Ayaş, tarih içinde Romalılar ve Bizanslılar, Selçuklular ve Osmanlılar`ın hakimiyetinde kalmış yerleşim bölgesidir. Yapılan kazılarda buraya yerleşimin MÖ. 4. yüzyıla ait olduğunu gösteriyor. Tarih içinde zeytincilikte büyük bir gelişme göstermiş ve zeytin yağı merkezi olmuştur.
Ayaş kasabasında adım atılan her yer tarihi dokuya sahiptir. Bugün, Ayaş`taki ören yerlerinde kalelere, kiliselere, sarnıçlara, su kemerlerine, kaya mezarlarına, anıt mezarlara ve lahitlere rastlanılmaktadır.
Kasabada, gün ışığına çıkarılmayan birçok tarihi eser mevcuttur. Ayaş Merdivenlikuyu`da Roma Üniversitesi ve Vehbi Koç Vakfı tarafından finanse edilen kazı ve restorasyon çalışmaları devam etmektedir. Yerli ve yabancı turistlerin ilgi ile gezdikleri Antik tiyatro ve Agora`nın bir bölümünün restorasyonu yapılmıştır. Kazılarda Liman Hamamı ortaya çıkarılmıştır.
Yaklaşık 1500 haneden oluşan Ayaş`ın nüfusu 4467`dir (2000 yılı nüfus sayımına göre). Yaz mevsimi geldiğinde yazlık nüfus 20000 civarına çıkmaktadır.
Ayaş, Erdemli turizminin sembolü haline gelmiştir. Yaz mevsiminde büyük bir turizm yoğunluğu yaşanan Ayaş`ta, çoğu pansiyon olmak üzere, otel ve motellerde yaklaşık 4000 yatak kapasitesi vardır. Yemişkumu ve Merdivenlikuyu mahalleleri eğlence ve alışveriş merkezleriyle dikkatleri çekmektedir.
Yerli halkının büyük bir kısmı Ayaş Türkmenleri`dir. Ayaş, Yağda bucağının en eski bir aşiretidir. Kışla ve yaylalarının kurulduğu tarih belli değildir. Türkmenler, konar-göçer hayattan yerleşik hayata geçip çiftçilik ve hayvancılık ile uğraşırlar. Kasabada halk geçimini tarımdan sağlamaktadır. Hayvancılık artık can çekişmektedir. Kışla ve yaylalarının kurulduğu tarih belli değildir.
Yaz mevsimi geldiği zaman Akpınar(Pınarbaşı) ve Kuşluca yaylalarına çıkarlar. İçme suyu olmayan kasabada, sulama suyu vardır ,ama az da olsa yetmektedir. Sondaj kuyuları ve kuyulardan da istifade edilmektedir. Tarımda yetiştirilen ürünlerin başında domates, salatalık, fasulye, marul, ıspanak, kayısı ve narenciye başta gelmektedir. Seralardan çok açıkta sebzecilik yapmak gelişmiştir. Yaylalara çıkan Yörükler yaylalarda da sebze yetiştiriciliği ile uğraşmaktadırlar.
1999 yılına kadar Tırtar(Kumkuyu) kasabasının mahalleleri iken referandum sonucu buradan ayrılarak kasaba statüsüne alındı ve belediyelik oldu. Ayaş Belediyesi 10 araç, 4 memur ve 25 işçi ile hizmet vermektedir. Ayaş kasabası, Kumkuyu Merkez, Çanakçı, Yemişkumu ve Merdivenlikuyu olmak üzere dört mahalleden oluşmuştur.
Sağlık ocağı bulunan kasabada iki eczane mevcuttur. Ayaş, Acil 112`de merkezi durumdadır. Kasabada dört cami, bir ilköğretim okulu (Yemişkumu mahallesinde) mevcuttur. Ayaş`ta Akdeniz iklimi hüküm sürer. Konar-göçer hayatı yaşayan Yörükler (özellikle Sarıkeçili Yörükler), kış mevsimini kasaba ve çevresinde geçirirler.
Kasaba halkının en önemli geçim kaynaklarından biri de turizmdir. Kasabada yerli ve yabancı turistlerin güvenle denize girebilecekleri ve alt yapısı düzenli olan dört büyük halk plajı vardır. Bu plajlar, Kumkuyu, Yemişkumu ve ikisi de Merdivenlikuyu`dadır.
