Thrust

Thrust

1. anlamı kemer veya kubbenin duvar üzerine tazyiki; thrust at someone kılıçla hamlede bulunmak, itme kuvveti; lafı kesmek; dürtmek, zorla kakarak sürmek, itmek; saplamak, süngülemek; hamle; itme, dürtme; süngüleme, bıçak sokma.
2. anlamı sokmak. saplamak. itmek. dürtmek.

Thrust

Thrust İngilizce anlamı ve tanımı

Thrust anlamları

  1. (v. t.) To stab; to pierce; -- usually with through.
  2. (imp. & p. p.) of Thrust
  3. (noun) The force or pressure of one part of a construction against other parts; especially (Arch.), a horizontal or diagonal outward pressure, as of an arch against its abutments, or of rafters against the wall which support them.
  4. (v. i.) To make a push; to attack with a pointed weapon; as, a fencer thrusts at his antagonist.
  5. (v. i.) To enter by pushing; to squeeze in.
  6. (noun) A violent push or driving, as with a pointed weapon moved in the direction of its length, or with the hand or foot, or with any instrument; a stab; -- a word much used as a term of fencing.
  7. (v. t.) To push or drive with force; to drive, force, or impel; to shove; as, to thrust anything with the hand or foot, or with an instrument.
  8. (v. i.) To push forward; to come with force; to press on; to intrude.
  9. (noun) An attack; an assault.
  10. (noun) The breaking down of the roof of a gallery under its superincumbent weight.
  11. (n. & v.) Thrist.

Thrust tanım:

Kelime: thrust
Söyleniş: 'thr&st
İşlev: verb
Türleri: thrust; thrust·ing
Kökeni: Middle English thrusten, thristen, from Old Norse thrysta; probably akin to Old Norse thrjOta to tire, Old English thrEat coercion -- more at THREAT
transitive senses
1 : to push or drive with force : SHOVE
2 : to cause to enter or pierce something by or as if by pushing thrust a dagger into his heart
3 : EXTEND, SPREAD
4 : STAB, PIERCE
5 a : to put (as an unwilling person) forcibly into a course of action or position was thrust into the job b : to introduce often improperly into a position : INTERPOLATE
6 : to press, force, or impose the acceptance of upon someone thrust new responsibilities upon her
intransitive senses
1 a : to force an entrance or passage b : to push forward : press onward c : to push upward : PROJECT
2 : to make a thrust, stab, or lunge with or as if with a pointed weapon thrust at them with a knife

Thrust ile eşanlamlı (synonym) kelimeler

Drive, Force, Hurl, Hurtle, Jab, Lunge, Pierce, Poke, Poking, Push, Shove, Squeeze, Stab, Stuff, Thrusting,

Thrust

İngilizce Thrust kelimesinin İspanyolca karşılığı.
s. empuje, empujón, impulsión, lanzada, propulsión; arremetida, rebato; corrimiento, deslizamiento de tierra; estocada; fuerza de propulsión de avión
v. empujar, dar un empujón a

Thrust

İngilizce Thrust kelimesinin Fransızca karşılığı.
n. poussée; coup d'estoc; (militaire) poussée; butée; poussée (avion)
v. pousser; enfoncer

Thrust

İngilizce Thrust kelimesinin Almanca karşılığı.
n. Stoß; Stich; Vorstoß; Druck; Schub; (Luftfahrt) Schubkraft eines Propellers
v. stoßen

Thrust

İngilizce Thrust kelimesinin İtalyanca karşılığı.
s. colpo, botta; pugnalata; forte spinta, spintone; (Mil) attacco, offensiva; (fig) critica violenta; frecciata, stoccata; (fam) arrivismo, ambizione sfrenata; (aeronatica) trazione
v. spingere, cacciare; ficcare, piantare, conficcare; stendere, distendere, allungare; costringere ad accettare, imporre; intromettere, interporre; (rar) trafiggere, infilzare

Thrust

İngilizce Thrust kelimesinin Portekizce karşılığı.
s. empurrão, golpe, impulso; empuxo, propulsão (como a de um avião)
v. empurrar

Thrust

f. itmek, dürtmek, sokmak, saplamak, saldırmak, hücum etmek
i. itiş, itme, saplama, süngüleme, baskı, basınç, saldırı, hücum, itme kuvveti

Thrust

İngilizce Thrust kelimesinin Flemenkçe karşılığı.
zn. stoot, duw; steek; drijfkracht (van vliegtuig)
ww. duw, geduwd

Thrust

n. push, boost, hit; thrust force, propelling force (as of an airplane)
v. drive by applying pressure, push, shove

Bu konuda henüz görüş yok.
Görüş/mesaj gerekli.
Markdown kullanılabilir.

Thrust SSC
4 yıl önce

Thrust SSC (Thrust SuperSonic Car), dünyadaki sesten hızlı ilk otomobildir. Jet yakıtı ile çalışmaktadır. Tek kişiliktir. Durması için 4 tekerleğe bağlı...

Thrust SSC, Dünya, Otomobil, Otomotiv, Paraşüt, Ses, Taslak, Fren, Jet
Buhar türbini
3 yıl önce

reheat stoper (bazı tiplerde) Pedastal İmpeller regülatör Radyal yataklar Thrust yatak By-passlar Nozullar Glendler İnter labirentler Karter labirentleri...

Buhar türbini, Buhar, Dizel, Mekanik enerji
Turbofan
3 yıl önce

de diyebiliriz. Oluşan bu itme gücü egzoz çıkışındaki türbinler vasıtasıyla dışarı gönderilir, tüm bu sistem aynı mile bağlı bir düzenektir. Thrust SSC...

Turbofan, Taslak, Teknoloji, Thrust SSC, Uçak, Jet, Egzoz
IRIS-T
6 yıl önce

IRIS-T (Infra Red Imaging System Tail/Thrust Vector-Controlled) kısa mesafeden Havadan-Havaya taktik saldırı füzesidir. Bir nevi Avrupa'nın AIM-9 Sidewinder'a...

IRIS-T, 1995, 2003, AIM-9 Sidewinder, Almanya, Avrupa, Eurofighter, F-16, F-18, Gripen, Kanada
Black Rock Çölü
6 yıl önce

dünyanın en düz alanlarından biri olarak kabul görür. Bu yüzden 1997 yılında Thrust SSC, kara taşıtları hız rekorunu burada kırmıştır. Aynı şekilde Tripoli...

Black Rock Çölü, ABD, Coğrafya, Nevada, Taslak, Thrust SSC, Burning Man, Pershing, Humboldt, Nevada
We Are Scientists
6 yıl önce

ardından altı ayda 100.000 adet satıldı. 2008'de çıkan albümleri Brain Thrust Mastery ile Britanya albüm listelerinde on bir numaraya kadar yükseldiler...

X-9 Shrike
6 yıl önce

İtici güç: Bell XLR65-BA-1 liquid-fuel rocket engine, 3,000 lbf (13.3 kN) thrust Max Hız: Mach 2.0 Menzili: 50 mi (80 km) Servis zamanı : 12.3 mi (19.8 km)...

Scramjet
6 yıl önce

yakıt sıkıştırılmış havayla birlikte ateşlenerek geriye doğru gider ve thrust oluşturur. Scramjet havayı sıkıştırmak için uçağın hızını kullanır, yani...