Son Gelişmeler
Annan Planı temel alınarak yapılan 2004 halk oylamasında, uluslararası topluluğa üye olan KKTC`nin yaklaşımları değişmeye başladı. Azerbaycan, KKTC ile direk uçuşlara (her ne kadar özel olarak kiralanmış ucuz tarifeli uçaklar ile olsa da) başladı. Oysa bundan önce KKTC`ye gitmek için tüm uçuşlar Türkiye`den yapılmak zorundaydı. Genel sekreteri Ekmeleddin İhsanoğlu olan İslam Konferansı Örgütü, KKTC`yi bir topluluktan, bir gözlemci konumuna yükseltti ve Birleşik Devletler kongre üyelerinden oluşan bir temsilciler kurulu, KKTC devleti ile doğrudan bağlantıya geçti. Bu bağlantılar adanın güney kısmına gitmeden, doğrudan KKTC`ye yapılan ziyaretler ve iki tarafın bakanlıklarına yapılan milletvekili buluşmalarıdır.Azerbaycan`ın önderliğinde, tüm Türk dil ailesine mensup Orta Asya ülkeleri, KKTC ile olan kendi hava bağlantıları ile ilgilenmeye başladıklarını belirttiler. (Her ne kadar Azerbaycan, Avrupa Birliği`nin yaptığı güçlü baskılara karşı dayanıyor olsa da 2005`ten sonra KKTC`ye olan tarifeli uçuş seferlerini durdurmak zorunda kaldı.)
2005 Eylülü`nde Türkiye`nin denetiminde ABD`nin New York eyaletinde düzenlenen İslam Konferansı Örgütü`nde, üye ülkelere ve diğer devletlere Birleşmiş Milletler`in KKTC`ye yönelik kararlarını ve sınırlamalarını tanımamaları ve KKTC ile daha fazla doğrudan bağlantılar kurmaları yönünde çağrıda bulunuldu.
Ekim 2005`te Kırgızistan`ın gönderdiği büyük bir meclis kurulu, ekonomik ve kültürel bağlılıkları ile yakınlık bağlılıklarını göstermek amacıyla KKTC`ye vardı.
Diplomatik Temsilcilikler
Şu an Türkiye`nin, KKTC`de bir elçiliği ve konsolosluğu olmasına rağmen sadece bir elçilikle, KKTC ile olan diplomatik ilişkilerini sürdürüyor. Diğer ülkelerden ise fiili olarak çalışan elçilikler ve konsolosluklar olmasına rağmen resmi olmayan temsil kurumları bulunmaktadır. Türkiye ise KKTC`nin ilişkilerini, resmi olmayan bu kurumlar ile birlikteymiş gibi göstermektedir. Lefkoşa`da (ki bu şehir KKTC`nin denetimindedir) hem İngiliz Yüksek Kurulu hem de Birleşik Devletler büyük elçiliği kendi resmi diplomatik konutlarında bulunmaktadır (her ne kadar bu diplomatik konutlar 1963 öncesinden beri kullanılıyor olsa da). Bu sadece Büyük Britanya`nın ya da Birleşik Devletler`in KKTC`deki resmi tanımlamasını göstermemektedir..]
Azerbaycan ve Gambiya yakın zamanda KKTC`yi sonunda resmi olarak tanıdıklarını ve içtenliklerini tüm dünyaya duyurdular. Bu iki ülke bunu şimdiye kadar doğrudan gerçekleştirmedi; fakat resmi olmayan bağlantılarını arttırdılar. Ayrıca diğer ülkelerin diplomatları, KKTC`nin büyük elçiliği ile olan buluşmalarını devam ettirmek için KKTC`nin Ankara`da bulunan elçiliğine yakın zamanda ziyaretler düzenlediler. KKTC`ye karşı ilgisini olumlu yönde değiştiren son devlet Paraguay`dır.
Ayrıca KKTC`nin diğer şehirlerini temsil etmek ve ilk KKTC Temsilci Kurulu`na yardım etmek için, KKTC tarafından onursal temsilciler atandı.
Dışişleri Bakanı
Serdar Denktaş (KKTC eski cumhurbaşkanı Rauf Denktaş`ın oğlu) KKTC`nin dışişleri bakanıdır. Asıl amacı anavatanı olan Türkiye`nin askeri desteği devam ederken, ki zaten güneydeki Rumlara karşı savunmada bulunmak için hazırda 30.000 kişilik bir birlik beklemektedir, KKTC`nin yükselişini siyasi yollardan tüm dünyaya bildirmektir. Denktaş`ın KKTC için yaptığı betimlemeleri bağımsızlık, laik demokrasi ve uluslararası ekonomiyi güçlendirici yaklaşımları olarak kabul edilebilir.Münakaşalar
Güney Kıbrıs Rum YönetimiUluslararası olarak tanınmış Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, KKTC`ye uluslararası alanda hiçbir resmi konum vermemek için KKTC`yi yok sayar ve etkin olarak diğer ülkelerin girişimlerini de caydırmaya çalışır. Bu yaklaşım Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi tarafından desteklenmektedir. Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, KKTC`yi "Evlilik Dışı İlişki Sonucu Doğan Bir Kişi", "Türk Ordusu Tarafından İşgal Edilmiş Bir Vatan" ve "Türkiye`nin Bir Kukla Eyaleti" olarak kabul eder ve görür. "İkiyüzlü" ve "Yalandan" gibi anlatım şekilleri Rumlar tarafından KKTC`de çalışan memurları ve KKTC`deki devlet kurumlarını belirtmek için kullanılır.
