|harita =
|harita boyut =|harita açıklama = |lat_deg = |lat_min = |lat_sec = |lat_hem = K |lon_deg = |lon_min = |lon_sec = |lon_hem = D |rakım = |yüzölçümü = |nüfus = 379 |nüfus yoğunluğu = |nüfus_ref = [1] |nüfus_itibariyle = 2000 |alan kodu =0284 |posta kodu = 22600 |bölge = Marmara |il = Edirne |ilçe = Meriç
|Köy Muhtarı =Faik Eren
|websitesi = [2]
Alibey, Edirne ilinin Meriç ilçesine bağlı bir köydür.
Tarihi
ISLAHİYE`NİN KURULUŞU VE İDARİ DÜZENLEMELER
Maraş sancağına bağlı Keferdiz ile Dumdum Ovası`nda yaşayan Delikanlı ve Çelikanlı aşiretleri birleştirilerek Nigolu kalesi civarında bir kasaba kurulmasına ve bir hükümet konağı inşasına başlandı. Bu kasabaya "İslahiye" ismi (1865) konuldu. Burada hemen kaza meclisi oluşturuldu. Delikanlı aşiret beyi bu meclisin başkanı, Çelikanlı aşiretinden ve Keferdiz nahiyesinden birer kişi bu meclise aza yapıldı. Kurulan kazanın müftülüğüne Kabartay ulemasından Cafer Efendi atandı.
İslahiye merkez olmak üzere Hassa, İzziye ve Bulanık kazaları, Maraş mutasarrıflığına bağlandı. Oluşturulan bu sancak kaymakamlığına, Payas Sancağı Mutasarrıfı Şevki Efendi kaymakam olarak atandı.
Hassa`da iken Akbez Beyleri ordugaha gelip gittiler. Fakat reisleri ve en ihtiyarı olan Ahmet Bey gelmedi. Kendisi sakin bir kişi olması nedeniyle nüfuzu küçük kardeşi Ali Bey`e geçmiş idi. Ali Bey ordugaha gelen beylerden birisiydi. Ali Bey 500 kuruş maaş ile Fırka-i İslahiyye maiyetinde alıkonulmuştu. Ahmet Bey ise zararsız biri olduğu için peşine düşülmemişti.
Fırka-i İslahiyye İslahiye`de iken Ahmet Bey çıkageldi. Geliş sebebi sorulunca dedi ki: "Bu havaliden çok ordular gelip geçti. Bu ordu da gelip geçer, ben kendi halimde bir insanım. Kendimce önemli mesuliyetleri olan bir işte bulunmadım. `Orduda ne işim var?` dedim. Sonra gördüm ki Nigolu Kalesini tamire başladınız. Anladım ki bu iş ciddi. Zira bu havalinin kilidi burasıdır. Biz bu havalinin büyüklerinden olmuşuz, kendi başımıza hükmetmeye alışmışız. Bizim, sizin koymuş olduğunuz usul ve kanunlar çerçevesinde buralarda yaşamamız mümkün olmayacaktır. Ben de ailem ve evlatlarımla Halep`e gidip ömrümü orda geçirmek isterim. Fakat orası büyük bir şehir. Orada geçinmem için ayda 900 kuruşa ihtiyacım olur. Bunu tahsis ediniz, beni de Halep`e gönderiniz." Hemen isteği incelenerek kabul olundu. "İstediğin gün Halep`e git." diye gitmesine izin verildi. Ahmet Bey`in "Ben artık Akbez`e dönemem, beni buradan Halep`e gönderiniz." demesi üzerine derhal lüzumu kadar nakliye hayvanatı temin edilerek, Ahmet Bey`in ailesi ve evlatları Akbez`den getirtilip kendisiyle birlikte Halep`e gönderildi.
Bu arada İslahiye bölgesi eşkıyadan temizlenerek nüfus sayımı yapıldı. Kayabaşı`na saklanmış olan Deli Halil, ordunun bu bölgede tahkimat yapması üzerine, bulunduğu yerden gizlice kaçtı. Deli Halil bölgede bulunan eşkıyaların en tehlikelisi idi. Bunu yakalayabilmek için Akbezli Ali Bey`in ve Mürselzade`nin yardımları gerekiyordu. Bölgeyi en iyi bilen Akbezli Ali Bey idi; ancak Deli Halil, Mürselzade`nin kız kardeşi ile evli, Ali Bey de Deli Halil`in kızkardeşi ile evli idi. Bu akrabalık Deli Halil`i yakalama işini zorlaştırıyordu. Bu sebepten, Ali Bey`i kollarını bağlayarak yanlarına alan Fırka-i İslahiyye askerleri Kayabaşı köyüne ani bir baskın düzenlediler. Deli Halil`in adamları direndi ise de başarılı olamadılar. Bu sırada Deli Halil yukarıda da bahsedildiği gibi çoktan Ulaşlı Dağları`na ulaşmış idi.
Kayabaşı baskınından canını zor kurtararak kaçan Deli Halil, Ulaşlı Dağları`nda bulunan Alibekiroğlu Ali Ağa`nın yanına sığınmış, hanımı (Mürselzade Mustafa Bey`in kız kardeşi) da Deli Halil`in ardından Ulaşlı`ya kaçmıştı.
Bu baskından sonra Akbezli Ali Bey`in bu bölgelerde kalması sakıncalı görülmüş, 500 kuruş maaş ile Edirne`de ikamete mecbur edilmişti.
