Kadıncık, Şereflikoçhisar

Kısaca: Kadıncık, Ankara ilinin Şereflikoçhisar ilçesine bağlı bir köydür. ...devamı ☟

Kadıncık, Şereflikoçhisar
Kadıncık, Şereflikoçhisar

düzenle|Eylül 2007

Bilgikutusu Türkiye köy |isim = Kadıncık |harita2 = Ankara_Turkey_Provinces_locator.jpg |harita2 boyut = 250px |harita2 açıklama = Ankara |harita1 = |harita1 boyut = |harita1 açıklama =
|harita = 
|harita boyut = 
|harita açıklama = |lat_deg = |lat_min = |lat_sec = |lat_hem = K |lon_deg = |lon_min = |lon_sec = |lon_hem = D |rakım = |yüzölçümü = |nüfus = 203 |nüfus yoğunluğu = |nüfus_ref = [1] |nüfus_itibariyle = 2000 |alan kodu =0312 |posta kodu = 06950 |bölge = İç Anadolu |il = Ankara |ilçe = Şereflikoçhisar
|Köy Muhtarı =
|websitesi = [2]


Kadıncık, Ankara ilinin Şereflikoçhisar ilçesine bağlı bir köydür.

Tarihi

Köyümüz bundan yaklaşık olarak 350-400 yıl kadar önce İçel(Mersin) ilinin Tarsus ile Çamyayla ilçeleri arasında bulunan ve bugün Kadıncık 1 ve Kadıncık 2 barajlarının bulunduğu bölgede konar göçer Türkmen boyu olarak yaşamakta iken padişahın yörükleri(Türkmenleri) yerleşik hayata geçirmek istemesi üzerine yerleşik hayata geçmek istemeyen Yörük beyleri devlete karşı gelmiş ve bunun sonucunda sürgün edilmişlerdir.Toroslardan ayrılan atalarımız rivayete göre Kayseri, Nevşehir bölgelerinde birsüre konakladıktan sonra Karasinir Dağı bölgesindeki Kartal civarında konaklamışlar oradan da ayrılan bu gün Küçük Kadıncık olarak bildiğimiz mevkiye ve daha sonra da halen köyümüzün bulunduğu yere gelerek yerleşmişlerdir.Atalarımız geldiğinde köyün o zaman yerlisi olan Satılmışlar sülalesi yerleşik düzende idi.Gelenler ise Kadir(Kadirler),Veli(Velinin evi),Halil(Halilin evi) ve Musa(Musanın evi) isimli kardeşlerdir.

Kültür

Köyümüzün töresi ile İçel(Mersin) ilinin Tarsus ile Çamyayla ilçeleri arasında bulunan ve bugün Kadıncık 1 ve Kadıncık 2 barajlarının bulunduğu bölgede konar göçer Türkmen boyu olarak yaşayan yörüklerin ananeleri ile birebir örtüşmektedir.(giysileri, damat donatmak, deve oyunu, saya gezmek, su gelini gibi...)Bu da köyümüzün yörük köyü olduğunu desteklemektedir.

ÖRF ADETLER

GELENEKLER Bugün köylerin boşalması ile garip ve öksüz kalan köy odamız mevcuttur. Köye gelen tanrı misafirleri bu köy odalarında en iyi şekilde ağırlanır ve ihtiyaçları giderilirdi. Kış aylarında da köylülerin bir araya gelerek tarihi ve dini bilgi aldıkları büyük bir eğitim yuvası olurdu. Ramazan: Her yerde olduğu gibi, köyümüzde de Ramazanı insanlarımızın büyük aşk ve şevk içinde idrak edilmektedir. Durumu müsait olan Her aile Ramazanda iftar davetleri verir. Zenginlerimiz fakir halka gıda yardımında bulunur. Kış aylarında arabaşı denilen bir toplu ziyafet vardır. Acılı, hindi, tavuk gibi kanatlı hayvan etinden veya keklik, tavşan gibi av hayvanlarından hazırlanan çorbanın, özel olarak yapılan hamuru vardır. Önce hamur kaşıkla alınır, çorba ile çiğnenmeden içilir. Saya gezmek: Saya gezme kutlamaları Orta Asya`dan başlayıp süre gelen ve eski Şaman ve diğer Türk inançlarından günümüze kadar kutlanarak gelmiştir. Bu kutlamalar kış yarısı denilen Şubat ayının ikinci haftasında yapılır. Köyümüzde bu kutlamalar “Saya gezme a€ž adı altında yıllarca kutlanmıştır. Kış yarısı denen tarihte yapılan bugünün ve kutlamanın anlamı; söylenip gelen inançlara göre; bilhassa Orta Asya`daki eski Göktürklerdeki inançlara göre çeşitli kıyafetlerle insanlara musallat olan kötü ruhların, o tarihlerde vasıl olduğuna inanırlar. Onlara karşı savaşmak ve kovmak için köydeki erkekler çeşitli kılık ve kıyafetlere bürünerek onları yok etmek için bir araya gelirler. Bir gelenek haline gelen bu eğlence ve kötü ruh kovmak eğlencesi şöyle olur.

