Yahudilikte Borç ve Faiz

Kısaca: Yahudilikte borç ve faiz kombinasyonu konusu karmaşık ve detaylıdır. Faiz kelimesinin İbranicesi ''neşeh''tir (נשך), anlamı ''lokma''dır; borç verenin elde ettiği kazanca ise ''marbit''/''tarbit'' (מרבית/תרבית) denir.''Jewish Encyclopedia'' ''Neşeh'', faizin düşürülüp verilen borcun önceden kesilen faizine denir; ''marbit''/''tarbit'' ise, verilen borcun üstüne eklenen faizdir. ''Marbit''/''tarbit'', modern anlamda uygulanan şekildir ve modern İbranice'de (Kuran'daki Arapça kelime olan ''R ...devamı ☟

Yahudilikte borç ve faiz kombinasyonu konusu karmaşık ve detaylıdır. Faiz kelimesinin İbranicesi neşehtir (נשך), anlamı lokmadır; borç verenin elde ettiği kazanca ise marbit/tarbit (מרבית/תרבית) denir. Neşeh, faizin düşürülüp verilen borcun önceden kesilen faizine denir; marbit/tarbit ise, verilen borcun üstüne eklenen faizdir. ve Yahudi kanunlarınca da yasaktır. Talmud, Hezekiyel'in faizi kınaması üzerine odaklanır. Hezekiyel, faizin nefret edilecek birşey olduğunu belirtir ve metaforik anlamda tefecileri kan dökenlerle bir tutar. Ahitte Tora'da, faiz yönetmeliği , ve 'de ifade edilmiştir. Levililer kitabı, fakir olanın maddi bağımsızlığını kazanması adına parasal veya yemek borcu verilmesi teşvik edilir fakat adı geçen diğer iki kitabın aksine herhangi bir faiz uygulamasını yasaklar. Her üç yerde de faiz uygulamanın sömürücülük olduğu belirtilir. Levililerin aksine, Çıkış ve Tesniye kitapları, faizin Yahudi olmayanlara uygulanmasında bir sorun görmez. 'Yemek parası' adı altında yapılan gıda borçlarında zeytin, hurma, tohum ve hayvanların kullanıldığı ~MÖ 5000'lerde dahi görülmektedir. Kayıtlara göre gümüşe %10-25 ve tahıllara %20-35 faiz uygulanmaktaydı. Mezopotamya, Hititler, Fenike ve Mısır'da faiz yasal olup genelde devlet idaresindeydi. Sümerliler ise genelde verdiği borçlara yıllık %20 faiz uygulamaktaydı. Sümer kanunlarında karşılıklı çıkar anlaşmasının varlığı görülür; buna göre borçluyla borç veren bir anlaşma ile iş ortağı olur; borçlu iş yerini yönetip orada çalışırken sermayeye katkısı bulunan borç veren kardan pay alır. kelimesi Talmud'da fazicilik olarak yorumlanır ve borç verenle birlikte borç alan da suçludur; İngiliz kanunlarındaki Tutu yasaları bu istisnadan faydalanmak için yaratılmıştır. Mişna'ya göre, eğer şahitler yalan söyleyip son ödeme tarihinin başka bir zamanda olduğunu söylerse ve yalan söyledikleri ispatlanırsa iki tarih arasındaki masrafları yalan yere şahitlik yapanlar öder. Mişna, yatırımlardan faiz çekmeyi yasaklar, bunu yerine insanlar toprak alıp gelirlerini buradan elde etmelidir. aynı şekilde, bir kişinin faiz borcunu ödemesi için diğer işçilere oranla daha fazla çalıştırılamaz.