Gerçekte KKTC Cumhurbaşkanı, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, Avrupa Birliği (AB) ve Birleşmiş Milletler (BM) tarafından basit olarak "Kıbrıslı Türk Cumhurbaşkanı" olarak kabul edilir. (``1960 dönemindeki Kıbrıs yapısını delil göstermek hernekadar ilginç olsa da Kıbrıslı Türk Önderler, tüm veto gücüyle birlikte`` Kıbrıs Cumhuriyeti`nin yardımcı cumhurbaşkanı ``olarak kabul edilirler. Fakat bu konum Rumlar tarafından Aralık 1963`ten beri kabul edilmemektedir.``) Bu tutum yüzünden KKTC, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi`nin hiçbir resmi tanımlamasını kabul etmez, onu "Güney Kıbrıs`ın Kıbrıslı Rum Yönetimi" olarak adlandırır ve bu yönetimin cumhurbaşkanını ise "Kıbrıslı Rum Önder" olarak kabul eder. Türkiye ise bu konumu onaylar.
Son zamanlarda bazı Kıbrıslı Türk ve Rum diplomatik başarıları elde edilmiştir. Her nekadar Yeşil Hat boyunca birkaç denetim noktası açılması son yaşanılan gelişmeler olsa da, Kıbrıslı Rum ve Türklerin diğer taraftan diğer tarafa ziyaretlerine izin verilmiştir.
Avrupa Birliği
Her iki taraf arasındaki müzakereler, 2004 yılında Avrupa Birliği`nin Güney Kıbrıs Rum Yönetimi`ni kendi topluluğuna katmasıyla içinden çıkılmaz bir duruma geldi. KKTC, Avrupa Birliği`nin bu yeni üyesini yasadışı olarak görüyor ve kendisine danışılmadan böyle bir katılımın gerçekleştiğini savunuyor (1960`daki yapıyı şart koşuyor). Ayrıca Avrupa Birliği`ne katılan bu Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, Kıbrıslı Türk halkını temsil etmiyor. Yasal olarak Avrupa Birliği düzenlemeleri tüm ada için geçerli olsa da, uygulamada adanın sadece güney bölümü ``Avrupa Birliğinin üyelik yararlarının tadını çıkarıyor.
Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, Avrupa Birliği`nden KKTC`ye gönderilme sözü verilen yardım paketlerininin ulaşımını veto etmek için Avrupa Birliği`ndeki konumunu kullandı ve kendi üyeliğini KKTC`ye daha da baskı kurmak ve KKTC`ye yapılan desteklere son vermek için kullanmaktadır. Türkiye`nin Avrupa Birliği ile Gümrük Antlaşması`nı imzalamasına rağmen Güney Kıbrıs Rum Yönetimi`nin bu antlaşmayı tanımıyor olması bir anlaşmazlık konusu olmasına karşın, bu durum İngiltere ve ABD gibi ülkeler tarafından giderek olumsuz bir biçimde algılanmaktadır.
Hukuken Avrupa Birliği, KKTC`yi, yabancı bir ordu işgali altındaki Avrupa Birliği vatanı olarak ve bu sebeble yeni bir anlaşmaya ulaşılana kadar süresiz olarak Avrupa Birliği yasa/yasamalarından muaf tutulan bir ülke olarak düşünmeyi sürdürmektedir. Kuzey sakinlerinin seçim sürecine katılamaması gerçeğine rağmen, hali hazırda koltukların sayısı Avrupa Meclisi`nde (6 koltuk) Kıbrıs`ın tüm nüfusu temel alınarak Kıbrıs için ayrıldı. Kıbrıslı Türk oyverenler 1960 yapısına benzemeyen bu yapıda (ki bu yapıda Kıbrıslı Rumlar ve Kıbrıslı Türkler Kıbrıs Meclisi`nde üyelerine ayrı ayrı oy verebiliyordu), Kıbrıs Sorunu`nun çözümüne kadar, geçerli statüko yüzünden, Avrupa Birliği Kıbrıs üyeleri için sadece Kıbrıslı Rumlar ile birlikte oy verebilmektedirler. 97 Kıbrıslı Türk oy kullanmıştır. Avrupa Birliği`nden, içine iki Kıbrıs üye eyelatini kabul etmek için henüz hiçbir destek yoktur.
