|harita =
|harita boyut =|harita açıklama = |lat_deg = |lat_min = |lat_sec = |lat_hem = K |lon_deg = |lon_min = |lon_sec = |lon_hem = D |rakım = 1140 |yüzölçümü = |nüfus = 220 |nüfus yoğunluğu = |nüfus_ref = [1] |nüfus_itibariyle = 2000 |alan kodu =0384 |posta kodu = 50600 |bölge = İç Anadolu |il = Nevşehir |ilçe = Kozaklı
|Köy Muhtarı =
|websitesi = [2]
Kültür
Köyün gelenek, görenek ve yemekleri Klasik Türkmen Herikli aşireti gelenekleri ve yemekleri yapılmaktadır.İklim
Köyün iklimi, Karasal iklim etki alanı içerisindedir.Nüfus
|-
Yıllara göre köy nüfus verileri | |||
---|---|---|---|
2007 | |||
2000 | 220 | 1997 | 255 |
Ekonomi
Köyün ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır. Köyün büyük bir bölümü Yurtdışında işçi olarak çalışmakta, köyden heryıl göç artmakta ve yurdun çeşitli il ve ilçelerinde memur ve işçi olarak çalışmaktadırlar.Seçildikleri yıllara göre köy muhtarları:
2004 -
1999 -
1994 -
1989 -
1984 -
1976 -
1975 -
1972 -
1968 -
Hızıruşağı Köyü, Nevşehir ilinin Kozaklı ilçesine bağlı bir köy olup Kozaklı-Kırşehir yolu üzerinde 5. kilometrede yer alır.
1997`de 255 olan nüfus, 2000`de 220 olarak sayılmıştır. 120 haneli köyün rakımı 1140 metredir. Nevşehir`e uzaklığı 88, Kozaklı`ya uzaklığı 7 km`dir. Sağlık Ocağı, İlköğretim Okulu var, PTT Şubesi veya kanalizasyon şebekesi var, taşımalı eğitim yapılıyor. Köy muhtarı
Köyün Tarihçesi
Yabanlı aşiretine bağlı bir köydür. 1954 Kozaklı`nın ilçe olmasına kadar Kırşehir Mucur ilçesine bağlı olarak kalmıştır.Hızıruşağı köyü yabanlı aşiretleri içerisinde kurulan ilk köydür. 10.asrın başlarında Seyhun nehri civarındaki yerlerinden, Maveraünnehir civarındaki Oğuz boylarına katılan Bayat boyu içerisindeki Yabanlı oymağı(aşireti) 11.yy.`ın ikinci yarısından itibaren yani 1050 yılından sonra Tuğrul ve Çağrı Beyler önderliğinde İran, Irak ve Suriye üzerinden Anadolu`ya geçtiler. 13. yy. da Halep ve Gaziantep civarlarında göçebe olarak hayvancılık ve ticaret yapmaya başladılar. Yaz mevsiminde sürülerine yaylak olarak Halep, Maraş ve Elbistan yaylalarını kullandılar.Dünyanın ilk milletlerarası fuarı olan ve oymağımızın(aşiret) adı ile anılan YABANLI PAZARINI kurdular. Oymağımız bu dönemde Dulkadiroğluları Beyliğinin kurulmasına da katkıda bulunmuştur.
Anadolu`nun İslamlaşmasında ve Türkleşmesinde büyük rol oynayan Yabanlı Türk oymağı 16. asrın başlarında Anadolu`nun içlerine kadar göçebelik yapmağa başlamıştır. Yaylak olarak da Sivas, Malatya arasında bulunan Yeni İl Kadılığı Bölgesinde Üsküdar, Pamucak, Kapaklı, Berçin, Uva, Keçi Hakkı, Sultan Yurdu, ve, Pazarören düzlükleri adları ile anılan güzergahta yozlarını otlattılar. Kış mevsiminin yaklaştığı zamanlarda Yabanlı oymağı Amik Ovası, Yolu ile Hatay, Suriye ve Colap deresi yolundan Halep bölgesinde kışlamışlardır.
17. y.y. sonunda oymağımız(aşiret) Osmanlı Sultanı tarafından Hac ve Ticaret konvoyların can ve mal güvenliğini sağlamak üzere bugün Suriye sınırları içerisinde bulunan Rakka vilayeti`nin Colap deresi ile Belh nehri civarına yerleştirilmişti. Oymağımızın bir kısmı bu göçe iştirak etmeyerek bulundukları yerlerde kalmışlardı. Yerlerinde kalan Yabanlıların bir kısmı bugün, Malatya iline bağlı Yabanlı köylerini kurmuşlardır. Rakka vilayetindeki sıcak iklim, Yabanlı oymağının geçim kaynağı olan hayvancılığa fazla imkan vermediği ve civardaki Arap kabileleri dirlik, huzur vermediği için, tahminen yetmiş, seksen yıl süren Osmanlının mecburi iskan politikaları gereği Rakka iskan politikasından sonra Sis Sancağı üzerinden (bugünkü Kozan ve Kadirli) Oğuz boylarının harman olduğu, Anadolu`ya geçmişlerdir. Bu yolculuk esnasında aşiretin bir kolu da ayrılarak Afyon`a yönelmiş, Emirdağ ilçesini kurmuştur. Oymağın bir kolu da Niğde ili Bor ilçesi civarına yerleşmiştir.
