulmaya başlanır. Unu kavurmakta maharet ister. Ne fazla kavrulacak ne de az. Bir taraftan un kavrulurken diğer taraftan hazırlanmış ağda soğuması için dışarıda kar içerisine gömülerek soğutulur. Belirli bir miktar soğuyunca alınarak tel tel çekilecek masaya getirilir. Burada dikkat edilecek husus, tahtadan yapılmış, 4 ayaklı, 25-30 cm yüksekliğinde üzerinde genelde yemek yenilen veya hamur işleri hazırlanan (Kona) sofra üzerinde çekilmesidir. Kona üzerine dökülen ağda hafif hafif kavrulmuş una bulanarak herkes bir tarafından tutmak üzere daire şeklinde çekmeye başlarlar. Maharet çekerken daireyi koparmamaktır. Bir eğlence olarak çekerken koparan cezalandırılır. Ağda lif lif olmaya başlar. Saç teli gibi oluncaya kadar devam edilir. Çekme işi tamamlanınca 5 cm lik parçalar halinde kesilerek servis yapılır. En eğlenceli yeri ise, yerken el, yüz her tarafın un olmasıdır. Eli, yüzü temiz olan kalmış ise diğerleri tarafından una bulanır. Eğer tel tel istenildiği gibi olmazsa, kalın kalın, topak topak olursa buna da ŞOMAŞA oldu denir.
DİŞ HEDİÄİ:
Çocuk ilk dişini çıkardıktan sonra ailesi toplanarak diş hediği kaynatırlar. İçerisinde buğday, nohut, beyaz (kuru) fasulye vardır. Servisten önce hediği süslemek için ise, kuru üzüm, fındık, ceviz içi, şeker gibi tatlandırıcılar karıştırılır . Hedik hazır olunca çocuk yere serilen bir yaygı, sofra bezi üzerine oturtulur. Etrafına kalem, kitap, tarak, makas, iğne, Kur`an-ı Kerim, ilaç, gibi meslek ve sanatı temsil eden malzemeler bırakılır. Hazırlanan hedikten bir miktar çocuğun başından dökülür. Çocuk etrafına bırakılan eşyalardan hangisini alırsa büyüyünce o konu ilgili bir meslek veya iş kuracağına inanılır. Bu tören bitince hazırlanan hedik tabaklara taksim edilerek komşulara dağıtılır.Hayır dua istenir. Komşularda hem dua ederler, hem de karınca kararınca çocuğa bir hediye ile ziyarete gelirler.
CENAZE : Bir evde cenaze olduğu vakit komşular hemen el birlik ederler. Üç gün boyunca cenaze sahiplerine hemen hemen hiç bir iş yaptırmazlar. Cenazenin defin için hazırlanmasından, üç gün boyunca yiyecekleri yemekleri bile komşular tarafından tedarik edilir.
CENAZE İLE İLGİLİ İNANIŞ GELENEK GÖRENEKLER
Bir kimsenin öldüğü anlaşılınca gözleri kapatılır, çenesi bağlanır. Olduğu yerde rahat etsin düşüncesi ile sırt üstü uzunca yatırılır. Defin hazırlıkları tamamlanınca cenaze yatırıldığı yerden kaldırılır. Cenazenin kaldırıldığı yere hemen ağırca bir taş getirilerek bırakılır. Bundan sonra gelen herkes bu taşın yanına veya üzerine un, soğan, patates bırakır. Burada biriken erzak cenazenin defin işlemi tamamlandıktan sonra ölen kimsenin ilk hayrı olarak köyde fakir olarak bilinen kimse yada kimselere dağıtılır. Defin işleminden sora ise ölen kimse erkek ise elbiseleri, ayakkabıları gibi şahsi eşyaları sadaka olarak verilir.
- Her hangi bir evde cenaze olunca diğer evlerdeki dolu su kovaları dökülür.(Azrail(a.s)kılıcını evlerdeki kovalarda yıkadığına inanılırmış.)
- Yine cenazenin yıkandığı yerde 7 (yedi) gün boyunca gaz lambası yakılır.
AŞURE GÜNÜ : Aşur ayı girmeden evvel ev temizliği yapılır.Aşure günü bitinceye kadar bir daha bu işler yapılmaz. Bu güne mahsus Aşure çorbası pişirilir. Kıygaşa (bişi) yapılır. İki adet Kıygaşa bir kase Aşure çorbası dağıtılır. Aşure dağıtılırken, Hasan- Hüseyin efendimizin canı (hayrına) için diyerek dua istenilir ve edilir.
YEMEKLERİMİZ
ŞIBOREK
ATAYDAN KALGAN AŞLAR, ETLİ MAYLI KAMURAŞ, KÖBETENEN KATLAMA, LAŞKA, CANTIK, TATARAŞ. ŞIBOREKNEN KÜM ÖSSE ASTALIK NEDİR KÖRMEZ. BALABAN BIR HEKİM AYTKAN TANSİYONLU BIR KARTGA BAŞIN AVURSA YA DA KELSE AVUR BIR SANCI DAKKASINDA KESER ŞIBOREKTİR İLACI
ATADAN KALMA YEMEKLER, ETLİ YAÄLI HAMURAŞI KÖBETE, KATLAMA, LAŞKA, CANTIK,TATARAŞ. ÇİÄBÖREKLE KİM BÜYÜSE HASTALIK NEDİR GÖRMEZ. BÜYÜK BİR DOKTOR SÖYLEMİŞ TANSİYONLU BİR YAŞLIYA BAŞIN AÄRISA YA DA GELSE AÄIR BİR SANCI DAKKASINDA KESER ÇİÄBÖREKTİR İLACI.
a- KIYGAŞA b- KÖBETE c- CANTIK d- KATLAMA e- KATMER f- İRİMŞİK BÖREK g- TABAK BÖREK h- KAŞIK BÖREK i- ŞAŞUV j- PEŞ LOKUM k- BULAMIK l- ŞÖREK m- SARBURMA n- ŞALKAMA o- DİÄER YEMEK ÇEŞİTLERİ
Coğrafya
Çorum iline 65 km, Alaca ilçesine 15 km uzaklıktadır.İklim
Köyün iklimi, Karadeniz iklimi etki alanı içerisindedir.Nüfus
|-
Yıllara göre köy nüfus verileri | |||
---|---|---|---|
2007 | |||
2000 | 133 | 1997 | 132 |
Ekonomi
Köyün ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır.Muhtarlık
Yerleşim yerinin köy tüzel kişiliği alması ile birlikte köyün tüzel kişiliğini temsil etmesi için köy muhtarlık seçimleri de yapılmaktadır.Seçildikleri yıllara göre köy muhtarları:
bgcolor="#aaaaaa" bgcolor="#dddddd" bgcolor="#dddddd" | bgcolor="#dddddd" | bgcolor="#dddddd" | bgcolor="#dddddd" |
Seçim Yılı | Muhtar |
2004 | İsa Özkan |
1999 | |
1994 | |
1989 | |
1984 |
Altyapı bilgileri
Köyde, ilköğretim okulu vardır ancak kullanılamamasının yanı sıra taşımalı eğitimden yararlanılmaktadır. Köyün içme suyu şebekesi vardır ancak kanalizasyon şebekesi yoktur. Ptt şubesi ve ptt acentesi yoktur. Sağlık ocağı ve sağlık evi yoktur. Köye ayrıca ulaşımı sağlayan yol asfalt olup köyde elektrik ve sabit telefon vardır.Linkler
köy-taslak Alaca belde ve köyleri