Hayatı
İlk yılları
Julius Röhm ve eşi Emilie`nin üç çocuğundan biriydi. Münihli olan Röhm Birinci Dünya Savaşı`nda Bavyera Ordusu`nda görev yaptı. Bavyera 13. Piyade Birliği`nde üsteğmenliğe tekabül eden Oberleutnant rütbesiyle yeraldı. 1914 Eylül`ünde Fransa`nın Lorraine bölgesinde yüzünden ciddi şekilde yaralandı. Daha sonra yüzbaşılığa tekabül eden Hauptmann rütbesine terfi etti.
1918`de savaşın sona ermesinden sonra Freikorps`a katıldı. 1920 yılında Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisi`ne üye oldu ve SA`ların kurulmasına yardımcı oldu. 1923`de başarısızlıkla sonuçlanan Münih`teki Birahanesi Darbesi`nden sonra 15 ay hapse mahkum oldu. Bu sırada Adolf Hitler ile yakın arkadaşlık kurdu.
1924`te hapisten çıktıktan sonra Röhm Hitler ile Nasyonel Sosyalistlerin yeniden örgütlenmesinde birlikte çalıştı. Ancak zamanla ikisi arasında ciddi anlaşmazlıklar baş gösterdi. 1924`ün Nisan ayında o sırada yasadışı olan SA`lara alternatif olarak ``Frontbann``ın kurulmasına yardımcı oldu. Ardından Nasyonel Sosyalistlerin Nasyonal Sosyalist Özgürlük Partisi adıyla yeniden kurulan partisinin üyesi olarak Reichstag`da görev yaptı. 1925`te istifa etti. Askeri danışman olarak Bolivya`ya gitti.
Almanya`ya dönüşü
1930 yılında Hitler bizzat SA`ların sembolik lideri oldu. Röhm`e Almanya`ya dönüp tüm SA`ların başına geçmesi için kişisel bir talepte bulundu. Röhm 1931 yılında teklifi kabul etti. SA`ların başına geçti üst düzey görevlere yakın çevresindekileri getirdi. Bir süre sonra SA liderlerinin homoseksüel faaliyetlerde bulunduğu yönünde dedikodular çıktı ve çok geçmeden Röhm özellile muhafazakar Alman askeri hiyerarşisi tarafından ciddi biçimde eleştirilmeye başlandı.Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisi partisinin oluşum yıllarında SA`nın başlıca işlevi parti liderlerini korumak ve komünist Kızıl Cephe gibi siyasi rakiplere saldırmak ve terörize etmekti. Şiddet ve tehdit yoluyla SA`lar Nasyonel Sosyalistlerin önce Münih`de, ardından da Almanya`nın genelinde diğer siyasi partilerden daha güçlü hale gelmesini sağladı.
Düşüşü
1933`de Nasyonel Sosyalistlerin iktidara gelmelerinin ardından Röhm`ün önderliğini yaptığı Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisi partisinin sosyalist grubu sosyalizmin partinin özünde varolduğuna inanmaya devam etti. Bu grup büyük şirketlerin devletleştirilmesinde, çalışanlara kar payı verilmesinde ve faiz oranlarının düşürülmesinde ısrar ediyordu. Tüm bunlar Hitler`in iktidara gelmesini destekleyen iş dünyası için söz konusu olamayacak şeylerdi. Röhm ikinci bir devrimden bahsetmeye başladı ve "tepkiciler" olarak adlandırdığı kesime karşı hareket etmeye and içti.Hitler hiç vakit kaybetmeden Alman iş dünyasının güvenini tekrardan kazandı. Bu yüzden Hitler ile SA`nın arasına mesafe girdi. Saflarını genellikle işçi sınıfından gelenlerin oluşturduğu SA üyeleri anti kapitalist eğilimliydiler ve sokaklarda mücadele ederek başarılı olmasını sağladıkları "devrim"den kazanç sağlamayı umuyorlardı. Hitler`in görüşü SA`nın siyasi bir güç olduğu ve Nasyonel Sosyalistler iktidara geldikten sonra daha fazla ihtiyaç duyulmayacağı yönündeydi. Öte yandan Röhm, SA`nın Hitler`in "devrimci" ordusunun özü olacağına inanıyordu. Röhm Prusya askeri liderliğini hor görürken Hitler ordunun desteği olmadan iktidara da gelemeyeceğini, liderliğini de sürdüremeyeceğini biliyordu. Ayrıca Hitler Cumhurbaşkanı ve başkomutan Hindenburg öldüğünde ordunun desteği olmadan onun yerine geçemeyeceğini de farketmişti.
1934 yılına gelindiğinde cumhurbaşkanın günlerinin sayılı olduğu netleşti ve Almanya`daki birçok grup Hindenburg`un yerine kendi adaylarını getirmek için entrikalar çevirmeye başladı. Shirer`in yazdığına göre aralarına silahlı kuvvetlerden de birçoklarının olduğu bir grup muhafazakar Kayzer II. Wilhelm`in oğlu Prens Wilhelm`i Almanya`ya cumhurbaşkanı ya da yeniden kurulacak Alman monarşisinin başı olarak dönmesine uğraşıyordu.
