Nalburunlu yarasa ya da Nalburun yarasa, Rhinolophidae yarasa familyasını oluşturan yarasalara verilen isimdir. Yaşayan tek cinsi olan Rhinolophus dışında soyu tükenmiş bir cins olan Palaeonycteris de tanımlanmıştır. Bazen Rhinolophidae familyası içinde de sınıflandırılan Hipposideridae familyası ile yakın akrabadır. Nalburunlu yarasalar altı alt cinse ve birçok tür grubuna ayrılırlar. Tüm nalburunlu yarasaların ortak atası 34 ila 40 milyon yıl önce yaşamıştır ancak bu familyanın coğrafi kökeni belirli değildir ve familya biyocoğrafyasını ortaya koyma çabaları sonuçsuz kalmıştır. Genetik kanıtların gösterdiği birçok tür kompleksinin olma olasılığının yanı sıra daha önceden ayrı bir tür olarak tanımlanmış yarasaların aslında başka taksonlardan çok az genetik farklılık göstermesi sonucu taksonomileri karmaşıktır. Çoğunlukla tropikal ve subtropikal bölgeler olmak üzere Afrika, Asya, Avrupa ve Okyanusya kıtalarında, Eski Dünya'da yaşarlar.
Nalburunlu yarasalar 4 ila 28 g ağırlıkları, 30 ila 75 mm. ön kol uzunlukları ve 35 ila 110 mm. baş-gövde uzunluklarıyla küçük ya da orta boylu küçük yarasalardan sayılırlar. Kürkleri kızıl kahverengi, siyahımsı ya da parlak turuncu-kırmızı olabilir ve türlerinin çoğunun uzun ve yumuşak kürkü bulunur. Adlarını at nalına benzeyen burunlarındaki ince ve geniş zar katmanından oluşan deriden alırlar. Bu burun zarları ekolokasyon ile yönlerini bulmada yardımcı olur. Çok yoğun ve karmaşık çevrelerde avlarını bulmak için sabit frekanslı çağrılar kullanan nalburunlu yarasaların ekolokasyon sistemleri oldukça gelişmiştir. Tünedikleri yerden birdenbire avlarının üzerine çullanarak böcekleri ve örümcekleri avlarlar. Çiftleşme sistemleri hakkında çok az bilgi bulunmaktadır ancak en azından bir türün tek eşli bir başka türün de çok eşli olduğu bilinmektedir. Gebelik süresi yaklaşık yedi haftadır ve bir batında tek yavru doğar. Genellikle ömürleri altı ila yedi yıl kadardır ama bir büyük nalburunlu yarasanın otuz yıldan fazla yaşadığı bilinmektedir.
Nalburunlu yarasaların insanlar için bir hastalık kaynağı olmasının yanı sıra bazı bölgelerde gıda olarak tüketilmekte ve ilaç olarak kullanılmaktadır. İnsanların bulaşmasında Paguma larvata türü misk kedisinin ara konak olmasına rağmen bazı türleri SARS için doğal konaktır. Bazı bulgular koronavirüs hastalığı 2019'a neden olan SARS-CoV-2'nin de doğal konağı olduğunu önermektedir. Başta Sahra Altı Afrika olmak üzere Güneydoğu Asya gibi bazı bölgelerde besin maddesi olarak kullanılmak üzere avlanırlar. Bazı türleri ya da guanoları Nepal, Hindistan, Vietnam ve Senegal gibi ülkelerde geleneksel tıpta kullanılır.