Yarasa

Kısaca: Yarasa (Chiroptera), uçma yeteneğine sahip memeliler takımı. El parmakları uzamış ve esnek uçma derisiyle çevrilmiştir. Çoğu tür, baş aşağı tutunarak uyur. Geceleri aktif olan bu canlıların koklama ve tat alma duyuları çok iyi gelişmiştir. Meyveyle beslenen türler haricinde, görme duyuları iyi gelişmemiştir. Çıkardıkları çok yüksek frekanslı ses dalgalarının, etraflarındaki cisimlere çarpıp geri dönmesi yardımıyla yönlerini bulurlar (ekolokasyon). Bu sesler, çoğunlukla insanlar tarafından duy ...devamı ☟

yarasa
Yarasa

Yarasa (Chiroptera), uçma yeteneğine sahip memeliler takımı. Kanatlarını çırparak gerçek anlamda uçabilen yegane memeliler takımı. 980 türü bilinmektedir. Her iki yarım kürenin tropikal bölgelerinde yaşarlar. Küçücük tilkiye benzeyen yüzleri, büyük kulakları, ön ve arka ayakları arasında gerili tüysüz zarımsı kanatları, vücutlarını örten kürkleri, parlak küçücük gözleriyle garip görünüşlü hayvanlardır. Derimsi kanatlarından dolayı bunlara “etkanatlı” da denir. Gececidirler. Gündüzleri karanlık yerlerde, arka ayaklarının çengelleriyle başaşağı sarkarak dinlenirler. Gece avlanmaya çıkarlar. Çoğu böcekçildir. Meyve, çiçek özü ile beslenenleri de vardır. Kuş, kertenkele, kurbağa ve balık avlayanlarına da rastlanır.

El parmakları uzamış ve esnek uçma derisiyle çevrilmiştir. Çoğu tür, baş aşağı tutunarak uyur. Geceleri aktif olan bu canlıların koklama ve tat alma duyuları çok iyi gelişmiştir. Meyveyle beslenen türler haricinde, görme duyuları iyi gelişmemiştir. Çıkardıkları çok yüksek frekanslı ses dalgalarının, etraflarındaki cisimlere çarpıp geri dönmesi yardımıyla yönlerini bulurlar (ekolokasyon). Bu sesler, çoğunlukla insanlar tarafından duyulamaz.

Kaliforniya Körfezinde balık avlayan yarasalar, Cordonosa Adasının mağaralarında binlercesi bir arada tüner. Akşam balık tutmaya çıkarlar. Suyun üst yüzeyindeki balıkları pençeleriyle kaparlar. Ön parmaklar, arka parmaklarından daha uzun olup, perde kanatları germeye yarar. Baş parmaklar kanat dışında olup, kanca tırnaklıdır. Arka bacakları öndekilere nazaran küçük olup, dizlerden geriye bükük olur. Bu bacak pozisyonu tüneme anında rol oynar. Uçarken kanat ve ayakları bir ahenk içinde hareket ederler. Kürkleri çoğunlukla, kahverengi ve siyahtır. Kırmızı ve beyaz olanları da vardır. Arı kuşundan büyük olmayan minik yarasalar olduğu gibi, kanatları açıldığında 1,5 metre eninde olanları da vardır. Sıcak bölgelerdekilerin boyları büyüktür. Avustralya’da yaşayan ve meyve ile beslenen bir çeşidinin kanat açıklığı 1,5 metredir. Meyve ağaçlarına büyük zarar verenleri vardır. Bu tiplerin ön dişleri daha uzundur.

Böcekçil olanlar küçük olup, keskin ve sivri dişleri böcekleri yemeye müsaittir. Bu grup, Kuzey Amerika ve Avrupa’da bulunan umumi yarasaları kapsar. En büyük düşmanları baykuşlardır.