Röhm`ün 1934 Şubat`ında Alman silahlı kuvvetlerinin (Reichswehr) SA`nın sayısal üstünlüğe sahip olacağı ve bu şekildehakim olacağı tek bir örgüt içine katılmasına yönelik teklifi Alman askeri liderliğini çok kızdırdı. Ordu SA`yı disiplinsiz sokak dövüşçülerinden oluşan yaygaracı ayaktakımı olarak görüyordu. Homoseksüellik iddiaları ve "ahlaksızlıklar" orduda biliniyordu. Röhm`ün teklifi reddedildi.
Ordunun Doğu Prusya`daki bahar tatbikatı sırasında ``Deutschland`` adlı gemide Alman silahlı kuvvetlerinin liderleriyle görüşme fırsatı yakaladı. Savunma Bakanı Werner von Blomberg eşliğinde genelkurmay başkanı Werner von Fritsch ve donanma komutanı Amiral Erich Raeder ile görüştü. Hitler komutanları Hindenburg`un giderek bozulan sağlığı konusunda bilgilendirdi ve Reichwehr`in kendisinin cumhurbaşkanı olmasını desteklemesini önerdi. Buna karşılık olarak da SA`nın boyutunu küçültüp, Röhm`ün isteklerini bastırıp Reichwehr`in Almanya`nın yegane silahlı gücü olmasını önerdi. Shirer`in anlattığına göre Hitler muhtemelen ordu ve donanmanın genişletileceği sözünü vererek de liderleri ayartmıştı.
Nasyonel Sosyalistlerin arasındaki gerginlik daha da arttı ve Hitler ile yaptığı bir ara bulma görüşmesinden sonra Röhm`ün "ikinci devrim" çağrıları da arttı (bu sefer muhafazakar iktidar yapısına karşı).
Benzer biçimde Hitler`in 1933 yılında şansölye olmasını destekleyen muhafazakar sanayiciler de Röhm`ün Strasser kardeşler ile paylaştığı sosyalist eğilimlerinden duydukları rahatsızlığı dile getirmeye devam ettiler. Cumhurbaşkanı Hindenburg ile olan yakın ilişkileri vasıtasıyla her iki muhafazakar grup (askerler ve sanayiciler) memnuniyetsizliklerini dile getirdiler.
1934 Haziran`ının başlarında Hindenburg Hitler`e ultimatom vererek Almanya`daki gerginliğe son verilmediği takdirde sıkıyönetim ilan etmeyi düşündüğünü belirtti. Böyle bir durumda elinde gücü büyük ihtimalle sonsuza dek yitireceğini bilen Hitler SA`yı bastırmak ve "ikinci devrim" planlarına son vermek için Reichswehr ile olan anlaşmasını daha fazla erteleyemeyeceğine karar verdi.
Ölümü
Üzerindeki baskılara rağmen Hitler son ana kadar eski yoldaşının işini düzme kararını erteledi. Röhm`den "ikinci devrim" için bastırmaktan vazgeçmesini istedi. Sonunda ayrılıkların onarılamaz olduğunu anlayınca Hitler Röhm`ün gitmesi gerektiğine karar verdi. Son ana kadar tereddütte olan Hitler Hermann Göring ve Heinrich Himmler kışkırtmalarıyla Röhm`ün iddia edilen "planına" son verilmesi emrini verdi. Gerek Göring`in, gerekse Himmler SA ve liderinin ortadan kaldırılmasından sonra güçlerini pekiştirdiler.1934 Haziran`ında "Uzun Bıçaklar Gecesi" olarak anılan SA`nın tasfiyesi sırasında Röhm mahkemeye çıkarılmadan suçlu bulundu. Hitler taraından 30 Haziran`da tutuklanmasının ardından Röhm kısa bir süre Münih`te Stadelheim hapishanesinde tutuldu. 2 Temmuz günü SS mensubu Theodor Eicke ve Michel Lippert tarafından ziyaret edildi. Röhm kendisine uzatılan tabancayla intihar etmeyi reddedince Lippert kısa mesafeden Röhm`ü vurdu. Röhm infaz kararını kimin verdiğini anlamış olabilir. Doğrulanamayan bir iddiaya göre son sözleri "mein Führer, mein Führer" olmuştur. Eicke`nin ölmekte olan Röhm`e "Onu daha evvel düşünecektin. Artık çok geç," şeklinde karşılık verdiği söylenir. Röhm Münih`te bir mezarlığa gömüldü.
Röhm`ün cinsel tercihi
Ernst Röhm ilk Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisi parti üyeleri arasında homoseksüelliğinden şüphelenilenlerin arasında en şöhretli olanıydı. Homoseksüelliği de SA`nın tasfiyesi sırasına görevden alınmasına mazaret olarak gösterilmişti. Röhm cinsel tercihini çok fazla gizlemeye çalışmamıştır. Her ne kadar Hitler Röhm`ün homoseksüel olduğunu öğrendiğinde şaşırmış gibi yapmışsa da aslında uzun zamandır onun cinsel tercihini biliyordu.Röhm`ün SA`nın başında olduğu dönemde bir dizi eşcinselin güçlü SA üyeleriyle ilişkileri yüzünden alındığı ve terfi ettirildiği iddia edilmiştir.