Hakkın Sesleri

Kısaca: ''Hakkın Sesleri'' ahlâki,milli ve dini salabetin örnek temsilcisi,iman,istiklâl ve hürriyet şairimiz Mehmet Âkif Ersoy'un ''Safahat''ını oluşturan kitablardan üçüncüsüdür.1913 yılının ilk aylarında Balkan Harbi yenilgisi günleri içerisinde kaleme alınan ve 10 şiirden ibaret olan ''Hakkın Sesleri'' aynı yılın Haziran ayında İstanbul'da Sebilürreşad Kütüphanesi'nin 7 nolu kitabı olarak yayımlanmıştır. ...devamı ☟

Hakkın Sesleri ahlaki,milli ve dini salabetin örnek temsilcisi,iman,istiklal ve hürriyet şairimiz Mehmet Âkif Ersoy'un Safahatını oluşturan kitablardan üçüncüsüdür.1913 yılının ilk aylarında Balkan Harbi yenilgisi günleri içerisinde kaleme alınan ve 10 şiirden ibaret olan Hakkın Sesleri aynı yılın Haziran ayında İstanbul'da Sebilürreşad Kütüphanesi'nin 7 nolu kitabı olarak yayımlanmıştır.Hakkın Sesleri Akif'in bazı ayetlere manzum yorumunu yapdığı şiirlerden meydana gelir.Süleyman Nasyonel Sosyalistf'in ifadesiyle Kur'anı Kerim'i Cenab-ı Hak Türk lisanıyla inzal etmeyi murad etseydi; Cebrail'i bi-şüphe şairi olurduhak verdiren şiirlerdir.Balkan Savaşı yıllarında yazılan bu şiirlerde Akif umutsuzlukla çırpınır,öfkeyle haykırır,çaresizlilke ağlar.Fakat umudunu kaybetmez;halkın silkinerek üzerindeki ölü toprağı ataçagına dair inancını korumaya başlar.10 şiir, 482 mısra.Sekiz ayet ve bir hadisin açıklaması ile milletin düştüğü felaketlerden kurtulma yollarını göstermeye çalıştı. Ayetlerden ve bir hadisten hareket eden Âkif, tembelliğe, hissizliğe, yeise, akılsızlıklara, cehalete ve milletin içine serpilen ayrılık tohumlarına saldırmış, milleti uyandırmaya çalışmıştır.Nurettin Topçu'nun Akif'in şiirinde bulduğu isyan ve iman en yoğun şekilde görüldüğü eser Hakkın Sesleri'dir. Hakkın Sesleri 1.Bölüm Ya Muhammed, de ki: Ey mülkün sahibi olan Allah´ım sen mülkü dilediğine verirsin; sen ınülkü dilediğinin elinden alırsın; sen dilediğini aziz edersin; sen dilediğini zelil edersin; hayır yalnız senin elindedir; sen, hiç şüphe yok ki, her şeye kadirsin. İlahi, emrinin avare bir mahkumudur alem; Meşiyyet sende, herşey sende… Hiçbir şey değil adem! Fakat, hala vücud isbat eder, kendince, hey sersem! Bugün, üç beş karış toprakta varlıktan vururken dem; Yann toprak kesilmiş varlığından fışkırır matem! İlahi, “Malike´l-mülk´üm” diyorsun… Doğru, amenna. Hakiki bir tasarruf var mıdır insan için?Asla! Eğer almışsa bir millet, edip bir mülkü istila; Eğer vermişse bir millet bütün bir mülkü bi perva; Alan sensin, veren sensin, senin hükmündedir dünya. İlahi, en asil akvamı alçaltırsın istersen; Dilersen en zelil eşhasa izzetler verirsin sen! Bu haybetler, bu hüsranlar bütün senden, bütün senden! Nasıl ta Arş´a yükselmez ki me´yusane bin şiven? Ne yerler dinliyor ya Rab, ne gökler, ruhum inlerken! Şu sessiz kubbenin altında insandan eser yokmuş! Diyorduk: “Bir buçuk milyar!” Meğer tek bir nefer yokmuş! Bu hissiz toprağın üstünde mazlumine yer yokmuş! Adalet şöyle dursun, böyle birşeyden haber yokmuş! Bütün boşlukmuş insanlık; Ne istersen, meğer yokmuş! İlahi, altı yüz bin müslüman birden boğazlandı… Yanan can, yırtılan ismet, akan seller bütün kandı! Ne ma´sum ihtiyarlar süngüler altında kıvrandı! Ne bikes hanümanlar işte, yangın verdiler, yandı! Şu küllenmiş yığınlar hep birer insan, birer candı! Sabahü´l-hayr-ı hürriyyet, İlahi, leyl-gun oldu  Karanlık bir hezimet her taraftan ru-nümun oldu! Şehamet gitti; gayret söndü; kudretler zebun oldu. O mevca-mevc sancaklar ne müdhiş ser-nigun oldu! Sukutun dehşetinden kalb-i rahmet, belki, hun oldu: Ezanlar sustu… Çanlar inletip durmakta afakı. Yazık: Şark´ın semasından Hilal´in geçti işrakı! Zaman artık Salib´in devr-i istilası, ilhakı. Fakat, yerlerde kalmış hakların ferda-yı ihkakı, Ne doğmaz günmüş ey acizlerin kudretli