Sıcak bölgelere göç eden veya kış uykusuna yatanları vardır. Kuyruklu olanlarının kuyruklarının üstünde tüy bulunmaz. İskeletleri hafif olduğundan dolayı uçuş için mükemmeldirler. Güney Amerika’da yaşayan vampir yarasası (Desmodus), açık havada uyuyan memeli hayvanların ve büyük kuşların kanını emerek beslenir. (Bkz. Vampir)

Yarasalar koloni topluluğu halinde yaşamayı severler. Mağaralar, ağaç kovukları veya harabelerde tünerler. Düz zeminlere yapışmak için ayak parmakları vantuzlu olanları da vardır. Çoğunlukla erkek ve dişi koloniler ayrı tüneklerde barınırlar. Yarasa acayip şekilli garip yaratılışlı bir hayvan olduğundan hakkında türlü türlü efsaneler söylenmiştir. Söylendiği gibi pis hayvan değildir. Her sabah ve yemeklerden sonra kediler gibi yalanarak kendilerini temizlerler.

Yarasalar gerçekte eşsiz yaratıklardır. 15-20 yıl kadar yaşarlar. Uzmanlar onlarla ilgili geniş çaplı araştırmalara girişmişlerdir. Yarasaların barınakları tabiatın henüz tam çözülmemiş bir sırrıdır. Yarasalar kış uykusuna yatabilen sıcakkanlı yaratıklardır. Aktiflik dönemlerinde sıcakkanlıdırlar. Fakat uykudayken soğukkanlı olurlar. Diğer memelilere nazaran daha kolay ve daha çabuk kış uykusuna girebilirler. Buzdolabında bile hayatlarını devam ettirebilirler. Laboratuvarlardaki buzdolaplarında uyuyan yarasalar üzerinde yapılan çalışmalar, kalp ve dolaşım hastalıkları ile kadın hastalıklarına ışık tutmaktadır.

Bütün yarasaların gözleri görür, fakat görmekten çok tabii radar sistemi olan his organlarını kullanırlar. Yarasa, ses-yankı sistemiyle bezenmiş, canlı bir radardır.

Ağızları açık uçarlar ve kanat çırparken insan kulağının duyamayacağı derecede yüksek frekanslı sesler çıkarırlar. Bu ultrasonik titreşimler bir cisme çarpınca hemen yarasaya yansıtılır. Yarasa buna göre cisimlerin şekil ve uzaklıklarını, hareketli veya sabit olduklarını tespit eder. Yarasanın ekolokasyon (ses titreşimiyle yer tespiti) sistemi hem yönünü bulması hem de avını tespit edebilmesi bakımından son derece önemlidir. Buna göre avını yakalar ve düşmanından kaçar. Birçoklarının kulak ve burunlarından sarkan acayip şekilli zarımsı ilaveleri vardır. Bu ilaveler çoğunlukla küçük böcek yiyici yarasalarda bulunur. Kulakların altlarında da tragus adı verilen küçük memeleri vardır. Tragus ve burun yaprakları yarasaların hissi organları olarak bilinirler. Ses dalgalarına karşı muazzam hassastırlar. 200.000 frekanslı sesleri rahatlıkla duyarlar. Halbuki insan, frekansı azami 20.000 olan titreşimleri ses olarak duyar. Ses-yankı sistemiyle çalışan tabii radarları sayesinde karanlık gecede, gündüz gibi hiçbir yere çarpmadan rahatlıkla uçarlar. Yarasa süpersonik sesleri burnu ve ağzı ile çıkarır. Hassas kepçe kulakları ve hissi organlarıyla algılar.

Yarasalar böcek avlarken uçuş esnasında saniyede 200 beep (çığlık) çıkarırlar. Eskiden beri yarasaların avlarını ağızlarıyla yakaladıkları söylenirdi. Ancak son zamanlarda yüksek hızlı fotoğraflarla yapılan çalışmalar göstermiştir ki, bazı yarasalar uçan böcekleri arka bacakları arasında bulunan zarı cep gibi açarak yakalar ve uçarken bunları yerler. Hızları normal olmakla beraber manevra kabiliyetleri çok yüksektir. Hatta kolibri ve kırlangıçlardan daha fazla manevra kabiliyetine sahiptirler. Son hızla uçarken 90 derece sağa ve sola dönüş yaparken ancak boyu kadar ileri bir kayma olur. Havadayken kendi ağırlıklarının iki katını taşıyabilirler.