Köydeki bütün erkekler o gün bir araya toplanır. İçlerinden şişman olanlarını sırtlarına sardıkları keçi postu ve postun altına konulan tahta ile ayı şekline sokulurken. Çobanın abasından sıkıca ve kabaca bir şekilde giydirilmiş olan başı cübbeli kaba görünüşlü sayacı başının emir ve komutasında akşam hava karardıktan sonra başlar. Bu gurup içerisinde bir kişi omzuna bir tane heybe alıp gurup halinde köydeki evleri teker teker dolaşmaya başlar. bu sayacılar gittikleri evlerde çeşitli oyunlar ve gösteriler sergilerler. Bunun karşılığı o evin kadını tarafından bulgur, yağ, şeker, kuru yiyeceklerden her ne verirse alıp heybelerine koyduktan sonra oradan ayrılıp bir başka evin kapısını çalarlar. Bu çirkin kıyafetli acayip insanlardan bazı çocukların korktukları görülürse de, sonra seyrettikçe korkusunun gidip neşeli neşeli seyretmeye başladığı görülür. Bu kutlamada girilen evlerde şakayı seven kişi varsa onlar o oyun oynaması için ortaya çıkartılır. Türkü söylemek için beraber gezen türkücülerin teft ve teneke çalarak eşlik etmesiyle ayınında oyuna girmesiyle daha da eğlenceli bir hal alır. Heybesine konulan yiyecekten sonra bir başka eve gitmek için oradan ayrılırken aynı eğlence diğer evlerde de devam eder. Gecenin geç vakitlerine kadar devam eden “saya gezme a€ž denen bu kutlamalarından sonra tekrar üzerlerindeki giysi ve kıyafetleri çıkartıp elbiselerini tekrar giymeleri için topladıkları yiyecekler ile bir araya gelirler. Burada bir gün sonra bir yerde toplanarak toplanan bu yiyecekleri hazırlayıp yemek içmek için bir zaman belirleyip herkes evine dağılır. Bir gün sonra bir araya toplanan erkekler hazırladıkları yiyecekleri bir arada yiyip, geç vakitlere kadar eğlenirler ve saya gezme eğlencesi de böylece bitmiş olur.

Deve Oyunu : İki kişi merdiven, eğri bir ağaç, kilim, kaşık, yastık ve çan kullanılarak deveye benzeyecek şekilde giydirilir. Devenin kulakları yerine kaşık, gözü yerine at gözlüğü bağlanır, Boynuna büyükçe deve çanı diye adlandırılan bir çan asılır. Başının yan taraflarına da üçerli veya dörderli ziller bağlanır. Devenin sırt kısmına bir kilim örtülür. Kilim altına yastıklar konularak devenin sırtının şekli verilir. Kuyruk yerinede örülmüş bir ip (örme veya kalın halat) kullanılır. Deveci, devenin ipini tutarak eşeğinin üzerinde elinde uzun bir sopa ile meydana ilerlerken yanında da köpeği bulunur. Deveci, deveyi oluşturanlar ve köpek kılığındakilerin hepsininde yüzleri odun kömürü ile boyanır. Davullar vurulur, oyun havaları çalmaya başlar. Bütün gözler artık devenin üzerindedir. Deve ve deveci birlikte oynamaya başlar. Bu arada bir çocuk deveye vurur ve deve huysuzlanmaya başlar. Öterek seyircilerin üstüne doğru yürümeye başlar. Devenin bu davranışı yarenliğin sonunun geldiği anlamını taşır. Gençler ayağa kalkarak deveyi kızdırmaya devam ederler. Deve kızdıkça hırçınlaşır, önüne çıkanı devirmeye, ayaklarına basmaya ve ısırmaya başlar ki devenin hiddetine uğramak istemeyen herkes yavaş yavaş ortalıktan çekilir.

YÜSSÜK OYUNU Özellikle kış aylarında köy odasında veya toplanılan bir evde çok yaygın oynanan bir oyundur. Oyuncular iki gruba ayrılır. Bir yüzük (fincan veya yünden örülmüş çoraplar) lardan birinin altına konur. Yüksüğü bulmaya çalışan grubun üçkez yüksük bunda diyerek fincanı açma veya çorabı kaldırma hakkı vardır. Diğer fincan veya çorabları bunda yok diyerek kaldırmak zorundadır. Bunda yok dediği fincan veya çorabın altından yüksük çıktığında yüksük saklama sırası diğer gruba geçer oyun bu şekilde devam eder Bulan taraf diğer tarafa çeşitli cezalar verir. Bunlar genellikle çeşitli hayvan taklitleri yapmak gibidir.

Batıl inanışlar -Yağmur yağarken çörten (yağmur suyunun aktığı oluk) altından geçilmez. - Eşik altında yatıp uyunmaz. - Ölmüş kişi gün battıktan sonra mezara konmaz. - Kesilen tırnak her hangi bir yere atılmaz. - Kadınlar saçını kesince her hangi bir yere atmazlar. -Merdiven altında yatılıp uyunmaz. -Aksam it (Köpek) uluması kötülüğe yorumlanır.

