Çoğu diğer dillerde suya bağımlı yaşama şeklini ifade eden isimleri vardır; örneğin: "``Water buffalo``". Mandalar hava sıcaklığı 30 santigrad derecenin üzerine çıktığında ter bezleri sığırınkine göre %10 daha az olduğundan yeterince vücut ısısını ter yoluyla atamazlar. Bu durum, onların metabolizmalarının bozulmasına neden olur. Bu olumsuzluğu önlemek ve serinlemek için günde bir kaç kez suya girmeleri gerekir. Bu yüzden fazla kurak iklimli bölgelerde, yapay bir göl yada duş sistemi yapılmazsa manda yetiştirilemez.
Manda sıcağa karşı duyarlı olduğu gibi soğuğa karşı da oldukça duyarlıdır. ortam sıcaklığı 5 santigrad derecenin altına düşerse ve uzun süre sıfır derecenin altındaki sıcaklıklara maruz kalırsa, düşük sıcaklığa maruz kalırsa üşür ve bunu titreyerek belli eder. Sürekli düşük sıcaklığa maruz kalırlarsa, ölmeseler bile kuyruk uçları donarak kangren olur ve düşer. Daha önemlisi üşümeye bir de yetersiz beslenme sonucu enerji noksanlığı eklenirse, metabolizmaları bozularak karaciğer ve böbrek yetmezlikleri gelişebilir ve ölürler.
Özellikleri
Manda 180 cm boyuna, 3 metre uzunluğa ve 1 ton ağırlığa kadar varabilir. Ama bu en büyük ölçüleri neredeyse sadece yabani mandalarda görülmüştür. Ev hayvanı olarak tutulan mandalar daha küçük olurlar ve ağırlıkları 500 kilodan fazla olanlara zor rastlanır. Vücutları sığırlar için tipik olan fıçı şekline sahiptir. Yabani mandaların rengi gri, kahverengi ya da siyah olur. Evcil mandalarda bu renklerin yanında, siyah-beyaz alacalıları ve hatta tamamen beyazları da bulunur.Mandalarda sadece erkeklerin değil dişilerin de boynuzları vardır. Bu boynuzları bazı soylarda dümdüz yanlara doğru uzanır, diğerlerinde ise yuvarlağımsı bir biçimde arkaya doğru uzanır. Boynuzların uzunlukları bir metreye kadar varabilir. Dişilerin boynuzları erkeklerinkinden biraz daha kısa olur. Ayrıca daha kısa boynuzları olan manda soyları vardır. Tırnaklarını birbirlerinden epey ayırabilmesi, yaşadığı bataklıklarda daha rahat yürüyebilmesini sağlar. Mandalar boynuz şekillerine göre gruplara ayrılır. Bunlar, Murrah, Akdeniz, Jaffarabadi ve Bataklık mandasıdır. Murrah gruptaki mandaların boynuzları küçüktür ve daire şeklinde kıvrıktır. Akdeniz grubundaki mandalarda boynuzlar yukarıdan aşağıya ve sonra geriye yönelmiştir. Jaffarabadi`de ise boynuzlar aşağıya doğru uzun şekilde yönelir sonra yukarı yönelerek ucundan daire şeklinde kıvrılır. Bataklık mandlarında boynuzlar hem kalın ve hem de oldukça uzundur.
Coğrafi yayılımları
Mandaların yaşadığı coğrafya son buz-çağından bu yana hiç durmaksızın daralmıştır. Pleistozí¤n-çağında hatta Kuzey Afrika`da bile mandaların yaşamış oldukları bilinmektedir. Çin, Hindistan ve Güneydoğu Asya`nın yanında, Mezopotamya`nın eski yüksek kültürleri çağında Mezopotamya`da da çok yaygınlarmış.Günümüzde hangi mandaların hakiki yabani manda ve hangilerinin sonradan tekrar yabanileşmiş olan evcil manda soyu olduğunu kesin olarak belirlemek zor olmuştur. Kamboçya, Laos ve Vietnam`da artık hakiki yaban mandaları bulunmadığı düşünülür. Birkaç hakiki yabani manda sürüleri dağınık şekilde Nepal, Bhutan ve Hindistan`ın Assam, Madhya Pradesh, Meghalaya ve Arunachal Pradesh illerinde yaşamaktadırlar. Tayland`ın batısında ve Sri Lanka`da yaşayan mandaların hakiki yaban mandası olup olmadığı konusu hala tartışılmaktadır.
Mandalar yaşam bölgesi olarak geniş sulak bölgeleri, bataklıkları ve ırmak vadilerini tercih ederler. Mandaların derisi, hem çok kalın hem de koyu renk olduğu için, çabuk sıcaklar ve serinlemek için suya girmesi gerekir. Serinlemek ve böcek/sineklerden kurtulmak için hergün saatlerce suya veya çamura girerler. Çamurdan çıktıklarından sonra üzerlerinde kuruyup kalan çamur da onları bir süre kan emici sineklere karşı korur.
