5-17 Şubat 1913 (Bulgar Saldırıları püskürtüldü. Osmanlı zaferi)
16-19 Mart 1913 (Osmanlı saldırıları püskürtüldü. Bulgar zaferi)
24-31 Mart 1913 (Bulgarlar ufak toprak kazançları sağlasa da durduruldular.)
1 Nisan-30 Mayıs 1913 (Kalan sürede çatışmalar Siper savaşı olarak devam etti.) |yer = Çatalca hattı |bölge = |sebep = |sonuç = Taktiksel açıdan Osmanlı zaferi, stratejik Bulgar zaferidir. İstanbul üzerindeki Bulgar ordusu tehlikesi bertaraf edilemedi, Bulgar ordusu Doğu Trakya'dan atılamadı. Edirne'nin düşmesi önlenemedi. Osmanlı yönetimi Londra Antlaşması'nı imzalamak zorunda kaldı. |coğrafi_değişiklikler = |savaşan1 = Bulgaristan Krallığı |savaşan2 = Osmanlı İmparatorluğu |savaşan3 = |komutan1 = Vasil Kutinçev Kliment Boyaciev (5-17 Şubat saldırıları)
Stefan Toşev |komutan2 = Ahmet İzzet Paşa |komutan3 = |güç1 = Bulgar 1. ve 3. orduları |güç2 = Osmanlı Doğu Ordusu (Çatalca Ordusu) |güç3 = |kayıp1 = bilinmiyor |kayıp2 = bilinmiyor |kayıp3 = |notlar = }} İkinci Çatalca Muharebesi 3 Şubat 1913’ten başlayıp Londra Antlaşması’nın imzalanmasına kadar süren döneme kadar Bulgarlar ile Osmanlı İmparatorluğu arasında İstanbul için yapılan bir dizi çatışmalar silsilesinin genel adıdır. Türk kaynakları ve çeşitli yabancı kaynaklarda Birinci Çatalca Savaşı sonrası Çatalca'da yapılan muharebeler İkinci Çatalca Muharebesi adı altında toplansa da Bulgar kaynakları İkinci Çatalca Muharebesi’nin içindeki muharebeleri de ayrı bir muharebe olarak isimlendirerek 2. 3. ve 4. Çatalca muharebeleri olarak adlandırmaktadır. Muharebe Öncesi Birinci Çatalca Muharebesi dışında 1912 yılı boyunca Osmanlı İmparatorluğu, 1. Balkan Savaşı’nda Bulgar, Yunan, Sırp ve Karadağ ordularına karşı bir seri ağır yenilgiler aldı. Doğu Trakya'da Bulgarlar Edirne'yi kuşatma altına almışlar, Edirne, Çatalca ve İstanbul haricinde her yeri ele geçirmişlerdi. Yunanlar Yanya'yı kuşatma altına almışlar yine Bulgar ve Sırp orduları Makedonya'da; Bulgar ve Yunan orduları ise Batı Trakya'daki pek çok yeri ele geçirmişlerdir. Yine Karadeniz'de Bulgarlarla yapılan Varna Deniz Muharebesi’ni ve Yunanlılarla yapılan İmroz Muharebesi’ni kaybeden Osmanlı donanması Marmara Denizi’nin dışına bile çıkamaz hale gelmiş ve Yunanlılar hiç zorlanmadan Serfice, Selanik, Bozcaada, Limni, Sakız ve Midilli adalarını ele geçirmişlerdir. Yunanlılar Çanakkale'ye de asker çıkarmaya çalışmaktadır. Oluşan bu durum üzerine Balkanlar’a takviye bile gönderemeyecek hale gelen Osmanlı İmparatorluğu ateşkes talep eder. Bunun üzerine 25 Kasım-3 Aralık 1912 tarihlerinde Çatalca'da taraflar ateşkes masasına otururlar ancak Osmanlı yönetimi kuşatma altındaki Yanya’yı vermemekte diretince Yunan delegeleri masadan çekilir. Çatalca Ordusu komutan vekili Nazım Paşa ile Sırplar ve Karadağlıları da temsil eden Bulgar delegeleri arasında varılan ateşkes antlaşmasına göre, Türk hükümeti Bulgar kuşatması altındaki Edirne'ye yardım gönderemeyecek, barış görüşmelerine 20 gün içinde Londra'da başlanacak, dört günde anlaşma sağlanamazsa savaş yeniden başlayacak ve Türkler, Karadeniz kuşatmasını kaldıracaktı. Bu sırada bir de Osmanlı ordularının çöküşü ile korumasız duruma düşen Sırplar, Karadağlılar ve Yunan ordularınca işgal tehdidi altında kalan bugünkü Arnavutluk bölgesi beyleri ve buradaki halk ile liderlerinden İsmail Kemal Vlora bu durumdan kurtulmak için Arnavutluk bölgesinin Osmanlı'ya karşı bağımsızlığını ilan eder. 13 Aralık’ta başlayan Londra Konferansı'nda Balkan devletlerinin Edirne, Doğu Trakya, Balkanlar'ın tümü ve Ege adalarını istemekte ayak diremeleri, bir sonuç alınmasını