Önce, İzmir Sanayi Bandosu`nda, ardından İstanbul`da Mızıka-i Hümayun`da çalışmıştır. 1924`te Bandoyla birlikte Ankara`ya nakledilmiş, 1932`de Cumhurbaşkanlığı Bando Heyeti Şefliği`ne (Riyaseticumhur Musiki Heyeti) atanmıştır. O dönemde Musiki Müesseseleri Müdürü olan Osman Zeki Üngör ile birlikte, ülkedeki müzik kurumlarının yapılandırılması anlamında danışman olarak davet edilen ünlü Alman besteci Paul Hindemith`in hazırladığı raporlara önemli katkıda bulunmuştur. Musiki Muallim Mektebi`nin kurucuları ve ilk yöneticileri arasında yer almıştır. Yetiştirdiği birçok asker ve sivil öğrencisi Türkiye müzik hayatını şekillendirmiştir. Örneğin, İhsan Künçer`in Paris`e gidip eğitim görmesi için özel çaba sarf ederek ve dönüşünden sonra da kendisinin albay olmasına olanak sağlayarak (Veli Kanık `yarbay` rütbesi taşımakta idi) ve şeflik görevini Künçer`e devrederek kendi isteği ile iki yıl boyunca idari işlerle uğraşmıştır. Atatürk`ün çok eski dönemlerden tanıyıp sevdiği bir kişi olduğundan, kendisine radyo müdürlüğü teklif edilmiş, mütevazı kişiliğiyle hep geri planda kalmayı yeğ tutmuştur. 1945`te emekliye ayrılmıştır. Emekliliğinden sonra bir süre Ankara Radyosu müdürlüğünü yürütmüştür. 1949`da İstanbul Radyosu`nda ses uzmanı (tonmayster) olarak çalışmaya başlamış, 1953`te ölmüştür.
Orhan Veli`nin ünlü şiirinde ismi anılan Veli`dir.
İstanbul`da Boğaziçi`nde, Bir fakir Orhan Veli`yim; Veli`nin oğluyum, Tarifsiz kederler içindeyim.
Oğlunun şiirlerini pek beğenmediğini defalarca dile getirmiştir.