Yaşam şekilleri
Asya`da artık neredeyse sadece evcil mandalar ya da "tekrar yabanileşmiş" mandalar bulunduğu için mandaların davranışları daha çok uzun zamandır yabani olarak yaşadıkları Avustralya`da incelenmektedir. Mandalar 30 hayvandan oluşan sürüler oluştururlar, ve bu sürünün başında tecrübeli bir dişi bulunur. Genç dişiler sürüde kalırlar ama genç erkek hayvanlar 2 yaşına vardıklarında sürüden kovulurlar. Erkek mandalar kendi aralarında 10 hayvandan oluşan bekar sürüleri oluştururlar. Çiftleşme zamanında (Eylül ayında) erkek mandalar, dişi sürülerinin peşine takılırlar. Çiftleşme zamanı sona erince, dişilerden ve yavrulardan oluşan sürünün başı olan yaşlı dişi, erkek mandaları tekrar sürüden kovar. Yaşlılıktan dolayı artık çiftleşemeyen erkekler gönüllü olarak sürülerden uzaklaşıp yalnız yaşamaya başlarlar. Bazen ama daha genç bir erkek manda tarafından sürüden kovulurlar.Dişiler her 2 yılda bir gebe olurlar. 320 gün süren bir gebelikten sonra 40 kilo ağırlığında bir yavru dünyaya getirirler. Yavrular yarım sene boyunca sütle beslendikten sonra kendileri otlamaya başlarlar. 2-3 yıl sonra kendileri üreyebilecek yaşa varırlar. Yabani mandaların ömürü 25 yıl kadardır. Ama evcil mandalarda daha uzun ömürleri olanlarıda vardır.
Mandalar otlar ve su kenarlarında büyüyen bitkiler ile beslenirler. Doğal düşmanı kaplandır. Kaplanlar özellikle yavru mandalara ve yalnız gezen mandalara saldırırlar, sağlıklı bir sürüye yaklaşamazlar. Bir manda sürüsü, bir kaplanı rahatlıkla korkutup kovar ve büyük mandalar kaplanları boynuzları ile hatta öldürebilirler.
İnsanlar ve mandalar
Evcilleştirme tarihi
Dünyaca 150 milyon evcil manda olduğu tahmin edilir. Mandanın ilk kez ne zaman evcilleştirildiğini söylemek zordur. Çünkü evcil ve yabani mandaların iskeletlerinde herhangi bir fark yoktur. Tarihde birbirinden bağlantısı olmayarak farklı bölgelerde evcilleştirilmeye başlandığı düşünülür.Evcilleştirilmelerin en eski kanıtları m.ö.400`de Hindistan`da Harappa-Kültüründe bulunur. Dolavira ve Shikapur bölgelerinde çok sayıda bulunan kemiklerin, orada sürü halinde tutulduklarını kanıtlamaktadır. Bu kalıntılardan az daha genç olan kalıntılar Mezopotamya`da bulunmuştur. En eski kalıntıları Hindistan`da olmak üzere, Mezopotamya`ya, Çin`e ve Güneydoğu Asya`ya doğru evcil mandaların kalıntıları bulunur.
Son birkaç yüzyıl içerisinde evcil mandalar insanlar tarafından daha uzak bölgelere yayılmışlardır; Güneydoğu Avrupa, Kuzey ve Doğu Afrika, Avustralya, Mauritius, Havaii, Güney Amerika ve Japonya. Avrupa`da özellikle İtalya`da, Romanya`da ve Bulgaristan`da büyük kapsamlı bir şekilde yetiştirilmektedirler. Gemilerle Avustralya`ya götürülmüş olan mandaların yetiştirilmeleri bir süre sonra boş verilmiş ve mandalar yabanileşmişlerdir. Bu yabanileşen mandalar Avustralyanın sulak bölgelerinde çok fazla türeyip, hatta bir sorun olmaya başlamışlardır. Avustralya hükümeti sayıları 200.000 olarak tahmin edilen mandaların sayılarını azaltmak için manda avını desteklemeye başlamıştır. Yeni Guinea, Arjantin ve Tunus`da da yabanileşmiş manda sürülerine rastlamak mümkündür.
Mandalar insanlara karşı sakindir ve hatta çoçuklar bile onları rahatlıkla yönlendirebilirler. Yabani mandalar genelde insanlardan uzak durur ve insanlardan kaçarlar. Sadece yalnız yaşayan yaşlı boğalar saldırgan ve tehlikeli olabilirler ve sadece insanlara değil hatta bir File bile saldırabilirler. Asya`da mandaların sarı ve kavuniçi rengini görünce derhal saldırdıkları söylenir. Bu yüzden kavuniçi renkli mintanlar giyen Buddha-rahipleri daima mandalardan uzak dururlar.
