Push
1. anlamı üzerine hücum etmek, saldırmak, arkasını bırakmamak; kakışm; kdili kanunsuz yoldan uyuşturucu madde satpush about öteye beriye kakmak; boynuz ile vurmak, tos vurmak; tazyik etmek, sıkıştırmak; dürtmek, itmek; sevketmek, yürütmek, sürmek.2. anlamı itmek. basmak. bastırmak. sıkıştırmak. zorlamak. baskı yapmak. reklamını yapmak. uyuşturucu satmak. ... yaşına merdiven dayamak. itme. itiş. kakma. dürtme. ilerleme. hücum. çaba. gayret. güç. enerji. girginlik. girişkenlik. destek. yardım. işten kovulma.