Daha sonra Ulaşlı Ağalarından Karayiğitoğlu, Kaypakoğlu ve Çendikoğlu İslahiye`ye gelerek bağlılıklarını bildirdiler. Ulaşlı ağalarından devlete isyan halinde olan sadece Alibekiroğlu Ali Ağa kalmıştı.
Bölgenin sükuneti ve selameti için Alibekiroğlu Ali Ağa ve yanındakilerin (Dede bey, Deli Halil) mutlaka yakalanmaları gerekiyordu.
İslahiye`de güvenlik için bir tabur asker bırakan Fırka-i İslahiyye Ali Ağa`nın bulunduğu Gavur Dağları`nın sarp yamaçlarına hareket etti. Bu bölgenin ahalisi askerin geldiğini görünce korkuyla harmanlarını dahi bırakarak dağlara kaçmışlar ise de bunlara haber gönderilerek, gelip köylerine yerleşmeleri, harmanlarını dövmelerini ve samanlarını da Fırka-i İslahiyye`ye satmaları bildirildi. Bunun üzerine kaçanlar çekinerek köylerine indiler ve harmanlarını dövdüler, samanlarını ise Fırka-i İslahiyye`ye sattılar.
Fırka-i İslahiyye Bulanık kazası üzerinden hareket ederek, Aliberkiroğlu Ali Ağa`nın etrafını çevirmeye başladı. Dağın sarp mıntıkalarına gelince, Derviş Paşa ordu içerisinden yedi tabur seçerek ayaklarına çarık giydirdi, sırtlarına dağarcık verdirdi. Bunlara altı günlük yiyecek ve yeteri kadar cephane de verildi. Dağın sarp yerlerinde atlar yürüyemediğinden subaylar katırlara binerek yollarına devam ettiler. Ayrıca ordunun ağırlıkları da katırlar ile taşındı. Civar bölgelerde Alibekiroğulları`na muhalif olan gruplar da Fırka-i İslahiyye`ye yardım için bu harekete katılmışlardı.
Alibekiroğlu eşkıyasının mevzi aldığı mıntıkaya gelince, Ali Ağa`nın küçük kardeşi Deli Fakı (Fakih) sağ cenahtan Fırka-i İslahiyye`nin taburlarına ani bir saldırı düzenledi. Tabur komutanı dahil bir miktar asker yaralandı. Saldırı yapan eşkıyanın üzerine Şeşhaneli dağ topları ile ateş açılınca bu eşkıya grubu dağıldı.
Gavur Dağları`nın sarp yerlerinde çatışmalar devam eder iken, etraftaki kaza ve nahiyelerden askeri birlikler tertip edildi. Bu birlikler savaşmakta olan Derviş Paşa askerlerine hazırlanan erzaklar ile birlikte gönderildi. Bu suretle Derviş Paşa`nın askeri gücü iyice artmış oldu. Derviş Paşa eşkıyayı Küllü köyüne kadar kovaladı. Eşkıya perişan olmuştu. Bu arada Ali Ağa`ya sığınmış olan Dede Bey ile Deli Halil çaresiz kalarak Derviş Paşa`ya teslim olacaklarını bildirmişti. Alibekiroğlu Ali Ağa haber göndererek: "Bugüne kadar benim teslim olmayışım, yanıma sığınmış olan, Dede Bey ile Deli Halil`in hatırı içindi. Siz varın gidin ben burada işimi düzene koyduktan sonra size teslim olurum." demiştir.
Bunun üzerine Derviş Paşa askerini dağ başında daha fazla sıkıntıya sokmayarak, ordugaha dönmüştür. Derviş Paşa, Dede Bey ile Deli Halil`i de adamları ile birlikte ordugaha getirmiştir.
Bundan sonra Fırka-i İslahiyye Kozanoğulları üzerine hareket etmiştir. Ordu Sis bölgesinde konakladığı esnada, Alibekiroğlu Ali Ağa söz verdiği gibi dağdan inerek gelip teslim olmuştur. O da Dede Bey ve Deli Halil`in yanında misafir edilmiştir.
Kültür
Köyün gelenek, görenek ve yemekleri hakkında bilgi yoktur.Coğrafya
Edirne iline 96 km, Meriç ilçesine 11 km uzaklıktadır.İklim
Köyün iklimi, Trakya Karasal iklimi etki alanı içerisindedir.Nüfus
|-
Yıllara göre köy nüfus verileri | |||
---|---|---|---|
2007 | |||
2000 | 379 | 1997 | 442 |
Ekonomi
Köyün ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır.Muhtarlık
Yerleşim yerinin köy tüzel kişiliği alması ile birlikte köyün tüzel kişiliğini temsil etmesi için köy muhtarlık seçimleri de yapılmaktadır.Seçildikleri yıllara göre köy muhtarları:
2004 - Faik Eren
1999 - Remzi Gürsoy
1994 - Ahmet Demir
1989 -
1984 -
Altyapı bilgileri
Köyde, ilköğretim okulu vardır ancak kullanılamamasının yanı sıra taşımalı eğitimden yararlanılmaktadır. Köyün hem içme suyu şebekesi hem kanalizasyon şebekesi vardır. Ptt şubesi ve ptt acentesi yoktur. Sağlık ocağı yok sağlık evi vardır fakat personel olmadığı için kapalıdır. Köye ayrıca ulaşımı sağlayan yol asfalt olup köyde elektrik ve sabit telefon vardır.Linkler
köy-taslak Meriç belde ve köyleri