ÖNCELERİ KONUSTUGUMUZ VE BUGÜN BİRÇOGU UNUTULMUŞ DİLİMİZ Aşağıdaki kelimelerin çoğu Kadıncık köyünde kullanılmış ve kullanılmakta olan Türkçe kelimelerdir. Çörek-Hamur isi bir`tür yiyecek Kömbe-Yufka olmayan kalın ekmek Somun-Fırında yapılan ekmek. Küm pür- Patates Pahla-Fasulye. Saan- Bakır`dan yapılmış bir çeşit yemek kabı Devromen- Ayçiçeği Firek- Domates Yahni- Bir çeşit etli yemek Cicikkulagi-Yemeğe yarayan bir yeşil ot türü (madımak) Canavar-Yırtıcı olarak düşünülen yabani hayvan veya Kurt Cörten-Biryerden suyun toplanmis olarak(yağmur suyu) akimini sağlayan su oluğu Kazan-cok genis ve büyük hacimli bir kap Camuz-manda, bir cesit hayvan Bibi-hala Böle-teyze cocuklari Arabasi-bir cesit as Cıtlık-bir cesit cacik türü (bir ot türü) Ede-büyük abi Baci-abla,kiz kardes Avrat-kadin es Herif-erkek es Sohu-tasdan yapilmis bir cesit yalak Yapih-Sacin dolasmisi Besleme-aile dis besledigin kisi Sürtük-issiz gezen avare kisi Midik-kisa boylu kisi Hoyrat-kazzik gibi, eylimi olmayan kisi Dipsiz-doyumsuz(kadin) Kadana-karni büyük, kisa boylu kiz ve kadinlara denir Hacana-fuus yapan kadinlarin basi Galbur-bir cesit eleme araci. Gözer-galburun büyügü. Kancik-disi olan Kerme-hayvanlarin pisliginden yapilmis bir cesit yakacak Tezek-yine hayvanlarin pisliginden yapilmis bir cesit yakacak Garik-bir cesit zebzenin dikildigi alan Göze-bir zebzenin dikilmesi icin acilan cukur Donculu - Kagnida saman cekmek icin kullanilan dokunmus bir tür kalin kilim Yaba - Saman bosaltmak ve yüklemek amacli arac Haba, Saba - Kaba kisi Ede - Baba veya Abi Sab - Bugday ile kökünün arasindaki kalan kisim Saman - Sabin ügütülerek hayvanlara yimesi icin hazirlanan yiyecek CIIR - Karda ve yol disi acilan bir insanin gece bilecegi kadar acilan yol.(Patika) Salkim - Üzümün bir dalda olusturdugu temami Cirtim - Bir bütünün az bir parcasi.(Bir salkimda 4. 5 ciltim olur) Iskin - yeni yeseren bag omcalarinin filizleri Gıymık-Keskin tas Holluk-Burnu büyük Cingil-Mutfak esyasi Mungurcak-Mutfak esyasi Yarnım-Sirt Küssük-Basma isine yarayan arac Tohac-Camasir yikarkenkullanilir Calma asi - S.Koçhisar`a has bir yemek Bostan-Karpuz Gara.-Siyah inahle-Lahana

TOROSLARDAKİ YÖRÜKLERİN VE BİZİM KULLANDIĞIMIZ BAZI KELİMELER;

