1910 yılında Zahide Çay ile evlendi. 1911 yılında oğlu Hasan dünyaya geldi. 1913 yılında kızı Hacer doğdu. 1915 yılında İstanbul`da vatani görevini yapmakta iken, Çanakkale kara savaşları için Taburu ile birlikte cepheye sevkedildi. Aynı yıl Haziran ayında sol elinin avucuna isabet eden ``şarapnel`` parçası ile yaralandı ve önce cephe gerisinde daha sonrada İstanbul Haydarpaşa hastahanesine sevk edildi.
O zamanki imkanlar dahilinde yapılan operasyon sonunda savaş gazisi olarak memleketine hava değişimine gönderildi sonrasında da terhis edildi. Rahmetli`nin kendi ifadesi ile anlattığı, imkansızlıklar içerisinde İstanbul`dan önce Ankara`ya Sarıkışla Askeri birliğine kadar gelebilmiş, burada bir müddet istirahatten sonra memleketi İskilip`e ulaşmıştır. Bir süre yakınlarının yardımı ile geçimini temin ettikten sonra, Semerciler Arastası`nda daha sonra sahibi olacağı dükkanı açarak, Askerlik öncesi uğraştığı marangozluk mesleğine ait takımlarla ``Çeyiz Sandığı`` ve ``Doğrama işleri`` yapmaya başladı.
Bu arada Hafızlığının verdiği avantajla İskilip Meydan Camii`nde kadrolu imam olarak 1965 yılında emekli olana kadar görev yapmıştır. 1935 yılında Çanakkale ve Kurtuluş Savaşı`na katılanlara verilmek üzere TBMM`den bir Madalya ve Gazilik maaşı Kanunu çıkar. Madalya yerine isteyene arazi de verilmektedir. Kendisi arazi tercih etmiştir ve Ankara Hüseyin Gazi tepesi eteklerinde Solfasol Köyü`ne bağlı ekilebilir tarla tapusu ile Gazilik Maaşı`na layık görülmüştür.