Sülale adını 17.yüzyılın son çeyreğinde Boyabat `ta kadılık yapmış olan Hacı Ahmet`ten alır.18.yüzyıla kadar Kafkaslarda yaşıyan Tatarlar Cengiz imparatorluğu zamanında Kırım ve Anadolu `ya yayılan bir kavimdir.Tatar kelimesine ilk olarak Orhun-Yenisey Yazıtları rastlandığı gibi Bilge Kağan ve Kültigin kitabelerindede Tatarlardan bahsedilmektedir.Tatarlar dünyada iki sınıfa ayrılır,Otuz tatarlar(Moğol),Dokuz Tatarlar ise (türk) kavmidir.Dokuz tatarlar dil olarak oğuz - kıpçak türkçesi konuşurlar.Geçen tarihsel süreç içinde tatarlar bir çok devlet kurmuştur.Moğol türk imparatorluğu dağıldıktan sonra türk çoğunluklu tatarların kurmuş olduğu Altın Orda Devleti 1502 `de Timur `unda desteği ile yıkılarak topraklarında
yine tatarların kurduğu hanlıklar oluşmuştur.Kazan Hanlığı , Kırım Hanlığı , Astrahan Hanlığı ,Nogay Hanlığı ,Sibir Hanlığı gibi hanlıklar kurmuşlardır.Hacı ahmet oğulları yapılan araştırmalar ve nüfus kaydı tutulmadığı dönemler olduğundan, tahminlare göre 14.yüzyılda kurulup 16.yüzyılın sonlarıda yıkılan Kazan Hanlığı çevresinde yaşamayı sürdürmüştür.16.yüzyılın sonlarında Rus zulmü giderek artmaktadır. 17.asırda tatar boylarının bir kısmı Avrupa ya bir kısmıda Osmanlı topraklarına göç etmiştir. Hacı Ahmet ve boyu toplu olarak şu göç yolunu takip etmişlerdir.Kafkaslar`dan inilen Gürcistan`da konaklamadan geçilir. Trabzon `a gelindiğinde boyun büyük kısmı Rum ağırlıklı bu şehre yerleşmek istemesede, boydan kopmalar Trabzonda başlar.Ardından göç yolunun durağı Samsun Vezirköprü dür.Buradada boydan kopmalar olmuştur.Aslında boydan kopma değil her ailenin beğenmiş olduğu toprakta kalmasıdır.Üç dört aile kalan boyun üçüncü durağı Eskişehir olmuştur.Burdada kalanlar olur ve geriye dönüş kararı alınarak Samsun `a dönmeye karar verilir.Dönüş yolunda Çorum `dan geçen hacı ahmet ve ahalisinin Durağan üzerinden Vezirköprü `ye geçmeyi planlasada , çok beğendiği durağanda bir süre kalarak , boyabat `a yerleşir. Göç etmeyen akrabaları hakkında haberleri daima hacıahmet takip etmiştir.Çarlık Rusyası ardıdan kurulmakta olan Sovyetler Birliği` nin baskıları ile 18. asırda müslüman Tatarlar, Rusların siyasi iktisadi ve dini baskıları yüzünden yurtlarını terk ederek bugünkü Başkırdistan`a Ural lara ve ötesine göç etmek mecburiyetinde kaldılar. 1774`te çıkan Pugaçev İsyanı sonunda Tatarlar, Ruslardan bir takım dini ve ticari serbestlik aldılar. 1789 `da yayınlanan bir kararnameyle Orenburg`da müftülük kuruldu ve İslamiyet resmen Ruslar tarafından tanınmış oldu. Bu durum ancak yarım asır sürdü. 1860`lı yıllarda Tatarlar devletin Misyonerlik Hıristiyanlaştırma ve Ruslaştırma politikalarına ufak çapta isyanlarla cevap verdiler. Çeşitli bölgelere ve Anadolu`ya göç ettiler. Daha evvel göç yolunu takip eden Hacı Ahmet`in akraba ve tanıdıklarını görmek için sık sık Eskişehire gittiğini şu rivyetten anlıyoruz.
Zamanın
kadı sı Eskişehire gitmek ister ,yolu iyi bilen ve atarabası olan birini ister.Sürekli
Eskişehire gidip gelen , hacı ahmet çağırılır.Dönüşte Kadı Hacı Ahmet`e Şehrin anahtarını vererek , kendisinin daha sonra dönüceğini anahtarın kendisinde kalmasını dilediğini , hacı ahmet`in kendi ağzından anlatılarak bugüne kadar geldiği bilinir.Bir süre sonra geri dönmeyen kadının yerine Hacı Ahmet geçerek belli bir süre yönetimi sürdürsede tahta geçen
II.Mahmut ayan meclisini kapatarak ayanları öldürün emri vermiştir.
Zabıta ya gelmesi gereken zarfı Hacı Ahmet açınca ölünden kaçarak
Gölet köyüne yerleşmiştir.Belli bir süre köyünden çıkmayan HacıAhmet`in çevre il ve kasabalarda bulunan akrabaları ile bağı kopmuştur.
Hacı Ahmet`in Sekiz çocuğu olmuştur.Hacı Ahmet
1861 ölümünden evvel çocuklarını etrafına toplayarak,artık herbirinin birer sülale olduğunu olduğunu kendilerine belirtmiştir.
Kaynaklar
Vikipedi