Toplam3,631 | en_yüksek=Cheekha Dar, 3,611 m | en_alçak=Basra Körfezi 0 m | nehir= Dicle Nehri 1,418 km | göl= }} Irak, Güneybatı Asya'da, Arap Yarımadası'nın kuzeyinde yer alır. Kuzeyden Türkiye, batıdan Suriye ve Ürdün, güneyden Suudi Arabistan, güneybatıdan Kuveyt ve Basra Körfezi ve doğudan da İran ile çevrilidir. Yüzey Şekilleri ve Akaçlama Irak topraklarının büyük bölümü, yükseklikleri seyrek olarak 300 m'yi geçen düzlüklerden oluşur. Yükseklik ülkenin ancak yüzde 15'inde 450 m'nin üzerine çıkar. Fiziksel coğrafyanın temel öğeleri Dicle ve Fırat ırmaklarının vadileridir. Başlıca coğrafi bölgeler
Dicle-Fırat Havzası
, kuzeydoğu yükseltileri ve güneybatı çölüdür.
Dicle-Fırat Havzası
Ülke topraklarının yaklaşık yarısını kaplayan ve kuzeybatı-güneydoğu doğrultusunda uzanan
Dicle-Fırat Havzası
, farklı özellikler gösteren yukarı ve aşağı havza biçiminde iki kesime ayrılır. Yukarı havzada iki ırmak giderek birbirine yaklaşan vadilerde akar. Fırat Nehri Suriye'den Irak'a girişinde dik kenarlarla geniş ve düz bir vadiyi yarar. Nehir yatağının gençleşmesi nehir tabanına oyulmuş çok sayıda menderes ve ikinci bir seki dizisi oluşturmuştur. Kayaç katmanlarındaki düzensizlikler nedeniyle nehir boyunca ivinti ve sığıklar bulunur. Dicle Nehri ise Türkiye'den çıktıktan sonra alçak dağ etekleri ve sırtları arasında kıvrılan bir çığır izler ve Musul'a kadar bir dizi dar ve uzun boğazdan geçer. Daha sonra yükseltilerin alçalmasıyla daha geniş bir yatak içinde akmaya başlar. Bu kesimde Büyük Zap ve Küçük Zap nehirlerinin sularını alan Dicle, Hamrin Dağlarında son bir boğazı aşar ve Tikrit'in güneyinde düz bir ovaya girerek birkaç kola ayrılır. Yukarı havzada güneye doğru uzanan ve el-Cezire olarak bilinen yüksekçe bir alan Dicle ve Fırat vadilerini Anadolu'nun dağ eteklerinden ayırır. Kuzeyde Sincar Dağlarıyla çevrili olan el-Cezire bölgesi hafif dalgalı stepleri, küçük sıradağları ve kapalı akaçlama havzalarını kapsar. Bölgedeki kıvrılmalarla oluşmuş kapalı havzaların en büyüğü Dicle'nin 32-64 km batısında, nehire hemen hemen koşut bir biçimde uzanan Sersar Nehir vadisidir. Bu vadi günümüzde Dicle taşkın denetim projesinin bir bölümünü oluşturur. Aşağı havza Fırat kıyısındaki Ramadi ile Dicle kıyısındaki Bağdat arasında uzanan sırtta başlar. Güneydeki düzlüğün iyice daraldığı Bağdat'tan sonra Dicle ve Fırat yeniden birbirinden uzaklaşarak doğu ve batıya yönelir. Bu kesimde dolambaçlı bir çığır izleyen Dicle'nin çevresinde kurulmuş menderes yatakları ve nal biçimli göller bulunur. Ayrıca nehir kenarındaki doğal setler ve kolların girişini güçleştiren engeller yüzünden birçok bataklık oluşmuştur. Sisteme bağlı ırmakların çoğu Suveykiye Gölü çöküntüsüne dökülür. Kutü'l-Amare'den (el-Kut) sonra daha düz ve yayvan bir akış kazanan Dicle, en aşağı kesiminde, özellikle de Amare'nin güneyinde çeşitli kollara ayrılarak bataklıklara dönüşür. Ramadi'nin güneyinde düzgün bir yatak içinde akan Fırat, Musayyib ve Semave arasında çeşitli kollara ayrılır. Semave'den Nasıriye'ye uzanan kesimde kurak ve düz bir ovada yatağını değiştirmeden ilerler. Nasıriye'nin aşağısında çeşitli kollar aracılığıyla sularını Hamar Gölüne boşaltır. Geniş bir sazlık bataklık olan Hamar'ın suları ve Dicle Nehri El Kurna'da birleşerek Şattü'l-Arap adını alır ve 160 km'lik bir çığırın ardından Basra Körfezine dökülür.
