Kısaca: Yakakayı, Eskişehir ilinin Merkez ilçesine bağlı bir köydür. ...devamı ☟
Yakakayı, Eskişehir ilinin Merkez ilçesine bağlı bir köydür. UYARI:Köyümüzün İmajını zedeleyici ve şahıslara yönelik olumsuz cümleler kullanmamanızı önemle rica ederiz.Aksi taktirde IP numara takip yoluyla savcılığa şikayet edilecektir. ===Tarihçe= Kayı-Alp(Gündüz Alp)’ının medfun olduğu köyün kuruluşu, Moğolların işgal yılları olan 1235’den evveldir. Söğüt’ün zaptına kadar bu köy 50-60 yıl merkez olmuştur. Ecdadımız Kayı-Han kabilesi gelince evvela Doğu tepesine (konak yerine) yerleşmiş, halen konak yeri bellidir. Halim Ağalar sahiplenir. Osman Bey devletini Söğütte 27 Ocak 1299 yılında kurmuştur.Ancak 50-60 sene Ertuğrul Gazi Söğüt’ü yurt edininceye kadar bu Alp Kayı’da oturup çevreyi işgal etmiş,ki 1230larda Alp Kayı’ya gelmiş oturmuş olabilirler.Köyün eski adı Alp Kayı’dır.Ferman ve kayıtlarda Kayı Has-ı Humayun diye geçer.İsmini vermiş olan Kayı-Alp’ın türbesi köyün güney girişindedir. Söğüt’ün zaptından sonra (1299) köyün ileri gelenleri Söğüt’e davet edilirmiş.Ferman metinlerinden de anlaşılacağı gibi köyün kurucuları Osmanoğulları’nın kökenidir.Ancak bu irtibat payitahtın Edirne’ye-İstanbul’a naklinden sonra azalmıştır.Kayı-Hanlı oluşlarının göstergesi halen onlara ait damgaların kullanılmasıdır.Bu damga aile şeceresinde Gedik ağa,Hatıp ağa,Halim ağa,Sait ağaların mezar taşlarında,çorap,kazak örgüleriyle kilim,keçe,heybe,torba nakışlarında çoban kepeneklerinde kullanılagelmiştir. Bütün beylik mücadelelerine gidiş ve işgal savaşları ile bilhassa tahta çıkış törenlerine,düğünlere bayramlara davet etme,tebrike gelme gibi işler ve gelen dürü ve karşılık hediyelerin mevcudiyeti,saray işi,giyim , ziynet eşyası,silahların Halim ağalar tarafından saklanması akrabalık bağlarının göstergesidir. Köyü evvela Alp ve onun torunları idare ederken,hilafetin Osmanlılara geçişinden sonra Hatıp ağa öne geçmiştir.Köyün idaresinde adı bilinenler Gedik ağa,Keskin ağa,Hatıp ağa,arada Ali paşa,Mustafa Mıstık,Ahmed,Mehmed,Vehap,Ayanlardan Hacı Ahmed,Hacı İbrahim anılıyor. Said ve Halim ağalardan Said ağanın ferman,temessük,hücceti,şer’riye ve ilamlarda adı geçmektedir.Bazı mahalli mevkilerde anılmaktadır. Bir de Yavuz Sultan Selim’in 1514 mart,İran seferinin sırasında Şah İsmail’e karşı giden orduya,1500 atlıyla dedemiz Ali Paşa’nın katılması azımsanmış sancak beyi konağı basmış,haraçlamış dedemiz Yavuz Sultan Selim’e dilekçe arızasıyla geri almış,ödek almışlar.Sancak beyi de idam edilmiş (Hemdem Yusuf Paşa olabilir) bunu dede Sait ağadan duymuştuk. Köyün batı girişinde ziyaret denilen türbe bulunur.Üzerinde bir kılıç ve bir geyik boynuzu vardı,kılıcı Yunan işgalinde amcam Sadık Öztaş alıp odanın altında saklamıştı,oraya kimse giremezdi.Sonradan Milli Mücadele sırasında bir asker girip torba içinde nalbant takımı koymuş,onu gördüğümüzde kılıcın süslü gümüş ayet yazılı kılıfı alınmış idi.Herhalde takımı koyan aldı,yalnız kılıcı muhafaza ediyorduk.1982 yılında Eskişehir arkeoloji müzesine teslim ettim Köyün Hudutları Osmanlı devletinin kuruluşundan evvelki Kayı Alp’ına Has olarak sultan fermanı ile Ankara civarında Karacadağ’dan başlayıp batıya doğru Sündiken Taştepe Bozdağ Söğüt ve Domaniç yaylasına uzanan arazi Kayı-Alp’ine ‘’Has’’ verilmiştir. Bundan sonra 1131 tarihinde Sultan III.Ahmed’in büyük dedemiz Hacı Mehmed’in müracaatı üzerine bu araziye tecavüzün önlenmesi için Eskişehir paşasına yazdığı bir ferman mevcuttur. Köyün yolları 3 istikametten Söğüt’e çıkar Osman Gazi ve arkadaşlarının bu yolları keşfettiği anlatılır.Alp-Kayı’da Erenlerin doruk isimli yüksekçe bir tepe bulunur.