Kısaca: ''Areopagiticanın 1644 tarihli baskısının ilk sayfası ...devamı ☟
Areopagitica'nın 1644 tarihli baskısının ilk sayfası]] John Milton'ın basın özgürlüğü konusundaki konuşmasının adı, Atinalı bir hatip olan Isokrates'in (MÖ 436-338) Milton'un konuşması gibi seslendirilmek için değil okunmak için yazılan "Logos Areopagiticos" adındaki konuşmasından gelmektedir. Isokrates'in bu konuşması, eserin adını aldığı Areopagus tepesindeki Yüksek Mahkemenin yeniden restorasyonunu sağlayarak eski Atina demokrasisini tekrar inşa edilmesini sağlamayı amaçlıyordu. Aynı zamanda HavariAziz Pavlus'un çok Tanrılı bir dinleri olan Atinalılara Tanrı ve İsa hakkındaki konuşmasını da adı Aeropagus olan bu tepe üzerinde yapmasına bir gönderme vardır. Bir politik yenilenme programı ortaya koyan Isokrates'in konuşması, özellikle Yunanistan'daki en yüksek mahkeme olan Areopagus Mahkemesinin yargıçlarının yetkilerinde indirime gidilmesine vurgu yapıyordu. Milton, Isokrates'in övdüğü Aeropegus'un yaşlı yargıçları karşısındaki adamın erdemliliği ve bilgeliği ile kendisi arasında bir benzetme kurmuş olabilir; bu imayı takiben, duygusal anlamda ele geçirilen Aeropagus yargıçları İngiliz Parlamentosunu simgeler olmuştur. Milton iki ayrı yapının:yenilenmenin ve önceki neslin ağırbaşlı liderlerinin sesi ile kendini özdeşleştirir. Aziz Pavlus'un hayatı ve vaazlarını anlatan kitaba göre Havari Pavlus'a yapılan gönderme de benzer bir paralellik içermektedir: Pavlus pagan Atinalılara Areopagus'ta (daha önce yargıçların üzerinde çalıştığı tepede) vaaz verir. Vaazında Pavlus, Yunanlıların iyi bildiğini düşündüğü Aratus'un bir şiirinden çok bilinen bir alıntı yapar. Pavlus Atinalıları Hristiyanlığa yönlendirmek için bir pagan düşüncesini kullanır. Milton, Areopagitica'da yaklaşımını her zaman olduğu gibi Klasik Yunan dönemine ve İncil'e ait bilgilerinden faydalanarak oluşturur.Buna rağmen bu eserin özellikle ilk bölümünde klasik döneme ait göndermeler İncil'e yapılan göndermelere göre daha ağır basmaktadır. Çok katlı anlam içeren örneğinin yardımıyla Milton, Yunan ve Roma değerlerinin Hıristiyan ahlağı ile nasıl birarada bulunabileceğini göstermek için bir denemede bulunmuş gibi gözükmektedir. Okur, ilk önce bunun sadece, Milton'ın iki entellektüel aşkı arasındaki farklılıkları uyumlu hale getirme denemesi olduğunu farketmeyebilir.Ancak Areopagitica'nın daha yakında bir incelenmesi Klasik Yunan Dönemine ait atıflara öncelik tanımaya dönük Milton'ın saklı niyetini ortaya çıkartacaktır. Kendi Commonwealth'lerinin (Bu isim daha çok 1649 - 1660 yılları arasında İngiltere, İrlanda, İskoçya ve Galler'in de dahil olduğu coğrafyayı yöneten ilk "cumhuriyetçi" hükümete verilen addır) aydın birer toplum olarak Atina ve Roma ile karşılaştırılması Parlamento'nun üyelerini pohpohlamak için kurnaz bir denemeydi. Kendilerini çağdaş Truva'nın senatörleri olarak düşünecek İngiliz politikacılarının gururunu okşayarak, Milton yasamanın düşüncesini tersine çevirmeyi düşünmekteydi.Sadece cahil bir adam Atina'nın