ABO : 1-Hayret etmek,2-halayda hep bir ağızdan hey anlamında söylenir AGA : Abi AĞIT YAKMAK : Ölen birinin ardından ağıt sözleri söylemek AĞIZ : Yavrulayan hayvanın ilk sütü AĞZI PEK : Sır tutan,ketum AĞZINI AYIRMAK : Bir iş tutmadan etrafına bakınmak BOZDUMAN : Yörüklerin göçe başlama anındaki telaşlı hareket görüntüsü ALEí‘GİRLİ : Karmaşık,anlaşılmaz ALICI KUŞ : Kartal,şahin,atmaca ALIMINI ALMAK : Hakkını almak AMEL : İshal APTAL :Davulcu,çingen,isteyici ,dilenci ARASAT DAĞINDA KALASICA : İlenç ASKER KINASI : Askere gidecek olan gencin ellerine vatana kurban olması için yakılan kına ve yapılan ASORTİK : Sosyetik AVRAT AĞIZLI : 1-Sözünün eri olmayan,2-kılıbık AVSUí‘ : Üfürük,büyü AYAK YOLU : Tuvalet ,hela AYAKCAK : Ayak konulacak yer,ayaklık AYIí‘ AYDINI : Ay ışığı BABALINI ÇEKMEK : Günahını üstüne almak BABIÇ : Terlik BADIRDAMAK ; Söylediği anlaşılamamak BAĞCAK : Bağlama ipi BAĞIRTLAK : Bebeklerin yemek yerken üstüne yemeğin dökülmesini önleyen bez BAŞ KERTMEK : Başını öne doğru sertçe eğip kaldırmak,"alacağın olsunSana sorarım"anlamında hareket. BAYIR BAYIR YANMAK : Çok ateşi olmak BEKİLEME : Sağlamlaştırma,sıkıştırma,pekiştirme BEKİTMEK(BERKİTMEK) : Sinirlenerek vurmak BEL SUYU : Meni, sperm BELEMEK : Çocuğu kundaklamak BELİ AYRILMAK : Çok şiddetli bel ağrısı çekmek BELLİ : Konulmuş işaret PÖLMEK : Bölmek BESLEME : Evlatlık BEŞTAŞ : Misket büyüklüğünde beş adet taşla oynanan çocuk oyunu BIDIRDAMAK : Kısık sesle kendi kendine çekişmek,anlaşılmaz şekilde BİREGİDİ : Hemen acilen,anında(genelde küfürden önce söylenir BİZZİKLEMEK-BİZLEMEK : Dürtmek,karıştırmak BODUK : Deve yavrusu,bidik BOĞARSAK(BOĞASAK) : Dişi sığırda cinsel ve üreme arzusu BOĞAZIí‘IZ OLSUN(ONSUN) : Afiyet olsun BOHÇACI : Sırtında taşıdığı bohçada incik boncuk satan çingene kadın BOK SEPETİ : Küfe BOKBOĞAZ :Pisboğaz,abur cubur nebulursa yiyen BORTLACI : Devede gebelik BORTLAMAK : Devenin doğurması BOŞANMAK : Hayvanın bağdan kendi kendine çözülmesi BOYNUNU KÖSMEK : Boyun bükmek,kabullenmek BOYUNA : Sürekli,ha bire BOZLAK : Yörüklere özgü uzun hava BÖCÜ : Kurt,çakal BÖĞELEK TUTMASI : Sinekten büyükçe böceğin koyunu ısırması,şaşkınca sağa sola koşturanlar için de söylenir BÖRTLEMEK : 1-Haşlanmak,2-Suyun içerisinde fazla süreli kalan el ya da ayağın beyazlaşmış,şişmiş,deri yüzeylerinin buruşmuş hali BU GELİŞ : Bu sefer,bu kez BUĞUZ(BUí‘UZ) ETMEK : Karşısındakine ıstırap vermek,kahırlanmak BUHUR : Çift hörgüçlü damızlık erkek deve BULAMAÇ : Birtür un çorbası BULUP BUŞURMAK : Zor şartlarda bir araya getirmek BURUNSAK : Yuların hayvanın burnuna takılan kısmı BUYMAK : Soğuktan çok üşümek,donup ölmek BUZLAMAK(BUZAĞILAMAK) : İnek için doğurmak BÜLÜK : Erkek çocuk cinsel organı BÜLÜKÇÜ : Sünnetçi BÜí‘GÜLDEMEK : 1-Artezyenden suyun yavaş yavaş akması 2-yerinde oturmayan çocuk için de söylenir BÜZÜK : Anüs CAN ALICI : Azrail CAN SUYU : Ekilen bitkilere verilen ilk su CEYRAN : Elektrik CIBILDAK : Çıplak CILK : Katıdan sıvıya dönüşmüş,bozulmuş CILLIMAK-CILIZMAK : Oyunbozanlık etmek,vazgeçmek CINCIK : Cam,cam parçası CIí‘GAR ETMEK : Hır çıkarmak CIRMALAMAK : 1-Tırmık atmak,2-Çabalamak,zor şartlarda geçinmeye çalışmak COMBURLOP : Konrolsüz bir şekilde suya düşmek COPULDATMAK : Çocuğun iştahla süt emmesi CÜ CÜ : Tavuğu çağırma sözü CÜCÜK : 1-Kuru soğanın göbeği 2-sulak yerlerde yetişen ince yapraklı bir tür ot CÜLÜK : Kanatlı hayvanların yavrusu CÜMBÜZZÜK : Mızmız,dayanamayan hemen ağlayıveren ÇAKAR ALMAZ : Silah ÇAKILMAK : Çamura gömülmek ÇALI ÇİRPİ : Kopmuş ağaç dal ve parçaları ÇALKAMA : Ayran ÇALMAK : Krem,kolanya,boya,koku sürmek ÇAPA : El ile bahçe kazmada kullanılan tarım aleti ÇAPAR : Boz,siyahlı beyazlı renk,alacalı ÇAPIT : Bez,paçavra ÇAPIT GİBİ : Rengi atmış,solmuş ÇARIK : Sığır derisinin üst kısmından ayakkabı ÇATIŞMAK : Çiftleşmek ÇATLAMAK : Büyük abdestini yapmak ÇATMAK : 1-Birden çok parçayı bir birine dayamak,2-sataşmak ÇAVMAK : Sıcağın ya da soğuğun yüze vurması ÇEBİÇ : Bir yaşında dişi keçi ÇECİKLERİ GEVŞEMEK : Adından övülerek bahsedildiğinde mayışmak,ilgi gördüğünde sevinmek rehavete kapılmak. ÇEÇ : Saptan ayrılmamış buğday ÇEKİÇ KAFA : Turan kemiği çıkıntısı fazlaca olan ÇEMBER : Eşarp ÇEí‘ ÇEí‘ ETMEK : Boş konuşmak ÇEí‘Eí‘ ÇEKİLSİN : Rahatsız edici şekilde ağlayan çocuğa,çok dır dır eden kişiye söylenen ilenç ÇIĞIRMAK : Çağırmak,seslenmek,ünlemek ÇIKIN : Bohça ÇIKLA : Sadece ÇILDIR ÇILDIR : Işıltılı göz bakışı ÇIí‘GI : 