Althusser, kendi değişiyle "Marks`ı yeniden okuma"ya girişir. Yapısalcı Marksizm asıl olarak bu yeniden okumanın ürünüdür. Althusser, yapısalcılık konusunda Fransa`daki genel felsefi eğilimden etkilenmiş bir düşünürdür ve Marksizmi bu eğilimle değerlendirilmeye yönelmiştir. Ortodoks Marksizmin temel argümanlarını reddeder Yapısalcı Marksizm. Althusser`in Marks okuması, bilginin niteliğinden ideolojinin tanımına, altyapı-üstyapı kategorilerinin niteliklerinden öznenin kökenlerine kadar temel Marksist kategorilerin anlaşılmasında farklılaşmakta kalmaz, Marksist öğretinin bütünsel olarak anlaşılmasında diğer Marksizmlerden ayrılır. Poulontzas, yapısalcı sınıf analizlerini ve Bloch antropoloji eksenli Yapısalcı Marksizm anlayışlarını geliştirir.
Başka bir ``Marksist Bütünsellik`` anlayışı Georg Lukács`da görülür. Bu anlayış, Yapısalcı Marksizmin tamamen karşıt konumunda sayılır. Althusser`in başlıca hedefi, Ortodoks Marksizm ve özellikle de buna temellik eden Hegelcilik anlayışıdır. Aynı şekilde Hümanizm de Yapısalcı Marksizm anlayışına uygun değildir ve yadsınır. Althusser, Marksizmi, "kuramsal bir anti-hümanizm" olarak tanımlamaktadır. Tarihin ve bilginin ``öznesiz ve ereksiz bir süreç`` olarak açıklanması, Yapısalcı Marksizmin temel kuramsal ilkesidir.
Bunlarla bağlantılı olarak Yapısalcı Marksizmin, ``özne`` kavramını ve bilinen ``özne`` teorilerini reddetmektedir denilebilir. Hem bilgi sürcinde hem de tarihsel süreçte ``özne`` kavramı dışta bıraklır ve bu noktadaki tüm tartışmalar idealizme ait görülür. Yapısalcılığa uygun olarak, Yapısalcı Marksizm, süreçleri ve olguları, onları var eden mevcut ``yapı``dan hareketle açıklamaya yönelir. Bilginin, tarihin, toplumun, kültürün açıklamasında yapısalcı dilbilimin kuramsal programını kendine özgü olarak izler.