Silahlı kuvvetler yarasaların ekolokasyon (yankı ile yer tespiti) sistemi üzerinde çalışmışlardır. Buna bağlı olarak radar ve sonarlar geliştirilmiştir. Bilim adamlarına göre yarasanın sonar sistemi, insanoğlunun yapmış olduğu radar ve sonar sistemlerinden bir milyar defa daha hassas ve tesirlidir.

Yarasaların lokasyon (yer tespiti) sisteminin ve eko (yankı) sisteminin hassaslığını ölçmek için birçok deney yapılmıştır. Bunlardan birinde; karanlık bir odaya yarasalarla aynı frekansta ve 2000 defa daha güçlü ses üreten 70 tane hoparlör yerleştirilmiştir. Ayrıca zemin-tavan ve duvarlar arasına, saç kalınlığında 28 adet ince çelik teller gelişi güzel gerilmiştir. Bu durumda dahi hayvan, sadece bu incecik tellere çarpıp kendisine geri dönen ekoya dayanarak bu yüksek gürültü arasında bile, tellerin arasından hiçbirine dokunmadan karanlık odanın içinde uçuşlar yapabilmiştir. Başka bir deneyde de kör edilen bir yarasanın hiçbir yere çarpmadan uçtuğu gözlenmiştir.

Karanlık bir odanın tavanına ucu çıngıraklı ipler asılmış ve içeriye uçan bir yarasa salınmış, yarasanın uçuşu sırasında hiç çıngırak sesi duyulmamıştır. Hiçbir ipe çarpmadan zikzaklar çizerek uçmuştur. Bir defasında bir bilim adamı yarasa kolonisinin tünediği karanlık bir mağaraya girdi. Gürültü çıkararak yarasaları rahatsız etti. Bir anda binlerce yarasa mağaranın içinde uçmaya başladı. Bu şaşkınlık ve karanlık içerisinde hiçbiri diğerine çarpmıyordu. Mağarayı dolduran ses dalgaları içinde her yarasa kendi sesini ayırarak çevrede uçuşan bireylere çarpmadan uçabiliyordu. Yarasalar yansıyan ses dalgalarını değerlendirmede harika denecek kadar hassastır.

Bu hayvanlar yerde zorlukla yürürler, adeta sürüne sürüne gezerler. Daima kuru yerleri seçerler. Art ayaklarının pençeleriyle veya ön ayak çengelleriyle çıkıntılı bir cisme baş aşağı asılarak dinlenirler. Kanatlarıyla vücutlarını öyle örterler ki, yağan yağmurlar kanatları üzerinden aşağı akarak vücudunu ıslatmaktan korur. Yarasalar, yiyeceklerini günlük temin ettikleri için kışlık yiyecek biriktirme imkanına sahip değildirler. Ilık iklimlere göç etmeyenler kış uykusuna yatarlar. Kış uykusu esnasında vücutlarındaki yağı azar azar tüketirler. Bu yağ tabakası aynı zamanda hayvanın üşümemesini sağlar. Yarasaların bir kısmı sivrisinek ve bazı mahsule zarar veren böcekleri yerler. Bir kısmının ise gübrelerinden mühim derecede istifade edilmektedir. Gübresi ziraat dışında, barut yapabilmek için güherçile imalinde kullanılmaktadır.

Yarasaların memeleri ve döl yatakları çifttir. Bazılarının dişileri hayz görür. Gebelik süresi 110 gün kadardır. Genellikle 1 veya 2 yavru doğururlar. Dişiler yavrularını büyüyünceye kadar kanatlarının altında taşırlar. Yarasada annelik şefkati yüksektir.

Memeli hayvanlar içinde sadece dişi yarasa erkeğinin spermini depolayıp gerektiğinde ve uygun gördüğü zaman kullanabilen tek memelidir. Birçok yarasa türü kış uykusuna yatmadan evvel sonbaharda çiftleşirler. Dişide ancak ilkbaharda üreme hücresi (yumurta) meydana gelir. Kış uykusu müddetince vücudunda depoladığı spermle bunu döller. Hamile dişiler doğum oluncaya kadar erkeklerden ayrı olarak doğum koğuşlarında tünerler. Doğum oluncaya kadar erkekler buraya uğramazlar. Yavrular, haziran ve temmuz aylarında doğarlar. Genelde dişi, bir yavru doğurur. Bilim adamları dişi yarasaların sperm depolama hadisesini henüz çözememiştir. Bununla ilgili olarak yoğun araştırmalar devam etmektedir. Bunun çözümü sun’i tohumlamaya yardımcı olacaktır. Bu yolla saf ırk hayvanların spermlerinin uzun müddet bozulmadan saklanması ve ithal edilmesi gerçekleşebilecektir.