İşte Söğüt’ün fethinden evvelde Alp-Kayı merkez iken Allah yoluna cenk edecek gaziler,Erenler bu dorukta toplanırlarmış. Burada kömür artıklarının etrafta bol ve yaygın görüldüğü yerlerde kazanlarla pişirilen et,pilav,toyga tutmaç aşlarını yer,kılıç kalkan talimlerini yapar cenge,civardaki rum beldeleri almaya girişirlermiş. Tarihi Köken Kayı boyu Oğuzların Gün Han kolundandır.Büyük Selçukiler 1071 Malazgirt savaşından sonra Amasya-Halep istikametine gittiklerinde, kendilerine bağlı aşiretlerin Anadolu’da işgal ettikleri yerlere kısım kısım yerleştirilmişlerdir.Bu sırada veya daha evvel Anadolu’ya gelmiş olan Kayı aşiretini de Alaaddin Keykubad (1219-1236) zamanında Karacadağ’a yerleştirmiştir. 13. Yüzyıl ortalarında burada bulunan Kayılılar Ertuğrul yönetiminde batıya doğru giderek Domaniç’i işgal etmişlerdir ki , bu hareket Moğolların Anadolu’ya girişlerine rastlar. Ertuğrul Gazi’nin babası olarak bazı tarihler Gündüz Alp kabul ediyor. Fırat’ta boğulan Süleyman Şah Ertuğrul’un babası değildir. Bu husus Enveri Düsturnamesi,Dirnevi Ruhi ve Tevkıi Mehmed Paşa tarihinde yazılıdır. 25 Şubat 1221’de Ahlat’dan hareketle Erzincan Amasya Halep istikametine giderken Urfa Suruç arasındaki sarı mağaralarda kışladıkları ,bu mağaraların en sağdaki kapısının sağ tarafında Kayı damgasının Vurulması ,Fırat boyunda buralara kadar gelip geri döndüklerini gösteriyor. Rum tarihçisi Halkondil Ertuğrul’un babasının Oğuz Alp dedesinin de Gündüz Alp olduğunu yazıyor.Yazıcızade Ali,Selçuki tarihinde “ …Sultan ucu Hüsamettin oğulları ve Kayı’dan Ertuğrul’a Gündüz Alp ve Gök Alp’e ısmarladı” diye yazıyor.Şu hale göre Ertuğrul Gazi’nin Gündüz Alp ve Gök Alp ile aşireti yönettiği anlaşılıyor. Gündüz Alp’in mezarı Ankara civarındaki Kızılsaray özüne bağlı Kırka köyündedir. Ertuğrul’un mezarı Söğütte olduğuna göre Gök Alp’in mezarı belirsizdir. Konumuz Alp-Kayı köyündeki mezar,Gök Alp’in mezarı olabilir. 1231’de İznik İmparatoru Selçuklu hududuna tecavüz edince Selçuklu orduları Sultanönü civarında Bizanslıları mağlup etmişlerdi.Bu savaşın eski tarih ve coğrafya kayıtlarında adı geçen Kayı hududunda Porsuk çayı üzerindeki Sinekli Kayaadındaki dar boğazdan geçiş yerinde olmuş olması muhtemeldir.Bu civarda (Kayı yaylası) Selçuki (Müslüman mezarlığı ve büyük türbesi ile Rum mezarları yan yana geniş bir sahayı kaplamakta) tarihi Kral Yolu(İpek Yolu) güneyinde bulunmaktadır.Bu savaşta Ertuğrul’un akıncılarıyla,Selçuklu ordusunu desteklediği ve zafer sonrasında Sultanönü’ne gelen Alaaddin Keykubad ‘a hediyeler vererek kendini tanıttığı ,daha sonra Karacahisar’ı sonra da Söğüt’ü zapt ile Bilecik tekfurunu sultan adına vergiye bağlayan Ertuğrul’a buralar verilmiştir. III.Gıyasettin Keyhüsrev (1264-1283) Cimri Vak’ası üzerine 1279’da hududa gelince Ertuğrul Gazi hediyeler sunarak hizmetine varmış ve Osman Bey’in küçük oğlunu sultanın emrine vermiştir. Sultan Söğüt’ü mülk olarak verdiği gibi Osman Bey’in küçük oğluna da Elazığ-Keban-Pagnig bölgesini tımar olarak vermiştir.Bunun nesli Pegnig ve Paşikli bölgesinde Halil Bayat ve Ahmed bey tarafından sürdürülmektedir. Yıldırım Bayezid Malatya seferinde bu aileyi o yerde görüp iltifat etmiştir. 