Kısaca: Gümüşyaka İstanbul'un Silivri ilçesini bağlı mahalle. ...devamı ☟
Gümüşyakaİstanbul'un Silivri ilçesini bağlı mahalle. Beldenin Tarihi Gümüşyaka’nın ilk ismi Herakliapolis idi. Zamanla bu isim Heraklia, Eraklia ve sonunda Ereğli olmuştur. Bizans döneminde Silibreç adıyla Megeralılar tarafından kurulan Gümüşyaka köyü, Atina ve Edirne üzerinden gelen, karayollarının birleştiği, deniz kıyısında kervancıların konakladığı küçük bir yerleşim merkeziydi. Tarihi değere sahip, zamanın tüccarları tarafından kullanıldığı sanılan büyük hanlar, önemli sayıda insanın kaldığını kanıtlayan su sarnıcı, su dehlizleri hala gözlenebilmektedir. Osmanlılar döneminde “Eski Ereğli” olarak bilinen belde, 1860’lardan sonra sadrazam olan Mahmut Şevket İnci Paşa tarafından Belkıs Hanım’a düğün hediyesi olarak verilmiştir. Ancak yerleşim halindeki halkın tutumu, ileride tehlikeli olur endişesiyle köyün bulaşıcı hastalık bahanesiyle boşaltıldığı, denizden topa tutularak yerle bir edildiği ve daha sonra buraya çiftliklerin kurulduğu söylenir. Dışarıdan gelenlerle beraber, 1938 yılında Mazlum Ağa ve Bozkurt Mehmet adlı kişilerin önderliğinde 60-70 kişi 26 bin dönüm olan Kınalı ve Sultanköy arasındaki sahil boyunca uzanan araziyi 52 bin liraya, 8 yıl vadeyle Ziraat Bankasına borçlanarak satın almışlardır. 1946 yılında köye tapu verilmiş, 1959 yılında tüm köy halkı özel tapularına sahip olmuşlardır. Gümüşyaka, yukarıda belirtildiği şekilde şahısların eline geçerek çiftlik olmuş ve buraya “Eski Ereğli Çiftliği” adı verilmiş. Daha sonra “Şakir Bey Çiftliği” olarak isimlendirilip Çorlu’ya bağlanmış. Bu çiftlik bir zaman sonra varislerden Belkıs Hanım’ın eline geçmiş. Sonuç olarak daha önce mübadelede gelen Yunanistan’ın aynı yöre halkından, Silivri, Çatalca ve Kırklareli’nde oturan bir kısım göçmenvatandaş birleşerek Belkıs Hanım’a ait bu çiftlik arazisini köy kurmak şartıyla 1938 yılında 52 bin liraya satın almıştır. Bugüne kadar gelen bazı söylentilere göre 1950’lere kadar gelen bu köyün, o yıllarda bir salgın hastalık sebebiyle terk edildiğine inanılır. İkinci bir söylentiye göre, İstanbul – Tekirdağ arasında devlet hazinesinin parası nakledilirken, bu köyün bulunduğu kısımda paranın gasp edilmesine kızan hükümetin, bu köyü denizden topa tutarak ortadan kaldırdığına ve bir müddet sonra da şahıslara sattığına inanılır. Köye 1963 yılında Gümüşyaka ismi verildi ve 1970 yılında Silivri’ye bağlandı. Kasaba halkının çoğunluğu patriyot denilen Yunanistan göçmenidir. Az bir kısmını ise Bulgaristan göçmenleri ve Anadolu’nun çeşitli yörelerinden gelenler oluşturur. Nüfusu Belde, İstanbul’a olan ulaşım kolaylığı nedeniyle hızlı nüfus artışının gözlendiği bir yerleşim yeridir. Beldede turizm nedeniyle yaz ve kış mevsimi arasında büyük nüfus farklılıkları yaşanmaktadır. 1997 sayımlarında 4414 olan nüfus, 2000 yılı sayımında 5406 olarak değişmiştir. Belde de 4800 adet konut olması yaz nüfusu ile kış nüfusu arasındaki farkı göstermektedir. Halkın Geçim Kaynakları Belde Halkının başlıca gelir kaynağı tarım, hayvancılık, nakliyecilik ve ticarettir. Son yıllarda sahildeki arazilerin parsellenip satılarak yerleşime açılması, tarım alanını ve otlakları daralttığından halk, tarım ve hayvancılığın dışındaki alanlara yönelmiştir. Tarım ürünleri arasında hububat ve ayçiçek ilk sırayı almaktadır. Eğitim Gümüşyaka’da 1988’de açılan bir ilköğretim okulu ve 1992 yılında açılan bir lise bulunmaktadır. 1992 yılında açılan Gümüşyaka Lisesi 2010 yılında Gümüşyaka Anadolu Lisesi olmuştur. Ulaşım Belde, Silivri ilçesine 19 km. uzaklıktadır. İstanbul ’a 82 km. ve Tekirdağ’a 50 km. mesafededir. Tekirdağ - İstanbul karayolunun beldenin içerisinden geçmesi nedeniyle, her an ulaşım imkanlarına sahiptir. Sağlık ve alt yapı Gümüşyaka Sağlık Ocağı 1990 yılında hizmete girmiştir. İki ebe, iki hemşire, bir sağlık memuru ve iki doktoru olmak üzere yedi personeli ile belde halkına hizmet vermektedir. Beldenin İstanbul - Tekirdağ Karayolu üzerinde bulunması trafik kazalarının sıkça görülmesine sebep olmuştur. Bugün itibarı ile yol iki taraflı çift şerit olarak yapılmış ve alt geçitler konulmuştur. Tarihi eserler Beldede tarihi eser olarak pek bir şeye rastlanamaz. Bunlar ya çalınmış ya da bilgisizlik sonucu tahrip edilmiştir. Beldenin alt tarafındaki İncirli çeşmenin yalağı, bir vali ya da generalinlahtidir. Daha aşağıda Kaz Limanında deniz içinde, iskeleye ait birkaç taş parçasıyla doğuya bakan bir kapıya ait olduğu sanılan temel artıklarına rastlanır.