Vücudunda sperm depolama özelliği bal arılarının kraliçesinde de mevcuttur. Zifaf uçuşunda kraliçe ile çiftleşen erkek, kraliçenin vücuduna ömrü boyunca depolayacağı milyonlarca sperm aktarır.

Genelde memeli bir hayvanın ömrü, onun vücut ölçüsüyle ilgilidir. Bir tarla faresi nadiren bir yıldan fazla yaşar. Bir kedi 13 yaşında, köpek 14 yaşında, at 20 yaşında yaşlı sayılır. Ancak yarasaların birçoğu fareden daha ufak olduğu halde 15 veya daha fazla yıl yaşayabilmektedir. Hatta çok garip olan bir olay da şudur ki; hayatları boyunca yağlı böceklerle beslenen yarasalarda yan etki olarak hiçbir rahatsızlık görülmez. 20 yaşlarında bir yarasayla bir yaşındaki bir yarasanın hiçbir atardamar çeperinde bir yağ birikintisine rastlamak mümkün değildir. Bugün çözüm bekleyen konulardan biri de; yarasalar yağlı yiyeceklerle bol bol beslendiği halde damar hastalıklarına yakalanmamalarıdır.

Yarasalar (Chiroptera) takımının, büyük yarasalar (Megachiroptera) ve küçük yarasalar (Microchiroptera) olmak üzere iki alt takımı mevcuttur. Büyük yarasalar alt takımı, Afrika, Hindistan ve Avustralya ormanlarında yaygındır. Kanat-ayaklıgiller (Pteropodidae), bu alt takımın tek familyasıdır. Küçük yarasalar alt takımı; Nalburunlu yarasagiller (Rhinophidae), Yaprakburunlu yarasagiller (Phyllostomatidae), Serbest kuyruklu yarasagiller (Emballonuridae), Kapakburunlu yarasagiller (Rhinopomidae), Yassı burunlu yarasagiller (Vespertilionidae), Balık yiyen yarasagiller (Noctilionidae) familyalarını ihtiva eder.

Yarasa, üzerine gittiği hareketli bir böcekten yansıyan eko ile, kendisinin çarpmamak için kaçtığı bir dal parçasından akseden ekoyu birbirinden nasıl ayırt edebiliyor? Nasıl oluyor da kendisiyle birlikte binlerce yarasanın bulunduğu bir mağarada kendi ekosunu diğerlerinden ayırt edebiliyor? Bu tip soruların cevabı bulunabilirse insanlığın elektronik güdüm ve tespit sahasında yapmış olduğu buluşlar bir anda akılları durduracak bir seviyeye ulaşır.

Dünyada 18 familyaya bağlı, 986 tür yarasa varken Türkiye’de 4 aileye bağlı, 30 tür yarasa bulunmaktadır. Türkiye’de yaşayan yarasa familyaları şunlardır:

  • Uçanköpekler (Pteropodidae): Gözleri oldukça büyüktür, dış kulakları huni şeklindedir. Meyvelerle beslenirler.
  • Nal burunlu yarasalar (Rhinolophidae): Burunları atnalı şeklinde, gözleri küçüktür. Kış uykusu sırasında serbest olarak baş aşağı sarkarlar ve uçma derisiyle bütün vücutlarını örterler. Böceklerle beslenirler.
  • Düz burunlu yarasalar (Vespertilionidae): Burunları düz, gözleri küçüktür. Sadece böceklerle beslenirler. Koloniler halinde yaşarlar.
  • Kuyruklu yarasalar = Buldokyarasalar (Molossidae): Kuyrukları oldukça uzun, kulakları büyük ve köşelidir. Kanatları dar ve uzundur. Pis kokarlar.
  • Meyve yiyen yarasalar, 450 kadar ticari maddeyi ve 80 kadar ilacı insanoğlunun hizmetine sunmaktadır. Yağmur ormanları için yarasalar, yaşamsal önem taşır. Yarasalar, bu bölgedeki ağaçların yaklaşık yüzde 95’inin çoğalmasını sağlar. (polen ve tohumlarını taşıyarak)
  • Avrupa’nın ve Türkiye’nin en küçük yarasası olan cüceyarasa sadece 5 gram ağırlığındadır. (Yaklaşık bir madeni paradan daha hafif!)
  • Dünya üzerinde yaklaşık 4500 memeli türü bulunmaktadır ve bunların 1000’den fazlasını yarasalar oluşturur.
  • Yarasalar