Kuzeydoğu Yükseltileri
Dicle'nin doğu kesiminde Türkiye sınırından başlayan plato alanı Dicle'nin kollarından Diyala'nın oluşturduğu geniş vadiye kadar uzanır. Kabaca bir dikdörtgeni andıran ve Irak'taki Kürtlerin yaşadığı bölgenin büyük bölümünü içine alan bu plato nehir düzeyinden doğuya doğru basamaklar biçiminde yükselir. İlk basamak olan Hamrin Dağlarından sonra Büyük Zap ve Küçük Zap vadilerinin parçaladığı dalgalı havzalar, düzensiz tepelikler ve engebeli yükseltiler başlar. Daha doğuda kuzeybatı-güneydoğu doğrultulu yüksek sırtların oluşturduğu dağ kuşağı sonunda Zagros Dağlarıyla birleşir. Dorukların ortalama 2.440 m'ye ulaştığı bu kesimde ülkenin en yüksek noktası olan Revanduz Dağı (3.658 m) bulunur. Sırtlar arasındaki tekne biçimli vadilerde ırmakların oyduğu havzalar vardır. Bütün nehirler dar boğaz ve geçitlerle belirlenen bir çığır izleyerek güney ve güneybatıdaki düzlüklere doğru kıvrılır. Dağlar arasında yer yer ovalık şeritler uzanır. İmadiye, Revanduz ve Süleymaniye kentleri bu ovalarda kurulmuştur.
Güneybatı Çölü
Ülke topraklarının yaklaşık yüzde 40'ını kaplayan ve Fırat düzlüklerinden başlayarak batıya doğru yumuşak bir eğimle yükselen bu bölge, düzensiz bir biçimde yüzeye çıkan yaşlı kayaçlardan oluşmuştur. Kuveyt sınırı boyunca Arabistan içlerine doğru uzanan Batin Vadisi adlı çatlağın kuzeybatısında Hicare Sahrası yer alır. Sığ ve çamurlu çöküntülerden, kayalık çıkıntılardan ve gevşek kumlardan oluşan bu alanın kuzeydoğusunda Fırat'a koşut geniş bir bataklık uzanır. Daha kuzeyde dik yamaçların çevrelediği çok sayıda vadiyle kaplı olan Vadiye bölgesi bulunur. Kuzeydoğu yönünde Fırat'a yönelen bu kuru vadiler yılın birkaç saatinde taşkın sularını taşır. Bölgenin batısında bir bölümü Suriye ve Ürdün'e taşan volkanik kökenli Suriye Çölü (Badiyetü'ş-Şam) yükselir. Toprak Dokusu Ülkedeki topraklar karşıt özellikler taşıyan iki gruba ayrılır: Kalın alüvyonlu birikintiler ve ince topraklar. Büyük nehirlerin çevresinde bulunan alüvyonlu topraklar önemli miktarda humus ve kil içerir. Kil oranı düşük ve genellikle humustan yoksun olan ince topraklarda bitkiler için yararlı olan bazı mineraller bulunur. Her iki gruba giren topraklarda yağışları izleyen sıcak ve kurak havaların yol açtığı sürekli bir tuzluluk sorunu vardır. Sıcak mevsimlerde toprak neminin buharlaşması nedeniyle, toprak yüzeyinde ya da yüzeyin biraz altında alkali tuzlar birikir. Dicle ve Fırat'ın tuzluluk oranı Irak topraklarından geçerken üç kat artar. Yapılan hesaplamalara göre tuzluluk yüzünden her yıl ekime elverişli alanların yüzde 1'i terk edilmektedir. İklim Irak'ta iklim bölgeden bölgeye değişiklik gösterir. Alüvyon