engelledi. Babıali'ye bir nota veren büyük devletler (17 Ocak 1913), Berlin Antlaşması’nın 23. maddesine göre bu işe karışmaya yetkilerinin olduğunu iddia edip Edirne'nin Bulgaristan'a verilmesini, adalar yönetiminin halkoyuna başvurulmak üzere kendilerine bırakılmasını ve Midye-Enez hattının sınır sayılmasını istediler. Zor durumdaki Osmanlı İmparatorluğu'ndaki Kamil Paşa hükümeti bu istekleri kabul etmeyi düşünürken,oluşan bu durum Osmanlı İmparatorluğu içindeki askerler ve o sırada muhalefette bulunan İttihat ve Terakki Partisi içinde infiale sebep olur. İttihatçılar iktidarı tekrar ele geçirmek için harekete geçtiler. Balkan Savaşı'ndaki yenilgileri ve Edirne'nin Bulgaristan'ın eline çaresizce terk edilmesinin düşünülmesini fırsat bilerek hükümete karşı darbe planladılar. Kabine toplantı halindeyken İttihatçı askerlerden Enver Paşa ve yanındakiler Babıali'ye girdiler ve darbe yapıp hükümeti devirdiler ve yeni bir hükümet kurup bu istekleri tanımadıklarını bildirdiler. Osmanlı İmparatorluğu Bolayır ve Şarköy'den Bulgar ordusunun arka hatlarına saldırıya geçtiler. Bunun üzerine 3 Şubat 1912'de geçici ateşkes ile duralayan Çatalca'daki savaş tekrar başladı. Bulgar ordusu da Birinci Çatalca Muharebesi akabinde İstanbul'u almak için ikinci kere yüklenmeye başladı. == Muharebe 5 Şubat-17 Şubat Bulgar Saldırısı Bulgar ordusu 5 Şubatta Çatalca'daki doğu ordularına saldırıya başlayarak 2.Çatalca Muharebelerini başlattı. Bulgar ordusu savunma halinde iken Osmanlı İmparatorluğu’na karşı saldırıya başlamışlardı. Bulgarlar, Çatalca Ordusu’nun sağ kanadına yüklenmeyi düşünüyorlardı. Osmanlı ordusu ise kuzey kanadından Bulgar ordusuna yüklenmeyi planlamışlardı. Ancak Ahmet İzzet Paşa bunları planlarken Gelibolu'da Yunanların işgal tehlikesi belirdiği için 2 Türk kol ordusu Çanakkale'ye gönderilmek zorunda kalındı. Bu da Çatalca Ordusu’nun hareket kabiliyetini ve geniş kapsamlı bir saldırı yapma imkanını kısıtladı. Öte yandan salgın hastalıklar ve uzun süreli siperlerde durma ve soğuğa maruz kalma her iki tarafın askerlerinin de savaş kabiliyetini azaltmıştı. Türk ordusu kuzey kanadından Bulgarlar da sağ kanattan saldırıya geçtiler. 6 Şubat’ta Bulgar ordusunun 10. tümeni Büyükçekmece Gölü’nün güney kanadında ilerlemeler kaydetti ancak gelen takviye kuvvetlere karşın Osmanlı ordusunun direnmesi üzerine 9 Şubat’ta 10. tümen Arnavutköy tarafına doğru oluşturdukları ikinci savunma hattına geri çekilmek zorunda kaldı. Osmanlı ordusu Büyükçekmece Gölü’nün batı yakasında bir köprübaşı oluşturdu. Bu arada komşu 4. Bulgar tümeni de zor duruma düştüğünden o da 10 Şubat’ta çekilmek zorunda kaldı. Osmanlı ordusu 14 Şubat’ta ilerlemelerini sürdürseler de hareketları yavaşladı ve ordu durmak zorunda kaldı. Bu arada Bulgarların karşı saldırı planları da gerçekleşemedi zira kötü hava koşulları ve soğuklar Bulgar ordusundaki askerlerin ve subayların bir kısmını hasta düşürmüş ve ordunun moralini bozmuştu. Bu arada Çatalca Ordusu ağır topçu ateşine karşı kendi tahkimatlarında korumalı durumdaydı. Sonuç olarak Osmanlı ordusu Bulgar ordusunu İstanbul'un 10-15 km ötesine attı. Ancak Osmanlı ordusunun Bulgar ordusunu Bolayır tarafından yapacakları çıkartma ile arkadan kuşatma ve Edirne kuşatmasını da kaldırma planları suya düşmüştü. Çünkü Bolayır Muharebesi kaybedilmiş ve Şarköy Çıkarması başarısızlıkla sonuçlanmıştı. Bulgar ordusu Doğu Trakya hakimiyetini sağlamlaştırmıştı ve Mart 1913'de Bulgar ordusu tekrar kaybettikleri mevzilerin bir kısmını geri kazanmaya başlayarak Çatalca Ordusu üzerine bir daha baskı yapmaya başladılar.