Eser Horasan ilinin halk Farsçası ile yazılmıştır. Yek avaz gazellerden oluşur.
Mevlana bu gazellerinde, "Şems (güneş) başta olmak üzere, bağ-bahçe, gül-bülbül, aşık-maşuk, deniz-damla, mey-saki gibi sembollerle ilahi aşkı hep ön planda tutmakta; Mesnevi`sinde olduğu gibi Allah`a kavuşmadan gönlünün huzur bulamayacağını, ilahi aşkı yazmada aciz kalıp kaleminin kırıldığını, bu dünyanın bir balçıktan ibaret olduğunu, çok yemenin menzile ulaşmada engel teşkil ettiğini, aşkın akla olan üstünlük ve yüceliğini, nefsin kötülüğünü, miskin miskin oturan insanların bu tembellikleriyle maksada (ilahi aşk) ulaşamayacaklarını, gecelerin uyumakla değil de aşk ve ibadetle geçirilmesi gerektiğini" vurgulayarak şiirlerini didaktik bir üslupla söylemektedir. Bazı şiirlerinde de gazelin ruhundan farklı olarak sosyal konulara girer; rüşvet yiyen kadıları eleştirir; yalancı şeyhleri, yobaz bilginleri menfaatçi ve aşağılık olarak nitelendirir; pazar yerlerinden, düğün adetlerinden, sokakta oynayan çocuklardan, zulmete direnişten, özgürlükten bahseder.
Divan-ı Kebir`in En Eski Yazma Nüshaları
- İstanbul-Süleymaniye Kütüphanesi Esat Efendi Kitapları, No:2693
- Vatikan-Bibliotheca Vaticana, Pers.130
- Dublin-Chester Beatty Library
- İstanbul-Süleymaniye Kütüphanesi Halet Efendi Kitapları, No:694
Divan-ı Kebir`den Gazel ve Rubai Örnekleri``BİZE DOĞRU GEL, BİZE!``
``Bir an olsun düşüncelerden vazgeçsen ne olur? Balık gibi bizim denizimize dalsan, orada dalgalar yutsan ne çıkar?``
``Düşüncelerinden uyur, onlardan vazgeçersen Ashab-ı Kehf`ten sayılırsın, düşüncelerden mukaddes, münezzeh bir nur kesilirsin; ne olur bu hale gelsen!``
``Sen bir saman çöpüsün, bizse devlet kehribarıyız; şu samanlıktan sıyrılıp kehribara dönsen ne olur ki.``
``Artık bu sefer toprak olacağım diye yüz kere ahdettin. Bir kerecik de ahdinde dursan ne çıkar.``
``Sen gizli bir incisin amma şu samanlıkta toprak rengini almışsın. A güzel yüzlü, ne olur yüzündeki tozu toprağı bir yıkasan da arınsan!``
``Padişah oğlusun sen, Cebrail`in bile secde ettiği varlıksın sen. Ne çıkar a yoksul, babanın yurdunu bir arasan!``
``Tümden ayrılmış bir parçasın, bedenden ayrılmış bir elsin ancak; bari bundan sonra bizden ayrılmasan ne olur.``
``O vakit başsız kalırsın, malın mülkün gider, hırstan, kibirden ayrılırsın; fakat işte o zaman ululuk aleminde baş gösterir, görünürsün; ne olur bunu yapsan.``
``Hakk`ın zikrinden bir şerbet iç de düşünceden kurtul. Ey ilahi rızaya mazhar olan, savaşa sarılmasan ne olur. Yeter artık, sen bir dağa benzersin; dağda altın madeni ara, bağırmayı bırak. Bağırıp dağı seslendirmesen ne çıkar! (Gölpınarlı, I, 253; Furuzanfer,844)``
``YARATILMIŞTAN GEÇ, YARADANA ULAŞ!``
``í‚şık isen, aşıklarla otur!``
``Gece gündüz demeden kapılarında dur!``
``Bu kapıdan içeri girdiğinde ise,``
``Yaratılmışlardan uzaklaş; yaradanla otur! (No:1198)``
``GÖNÜL O` NU İSTER, HERŞEY BAHANE...``
``Başımı koyduğum her yerde, secde edilen O`dur``
``Dört köşe ve altı bucakta tapılan O`dur.``
``Bağ-bahçe, gül-bülbül, sema, sevgili;``
``Bütün bunlar hep bahane; asıl maksat olan O`dur. (No:206)``
Türkçe`de Divan-ı Kebir
Divan-ı Kebir`in tamamı Abdülbaki Gölpınarlı tarafından yedi cilt halinde Türkçe`ye çevrilmiş ve 1992 ve 2000 yıllarında Kültür Bakanlığı tarafından iki kez yayımlanmıştır. Eser ayrıca Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı`nın "Türk edebiyatının dışa açılması ve Türk kültürünün dünya çıkarması olarak tanımlanabilecek, Türkçe`nin yazı dili birikimini dünyaya açmayı hedefleyen köklü ve çağdaş bir kültürel tanıtım ``Her Ülkeye bir Türkiye Kitaplığı`` projesi"nde de yer almaktadır.Kaynaklar
- T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Konya Bölge Yazma Eserler Kütüphanesi Müdürlüğü "Aşıkların Divanı; Divan-ı Kebir"
- T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı "Her Ülkeye Bir Türkiye Kitaplığı" projesinde yer alan kitapların listesi
- Konya şehir portalı "Divan-ı Kebir"
Ek Okumalar
- Abdülbaki GÖLPINARLI, Divan-ı Kebir, Kültür Bakanlığı, Anadolu Üniversitesi Basımevi, Eskişehir;1992.