Muafiyet ve kaçınma

Ürün sahibinin, dükkan sahibine ürünü satması için vermesi ve karşılığında kardan pay alması Mişna'da yasaklanmıştır çünkü ürünü veren kişi ürünü dükkan sahibine borç olarak veriyor olarak kabul edilir ve hırsızlık, ürün değerinin azalması ve kaza gibi riskler dükkan sahibinin başına kalmaktadır. Bu duruma Heter İska yani muafiyet kontratı denir ve Sümer ortaklık yapısı da bu şekilde işlemekteydi. Her kontratta olabileceği gibi uyuşmazlıklar laik mahkemelerde çözümlenebilir lakin bu, Halaha prensiplerine aykırı bir sonuçla neticelenme riski taşımaktadır. Mişna'da, anti-tefecilik kanunlarından kaçınma metotları da işlenmektedir. En basit metot örneklerinden biri, kişinin bir başkasına bir nesne ödünç vermesi ve bir süre sonra onu daha ucuz fiyata geri almasıdır. Kanundaki boşluktan istifade etmenin bir başka örneğiyse şöyledir: Ahit, İsrailoğullarından olmayanlara faiz uygulamaya izin verir böylece bir İsrailoğlu başka bir İsrailoğluna faizle borç vereceği zaman İsrailoğullarından olmayan üçüncü bir aracı kullanır. Ortaçağ rabinik edebiyatında Maymonides'in görüşüne göre, faizciliğe benzer bazı durumlara izin verilebilir; örneğin, üçüncü bir şahısa daha yüklü bir ödeme yapma karşılığında, birinci şahıs ikinci şahısa borç verebilir; veya üçüncü şahsın birinci şahısa yüklü bir miktar vermesini sağlayan ikinci şahıs, birinci şahıstan borç alabilir. Yahudi olmayana faiz uygulmak uygundur ve hatta bunun belirli sınırlar içinde bir mecburiyet olduğunu dile getirir fakat borç veren kişi hevese kapılıp aynı uygulamayı Yahudiler üzerinde uygulamamalıdır. Yetimler veya fakirler gibi hayır için verilen borçlara faiz uygulanması yasaktır. Hayatı tehlikede olan birinin faizle borç almasına izin verilir. Şulhan Aruh'un görüşüne göre, verilen anapara üzerinde zorlama yapılabilir, eğer borca ayriyetten faiz uygulanıyorsa faiz kısmına zorlama yapılamaz. Eğer anlaşma anapara ve faizi birleştirerek yapılmışsa bunun hiçbir bölümünde zorlama yapılamaz. Eğer yasal vasi, velisi olduğu kişinin malından borç verdiyse ve faizini tedarik ettiyse bunu geri vermek zorunda değildir. Şulhan Aruh, mahkemenin, borç verenin faizden vazgeçmesini sağlaması için alacaklıyı sadece falakaya yatırabileceğini belirtir, eğer alacaklı faizi geri vermeden ölürse para varislerine kalır. Ayrıca bakınız *Prozbul *Şmita *Yovel Kaynakça

Kaynaklar

Vikipedi

Bu konuda henüz görüş yok.
Görüş/mesaj gerekli.
Markdown kullanılabilir.

Yahudi tarihi
3 yıl önce

Yahudiler Hristiyan Avrupa'da ekseriyetle ağır zulüm görmüşlerdir. Faiz ile borç para vermesine izin verilen tek grup olduklarından (Faizcilik Kilise...

613 Mitsvot
3 yıl önce

teminat olarak alma Deut. 24:6 Faizle borç verme Lev. 25:37 Faizle borç alma Deut. 23:20 Borç faizinde, garantide, şahitlikte ve yazılı taahhütnamede aracılık...

şeriat
3 yıl önce

köklü bir gelenek halinde idi. Yahudilikte de kısas bulunduğu gibi faiz de yasaklanmıştı. Bazı durumlarda zina eden kadın ve erkek taşlanarak öldürülürdü...

ݞeriat, ݞeriat
Suriye'deki Yahudilerin tarihi
3 yıl önce

eşyalarıyla veya el sanatlarıyla ilgilendiğini belirtir. %24 faizle Venediklilere borç verdiklerini anlatır. Rambam'ın Lunel hahamlarına yazdığı mektupta...

İsviçre
3 yıl önce

düzenli olarak azalarak yüzde 3,1'e geriledi. Keza, artan petrol fiyatlarına ve faiz oranlarının yükselmesine rağmen enflasyonda görece az bir artış oldu. Bu...

Avrupa Birliği
3 yıl önce

bir ortak finansal pazar yaratmak, fiyat istikrarı sağlamak, düşük faiz oranı ve tek bir ortak para birimiyle uluslararası bunalımlara karşı korunmak...

Avrupa Parlemantosu, Avrupa Güvenlik Konseyi, Birleşmiş Milletler, Türkiye, Avrupa Ekonomik Topluluğu, İngiltere, Fransa, Nice Antlaşması, Maastricht kriterleri, Marshall Planı, Ekonomi, Uluslararası ilişkiler, Türkiye, 1958
Moon tarikatı
3 yıl önce

Myung Moon ve eşi Hak Ja Han, iki kuruluş aracılığıyla Üniversitenin finansal olarak istikrar kazanmasına yardımcı oldu: Üniversiteye% 6 faizle 400.000 $...

Moon tarikatı, 1954, ABD, Din, Güney Kore, Korece, Kuzey Kore, Taslak, Teokrasi