yarasa

Yarasalardan, ön ayakları perdeli kanat biçiminde gelişmiş, vücudu yumuşak sık kıllarla kaplı, iskeletleri hafif yapılı, uçabilen memeli hayvan (Vespertilio).

yarasa

Türkçe yarasa kelimesinin İngilizce karşılığı.
n. bat, flying fox v. become, befit, behoove, suit

yarasa

yarasalardan, ön ayakları perdeli kanat biçiminde gelişmiş, vücudu yumuşak sık kıllarla kaplı, iskeletleri hafif yapılı, uçabilen memeli hayvan (vespertilio).

yarasa

Türkçe yarasa kelimesinin Fransızca karşılığı.
chauve-souris (chauves-souris) [la]

yarasa

Türkçe yarasa kelimesinin Almanca karşılığı.
n. Flattertier, Fledermaus

Bu konuda henüz görüş yok.
Görüş/mesaj gerekli.
Markdown kullanılabilir.

Yarasa
3 yıl önce

Pipistrellus murrayi türü yarasadır. Birçok kişi yarasaları çekmek için yarasa barınakları yapmaktadır. Yaklaşık 400.000 yarasa ile Florida Üniversitesi'nin...

Yarasa, Animalia, Avrupa, Bilimsel sınıflandırma, Chordata, Deri, Ekolokasyon, Familya, Kış uykusu, Mammalia, Memeliler
Bayağı cüce yarasa
5 yıl önce

Bayağı cüce yarasa (Pipistrellus pipistrellus), Avrupa, Kuzey Afrika ve Orta Doğu'ya kadar yayılan küçük bir yarasa türü. Muhtemelen Kore'ye kadar bir...

Büyük Nalburunlu Yarasa
6 yıl önce

Büyük nalburunlu yarasa (Rhinolophus ferrumequinum), burnu atnalı şeklinde olan, Türkiye’de de yaşayan böcek yiyen bir yarasa türü. Boyu 6 cm, kanat açıklığı...

Büyük nalburunlu yarasa, Afrika, Akdeniz, Animalia, Asya, Avrupa, Ağaç, Bilimsel sınıflandırma, Böcek, Japonya, Kars
Saçaklı yarasa
3 yıl önce

bölgelerine yakın yarasa kutularında yaşamaktadırlar. Kışlarıysa mağaralarda, tünellerde, madenlerde veya kilerlerde uykuya yatmaktadırlar.  Bu yarasa türü ilk...

Büyük kulaklı yarasa
3 yıl önce

Büyük kulaklı yarasa, Bechsteinii'nin büyük kulaklı yarasası (Myotis bechsteinii), Vesper yarasalarının bir türüdür. IUCN Kırmızı Listesi' nde Neredeyse...

Dil yarası
3 yıl önce

Dil Yarası, Orhan Gencebay'ın 1984'te Kervan Plakçılık'tan çıkan albümüdür. Albümde 10 şarkı bulunmaktadır. Gitti de Gitti Dil Yarası Kahrolayım Anlatamam...

Desmodus rotundus
3 yıl önce

rotundus, (Türkçe: Vampir yarasa) küçük, yaprak burunlu bir Amerikalı yerlisidir. Hâlâ geçerliliğini koruyan üç vampir yarasa türünden biridir, diğer iki...

Yarasa şahini
6 yıl önce

büyük kertenkelelerle, diğer kuşlarla ve leşlerle beslenir. Yarasa ile beslendiğinden adı yarasa şahinidir. Avlanması için açık hava gerekir ama yoğun yağmur...