Zarf

Kısaca: Zarf içinde muhafaza ettiği maddenin dışardan görülmesini ve dışarıya sızmasını önleyen, kullanma maksadına göre şekillendirilmiş kılıf veya kab. ...devamı ☟

Zarf
Zarf

Mektup, evrak gibi şahıs veya teşkilatlarla ilgili özel yazışmalar kapalı, düz ve umumiyetle kağıttan yapılmış zarflarda taşınır. Bu tür zarflarda kolaylık olması için bir taraf zamklanmıştır. Zamk ıslatılarak açık olan kenar kapatılabilir. Zarf bir örtüdür. Zarfın PTT hizmetlerinde önemi büyüktür. Mektup ve evraklar dağılmadan, tahrib olmadan, ilgisiz kişilerin göremeyeceği bir şekilde üzerlerinde yazılı olan adrese ulaşmasını sağlar. Zarf üzerinde gönderenin ismi sol üst köşeye; gideceği adres ise sağ alt köşeye yakın yazılır. Düzgün yazılmış bir adres PTT dağıtıcısına büyük kolaylık sağlar. Balonlarda ve hava gemilerinde bulunan balon bölmeleri uçucu gazın kaybolmaması için şekil verilmiş bir nevi zarftır. Buradaki görevi gazın sızmadan bir arada kalmasını sağlamaktır. Mayınlarda kullanılan zarf da böyledir. Mayın zarfı, patlayıcı maddeleri toprak, su içinde ıslanmaya, mekanik sıkışmalara karşı korur. Patlayıcı madde ve ateşleme donanımı mayın zarfı içinde kalır. Derin sularda dahi su, zarftan iç kısımlara geçemez. Zarf, dilbilgisinde bir kelime çeşidi olarak manaya yer, yön, zaman, nicelik azlık-çokluk, soru ifadesi kazandırmak için diğer kelimelerle birlikte kullanılır.

Zarf

1. anlamı Kap, kılıf, sarma. İçine mektup veya başka kâğıtlar konulan kâğıttan kese:"Bir sabah kahvaltımı yaparken bana gösterişli bir zarf getirdiler."- A. Haşim. İçine fincan veya bardak oturtulan metal kap:"Kenarları ezik bir çift altın kahve fincanı zarfını elinde evirir çevirirdi."- R. Enis. Bir fiilin, bir sıfatın veya bir zarfın anlamını zaman, yer, ölçü, nitelik, soru kavramları bakımından etkileyen kelime, belirteç: Az yaşamıştı. Geç kalınca utandı gibi.
2. anlamı kahve fincanı zarf.

Zarf

Zarf İngilizce anlamı ve tanımı

Zarf anlamları

  1. (noun) A metallic cuplike stand used for holding a finjan.

Zarf tanım:


Zarf

Türkçe Zarf kelimesinin İngilizce karşılığı.
[Zarf] adj. adverbial
n. adverb, calix, cartridge, cover, envelope, receptacle, sheath, shuck

Zarf

Türkçe Zarf kelimesinin Fransızca karşılığı.
enveloppe [la], chemise [la], contenant [le], adverbe [le]

Zarf

Türkçe Zarf kelimesinin Almanca karşılığı.
n. Adverb, Umschlag, Umstandsbestimmung, Umstandswort
adj. adverbial

Bu konuda henüz görüş yok.
Görüş/mesaj gerekli.
Markdown kullanılabilir.

Zarf Resimleri

Zarf (dilbilgisi)
2 yıl önce

Zarf veya belirteç; bir fiilin, fiilimsinin, sıfatın veya başka bir zarfın anlamını yer, zaman, durum ve miktar bakımından niteler. Zarflar, fiile yöneltilen...

Zarf-fiil
2 yıl önce

Zarf-fiil, bağ-fiil, ulaç veya gerundium; bir fiilin cümlede zarf (belirteç) görevinde kullanılan hâli. Türkçedeki üç fiilimsi grubundan biridir. Fiillere...

Zarf (anlam ayrımı)
6 yıl önce

Zarf, şu anlamlara gelebilir: Zarf, herhangi bir malzemenin içine yerleştirildiği, korumak, gizlemek veya estetik görünüm amaçlı kâğıt veya plastik maddeden...

Zarf tümleci
2 yıl önce

Zarf tümleci veya belirteç tümleci; Türkçede cümlenin öğelerinden biridir. Pek çoğu zarflarla ve edatlarla kurulur. Edatlarla kurulan zarf tümleçleri edat...

Zarf tümleci, Dil, Taslak
Dolaylı tümleç
2 yıl önce

sözcük veya sözcük grubu zarf tümleci olur: Sağa sola bakmadan içeri girdi. (zarf tümleci) Akşama, yemeğe gideceğiz. ("akşama" zarf tümleci, "yemeğe" dolaylı...

Dolaylı tümleç, Cümle, Yüklem, Zarf tümleci, í–zne, İsim, Tümleçlere
Fiilimsi
2 yıl önce

ekine göre cümlede isim, sıfat ya da zarf olarak kullanılabilir. Türkçede isim-fiil (mastar), sıfat-fiil (ortaç) ve zarf-fiil (ulaç) olmak üzere üç fiilimsi...

Cümlenin ögeleri
2 yıl önce

cümlenin ögeleri şunlardır: Yüklem Özne Nesne Dolaylı tümleç (yer-yön tümleci) Zarf tümleci Cümle; bir fikri, bir düşünceyi, hareketi, duyguyu ve olayı tam bir...

Cümlenin ögeleri, Cümle, Devrik cümle, Dolaylı tümleç, Eksiltili cümle, Nesne, Sözcük, Tümleç, Yüklem, Zarf tümleci, í–zne
Fiil soylu kelime
2 yıl önce

Fiilimsiler kendi içinde üçe ayrılır: İsim-fiil (mastar), Sıfat-fiil (ortaç), Zarf-fiil (ulaç). Dün gece birkaç saat televizyon izledim. (fiil) Sana bir şey...