Bir subay olan babasının, konuklarına saz çaldığı zamanlarda şarkılar söyleyerek müziğe başlayan Eftalya, Galata semtinin çalgılı kahvelerinde sahneye çıktı. İlk dönemlerde, adının kantocular arasında geçmemesinin nedeni, o zamanlarda şarkı ve türkü yorumlamasından kaynaklanmaktadır. Udi Yorgo Bacanos'un ağabeyi, müzisyen Aleko Bacanos, Eftalya'nın sesinden etkilenerek †˜†˜Gel ey denizin nazlı kızı sözleriyle başlayan dönemin ünlü şarkılarından birini besteledi.
Eftalya hanımın Galata kahvelerinde başlayan müzik yaşamı, Türk müziğinin önemli bestecilerinden, kemancı Sadi Işılay ile evliliğinden sonra değişti. İlk plaklarını 1923 - 1926 yılları arasında, eşiyle birlikte Fransa'da doldurdu. Aynı dönem Avrupa'da ve ortadoğuda konserler verdi. Darülelhan (İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuarı) adına plak dolduran ilk gayrimüslim sanatçı olmasından kaynaklanarak, doldurduğu 30 kadar plakta kendi adı yerine takma Türk isimleri kullandı. 1927 sonrası doldurduğu plak sayısı 50'ye yaklaştı.
Eftalya,Atatürk'ün huzuruna çıkıp söylediği şarkılar beğenildikten sonra, 1930 yılından sonra doldurduğu plaklarda adı gizlenmemiş, plak kapaklarında "Deniz Kızı Eftalya Hanım" şekliyle yer almıştır.
25 yıla yakın süre sürdürdüğü sanat hayatı, Eftalya Hanım'ın, 1936 yılında adına düzenlenen ve dört adet Şirket-i Hayriye vapuruyla yapılan jübile gecesinde üşüyüp hastalanmasından sonra, 1939 yılında yaşamını yitirmesiyle son buldu.