Kullanımı
Mandalar pirinç tarlalarında çalıştırılırlar ve yük hayvanı olarak kullanılırlar. Sütü, eti ve deriside kullanılır. Mandanın diğer bir özelliğide, diğer sığır türlerinin yakalandığı tipik hastalıklara karşı daha dayanıklı olmasıdır.Manda sütü
Mandalardan, diğer evcil sığırlardaki kadar fazla süt ve et elde edilemez. Ama zamanla geliştirilmeye devam eden yeni manda soyları biraz daha fazla süt verebilirler. 1979 senesine kadar bir yıl içerisinde bir mandanın verdiği en fazla süt miktarı 3000 litre olarak bilinmekteydi. Daha modern manda soyları ile bu miktar 5000 litreye kadar yükseltilebildi. Manda sütü, inek sütünden iki kat daha fazla yağlıdır ve daha uzun zaman bozulmadan saklanabilir. Sütteki kolesterol içeriği ise aksine yaklaşık 2,5 kat daha düşüktür.Manda yetiştiricileri, aynı diğer evcil sığırlar kadar süt verebilecek manda soylarının yetiştirilmesinin mümkün olduğuna inanmaktadırlar.İtalya`da üretilen mesur Mozarella-peyniri sadece hakiki manda sütü ile üretilmektedir.
Manda soyları
`da" target="_blank"> yöresel bir manda soyu] Mandaların 74 ayrı soyları tanılmaktadır. Bu soylar kabaca, ``Bataklık mandaları`` ve ``Irmak mandaları`` diye ikiye ayrılır. Bataklık mandaları yük hayvanları ve ırmak mandaları et ve süt elde edilen mandalardır.Bataklık mandaları özellikle Çin`de ve Güneydoğu Asya`da bulunurlar. Pirinç tarlalarını sürmekte kullanılan bu mandalar yaşlanınca kesilip yenilirler. Bu tür mandalar süt üretimi için uygun değillerdir.
Irmak mandaları süt ve et elde etmek için yetiştirilirler. Bu tür mandaların memleketi hiç şüphesiz Hindistan`dır. Hindistan`da en fazla, ve en çok ticari anlamda elverişli manda soyları bulunur. Son zamanlarda manda soyları geliştirmesi daha çok Avrupa`da ve Amerika`da devam etmektedir.
En önemli manda soyları:
- Baladi: Mısır`ın güneyinde; Yük hayvanı, ve süt
- Saidi, Mısır`ın kuzeyinde; Yük hayvanı, ve süt
- Kundi, Hindistan/ Sindhi; Süt`ü için tutulur; siyah renkli. Çok iri bir manda soyudur
- Murrah, Hindistan/ Haryana, Punjab; En fazla süt veren manda soyu. Bütün dünyaya ihraç edilmekte.
- Nili-Ravi, Hindistan/ Punjab; Süt-mandası; vücudu siyah ama yüzü beyaz alacadır. Boynuzları çok kısadır.
- Pandharpuri, Hindistan/ Maharashtra; Süt-mandası; Vücudu siyah renk, dev boynuzları 150 cm uzunluğundadır.
- Malaii mandası, Güneydoğu Asya; Yük hayvanı; Vücudu gri renk, orta uzunlukta orak şeklinde boynuzları vardır.
Sınıflandırma
Mandaların eski sınıflandırmalarında yabani mandalar ``Bubalus arnee`` ve evcil mandalar ``Bubalus bubalis`` diye adlandırılıyorlardı. Ama bunların ikiside aynı türe ait oldukları için bugünkü modern sınıflandırmalarında artık sırf ``Bubalus bubalis`` adı kullanılmaktadır. Ama bu türün yanında diğer türlerin var olması bilimcilerin arasında hala tartışma konusu olmaya devam etmektedir. Bazı bilimciler, atasının soyu 3500 yıl evvel tükenmiş olan Çin mandasını ayrı bir tür olarak görüp ``Bubalus mephistopheles`` adını kullanırlar. Filipinler`de bulunan Tamarau mandasıda, bazı bilimciler tarafından alt tür olarak kabul edilir. Günümüzde mandalar Syncerus ve Bubalus olarak iki ayrıcinse aittir. Syncerus cinsinin tüm türleri yabani olarak Afrika kıtasında yaşarlar. Syncerus caffer caffer (Cape mandası)belgesel filmlerde en çok gösterilen mandadır.Dış bağlantılar
- TC.Tarım bakanlığı/Mandalar
- Mandalar hakkında bir makale/Filiz Akdağ
- Türkiyedeki mandalar üzerinde bir bilimsel araştırma
- The Water Buffalo Homepage (english)
- The feral water buffalo (Ingilizce; Avustralya hükümetinin yabanileşmiş mandaların sayılarını azaltma programı hakkında bir sayfası)