Ören Yerleri
Öküzlü : Hellenistik, Roma ve Bizans dönemlerinde yerleşim görülen Antik kentin taş döşeli alt yapısı sağlam durumdadır. Bazilikası, sarnıçları halen sağlamdır. Lahitler kente girişi sağlayan stabilize yolun kenarında bulunmaktadır.Elaiussa-Sebaste : Milattan önce 2. yüzyılın sonlarında kurulmuş olan önce Elaiussa ve Roma döneminde de Sebaste diye adlandırılan antik kentte görülmeye değer en önemli kalıntıları tiyatro, agora, liman, su deposu ve kral anıtı ve mezarlarıdır.
Paşa Türbesi : Selçuklu eseri olan türbe, Ayaş çıkışında (Kızkalesi yönünde) bulunmaktadır. Türbede, 1220 yıllarında bölgeyi Ermeni`lerin istilasından kurtaran ve bu savaşta ölen Selçuklu Beylerinden Aktaşoğlu Sinan Bey`in mezarı bulunmaktadır.
Çatıören : Ayaş`ın 8 km kuzeybatısındaki Çatıören`de, Hermes tapınağı bulunmaktadır. Tapınak Roma döneminde iskan görmüştür.
Kanlıdivane : Erdemli-Silifke karayolunun 3 km kuzeyinde bulunmaktadır. Antik çağda adı Conytelis olan kent, büyük bir obruğun etrafında kurulmuştur. Kanlıdivane, Olba, Roma ve Bizans dönemlerinde yerleşim merkezi olarak kullanılmıştır. Bazilikalar, Nekropoller, kabartmalı kaya mezarları, lahitler, saraylar, tapınaklar, kuleler, sarnıçlar ve kiliseler en önemli arkeolojik kalıntılardır. 300000 nüfuslu olduğu söylenen bu bölgeye halk tarafından Kanlıdivane adının verilmesinin sebebi, suçluların mancınıkla obruğa indirilip aslanlara parçalattırılmasıdır. Yaklaşık 100 metre derinliği olan obruğun 40 metresini, sel ve yağmur suları, toprak ve taşlarla doldurmuştur. Obruğun içinde ayin yapan rahibe figürleri bulunmaktadır. Kanlıdivane`den Çanakçı köyüne giden yolun sağ ve solunda lahitler bulunmaktadır. Batı nekropolündeki mezarlar, büyük bir kaya kütlesine oyulmuş oda mezarlar halinde görülür. Her mezarın üstünde insan figürlerini gösteren kabartmalar vardır.
1992 yılından beri her yıl obruğun çevresindeki harabelerde, Kanlıdivane Konserleri düzenlenmektedir. Obruğun üst kısmında sulama amaçlı gölet yapımı devam etmektedir.
Ayaş`ta Şubat ve Mart aylarında Türkiye`de pek rastlanılmayan ve yöreye has yeşil lale çıkmaktadır.
Ayaş Aşiretine Ait Eski Bir Efsane
Ayaş aşiretinden Beratlı Hasan Ağa anlatıyor: Ayaş aşiretinin yaylası olan Pınarbaşı`nın güneyinde iki tarafı kayalık sarp bir vadi vardır. Bu vadinin karşılıklı iki yakasında da birer mağara bulunmaktadır. Bunlar, açkısız, kurgusuz, anahtarsız, kilitsiz birer dede mağarasıdır. Doğudaki mağara Bozoğlan batıdaki mağara da Karaoğlan yatırıdır.Bu dedeler kardeştir. Her sene bunların mağaralarında top atılır. Onlar harp zamanlarında harbe gider. Kimseye Ayaş aşireti için hainlik yaptırmazlar. Bize yan gözle bakanı Bozoğlan, Karaoğlan dedemiz çarpar. Biz sene de bir gün kardeş dedelere davar keser, kurban adarız. Eğer bir sene davar boğazlamamış olursak bir tek ekin alamayız, hayvanlarımız kırılır, obada hastalık olur, doğan çocuklarımız yaşamaz.
Eskiden davar boğazladığımız gün, burası bir yeri olurdu. Kadın-erkek, davul ve kaval çalar, birlikte oynar, eğlenirdik. Ama beş on senedir şu Koyuncu Aşireti bizi bu oyunlardan ayırdı. Günahtır, yasaktır dediler; bize leke sürdüler, saflığımızı bozdular. Şimdi ahali oynamaz oldu. Oyunları, dernekleri bıraktığımız günden beri Allah beti bereketi kaldırdı, bizi durgunlaştırdı.
belde-taslak Erdemli belde ve köyleri