1-Kıvılcım,2-Atik olanlar için söylenir ÇIí‘GIL : Salkım ÇIRPIŞTIRMAK : Sopa ile vurmak ÇITLAMAK : Çok ince çatlak oluşmak ÇITLIK : menengiç ÇİLEMEK(ÇİY-LEMEK) : Sıvı birşeyi el ile serpiştirmek,çiy düşmüş gibi ıslatmak ÇİLPİ : İnce dal ÇİMMEK : Su ile yıkanmak,temizlenmek ÇİNGİL : 1-Sıvı konan kap,2-üzüm salkımı ÇİNTMEK : İnce ince kesmek,yontmak ÇİTİL : Sebze meyve fidesi ÇİTME : Hayvanların tepik atması,çifte ÇOMÇA : Kepçe büyük kaşık ÇOPUR : Yüzü pütürlü,çilli ÇORAK : Beyazımsı tuzlu verimsiz toprak,çocuk doğuramayan kadın için de söylenir ÇOT : Vücudun bel ile bacak arasında kalan bölümü ÇÖĞDÜRMEK : Ayakta işemek,çöğe durarak işemek ÇÖĞE : Yürümeye çalışan çocuğun kısa süreli ayakta durması ÇÖKELEK : Yavan sütten yapılan peynir çeşidi ÇÖMÜTMEK : Çömelip beklemek ÇÖPESİYEN : Köpek ÇÖR ÇÖP YERİNDE : Misket oyununda misketin çevresinin temizlenemeyeceğini anlatır ÇULFALLIK : Dokuma tezgahı DALANMAK : Köpek tarafından ısırılmak DALDAŞŞAK :Çırılçıplak DAMIZLIK : Yoğurt çalmak için süte konan bir kaşık yoğurt DAVRAN : Haydi DAY DAY : Yürümeye çalışan çocuğun kısa süreli ayakta durması için söylenen söz,çöğe DAYAMA : Asıl eve dayanarak yapılmış eğreti yapı,yanatma DAYLAK : 1-Yoz devenin dişisi, 2-uzun boylu yapılı kız,kadın DEĞİRMİ : Eni boyuna eşit kumaş,enin iki katı DEí‘SİZ : Terbiyesiz, büyüğe saygısız,haddini bilmez DEYNEK(DEĞENEK) : Sopa DIĞDIĞINIí‘ DIĞDIĞI : Çok uzak akraba DIKMAK : Girdirmek,tıkmak DİĞDİRMEK : İşemek Dİí‘ELMEK : Dikelmek DİŞEMEK : Dişi çıkmak,dişlenmek DİTMEK : Gagalamak DOLUKMAK : İçlenmek,ağlayacak gibi olmak DOMUR DOMUR : Damla damla ter DOMUŞMAK : Soğuktan üşümüş vaziyette durmak DOí‘ YAĞI : Koyunun kuyruk yağının eritilmesinden elde edilen yağ DÖLEK : 1-Akıntılı olmayan,düz arazi, 2-Ağırbaşlı uysal DÖŞ : Göğüs DÜĞÜN BAYRAĞI : Düğünlerde oğlan evine dikilen tepe noktasında elma ,portakal, yeşil, kırmızı,mavi gibi renkli tülbent parçaları ve cep aynası bulunan direk DÜVE : Yavrulamamış genç dişi inek EBE : Babanın ve ananın anası,babaanne,anneanne,yaşlı kadın,nine EBEM KUŞAĞI : Gökkuşağı EĞSİKLİ : Kadınların birbirlerine hitabı EH : Tamam anlamında söylenir EL : Yabancı ,yad ELCEK : Ele alışmış ELLEĞEM-ELLELEM : Herhalde EMİCE : Emmi oğlu,emmi kızı EMİŞİK : Süt kardeşi EMİŞMEK : Ananın yavrusunu emzirmesi, Eí‘GEBİT : Albastı,karabasan EVLEK : Tarla sürülürken traktörün dönebileceği kadar mesafe, dönümün dörtte biri EVMEK : İlerlemek,acele etmek EVSİN : Av için gizlenilen yer EVTİÄžİ DARALMAK : Sıkılmak EVTİKLENMEK : Oyalanmak EYER : Semer FIRILDAK : Topaç FIŞKI : Genellikle sığır pisliği FİŞKİRTMEK : Kışkırtmak FİZAN : Çok uzak yer GAMGA : Kıymık GANARA : Sorumsuz GANCIK : Dişi GAí‘IRTMAK : Zorla açmaya çalışmak GECE KUŞU : Eve gece geç gelenler için söylenir GELİN BACI : Yenge GIDIK : Çene altı GİCİŞMEK : Kaşınmak GOYA : Güya GÖN : Ten,deri GÖNEN : Tohumu çimlendirecek kadar nemli toprak GÖTÜ KIZIL : Tembel,üşengeç GÖYNEK : İç çamaşırı,fanila GÖYNÜMEK : 1-Ateş dokunmadığı halde ısıdan etkilenerek pamuklu ve yünlü giysi ya da örtülerin gevrek hale gelip özelliğini kaybetmesi 2-kimseye belli etmeden içten üzülmek,kederlenmek GÖZER : Geniş delikli kalbur GUBARMAK : Gururlanmak,kasım kasım kasılmak GUDUMSUZ : Görgüsüz,obur,az ile yetinmeyen GURDANMAK : Bir işle oyalanmak GURK : Kuluçkaya yatacak tavuk GURNA : Musluk HACANA : Çöpçatan HACAT(HACET) : Yapılan iş ile ilgili gerekli herşey,alet edavat HALAZA : İşlenmemiş toprak,buğdayın alacalı çıkmış olması,işe yaramaz,ıskarta HAMAMLIK : Banyo HAí‘GIRDAMAK : Kabaca konuşup gülüşmek HAŞAT : Şekli bozulmuş,hurdası çıkmış HAVIT : Deve semeri HAYTA : Yaramaz,eşkıya HAZDETMEK : Hoşlanmak HELKE : Genellikle süt sağmak için kullanılan kap HERGELE : Hayvan sürüsü HERGELECİ : Köyün sığırlarını güden çoban,sığırtmaç HIRT DİYE DÜŞMEK : El,ayak ya da parmağın nasıl çıktığı anlatılırken söylenir HİNDİ : Şimdi HOL : Taştan yumurta örneği,fol,tavuk yumurtlasın diye altına HORANTA : Aile HÖĞÜRMEK : Böğürmek,yüksek sesle ağlamak ICIK : Azıcık IKH IKH : Deveyi çöktürme sözü IKHMAK : Diz çökmek ILIŞMAK : Isınmak,iki kişinin ten sıcaklıkları ile birbirlerini ısıtması IRBIK : İbrik İÇGİLLENMEK : Kuşkulanmak,şüphe duymak İDARE : Gaz lambası,şinanay İĞ : Yünün eğirilerek ip haline getirilmesinde kullanılan çarkın bir parçası İĞDİŞ : Hadım edilmiş İLENMEK : Beddua etmek İPİL İPİL ETMEK : Hafif hafif esmek KABA : Kalça KAFA KAĞIDI : Kimlik belgesi KAFANIN BEKMEZİNİ AKITMAK : Kafasını yarıp kanını akıtmak KAPCIK : Kabuk,herhangi bir şeyin dışı,boş fişek KAPÇIKLI : Sünnet olmamış KAPLIK : Kap kacak koymaya yarayan raf KARAMIK : Yaylalarda yetişen yaklaşık bir metre boyunda, olgunlaştığında siyah küçük meyveleri yenebilen bitki KARIK : Toprakta çizi,el ile yada pullukla yapılan sıra KASALMAK : Kendisi ile övünmek,böbürlenmek KAVURKA : Kavrulmuş buğday KAYDIRMAK : Küfretmek KAYIŞ : Bele takılan kemer KAYKILMAK : Dik durumdan ek yerlerinin gevşemesi sonucu yarı yatay duruma gelmek KEÇE : Koyun yününden yapılan çul yada çadırın üzerine kapatılan örtü KELLE : Başak KEMÇİK KÜMÇÜK : Girintili çıkıntılı,saçın uzunlu kısalı kesilmiş hali KEMÇİLDEMEK : Ağzı boş olduğu halde bir şey çiğniyormuş gibi yapmak KEMÇİTMEK : Bir şey kesmediği halde makasla kesiyormuş gibi yapmak KEí‘Gİ : Kalçanın yan tarafında içten gelen yürümeye engel olan romatizmal ağrı KEPCE KULAK : Büyük kulak KEPENEK : Koyun yününden çoban giysisi KEPİR : İşlenmesi zor,verimsiz,çorak,sert ve yüzeyi kuru toprak KERKİNMEK : Sarkıntılık amaçlı arkadan dayanmak,ileri geri hareket etmek KEŞŞİK : Dönüşümlü olarak işte yardımlaşma KEVEN : Yaylalarda biten kuruduğunda şenlik olarak yakılan otsu bitki KIDIM KIDIM : Azıcık,yavaş yavaş KIRKLAMAK : Bir şeyi tekrar tekrar yapmak,temizlemek,düzeltmek, KİRMEN : Yünü eğirerek ip yapma aracı KÖSTEMEK : Hayvanların iki ayağını birbirine bağlamak LAVGAR : Lafazan,boş konuşan,geveze LEN : Küçümseyerek söylenen ulan LEPE : Bulgur ya da pirinçle yapılan içerisine domates,patates,yeşil biber ve bolca baharat katılmış sulu yemek Lİí‘ Lİí‘ GEZMEK : Boş yere çok gezmek MALAMAT OLMAK : Rezil kepaze olmak MAí‘KAFA : Anlamakta güçlük çeken,anlayışsız MARTAVAL : Uydurma söz MAYA : Tülü devenin dişisi MAYIŞMAK : Uyuşuk olmak,rehavet MEKİK : Dokuma işinde kullanılan içine takılı masırı taşıyan ,dokunmakta olan malzemenin dikine uzanan iplerinin arasından enine sağa ve sola fırlatılarak ip dağıtımı yapan ağaçtan yapılmış alet MEL MEL BAKMAK : Salakça bön bön bakmak MELEFE : Yorgan yüzü MIYMINTI : Yavaş iş yapan beceriksiz MIZIRDAMAK : Ağlamsı olmak MUDARA : Muhtac olmak,mecaz anlamda gebelik NACAK : Odun kesmeye yarayan alet NAMAZLAĞ : Seccade NECASET : Kızılan birine "pislik"anlamında söylenir OCAK BAŞINDAN IRAK : kötü bir olay karşısında söylenir OKUNTU : Düğün ve nişa davetiye ÖFELEMEK : Ovalamak ÖĞMEK : Kusacak gibi olmak,boğuk ses çıkarmak ÖTÜRÜK : İshal,amel PAÇASI TUTMAK : Kendine güvenmek PALAN : Semer PELİT : Meşe PEŞKİR : Havlu PIRTI : Evde kullanılan genelde yatak,döşek,yorgan gibi eşya PISKIRMAK : Hapşırmak PISMAK : Korktuğu için saklanmak sesini çıkarmamak POH POHLAMAK : Kışkırtmak POSKURTMAK : Duman çıkartmak,sigara tüttürmek PUFURMAK : 1-Üfleyerek duman çıkartmak,2-bol keseden atmak SAĞBI : Sahibi SAHAN : Tabak SALMA : Düzeltilmiş kalas SAMIRDANMAK : Uykuda sayıklamak SAPLICAN : Soğuktan ciğerlerini üşütmekten oluşan öksürüklü hastalık,satlıcan SAPTIRMA : Açılan mezar çukurunun tabanından ölünün sağ tarafa ve daha içe konabilmesi için duvar kısmından tabanla beraber ölü boyunca açılan ikinci çukur SAVUŞ : Başımdan git SEGİTMEK : Koşmak SEKİ : Yer, zemin SEKLEM : Kıl yada pamuktan dokunmuş buğday ve un çuvalı SELAMETLE : Güle güle,esenlikle SINDI : Makas SIVIŞMAK : Gizlice ve sessizce uzaklaşmak,tüymek SİRKEN : Genellikle tuz oranı yüksek tarlalarda yetişen çok yapraklı ot SİTİL : Çadırda duvar görevi yapan örtü SİYMEK : 1-Damla halindeki suyun aşağıya doğru sızması,2-Koç,teke ya da köpeğin işemesi SOĞAN ERKEÄžİ : Kılıbık SOKUM : Yufka ekmek dürümü SÖVEN : Avlu etrafına dikilen kazık SU KESMESİ : Tarlaya ekilen bitkinin fazla su nedeniyle ölmesi SUÇUKMAK : Suçluluk duymak,kendini suçlu hissetmek SUSA : Düzgün yol,asfalt yol SÜMÜKLÜ BÖCÜK : Salyangoz SÜNDÜRMEK : Uzatmak,ileri uzatmak SÜNNETLEMEK : Tabağın içerisindeki yemek kalıntısını hiç kalmayacak şekilde ekmekle silerek yemek ŞAKLAMAK : Vurarak ortadan ikiye ayırmak ŞALAK : Ham kavun karpuz ŞAPLAK : 1-Tokat,2-Alkış ŞAVK : Işık ŞELEK:Sırta alınarak taşınabilecek ŞİŞEK : Bir yaşında dişi koyun ŞO : Gösterme sıfatı;o TAĞRA : Bir tür ağaç kesme ve budama aleti TAPAN : Tarla düzeltmeye yarayan tarım aleti TATAVI : Aceleci,acele konuşan,acele iş yapan TAY : Genç erkek at TEBELLEŞ OLMAK : Üstünde kalmak,musallat olmak TENELEMEK : Hayvanların taneli yiyecekleri fazla yemesi ve rahatsızlanması TERTERLEME : Tuzlanmış koruk üzüm