Hallak´ı! İlahi, şer´-i ma´sumun şu topraklardı son yurdu… Nasıl te?yid-i kahrın en rezil akvama vurdurdu? Evet, milletlerin en kahbesinden, üç leim ordu, Gelip ta sinemizden vurdu, seyret hem, nasıl vurdu: Ki istikbal için çarpan yürekler ansızın durdu! Tecelli etmedin bir kerre, Allah´ım, cemalinle! Şu üç yüz elli milyon ruhu öldürdün celalinle! Oturmuş eğlenirlerken senin – haşa – zevalinle, Nedir ilhadı imhalin o samit infialinle? Nedir İslam´ı tenkilin bu müsta´cel nekalinle? Sus ey divane! Durnaz kainatın seyr-i mu´tadı. Ne sandın? Fıtratın ahkamı hiç dinler mi feryadı? Bugün, sen kendi kendinden ümid et ancak imdadı; Evet, sen kendi ikdamınla kaldır git de bidadı. Cihan kanun-i sa´yin, bak, nasıl bir hisle münkadı! Ne yaptın? “Leyse li´l-insani illa ma-se´a” vardı!.. “İşte sana onların kendi yolsuzlukları yüzünden ıpıssız kalan yurdları!.. “ Geçenler varsa İslam´ın şu çiğnenmiş diyarından; Şu yüz binlerce yurdun kanlı, zairsiz mezarından; Yürekler parçalar bir nevha dinler reh-güzarından. Bu matem, kim bilir, kaç münkesir kalbin gubarından Huruş etmekte, son ümmidinin son inkisarından? Evet, son inkisarından ki yoktur cebrin imkanı: Batıp gitmiş nazarlar beklemekten fecr-i nazanı! Nasıl, ey yolcu, bin la´net gelip ezmez ki vicdanı; Dudaklar, çak çak olmuş, içerken zehr-i hüsranı, Uzaktan baktı – koşmak nerde! milyonlarca yaranı! Bu ıssız aşiyanlar bir zaman candan muazzezdi; Bu damlar böyle baykuş seslerinden çın çın ötmezdi; Şu kurbağlar seken vadide, ceylanlar koşup gezdi; Şu coşmuş, ağlayan ırmak ne handan gölgeler sezdi; Bütün maziyi bir tufan, fakat, hep boğdu, hep ezdi! Vefasız yurd! Öz evladın için olsun, vefa yok mu? Neden kalbin kararmış? Bin ocaktan bir ziya yok mu? İlahi, kimsesizlikten bunaldım, aşina yok mu? Vatansız, hanümansız bir garibim… Mülteca yok mu? Bütün yokluk mu her yer? Bari bir “Yok!” der sada yok mu? Hakkın Sesleri 2.Bölüm Veriniz başbaşa; zira sonu hüsran-ı mübin: Ne hükumet kalıyor ortada billahi, ne din! “Medeniyyet!” size çoktan beridir diş biliyor; Evvela parçalamak sonra da yutmak diliyor: Arnavutlar size ibret olacakken, hala, Ne bu şuride siyaset, ne bu fasid da´va? Görmüyor gittiği yanlış yolu, zannım, çoğunuz… Size rehberlik eden haydudu artık kovunuz! Bunu benden duyunuz, ben ki, evet, Arnavudum… Başka bir şey diyemem… İşte perişan yurdum!.. “Oğullarım! Gidiniz de Yusufla kardeşini araştırınız; hem sakın Allah´ın inayetinden ümidinizi kesmeyiniz. Zira, kafırlerden başkası Alah´ın inayetinden ümidini kesmez.” Âtiyi karanlık görerek azmi bırakmak… Alçak bir ölüm varsa, eminim, budur ancak. Dünyada inanmam, hani, görsem de gözümle: Îmanı olan kimse gebermez bu ölümle. Ey dipdiri meyyit! “İki el bir baş içindir” Davransana… Eller de senin, baş da senindir! His yok hareket yok, acı yok… Leş mi kesildin? Hayret veriyorsun bana… Sen böyle değildin. Kurtulmaya azmin, niye bilmem ki, süreksiz? Kendin mi senin, yoksa, ümidin mi yüreksiz? Âtiyi karanlık görüvermekle apıştın? Esbabı elinden atarak ye´se yapıştın! Karşında ziya yoksa, sağından, ya solundan, Tek bir ışık olsun buluver… Kalma yolundan. Âlemde ziya kalmasa, halk etmelisin, halk! Ey elleri böğründe yatan, şaşkın adam, kalk! Herkes gibi dünyada henüz hakk-ı hayatın, Varken, hani herkes gibi azminde sebatın? Ye´s öyle bataktır ki: Düşersen boğulursun. Ümmide sarıl sımsıkı, seyret ne olursun! Azmiyle, ümidiyle yaşar hep yaşayanlar; Me?yus olanın ruhunu, vicdanını bağlar, La´netleme bir ukde-i hatır ki: Çözülmez… En korkulu cani gibi ye´sin yüzü gülmez! Madam ki alçaklığı bir, ye´s ile çirkin; Madam ki ondan daha mel´un, daha çirkin Bir seyyie yoktur sana; ey unsur-i iman, Nevmid olarak rahmet-i mev´ud-i Huda´dan Hüsrana rıza verme… Çalış… Azmi bırakma; Kendin yanacaksan bile, evladını yakma!