1947’de Keban Kaymakamı olan Halim Sait Kayılı bu aileyi ziyaret ederek ailenin geçmişlerinin tarihini kendilerinden dinlemiştir. Kayılılar Neokomeyi işgal ederek Alp-Kayı köyünü oluşturmuşlardır.Buraya bağlı 40 kadar köyün oluşturduğu bölgeyi işgal etmişler Alp-Kayı’ya HAS oalrak sahip olmuşlardır. Alp Kayı (Gündüz Alp)’nın türbesi ve çevredeki mahal isimler,i,köyün zaptediliş menkıbesi,ilk yerleşenler(Osman Bey’in akraba ve arkadaşları),Kayı’dan doğruca ormanın içinden direkt Söğüt’e giden yolun bulunuşu,Kayılıların burayı merkez edindiklerini gösterir.Kayı köyünden,İznik Bursa merkez iken,sarayın düğünlerine,tahta çıkış törenlerine bu köyden Kayılıların davet edildikleri kendilerine dürü(düğün hediyesi),kıymetli giysiler silahlar,süslü eğer takımları kılıç ve nişanların gönderilip,köy ulularının düğüne daveti ve bu davete gidenlerin de saraya düğün hediyesi olarak çok çeşitli hediyeler götürdükleri belirtilir. Bu kıymetli hediyeler Said Ağa’ya miras kalmış olan büyük tarihi konakta muhafaza edilirken Yunan işgalinde konakla birlikte yakılmıştır. Ertuğrul’un eşi Hayma Hatun’un başka birkaç mezarla türbelerini Sultan II.Abdülhamid yaptırmış ve bir çeşme ekletmiştir. Gündüz Alp Bey Osman Bey’in ağabeyidir,oğlu Baykoca Bilecik savaşında şehit olmuştur.Kayı’nın bulunduğu bu geniş arazi Gündüz Alp’e verilmiş olduğu düşüncesi kuvvetlidir,oğlu Baykoca’nın şehid oluşundan sonra ve Karacahisar’ın alınmasından sonra Gündüz Alp bey’in ihtiyarlayıp Alp Kayı’ya geldiği düşüncesi kabul görür. Köyümüz Oğuzların KAYI boyuna dayanmaktadır. == Kültür Köyün yöresel yemegi toyga ve tarhana corbasıdır. .Etli plav ve soğanlı gözlemeside yöresel yemeğidir.Ayrıca karpuz ve soğan üretiminde Eskişehir'in öncüsü olmakta ve bu dallarda yakında Türkiye'nin en iyisi olma yolunda adımlar atmaktadır. Coğrafya Eskişehir merkezine 27 km uzaklıktadır. Eskişehir Alpu yolu üzerindeki Çavlum köyü sapağından dönüp 12 km daha gitmemiz gerekmektedir İklim == Köyün iklimi, karasal iklimi etki alanı içerisindedir. == Nüfus == == Ekonomi == Köyün ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır. Son Yıllarda Kuru Soğan yetiştiriciliği yapılmaktatır.Ayrıca tanıtımı geçtiğimiz sene festival ile yapılan "Yakakayı Karpuzu" Çukurova'ya karşı dikilecek gibi gözüküyor. == Muhtarlık == Yerleşim yerinin köy tüzel kişiliği alması ile birlikte köyün tüzel kişiliğini temsil etmesi için köy muhtarlık seçimleri de yapılmaktadır. Seçildikleri yıllara göre köy muhtarları: :2010 - Sefa Kirazcı :2004 - Gazi Metin :1999 - Gazi Metin :1994 - Tahsin Yavuz :1989 - Tahsin Yavuz :1984 -Ali İhsan Şentürk == Altyapı bilgileri == Köyde ilköğretim okulu vardır. Köyün >içme suyu şebekesi ve [[kanalizasyon şebekesi vardır. turbuu şubesi yoktur ancak ptt acentesi vardır. Sağlık ocağı ve sağlık evi yoktur. Köye ulaşımı sağlayan yol asfalt olup köyde elektrik ve sabit telefon vardır. Ve de köyde adsl bağlantısı mevcuttur. == Dış bağlantılar == * [http://www.yerelnet.org.tr/ Yerelnet BAGLANTIYA NORMALDE GEREK YOK