TIFIL : Henüz çok genç TIĞNİYET : Düşünce TIKIZ : Henüz tava gelmemiş çamursu toprak TISILAMAK : Yorgunluktan nefes nefese TOKLU : Bir yaşında erkek koyun TOKUÇ : Çamaşırı döverek yıkamaya yarayan ağaçtan yapılmış alet TOPALAK : Yoğrulmuş bulgurdan küçük bezeler halinde çorba TOPRAKBASTI : Yabancı köyden oğlan tarafının kızın köyüne girerken verdiği hediye TOPUKLAMAK : Tabana kuvvet kaçmak TOSBAĞA-TOSGABA : Kaplumbağa TULUK : Koyun keçi gibi hayvanları yüzerken derisini tulum şeklinde çıkarmak,bu şekilde çıkarılmış deriye basılan peynir,yayık derisi UĞUNMAK : Acı ile kendinden geçmek soluğu tıkanıp ağlayamaz hale gelmek ULUK : 1-Rutubetten çürümüş URUP : Çeyrek,rubu(arapçadan geçmiştir) USTURUPLU : Ahlaklı,terbiyeli,düzgün kullanılan söz ÜÇ BUÇUK ATMAK : Çok korkmak ÜÇGÜL : Yonca ÜĞÜTMEK : 1-Ne var ne yok hepsini yemek,2-Bol bol yalan söylemek ÜVENDİRE : Öküz inek gibi hayvanları yürütmek için kullanılan ucu demirli sopa,labıt YAĞLI BALLI OLMAK : İki kişinin samimi olması YAĞLIK : Havlu,peşkir YAL : Köpek yiyeceği YALAK : Toprakta açılan çukur YALAMA : 1-Aşınmış vida,2-Yüzsüzlük eden YANPİRİ : Eğri YAS YERİ : Ölünün çıktığı ev,baş sağlığına gidilen yer YAŞI BEí‘ZEMESİN : Benzetmek gibi olmasın YAZI : Ova,arazi YELPİRTİ : Hafif esinti YEYNİ : Hafif YORAK : İşlenmiş hayvan derisi YÖRÜK : 1-Hızlı yürüyen Türk, 2-Hayvancılıkla geçinen,gelenek-göreneklerine,vatanına ve bayrağına,Türk diline ve Türk töresine sahip çıkan,Toroslarda göçebe yaşayan Türk oymakları YUKA : Sığ,ince YUKA EKMEK : Yufka ekmek YUMULMAK : Kendini işe vermek,işe koyulmak