Kaynakça

Kaynaklar

Vikipedi

Bu konuda henüz görüş yok.
Görüş/mesaj gerekli.
Markdown kullanılabilir.

Safahat
3 yıl önce

sırasıyla şunlardır: Safahat (1911), Süleymaniye Kürsüsünde (1912), Hakkın Sesleri (1913), Fatih Kürsüsünde (1914), Hatıralar (1917), Asım (1924), Gölgeler...

Ses (dergi)
3 yıl önce

düzenli yazılar yazdığı bir dergi olma özelliği taşıyordu. Fikret Mualla hakkında, Ses Dergisi için 1938'de çizdiği desenlerden birinin müstehcen olduğu gerekçesiyle...

Ses (dergi), Bedri Rahmi Eyüboğlu, Fikret Mualla, Taslak şablonları, Taslak madde
Uluslararası Fonetik Alfabe
7 yıl önce

Dillerin sesleri hakkında bilgi3 Temmuz 2005 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. (İngilizce) UFA tablosu (İngilizce) UFA tablolarının ses örnekli...

Uluslararası Fonetik Alfabe, Uluslararası Fonetik Alfabe
Hatıralar
3 yıl önce

hadis'lerin manzum yorumudur.Bu yönüyle Safahat'ın üçüncü kitabı olan Hakkın Sesleri'ndeki şiirlere benzer.Kitap'daki en önemli ve bir bakıma kitaba adını veren...

Hakkını Helal Et
3 yıl önce

Hakkını Helal Et, Samanyolu TV'de 2007 yılında yayına başlayan ve 2008 yılının Haziran ayında sona eren başrol oyunculuğunu Mürşid Bağ'ın, yönetmenliğini...

Ses ve Öfke (roman)
3 yıl önce

Ses ve Öfke (The Sound and The Fury), Nobel Edebiyat Ödülü sahibi yazar William Faulkner'in 1929 yılında basılan üç yılda beş defa yeniden yazarak hazırladığı...

Fagot
3 yıl önce

aktarımsız bir çalgıdır. Nota üzerinde yazılan sesleri çıkarır. Kalın sesleri için Fa anahtarı, ince sesler için dördüncü çizgi Do anahtarı kullanılır. İkinci...

Fagot, Askı, Kor Angle, Legato, Obua, Tremolo, Viyolonsel, Çalgı
Müzik
3 yıl önce

1874'te kendi "phonautograph"ı ile çıkageldi. Bu makine insan kulağının sesleri duyma yönteminin taklit edilmesiyle yapılmıştı. 1877'nin sonuna doğru,...

Müzik, 20. yüzyıl, Akustik, Doğuşkan, Müzik Teorisi, Müzikoloji, Politika, Psikoloji, Ses, Sosyoloji, Metodoloji