politikalarını eleştirebilirdi ve o şehir zamanında, Milton'ın ortya koyduğu gibi, kitapların basımının sansürlenmesini desteklememişti. Milton, kendi ülkelerinin bu antik toplumlardan daha aşağıda olduğunu gösterecek bir politikayı İngiltere'nin aydın liderlerinin göstermeyeceğine dair inancını ifade eder gözükmektedir. Milton'ın eseri, krallık ve kilise açısından Yıldız Odası ve diğer daha önceki sansürcüler tarafından uygulanan kitap basımı öncesi sansür uygulamasına benzer bir uygulamayı yeniden uygulamaya sokan 1643 tarihli Lisans Yasası'na doğrudan bir tepkiydi.Milton burada konuşma ve basın özgürlüğünü tartışmamakta sadece basit bir şekilde kitapların yayınlanmadan önce sansürlenmemesini savunmaktadır. İçeriğinde vatana ihanet, iftira ve dinsizlik bulunan kitapların mutlaka yasaya tabi olmalarına daha sonra yasaklanmalarına ve yazarlarının cezalandırılmalarına onay vermektedir. Aydınlanmış Yunan ve Roma toplumlarına karşı Milton'ın karşı örnekler olarak tiranlıkla yönetilen Katolik İspanya ve Papalığı sunmaktadır. Milton, Lordlar ve Avam Kamaralarının üyelerine çok net bir seçenek sunmaktadır: ya Papalık gibi olun ya da özgürlüğü inşa edin. Katolikliğe karşı aydınlanma politkasını karşı örnek olarak sunarak Milton bir kez daha kendi kitlesini ne kadar iyi tanıdığını göstermektedir.Milton döneminde Parlamento, özellikle Avam Kamarası, büyük oranda Püritendi. Özellikle iç savaşların yakınlarındaki gürültülü patırtılı günlere özgü olarak Katolik sempatisi suçlamasının Hyde Park'taki güvercinlerin en hafif esinti de bile havalanması gibi dile getirildiği zamanda çıkartılan yasalarda reforma tabi tutulmamış Katoliklik'ten bir izin bile kalmış olabileceği düşüncesi keyif kaçırıcıydı. Areopagitica, Milton'ın sadece bir söz ustası ve akademisyen olmadığını aynı zamanda parlak bir siyasal hatip olduğunu göstermektedir. Milton'ın Areopagitica'sı kendi zamanında doğrusunu söylemek gerekirse hiç bir siyasi etkide bulunamadı: Parlamento bu konuşmayı dikkate almadı. Ancak, basın özgürlüğü konusunda ilk büyük eser olarak, daha sonraki zamanlarda sansür yapılmasının karşısında olanların savlarını etkiledi. Hatta Birleşik Devletler Sivil Haklar Beyannamesi de Milton'ın Areopagitica'sının doğrudan bir takipçisi olarak görülebilir. Zamanında dikkate alınmamasındaki nedenlerin biri Milton'ın daha önce Parlamento ve Boşanma Doktrin ve Disiplini tartışmasında ve savunulmasında (Tetrachordon, Colasterion)sergilenen gibi ortodoks olmayan diğer popüler düşüncelerle girdiği mücadelelerdir. Kibar bir şair imajı geliştirmeye çaba gösterse de, Milton toplumsal normlarla çatışan radikal düşüncelere sahipti ve hatta rakipleri ve hedefindekiler tarafında dine aykırı inanç sahibi olmakla suçlandı. Areopagitica'da Milton'ın dehasının doğasına ait önemli bir örneğini görüyoruz:en azından kendi zamanı için genel kabul gören düşüncelerle hiç uyum sağlamayan, yoğun bir şekilde İncil'den ve Klasik Yunan düşüncesinden etkilenen bir eser. Dipnotlar Dış bağlantılar * Tam metin * Areopagitica sesli kayıt