ovalar, çöller ve öteki düzlük alanlarda sıcak ve kurak bir iklim hüküm sürerken, ülkenin daha yüksek olan kuzeydoğu kesiminde nemli ve daha serin bir iklim görülür. Mayıstan sonra kuzeybatıdan düzenli ve sürekli bir biçimde esen kuzey (şamal) rüzgarları bütün ülkeyi etkiler. Bu kara kökenli kurak hava kütleleri haftalarca ve bazen aylarca süren yüksek sıcaklara neden olur. Bağdat'ta temmuz ve ağustos aylarında günlük ortalama sıcaklık 35°C ve 31°C'dir; ortalama en yüksek düzey 43°C'dir. Özellikle temmuzda şiddetli kum fırtınaları patlak verir. Mayıs ve ekim arasında genellikle yağış düşmez. Kış aylarında hava koşulları daha değişken bir yapı gösterir. Güneydoğudan esen ılık ve nemli doğu (şarki) rüzgarları yağış getirir. Asya içlerinden gelen soğuk hava kütleleri bazen ülkenin batısına kadar sokulur. Bu yüzden Basra'da bile don görülebilir. Öte yandan güneyden gelen sıcak hava kütlelerinin etkili olduğu dönemlerde 27°C'nin üzerinde ocak sıcaklıkları saptanmıştır. Bununla birlikte bu aşırı durumlar pek sık ortaya çıkmaz. Yağış düzeni fiziksel coğrafyaya bağlı olarak değişir.
Dicle-Fırat Havzası
nda yaklaşık 400 mm olan yıllık yağış miktarı, güneybatı çölünde 100 mm'nin altına kadar iner. Kuzeydoğuda yüksek dağlara yılda 750-1,000 mm kadar yağış düşer; dağlar arasındaki vadilerde bu miktar 375-625 mm arasında değişir. ==Bitki Örtüsü ve Hayvan VarlığıDicle-Fırat Havzasının kuzeyine ve doğusuna düşen kesimlerde uzun ömürlü çalı ve bodur ağaçlarla pelin, kazayağı gibi bitkiler ve çeşitli ot türlerinin çoğunlukta olduğu bir step bitki örtüsü egemendir. Bu örtü güneye ve batıya doğru yerini ılgın gibi dikenli çalılara ve tuzcul bitkilere bırakır. Nehir yakınlarında kavak, söğüt, meyankökü ve ılgın oluşan küçük orman kümeleri bulunur. El Kurna'nın aşağısındaki bataklıklarda sazlar, yüksek otlar ve ayakotu yetişir. Zagros Dağlarında 600-1,800 m arasındaki kesimlerde bulunan seyrek meşe ormanları zamanla çalılıklara dönüşmüştür. Bu kesimlerin yukarısında Alp kuşağı türlere benzer bitkilere ve bodur ağaçlara rastlanır. Yoğun ağaç kesimi ve aşırı otlatma yüzünden ormanlar ülke topraklarının ancak yüzde 4'ünü kaplar. Geçmişte zengin olan hayvan varlığı önemli ölçüde azalmıştır. Oriks ve yaban eşeği gibi türlerin soyu hemen hemen tükenirken, bilinen son aslan 1910'larda vurulmuştur. En yaygın rastlanan memeliler çakal, sırtlan, yabandomuzu, yarasa, sansar, porsuk ve oklukirpidir. Kertenkele, yılan ve kaplumbağa gibi sürüngenler oldukça çoktur. Nehirlerde ve göllerde sazan, bıyıklıbalık, yayınbalığı ve çöpçübalığı yaşar. Irak'a çok sayıda göçmen kuş da uğrar. == Kaynaklar == * Encyclopædia Britannica Fifteenth Editionইরাক#ভূগোল