Birleşmiş Milletler
1983 yılında BM iki Güvenlik Konseyi kararı aldı: KKTC`nin Tek Taraflı Bağımsızlık Kararı`nı yasadışı olarak kabul etti ve diğer BM üyesi ulusların bu hususta KKTC`yi tanımamasını şart koştu. BM`nin asıl amacı iki ayrı topluluğu tek bir fedaral yapıda biraraya getirmektir. KKTC, 1972`de Pakistan`dan ayrılan Bangladeş`i tanıması nedeniyle Birleşmiş Milletler`in yaptığını ikiyüzlülük olarak tanımlamaktadır. Yeşil Hat boyunca barışı koruyan BM Barışı Koruma Gücü hala Kıbrıs`taki varlığını sürdürmektedir.
Türkiye
2005`te KKTC, Türk göçmenleri düzene sokmak için girişimlerde bulundu. Bunun sebebi istihdam açığı ve suç oranlarının artmasından kaynaklanıyordu. Bu KKTC ile Türkiye arasındaki ilk büyük çapta uyuşmazlıktı ve Türk egemenliğinin demografik statükosu etnik Türk göçmenleri ile sürdürülmek isteniyordu.
Dünya Posta Birliği
Dünya Posta Birliği, KKTC`yi ayrı bir ülke olarak tanımamaktadır ve KKTC`ye gönderilen tüm postalar, "ulaştırılamadı" olarak gönderene geri dönmektedir. KKTC bu sorunu çözmek için doğrudan Türkiye`yi alıcı adresi olarak göstermek zorundadır (bu adres "Mersin 10,Türkiye" olarak belirlenmiş olmalıdır). Her ne kadar KKTC posta pulları 1965 ile 1980 yılları arasında posta puluna benzemese de Zimbabve tarafından tanınır.
Genel Görünüm
Güney Kıbrıs Rum Yönetimi`nin KKTC`nin uluslararası izolasyonunun ana kaynağına olan tutumu devam ederken, Kıbrıslı Türk insanlarına olan sempati, onların 2004`te Annan Planı ile başlayan ve yeniden birleşmeyi amaçlayan halk oylamasının başarısız olmasından beri yükselerek devam ediyordu. Bazı gözlemciler bu sayede devam eden yaptırımların kırılmaya başlayacağına inanıyorlardı. Çin Cumhuriyeti`ne benzer bir siyasi durum ile KKTC bitirilebilirdi. (Çin`in diplomatik ilişkileri sadece 25 eyalet iledir; fakat diğer yönden ticaret, turizm ve spor için hiçbir engel yoktur ve gerçekte birçok ülke ile olan ilişkileri ekonomik ve kültürel kurumlar ile sağlanır.) Resmi tanımlamalar sadece İslam Konferansı Örgütü`nün (OIC) birkaç ulusunun (bunlar büyük olasılıkla Kazakistan, Kırgızistan, Türkmenistan, Azerbaycan ve Özbekistan`ın Türk eyaletleri sayılabilir) kısa dönemden orta döneme olan tanımlamalarına benzer olacak gibi gözüküyor. Diğer birçok ulus, BM Güvenlik Konseyi`nin çözümlerinden (550, 541),ki hala adada kuvvet bulunduruyorlar, memnun değil.KKTC, Türkiye`nin AB`ye katılma girişimlerini tamamen destekliyor. Bu girişimlerin bir parçası olarak, son zamanlarda Türkiye yeni AB üyeleri olan Gümrük Birliği`ni genişletmeyi öngeren bir protokole imza attı. Bu protokolde Türkiye`nin hala tanımadığı Güney Kıbrıs Rum Yönetimi de var. Fakat Türkiye buna rağmen beyannamede böyle bir tanımlama ile aynı anlama gelmediğinden emin ve yeni bir anlaşmaya ulaşılana kadar "Güney Kıbrıs`ın Kıbrıslı Rum Yönetimi" anlatımını kullanmamaya devam edecek. KKTC, Avrupa Birliği`nin Türkiye`yi Güney Kıbrıs Rum Yönetimi`ni tanıması yönünde zorlamaya yönelik her hareketini, kendilerini destekten yoksun bırakacak izolasyon çabası olarak görmektedir. Türkiye, KKTC`yi tamamen terk etmeyeceğine söz verdi; ama yaklaşan AB müzakereleri ile bu sözler şiddetli bir biçimde test edilecek.
Uluslararası Örgütsel Üyelik
KKTC, İslam Konferansı Örgütü`nün bir gözlemci-eyalet üyesidir.Ayrıca Bakınız
Kaynak(lar)
- Kaynak wiki | url=http://en.wikipedia.org/w/index.php?title=Foreign_relations_of_the_Turkish_Republic_of_Northern_Cyprus&oldid=76521514 | tarih=19 Eylül | dil=İngilizce | madde=Foreign relations of the Turkish Republic of Northern Cyprus