Sis Sancağı üzerinden Anadolu`ya tekrar gelen Yabanlı oymağı Maraş, Akkışla, Topaklı, Kozaklı güzergahını izleyerek, bugün yaşadığımız topraklara yerleşmiştir. Gerçek anlamda göçebelikten yerleşik hayata ilk defa bu topraklarda geçen Yabanlı oymağı, yerleşik hayata geçen en son Türk oymaklarındandır. Daha önce de hayvancılık ve ticaret ile uğraşan Yabanlı oymağı, yerleşik hayata geçince, tarım ile de uğraşmaya başlamıştır.
İçindeki Türk`ün göç ateşini devamlı, canlı ve diri tutan Yabanlı Türk oymağı insanı, seksenli yılların öncesinde Türkiye dışına; aynı yıllar sonrasında ise ülke sınırları içerisinde de göç etmeye başlamıştır. Göç üzerine Türküler yakan Yabanlı insanı, çağa ayak uydurarak deve, at gibi göç hayvanlarından biçerdöver, kamyon gibi ticari göç araçlarına geçmiştir.
Türkiye dışında Almanya, Hollanda, Belçika gibi ülkelere de göç veren Yabanlı, ülke sınırları içerisinde de Kayseri, Kırşehir, Ankara, İzmir ve Antalya gibi ticari hayatın canlı olduğu illere de göç vermeye devam etmektedir.
Çalışkanlıkları, üstün zekaları ve zorlukları aşmadaki yetenekleriyle de gittikleri yerlerde kendi iş yerlerini kurarak hem doğdukları hem doydukları yerleri kendilerine yurt edinmişlerdir. Göç ettikleri yerlerdeki topluluklarla kısa sürede kaynaşan Yabanlı insanı mazisini unutmadan, aslını koruyarak gittiği yere inancını, kültürünü ve çalışkanlığını aşılayarak hem gittikleri hem de geldikleri yerlere dini, ticari ve sosyal yönden canlılık kazandırıp dinamizm katmışlardır.
Avrasya ekseninde en hareketli toplum olan Türklerin Bayat boyuna mensup Yabanlı oymağı, tarih boyunca devamlı hareket halinde olmuştur. Bugünkü güçlü Türkiye`nin temellerinde Yabanlının da harcı vardır.
Yabanlı oymağı insanı durağanlığı sevmez. Gözü kara, riski seven, imkansızı imkan dahilinde gören bir topluluktur. Bundan dolayı hiçbir korkuya kapılmadan bir yerleşik birimden, başka bir yerleşim birimine göçmek; oralarda yeni bir hayat kurmak riskini rahatlıkla göğüsleyebilmektedir.
Ekonomik, sosyal ve kültürel yapıya canlılık kazandıranlar, ümitsizliğe kapılmadan risk almasını bilenlerdir. Kişisel ve toplumsal hayatta köklü değişiklik yapabilenler Yabanlı oymağı insanı gibi risk almasını bilen insanlardır. Toplum hayatındaki canlılık, hareketten ve göçten kaynaklanır. Tarihin her döneminde hareket halinde olan Yabanlı oymağı insanı, büyüklerinden aldığı manevi mirası, hareketin bereketiyle harman etmiş, geldiği ve gittiği toplumların ekonomik, sosyal ve kültürel hayatlarına yeni boyutlar katmışlardır.
KAYNAKLAR:
1) Cevdet TÜRKAY, “Osmanlı İmparatorluğunda Oymak, Aşiret ve Cemaatler” Tercüman Kültür Eserleri Dizisi,.İstanbul, 1975 s.12.
2) Prof..Dr. Osman TURAN, “Selçuklular Zamanında Türkiye” İstanbul 1971,s.112
3) İsmail.Hakkı Uzunçarşılı, “Anadolu Beylikleri”, TTKY. Ankara 1984, s.158-159
4) Abdullah Çağrı ELGÜN, Akkışla ve Yöresi Ağızlar. Kayseri Büyükşehir Belediyesi Kültür Yayınları, Kayseri, 2005 s.12-18
5) Prof. Dr. Ahmet UÄUR, “Akkışla I ”, Ankara, 1978 s. 17
6) Ali Rıza YALMAN, “ Cenupta Türkmen Oymakları” s. 127
7) Ahmet REFİK,” Anadolu`da Türk Aşiretleri”, İstanbul, 1989 ,s.84-85
8) Faruk SÜMER, Selçuklu Devrinde Doğu Anadolu`da Türk Beylikleri, TDK Ankara, 1990 s. 9.
9) Dt. Halit ERKİLETLİOÄLU, Geniş Kayseri Tarihi, s. 215. Can Matbaası, Nisan 2006)
10) Faruk Sümer, 16.Asırda Anadolu, Suriye ve Irak`ta Türk Aşiretlerine Umumi Bir Bakış, İ. F. M, 11 İstanbul 1952, s. 515
11) Yusuf HALAÇOÄLU, 18.yy`da Osmanlı İmparatorluğu İskan Siyaseti ve Aşiretlerinin Yerleştirilmesi
12) Faruk SÜMER, Yabanlu Pazarı, Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı, İstanbul 1985, s.83-84
Coğrafi özellikleri
Şiddetli karasal iklime sahiptir. Eskiden derelerin gürül gürül aktığı köyde son yıllarda büyük bir kuraklık yaşanmaktadır.Tarım
Verimli topraklara sahip köyde, iklimdeki düzensizlikler ve kuraklık nedeni ile ürün kalitesi ve miktarında azalma başgöstermiştir. Son yıllarda hızıruşağı köyünde ekilen başlıca tarım ürünleri buğday, Ayçiçeği ve pancar(mercimek)dır. Pancarın sulama sorunu nedeniyle masraflı oluşu, köylüyü daha çok buğday ve bazen de arpaya yöneltmiştir.Kozaklı belde ve köyleri