Sadrazam Maktul İbrahim Paşa`ya sunulmuş olan eserin bir önemli noktası da yazım dilinin Türkçe olmasıdır. Zira o dönemlerde Türkçe`yi konu alan birçok eser, genellikle Arapça konuşanlara Türkçe`yi tanıtmak için yazıldığından, Türkçe yerine Arapça olarak kaleme alınmıştır. Eserin dili aynı zamanda fazlasıyla açık ve rahat anlaşılabilir bir Türkçe`dir ki bu eseri halk tarafından kolayca anlaşılabilir kılmıştır.
Giriş bölümünün yanı sıra iki bölüm daha barındıran eserin giriş bölümünde yazar bu konuda bir eser kaleme almasının nedeni olarak daha önce bu konuda fazla eserin kaleme alınmamış olmasını gösterir. Eserin birinci bölümünde bir dil öğesi olarak "sözcük" tanımlanır ve sözcüğün türleri açıklanır. Bu aşamada, dönemin çoğunluğu Arapça ve Yunanca diğer dilbilimi metinlerindeki gibi, sözcüğün üç çeşit olduğu ifade edilmiştir: isim, fiil ve edat. İkinci bölümde isim, fiil ve edat çeşitleri tanımlanır, zamirler, zarflar, tümleçler ve birçok farklı gramer öğesi işlenir. İkinci bölümün sonunda dönemin tanımış şairlerinden Hayali`nin} bir gazeli üstünde gramer kuralları gösterilir ve gazel gramer açısından incelemeye tabii tutulur. Böylece işlenmiş olan gramer kuralları, edebi bir metin üstünde, incelenmiş olur.
Notlar
- } Bergamalı Kadri, Müyessiretü`l-`Ulum, Yayımlayan: Besim Atalay, İstanbul 1946, s.95.