1946 yılında astrofizikçi Dr. Lyman Spitzer (1914-1997) daha net görüntüler elde etmek için uzaya bir teleskop yerleştirme fikrini ileri sürdü. O yıllarda uzaya daha roket bile gönderilmediği göz önüne alınırsa,bu fikir teknik olarak oldukça mantık dışıydı. Astronomlar uzun yıllar bu düşüncenin hayali ile yaşadılar. Atmosferin üzerinde bulunan bir noktada yer alan bir teleskop yıldızların, galaksilerin ve uzayda yer alan diğer nesnelerin ışığını atmosferde soğurulmadan ya da herhangi bir etkiye maruz kalmadan önce gözleyebilirdi. Bu nedenle bu tip bir teleskoptan elde edilecek bir görüntü, yeryüzünde bulunan en büyük teleskoptan bile çok daha belirgin olacaktı.
Bu düşüncenin hayal olmaktan çıkıp gerçeğe dönüştürülme çabaları 1970’li yıllarda Avrupa Uzay Ajansı (ESA) ve Ulusal Havacılık ve Uzay Kurulu’nun (NASA) ortak çalışması ile başlamış oldu. Uzun çalışmalar sonucunda 24 Nisan 1990 yılında beş astronotun yer aldığı uzay mekiği Discovery , bu teleskopun dünya yüzeyinden yaklaşık 600km yukarısındaki yörüngesine oturmasını sağladı. Ünlü astronom Edwin Powell Hubble’ın anısına bu teleskopa “Hubble Uzay Teleskopu” (HST) adı verilmiştir.
Bu teleskopun görevleri:
- Güneş sistemini araştırmak
- Evrenin yaşı ve boyutunu ölçmek
- Evrensel kökenimizi araştırmak
- Evrenin gelişimini araştırmak
- Galaksilerin, yıldızların gezegenlerin ve yaşamlarının gizemlerini çözmek.
Edwin Hubble, evrende bizim galaksimizin (Samanyolu galaksisi) dışında başka galaksilerin de olduğunu belirleyen ve evrenin sabit bir oranda genişlediğini gözlemleyen kişidir. Ayrıca Hubble, galaksileri uzunluklarına, şekillerine ve parlaklıklarına göre sınıflandırmak istedi ve bu girişimi sonucunda galaksiler tarafından yayılan ışık dalgalarındaki kırmızıya doğru kaymayı gözleyerek galaksilerin bizim galaksimizden sabit bir oranda uzaklaştıklarını gördü. Galaksimize daha uzakta olan galaksiler daha hızlı uzaklaşıyorlardı. Yani evren genişliyordu!
(Bu keşfin 10 yıl kadar öncesinde Einstein o zamanın gözlemlerini doğru kabul etmiş ve genel görecelik kuramı ile ilgili denklemlerini düzeltmek zorunda kalmıştı. Einstein orijinal denklemlerinde ise evrenin genişlediğini savunmuştu. On yıl kadar gecikme ile gelen Hubble’ın bu gözlemi Einstein’ın ilk denklemlerinin doğru olduğunu kanıtladı. Einstein daha sonra Hubble’a minnettarlığını iletmek üzere onu ziyaret etmiş ve ünlü denklemlerinde yapmış olduğu değişimi “yaşamımın en büyük gafı” olarak adlandırmıştır.)
Hubble sabiti evrenin yaşı ve boyutunun belirlenmesi açısından önemli bir sabittir. Hubble sabiti, “Hubble Yasası” olarak bilinen V=H0 * R denkleminden elde edilir.
V : göz önüne alınan galaksinin bizim galaksimizden uzaklaşma hızı
R : galaksinin uzaklığı
Başlık yazısı
Bu yaklaşımın kesin olarak doğru olduğunu söylemek yanlış olur. Çünkü evrende bulunan nesnelerin varlığı genişlemeyi yavaşlatır. Fakat bu yavaşlama küçüktür ve göz ardı edilebilir.
Hubble sabitinin birimi megaparsek başına 3,26 milyon ışık yılıdır. Bir ışık yılı ise ışığın bir yılda boşlukta aldığı yoldur. (9,46*10^17cm)
Hubble sabitinin değeri ilk olarak Edwin Hubble tarafından 500km/s.Mpr olarak belirlendi. Son 30 yılda iki büyük inceleme grubundan biri bu sabiti 50km/s.Mpr , diğeri 100km/s.Mpr olarak belirledi. Yapımı 8 yılda tamamlanan Hubble Uzay Teleskopu beş bilimsel aygıta, 400000 den fazla parçaya ve 26000 milden daha uzun elektrik kablosuna sahiptir. Uzunluğu 13,2m, genişliği 4,2m, ağırlığı 12 ton, yörüngesi yeryüzünden 612km yukarıda, yörünge periyodu 97dk, yörünge hızı 28000km/saat, maliyeti 2,2 milyar dolar ve kullanım ömrü yaklaşık 20 yıldır. Yeryüzündeki bir teleskoptan 50 kat daha duyarlı ve 10 kat daha fazla ayırma gücündedir.
Her ne kadar elde ettiği veriler ve görüntüler ile bizi oldukça aydınlatmış olsa da Hubble Uzay Teleskopu’nun da belli sınırları vardır ve her şeyi gözetleyemez. Örneğin güneşi gözetleyemez çünkü şiddetli ısı ve ışık duyarlı aygıtlarına zarar verir. Bu nedenle her zaman güneşten uzak olmalıdır. Merkür ve Venüs’ü de gözleyemez çünkü bu gezegenler güneşe çok yakındır. Çok parlak yıldızları da gözleyemez. Hubble’ın görevi gelecek bir gün sona erecek