Coğrafya

Ankara iline 160 km, Şereflikoçhisar ilçesine 10 km uzaklıktadır.yeşilliklerle doludur.

İklim

Köyün iklimi, karasal iklimi etki alanı içerisindedir.

Nüfus

|- 
Yıllara göre köy nüfus verileri
2007
2000 203 1997 -


Ekonomi

Köyün ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır.

Muhtarlık

Yerleşim yerinin köy tüzel kişiliği alması ile birlikte köyün tüzel kişiliğini temsil etmesi için köy muhtarlık seçimleri de yapılmaktadır.

Seçildikleri yıllara göre köy muhtarları:
2004 - Bayram Çetinkaya
1999 - Dursun Alıcı
1994 - Dursun Alıcı
1989 - Dursun Alıcı
1984 - Ali Eker
.... - Ali Aktaş
.... - Nafiz Alıcı
.... - Hüseyin Alıcı
.... - Şakir Turan
.... - İzzet Alıcı
.... - Mustafa YÜKSEL
.... - Mustafa TEKİN


Altyapı bilgileri

Köyde, ilköğretim okulu vardır fakat kullanılmamaktadır. taşımalı eğitimden yararlanılmaktadır. Köyün içme suyu şebekesi vardır kanalizasyon şebekesi vardır. Ptt şubesi yoktur ancak ptt acentesi vardır. Sağlık ocağı ve sağlık evi vardır. Köye ayrıca ulaşımı sağlayan yol asfalt olup köyde elektrik ve sabit telefon vardır. Tarım Kredi Kooperatifi vardır. Ziraat teknisyenliği vardır.Kadıncık Köyü Güzelleştirme Derneği vardır.dernek başkanı hatıp dalay dır.

HAZIRLAYAN/SUNAN TARKAN TURAN HİDAYET ÖZDMİR HALİL EVİNİN GENÇLERİ

Sayfanın başlığı Sayfanın başlığı

Linkler



köy-taslak Şereflikoçhisar belde ve köyleri

Kaynaklar

Vikipedi

misafir - 8 yıl önce
slm..Önce Şunu İfade etmek isterim,Kadıncık köyü Hakkında Hangi Hangi kaynaklara Başvuruldu bilmem ama Kadıncık köyü ile ilgili Tarihsel Yaklaşımınız'a Kesinlikle Katılmıyorum.Öne sürülen Mersin Tarsus ile bağlantılarınız kesinlikle Yanlış..bu bağlantılar araştırılırsa kesinlikle görülürki söz konusu kültürel ve Töresel etkinlikler ve eglenceler Türkiyenin bir cok bölgesinde aynıdır ama sadece kücük bir farkla..sizden tekrar Arşivlere bakıp hata yapmamanızı temenni ederim..saygılarımla..

Görüş/mesaj gerekli.
Markdown kullanılabilir.